23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"$, 20 HAZİRAN 1999. SAYI 691 Bilecik, MilliMücadeletarihimizinazbilinen bir olayına tanıklık etmiştir: lstanbul'un 16Mart 1920'delttifakDevletleritarafından işgal edilmesinin ardından kurulan İ! " Damat Ferit Pa$a Hükümeti 'nin Kuvayı Milliyegüçlerini bastırmaçabalan sonucsuzkalınca, Damat Ferit Paşa istifa eder. Yerine Tcvfik Paşa Hükümeti kurulur. Tevfik Paşa •j Ankara ileuzlaşmayanlısı bir yaklaşımiçin* *" dedir. Bu hükümetin Dahiliye Nazın Ahmet IzzetPaşa Ankara Hükümeti 'ylegörüşmek ister. Ankara Hükümeti'ni Mustafa Kemal ile Miralay lsmet Bey (lnönü) tem.sil cder. Heyette Çerkcz Ethem de vardır, ancak Is«l«,inet Bcy'lc sürtüşmesi yüzünden Eskişe""hir'detrendenaynlır.Görüşme Bilecik Istasyonu'ndayapılır. Görüşmede Mustafa Kemal, Istanbul Hükümeti temsilcilerine hükümetlerini tanımadığını açıklar. Hatta tstanbul Hükümeti temsilcilerini beraberinde Ankara'ya getirir ve orada serbest bırakır. 5 Aralık 1920'deyapılanbukısagörüşme, 'Bilecik Görüşmesi'adrylaTBMM'ninilanmdan sonra Istanbul Hükümeti'yle yapılan ilk resmi görüşme olarak tarihimize geçer. BİLECİK ANILARI... Babam Bilecikli, annem Rumelili. Annemin bir sepet ayva ya da cevizle biıiikte... dedeleri 93 Harbi'nde (187778 Osmanlı Bilecik anılanmın baba bağlarından sıynlıp, Rus Savaşı) Tırnova (Bulgaristan) ve özgürce benimle özdeşleşmesi ortaokul Kınm'dan göçüp, Tekirdağ'ın Saray yıllarımda gerçekleşti. Orta iki'den üç'e ilçesine bağlı Büyük Yoncalı (Manika) geçtiğim yıldı. Hereke'de oturuyorduk. O köyüne yerleşmişler. Babamla annemin zamanlar tek ve en yakın lise Izmit'teydi. yolları Istanbul'da kesişmiş ve Ikinci Hereke'den Izmit'e* sabah gidiş bir de Dünya Savaşı'nm bitiminin ertesinde akşam dönüş treni olduğundan, liseye evlenmişler. başlamama daha iki yıl varken bile, 'evlatcığım yollarda sersefil olacak' diye Çocukluk anılanmın yaygısını annemi kara kara düşünceler sarardı. silkelediğimde dökülen Bilecik'le ilintili ilk Imdadımıza 'leyli meccani' (parasız yatılı) kırıntılarda annemin babama serzenişleri sınavları yetişti. Bulundukları yerde orta ya saklıdır: Evde annem babamdan bir şey da lise olmayan altorta gelirti aılelerin istediğinde, babam anında yerine çalışkan çocuklarını ülkeye kazandırmayı getirmemişse, tipik Balkanlı tezcanlığıyla amaçlayan bir kurumdu parasız yatılılık. annem, babama şöyle söylenirdi: Sınavı kazanmasına kazandım ama, başta "N'olacak, Bilecikli manav işte, bunların anacağım sonra da ben, hayalkırıklığı hepsi ağırkanlı..." yaşadık. Haydarpaşa, Kabataş hatta O vakitler çocuk aklımla, annemin babama Galatasaray gibi yerler beklerken, düşe niye 'manav' dediğine anlam veremezdim, düşe benim kısmetime Bilecik Ertuğrulgazi ama 'ağırkanlı' nitelemesiyle anneme çoğunlukla hak verirdim. Bilecik karakterinin odak noktasıyla ilk karşılaşmam böyle olmuştu. 'Manav' ne demekti? Bildiğim kadarıyla babamın sülalesinde hiç manav yoktu. Babam dedelerinin barut ve kadife imalatıyla uğraştığını söylerdi. Yunanlıların işgalden sonra Bilecik'ten kaçarken kenti ateşe vermesiyle bu imalathaneler de kül olduğundan; babam, babasından gördüğü yolu izleyerek, 'gecim aracı'nın yönünü raylara yöneltmiş; savaş yıllarında kapağı Istanbul'a atıp Sirkeci Garı'nda TCDD'da memuriyete başlamış. Dolayısıyla manavlıkla uzaktan yakından Prof. Nadir Paksoy, "35 kişi nasıl sığmışız bu smıfa! ilgisi yoktu. Trakyalılarca, biraz 'geri' gördükleri Anadolu yerlisine 'manav' dendiğini ise daha sonraki yıllarda Lisesi düşmesin mi! öğrenecektim. Annemin serzenişindeki Mazot kokulu gıcırdayan tahta döşemeleri, gizemli sözcüğün sırrı çözülmüştü artık!.. dökük duvar sıvaları, sıkışık sıralarıyla Bellek saatimi geriye kuruyorum. Bilecik'le kucakladı okul beni. Zaten ürke ürke ilintili anılanmın ikinci basamadığında kapısından girmiştim, bir de bu babamın beni ders çalıştırırken söylediği görüntülerle karşılaşınca, tedirginliğim sözler kulağımda tekrar canlanıyor: yerini 'bırakıp kaçma' dürtüsüne devrettı. Babam ömer Seyfettin'in Kaşağı Babam iki yanağımdan öptü, cebime de 5 öyküsünün girişini mırıldanıyor: "Ben TL harçlık koydu ve ayrıldık. Oniki yaşında, Gönen'de doğdum. Uzun yıllardır deyım yerindeyse 'donunu dahi görmediğim bu şehir artık hayahmden toplamasını beceremeyen' bir çocuk yavaş yavaş sılinmeye başladı..." 'hayatla başbaşa'ydı artık... Babam bu işi sık tekrarlamaya başladı mı, Sınıfta parasız yatıhların hepsi orta birden artık anlardım ki, Bilecik özlemi iyice beri birlikte olduklarından, aralarına depreşmiştir. Dudaklarından 'Gönen' sonradan katılan bana karşı bir direnç dökülürdü ama gönlünden geçen Gönen kalkanı oluşturdular. Bu duvarı aşıp değil tabii kı Bılecik'ti... Nitekim çok kendıleriyle kaynaşmak yaklaşık bir ders geçmez bir yolunu bulur, birkaç günlüğüne yılını aldı. İlk başlarda tam üç kez kaçtım. de olsa kaçar, 'memleket havası' ıle Üçünde de babam elımden tutup tıpış tıpış ruhunu tazelemış olarak eve geri dönerdı, okula teslım ettı. Baktım kı, çıkış yok; mevsimine denk düştüğünde elinde koca kabullendim ve kaderıme kuzu kuzu boyun eğdim. Gün geçtikçe ve sınıflar kıdemlendikçe de giderek benimsedim hatta sevdim. Ve benim için 'gerçek' Bilecik işte böyle başladı... Mezun olduktan sonra tam 29 yıl Bllecik'e ve okula uğramak kısmet olmadı. Geçen yıl haziran ayındaki geleneksel mezunlar gününe katıldım. 'Kast arkadaşlarımla' kucaklaştım. Sevgili okulumun leylak rengi makyajına rağmen daha da yaşlanmış olduğunu fark ettim. Korka korka içeri girdim. Anıların beni boğmasından ürküyordum. Tahta döşemeler, tıpkı ilk günümdeki gibi hem mazot kokuyor hem de gıcırdıyordu. Mütalaa yaptığımız ve mezun olduğum sınıfı buldum. O zamanki sırama çöktüm. Üstleri yeni yetme aşk sloganlarıyla dolu sıra kapaklarından kırık kürsüye kadar bütün nesneler yerli yerindeydi. Orta büyüklükteki bir apartman dairesinin salonu kadar olan bu yere 35 kişi nasıl olmuş da sığmıştık? Yüreklerimiz ufacık, ufuklarımız geniş, hülyalarımız engindi... Iç disiplinlni, azla yetinmeyi, direnmeyi, dayanmayı ve diplomadan başka güvencemiz olmadığını öğrenmiştık. Kısaca 'leyli meccani' bize 'hayatta kalmanın' temel ilkelerini öğretmişti. Şimdi Anadolu Lisesi olarak kullanılan Bilecik Ertuğrulgazi Lisesi'nin eski binasının tarihi 1905'e dayanır. Bilecik çıkışında IstanbulEskişehirAntalya karayolunun hemen yanıbaşında, yer alan bu 'anılar mabedi', II. Abdülhamid'in eğltimde Batılılaşma atılımının Anadolu'daki ilk eserlerinden biridir. II. Abdülhamid Istanbul dışındaki sancak merkezlerine birer idadi (ortaokul seviyesinde okullar) yapılmasını ister. Bilecik o yıllar Hüdavendigar , Vilayeti'ne (Bursa) bağlı Ertuğrul Sancağı'nın merkezidir. Bilecik'le birlikte, Kastamonu, Kütahya, Bursa gibi şehırlerın ilkokul sonrası, ileri eğitim kurumlarıyla tanışması işte bu hamleyle gerçekleşir. Lisenin arka bahçesinde Bilecik'in simgesi yukselir: Saat Kulesi. Son yıllara kadar adeta bir mezbele olan saat kulesi, 1997'de Bilecik Belediye Başkanı Mustafa Cinoğlu'nun girişimleri sonucu temizlenmiş, saati onarılmış ve çevresı düzenlenmış. Kule 1907'de, Ertuğrul Sancağı mutasarrıfı (kaymakamı) Musa Kasım tarafından yapılmış ^ Türklerden önce ve bugün Bilecik'in antik çağdaki adı Belekoma'dır. Bilecik'intarihi Hititlerekadargider. Bilecik çevresinde Agrillion ya da Agrillum adıyla anılan antik kcntin varlığından söz edilir, ama ben yerini bulamadım. Belekoma, Bizans öncesinde o topraklarda varhğını sürdüren Bitinya kralhğının Iznik ve lzmit'in yanı sıra, diğer bir önemli yerleşim merkeziydi. Belekoma Kalesi'nin kalıntılarını Şeyh Edebaii türbesinin arkasındaki tepe üzerin. de görmek mümkündür (üzerinde bayrak di'1 reğiolantepe). • Yunanyangınındansonrakendinibirtürlü toplayamaz Bilecik. Uzun yıllaradı, il, içi kasaba irisi bir belde olarak yaşargider. Nc varki.kocabirCihanlmparatorluğu'nabeşiklik etmiş olmasının onurundan hiç taviz vermez. Sırlarını kimseyle paylaşmak istemez. Anılarının ağırlığını solgun bcdcninden beklenmeyecck bir ağırbaşlılıkla içinde gizler. Yoksulluğadüşmüşamahalinden hiç şi kâyet etmeyen gururl u bir asi Izade gibidir. Varsın çoğu kişi onun il olduğunu bile bilmesin; Urfa'nın Birccik'i ilekarıştırsınyada Eskisjchir'in, Bursa'nın ilçcsi sansın nc fark cdcr ki... Osmanlı'nın lcmcllcrinin ağırlığını taşımanın tarihi sorumluluğu onu gönendirmeye yeterdeartar bile. Bilecik bu halindenhicyakınmaz. Suskunluğunun.sessizliğiniıı tcnıclindc bclki babaanncmin şu yörcscl sözlcri yatıyordur, kim bilir: "Hıştınma (aldırma,boşver,anlamında)oğlum"derdi banahep, bir deşunueklerdi: "Bilecik hayınlık(hainlik,kötülük)bilınez". Şimdilcrdc Bilecik'in mahzunluğundan sıyrıldığını görmek sevindirici. Osmaneli 'den Bozüyük 'e kadar sıra sıra, dizi dizi sanayikuruluşlan.yüksekokullarilegecikmiş canlılığınıyenidenkazanıyor. Duryolcu! Cy yolcu! Bu yıl Osmanlı Imparatorluğu'nıın kuruluşunun 700. yılı. Bııyıl içinde eğerbirgünyolunBilecik'tcngeçerse,kendine kısa da olsa mola ver. Edebali Vadisi'ndc ruhunuözgürbırak. Vadinin sonundakideğirmcndeotur,yambaşındakişclalcnin sesini dinle. Eski Bilecik'in izleri üzerinden yürü.Cevizağaçlarınıniyotkokusunuciğcrlerinecek.Söğüt'e Ertuğrulgazi Türbesi'ne uğra, Vezirhan'dan geçerken Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayi'ndasoluklan. Küplü'nünkonaklarındageçmişeelsalla. Birimparatorluğuntohumlarınınatıldığı topraklarda tıpkı bir mabettedolas.ırmışçasına usul usul yürü. Sonra dur, tepeden kente doğru şöylebirbak. ^ Şimdi Anadolu Lisesi olan Bilecik Ertuğrulgazi Lisesi'nin kuruluş tarihi 1905'lere uzamyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle