Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5EYLÜL 1999. SAYI 702 katlı yapılardeprem sonrasındaki periyotlan.mevcutdurumlanmutlakairdelenmelidir. Erzincan'da deprem geçirmiş yapılardan baştaUrartuOteli,BelediyeSarayıl992'de yerle bir oldu. Ancak ders alınmadı. Adana için dc dcprcmden sonraki önem taşıyan tüm binalarda periyot ölçümleri yapılmalıydı. Yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Yapılmazsa ne olur? Sonraki büyük birdcpremdcneolacağıbilinemez. Halkı paniğe sevk etmck suçlamasına tekrar dönersek. Butüryaklaşımlar bilim vebilimselaraştırmalaraduyarsızlıktır. Ülkemizcoğrafyasınabaktığımızzaman tamamına yakınının aktif deprem kuşağında olduğu görülür. Bu bilimsel gerçeğe karşın bunca zarargörmemizin tek nedeni bilime, mühendis ve mühendislik hizmetlerine önem vermeyişimizin sonucudur. Herkesin herşeyi bildiği birülkede beklenen sonuçlardırbunlar. Ülketopraklarını.coğrafyasınıve deprem koş. ullarını ortadan kaldıramayacağımızagöre depremle birliktc yaşamak zorundaolduğumuzunbilincinevarmalıyız. Adana/Ceyhan dcpreminden on dört ay sonraki saptamalarımz... Kentsel tasarıma temel olabilecek 'arazi kullanım master haritalan' hazırlanmadi. Yeni yerleşim alanlannda zemin koşullan göz ardı edilerek zemine uygun yapı tipleri geliştirilmedi. Makromikro düzeyde bölgelendirme çalışmalan yapılmadı. Yasal formaliteyi tamamlayan yüzeysel jeolojik etütler ile göstermelik zemin emniyet rapoflanyla çok katlı yapılaşmaya gidildi. Deprem hasarlarına temel olan sorunlu alüvyon zeminlerin mühendislik parametreleri tespit edilmeden çok katlı yapılar deprem risk analizlerine uygun yapılıp etkin denetim sağlanmadı. Yerleşme sürecinde hayati önem taşıyan, zemin mühendislik parametreleri belirlenmedi, inşaat alanının yeraltı yapısını aynntılı görüntüleyen jeofizikjeoteknik zemin araştırmaları hayata geçirilmedi.^ DERGIDEN Merhaba, Felaketleri anarken üstünden şu kadar gün geçti demekgibi bir alışkanlığımız vardı. Ama Marmara depremi bu tanımın dışında kaldı. Çünkü hiçbirimiz için bitmedi. Ölenler gömülmedi, enkaz kalkmadı, yaşayanlar için hayat günlük akışına girmedi. Gelecek yeni depreme karşı alınacak önlemlere bile sıra gelmedi. Oturdukları evin sağlam olmadığım bilenler evini değiştirme ya da sağlamlaştırma isteğiyle yanıp tutuşuyor. Çocuklarımızın okul binalan sağlam mı, işyerimizin inşaatı güvenilir mi gibi daha önce düşünmediğimiz şeyleri sorgulamamız gerekiyor. Kaçmamız gerektiğinde en yakın kırlık alan neresi olabilir, gerekli acil eşyamız yanımızda mı, ilkyardım konusundaki cehaletimizi nasıl gideririz vb vb... Depreme rağmen yaşamayı öğrenmek için bireysel çabalar da büyük önem taşıyor. Deprem kuşağında vurdumduymaz bir biçimde yaşarken bilim adamlarına terk ettiğimiz endişelere yeniden sahip çıkıyoruz. Deprem bilimine, toprak bilimine ve inşaat bilimine büyük ilgi duymaya başladık. Ama bilimeyaklaşmak önce hayata bakışımızı değiştirmekten geçiyor. Türkiye, hep bilime sırtını dönmüş, boş lafve hurafeleri yüceltirken bilim insanlarım horlamış, onları rant kavgasının bir parçası haline getirmek için gayret etmiş bir ülke. Çarpık kentleşmeden söz edenler itilmiş, planlamadan dem vuranlar kakılmış... Bu haftaki dergimizde deprem konusundaki uyarıları nedeniyle mahkemelik olmuş bir bilimadamına yer veriyoruz. Onu yalan beyan ve halkı galeyana getirmekle suçlayan ise seçimle işbaşına gelmiş bir yerel yönetici, Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak. Suçlama tarihi de akıllara durgunluk verececek kadar acayip. Adana depreminden tam dört gün sonra... Akıl çağına bir türlü geçmek istemeyen bir ülkede yaşamın önü de tıkalı. Hayatta kalmamn tek çaresi önümüzü açmaktan geçiyor.., tpek Çahşlar Geçnıiş depremlerimizden ders çıkarmayışımıza Japonlar bile hayıflandu Ya yetkililer? Marmara 'nın acılı insanları ö/keli konuşuyor: "Bize sabır dilemeyin." değerlendırmesi yapılarak dava açıldığını, kendilerinin ise sanıkların "kasıtlı suç"tan ağır cezada yargılanmaları gerektiği görüşünde olduklarını, ancak kabul edilmediğini anlattı. Kumdan, demirden, çimentodan bilmeden çalınamayacağını vurguladı. Hırsızlık bılinçle (kasten) yapıldıgına ve bunun sonucunda yüzlerce insan öldüğüne göre trafık kazası gibi "kasıt" unsurundan yoksun eksiklik ve özür gibl kusuriarla ortaya çıkan suçun aynı olamayacağını savundu: "Ceyhan'da davalar sanki bir trafik kazası gibi düşünüldü ve asliye ceza mahkemesinde açıldı. Evlere şenlik raporfaıia evlere şenlik davalar görüldü. Bilirkişi raporlarıyla kusurtar bölüştürüldü ve sanıklar sanki otomobille kaza yapmışlar gibi yargılandılar ve kımı beraat ederken kımılerı de altı ay ile iki yıl arasında cezalarla kurtuldular. Yedi davadan ikisi biteli üç ay olmasına karştn gerekçeli karar henüz yazılmadığı için temyize bile gidemiyoruz. Maalesef Ceyhan'da adalet gecikti. Bilindiği gibi geciken adalet adalet değildir.Nitekim Ceyhanlı sanıklar şımdı Af Yasası'ndan da yararlanacaklar." Avukat Muharrem Tok da Ceyhanlı deprem mağdurlannın tazminat davalarında savunmanı. Tok, kazanılan davalann hiçbirinden tazminatları tahsil edememekten yakındı. Müteahhitlerin büyük çoğunluğunun mallarını yakınlarının uzerıne devrettığlni vurguladı. Ne Yapmalı Evet, bundan sonra ne yapılmalı? Ceyhanlı avukatlar, öncelikle güncel sorunlara parmak basıyorlar... Avukat Muharrem Tok, Marmaralı mağdurlan uyarıyor, bir an önce müteahhitlerin mülkleri üzerine tedbir konulması gerektiğine dikkat çekiyor. Avukat Hüseyin özbek de şu anda Marmaralı mağduıiarın ekonomik açıdan güçsüz olduklarını anımsatarak hak arama mücadelesınde "adli müzaheret" yolunu gösteriyor. Bir de savcılann kanıtlar yok edilmeden önce "tespit" yapmalan gerektiğini söylüyor. "Ama" diye ekliyor sonra,"Işin altında reklam varken, felaket tellallığı ve menfaat temini beklentisi varken gerçeklerin peşine kim düşer ki?" özbek, Marmara depremi sanıklannın af dışı bırakılmalarının bir aldatmaca olduğunu ve zaten "taksirli suç" kapsamına alınarak dolaylı biçımde bağışlandıklannı söylüyor. özbek, deprem sanıklannın "taksirli suç"tan yargılanmalarına kökten karşı çıkıyor: "Bu, gerçekten taksirli suç işleyenlere haksızlıktır. Dört müteahhit için bınlerce kişi mağdur edilmemelidir. Katili, teröristı affet, trafik suçlusuyla deprem sanıklarını biıiikte değerlendir. Bu olacak ış değil. Nerde kaldı Anayasa'nın eşitlık ilkesi?" Özbek, imar yetkisinin merkeze alınmasına da karşı çıkıyor, "Bu" diyor,"sadece rüşvetin adresini değiştirir!" "Ne Yapmalı" sorusuna TMMOB Genel Sekreteri Yusuf Tek'in yanıtı ise şöyle: "Ulusal afet polıtıkaları oluşturulmalıdır. Işlevsız krız masaları ılgilı meslek odaları uzmanlarının katıhmıyla sürekli çalışır hale getirilmelidir. Yapı sürecl bütünsellikli bir olgu olarak ele alınmalıdır. Otoyollar, barajlar, tüneller gibi büyük ölçekli mühendislik yapıları ve yeni kentleşme alanlarının belihenmesınden önce aynntılı jeolojik zemin etütleri zorunlu hale getirilmelidir. Proje alanındaki zemin birimlerinin mühendislik özellikleri belirlendikten sonra altyapı projelerine geçilmelıdir. Bu aşamadan sonra inşaat süresi içerısinde söz konusu etüt raporlarında öngörülen yapı standartlarına uygunluğu TMMOB'ye baglı odalarca denetlenmelidir" TMMOB Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Ozan TUzün de şunlan söylüyor "Orta hasarlı kaçak yapı ve gecekondu sahiplerinın yerieşebileceği medeni ve planlı alanlar oluşturulmalıdır. Merkezi hükümet, valilik ve belediyelerin ortak çabalanyla verilmeye devam edilen krediler o insanlara konutlannı bu alanlara yapmalan için arttınlarak ödenmeli ve bu bölgeler de taşınmalan ıçın cazıp hale getirilmelidir. Ağır ve orta hasarlı ruhsatsız gecekondu ve kaçak yapılann bulunduğu bölgeler, mevcut ımar planlanna uygun hale getirilmek üzere boşaltılmalı veya istimlak edilmelidir." Depremin uğultusu, ağıtlar, çığlıklar ve acı... Enkazla acı bir yana, sevinç ve sevgı bir yana konulursa genye ne kalır? Korku ve öfke mi? Ya unutmak? Unutulmayacak acılan unutmaya sığınmak? Bu, umarsızhğın bir başka tanımı mı? Umarsız halkın yaptığı da bu değil mi zaten...Yüzlerine tutulan 6.3'lük, 7.4'lük aynalardan yansıyan ığrençlikleri görmeyen, gönnezden gelen güçlü egemenlerin ayaklarının altında ezilenler sorumluluğun biraz da kendilerinde olduğunun bilincine varsalar... Ah, bir varsalar da aynada kendilerini bir görebilseler...^ Ç. Yiğenoğlu CUMHURİYETDERGİ İMTtYAZ SAHİBİ: BERİN NADİ • BASAN VE YAYAN YENİ GÜN HABERAJANSIBASINVE YAYINCILIKA.Ş.1GENELYAYINYÖNETMENİ:ORHANERİNÇBGENELYAYINKOORDİNATÖRÜ:HİKMETÇETİNKAYA1YAZIİŞLERl MÜDÜRÜ İBRAHİM YILDIZB SORUMLU MÜDÜR:FİKRETİLKİZ1YAYINYÖNETMENhlPEKÇALIŞLARlGÖRSELYÖNETMEN: AYNURÇOLAKB REKLAM: MEDYA C