Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYETDERGl ra çağırmak için para gerekiyor. "Konservatuvardan öğrenci alama/ mısınız?" Taner: "Kimscylcbutürilişkilerimiz yok." Tolga: "Ama yinedebizbirucundantuttuk buişin." Bir başka endişelcride çalışma disipliniyleilgıli:"Bizbuparçalanbirbuçııkyıldırsürekliçalıyoruzve çok iyi biliyoruz, ama yine dedevamlıprovayapıyoruz. Bizleçahşacak müzisyenlerin de bu hassasiyette, bu ciddiyette olmalarını istiyoruz." Tolga: "Ikinci albümde belki biriki nefeslivebiriki keman daha kullanabiliriz." Taner: "Belki de, ikind albümde, imkan olursa, canlı kayıtyapabiliriz." Tolga: "Türkçe parçalarkoymayı da düşünüyoruz. Aslında her şeyi kullanabiliriz, ama gerekliyse, yoksa olur olmaz yerde illa da bulunsun diye degil. Mcsela "Milad"da her yerde keman yok." "Ama ulduğunda da çok iyi var. Bu şekilde olup da daha u/.un olsaydı vc her yerde olsa\dı ııeolurdu yani?!!! Daha iyi olnıa/mıydı?" Tolga: "Olurdu. Ama /amanımızyoktu. Böyle bir lüksümüzyoktu."... * İhtiyaç Molası bir konser sırasında... p» dakika, dur bakim..." Birazdan keman da eklenipdahadazenginlcşiyormüzik,sizde biraz daha heyecanlaniyorsunuz; içinizde çok derinlerden gelen bir başka ses şöyle di yor"Hadi ulan! Buseferyapınşuişi.doğru diirüst bir şcy yapın şu memlekette!" Aynı anda, içinızde, önccki konuşmalannızın geldiği ycrden de şu duyuluyor: "Allah Allah! Bu iyi birşeye benziyor" Led Zeppelin'in on iki dakikada yaratamadığı bu zenginliği iki dakikaya sığdırdıklarında ve tekrarbaşa, ana tcmayadöndüklcrindc,şusözlcrdcartıksi7İn ıçinizc sığmıyor: "[ivct evct, hiç fcna dcğil hakkaten!" Ve sonra... dakika 2:24'de, çokhoş,co:>kulubirritmdönüşümündemü/ik si/.inlebirliktcclimaxe ulaşıyor: "Ulan, helalolsun! Işteböyleya! Işteböyle!... llk kez böyle bir şey dinliyorum yerli müzisyenlerden. Bravo." Üstelik bütün hepsi (müzikte ve sizde olanlar) 3:34 dakikada. Üçüncü parça: Albümün en iyi parçalanndanbiri. K.eman vegitarönderliğindcçalınan zarif oryantal bir ezgi üzerine kurulan teına 2:10 dakika boy unca örülüyor ve orada, aniden yine çok güzcl,coşkulubirclimax'e ula§ıyor.Gerisitutkulu,harikabirprog. keman konçertosu. Başa dönülerek bitiyor yine hepsi sadece4:31 dakikada. Birinci parçadaki tepkinizin mesnetsiz, geçici bir heyecandankaynaklanmadığına,serapgormediğinize, vaha bulduğunuza artık eminsiniz. lçebilir,hartayıkanabilirsinizartık. İhtiyaç Molası'na bu "Milad"ı başlattığı için, Zihni Müzik'e de onu gördüğü ve gün ışıgınaçıkarmaccsaretigöstcrdiğiiçinminnettarız. "Müziksiz yaşamak hata" olacağına göre, onlara ve arkasından geleccklcre çok gerek var bu dünyada. On lara da "hayat gerek." (Fotoğraflar: MUSTAFA KALEMCİ) li; liseyibitirene kadar orada kalmış. Murat hep Istanbul 'da yaşamış, ama Çanakkalc'de yaşayan anncsine gidip geliyormuş. Yine Çanakkaleli olanTanerde, Merzifcm, Ankara ve Çanakkale arasında mekik dokumuş. Tolga ise Trabzonlu, Sürmeneli. Ama on bir yılı Ankara'dakonservatuvardageçmiş; sonra akadcmisycn (edcbiyat) olan babasmın tayıninedenıylehdirne'deyaşamayabaşlamış ve orada konservatuvarda yay lı sazlar bölüm başkanı olmuş. Sonra, iyi yapıldığında çok fedakarlıkgcrektirenakademisyenlikyerine yaratıeı çalışmay ı seçerek konservatuvardan ayrılmış. Diğcrleriyle, yine babasının tayini nedeniyle bulıınduğu Çanakkalc'de tanışmış olan Tolga'nın en çok etkilcndiğı, sevdiği müzisyenler Shostakovich, Shoenberg (" 12 ton müziği değil de, 'Pellias und Melissantc' ile' VcrklârteNacht'") ve Pink Floyd. Diğerleri de, Pink Floyd yanında, bir ara King Crimson'ı ve Radiohead'i telaffuz ettiler. Ama enteresandır; Progressive rock diye bir şeydenhaberleri yok. Pink Floyd'dan başka kimseyi tammıyorlar. Uzun zaman taşrada kaldıklan için diğergruplaraulaşamamaları belkiolağan, ama butürmüzikyapıpda yaptıkları türden ve o türü icat eden gruplardan haberdarolmayışlarıinanılırgibi değil. Mescla, Tolga en rneşhur gruplardan Yes'i ancak şöyle bir duyduğunu, hiçbir parçasının adını bile veremeyeceğini söylüyor. Bu olağandışılık, bir başka şey daha anlatıyor tabii. Böyle bir müziği, ustalardan hiç yardım almadan yapmak için bayağı yetenekli olmak gerekır. Ama başka enteresanlıklar da var: Ben dahil herkesin çok beğendiği 3. parçadaki, prog. keman konçertosu dediğim bölümü yazan Tolga obölümübeğenmiyor: "Daha iyi yapılabilirdi." "Yeni çalışmalarda, bu tip hem de daha uzun keman ve piyano. konçertoları olacak mı?" diye sorduğumdaolumlukarşıhkveriyor. Diğeryandan Taner bir dahakinin "daha etnik", Sinan ise "daha ritmik" olabileceğini söylüyorlar. (Buson iki ifadebeni biraz korkuttu.) Tolga'nın hayali bir oda orkestrasıyla çalmak: Ama böyle ınüzisyenleri konserlere, provala"Milad"agetirilenkimieleştirilerde,bazı gitartonlarının vebazı geçişlerin yirmi sene önccyapılmışşeylerolduguilcrisürülüyormuş. Böyle eleştirilcr, arabanıncskıbirbuluş olduğu gerekçesiyle demode olduğunu, özgünolmadığını söylemeye benziyor. Geçmişte yapılıp bütün zamanlara hcdiye edilmiş olan bu gibi buluşlar hakkında Tolga'nın cevabı şu: "Onlarzamansızdırveevrenseldir. Önemli olan, o gitartonlarının, o geçişlerin nasıl kullanıldığı."... * "Milad"dakiDoğuunsurununkendiliğindenortayaçıktığınısöylüyorlar. 1 l.parçanın sonundakı piyano bölümünüyıllar öncebesteleyen Tolga, o zaman, Ankara konservatuvarında o bölümü çalarken bir hoea piyano odasına girmiş ve "Bu okulda Türk müziği çalınmayacak"demiş. Tolga: "On yıl önce böyle bir tutuculuk vardı. Şimdi bilemiyorum, ama mesela Mimar Sinan gibi okullarda bir açılım, bir esneklikvar. Neysc.Hocam Anadolumotifleri olduğunu söyleyince ben de 'Evet var' dedim; sonuç olarak ben de Seattle'da yaşamıyorum. Bi Türk gibi yaşadık yani biz. Yani bi Ingiliz gibi yaşamadım ki ben." Taner: "Çok güzel laf'oldu. Bunu büyük harflerleyaz: 'BirTürk gibiyaşadılar'!!!" Tolga: "Yani biz... Bi Türk ne gibidir? Benimgibidir... Allah Allah yani..." • İhtiyaç Molası Canlı Tamamcn tesadüfcn kanjilaştığım müziğin, sonunda ilk kez, mü/isyenleriylc karşı karşıya geldim. Grııhun, diğcrlerinden iiçdört yaş büyük olan, en yaşl ı (1970) elemanı içmimar Murat Güllü (davul) iş için Bodrum'daolduğundankatılamadı.TolgaÇcbi (keman/klavye) hariç diğcr clcmanlar da başka işlerlehayatlannı kazanıyorlar. Taner Sarf (gitar) montaj editörü, Sinan Gürsoy (bas)bir firmada işletmeci. "Çok inanarak" yaptıkları müziklerini böyle işlerden kazandıklan paralarla varedcbilmişlcr, ama kendilerinden "hiçbiryardımı esirgemeyen Zihni Abi'ye" (prodüktör) ve "müzik yönetmenı gibi çal ışan" Okan Doğu'ya da minnettarlar. BütünelemanlarınbirÇanakkalegeçmişi var vc oradan tanışıyorlar. Si nan Çanakkalc Şimdi bir de klip hazırlıyorlar. "Milad" dağıtım sorunları yaşıyor. ihtiyaç Molası tanınmıyor. Bunun içindcbirkliphazırlıyorlar. Kendihazıflayacaklarıbuklipkısa metrajlı bir filmniteliğinde olacak. Bunun dışında, çeşitli yerlerde konserler vermeye çalışıyorlar ve stüdyo çalışmasına kıyasla konserlerdc"onbeşkat daha iyi"olduklannı söylüyorlar. Ama özellikle üniversitc konserlerinde, aynı konsere hemen önce çıkan tneşhurpopşarkıcılarınatanınanolanakların kendilerinetanınmamasından,kendilerine kötü tesisat sunulmasından, zaten zengin olan opopşarkıcılarınayüklü para verilirken beşparasız İhtiyaç Molası'nın bütün masrafları karşılamak zorunda kalmasından şikâyetçiler. Bu fakirlik yüzünden, bir albüm dolusu parça basılmayaha/ırbekliyor;halbuki ımkanlarıolsa"Milad"ıçiftalbümolarakçıkanp dışarıda kalan parçalan da sunmuş olacaklardı. Kısaca, hayallerini gerçcklcştirebilmek için paraya, yani sponsora ihtiyaçları var. Umarım, uzun bir ihtiyaç molası vermek zorunda kalmazlar.^