Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 Lalenin îngilizcedeki karşılığı tulip, Latincede tulipa, Fransızcada tulipe, İtalyancada tulipana... Çiçekler, genellikle bulundukları topraklardaki özgün adlanyla dünyaya yayılırlar. Laledeki bu farklılığın altında yanlış anlama yatıyor. Lale takıldığı türbanın adı altında eziliyor. CUMHURİYET DERGİ Türbanın öteki adı... uyıl Ingiltere'deençokokunankitaplardan birisi de "Tulip" (Lale) | adını taşıyor. Birçiçeğin serüvenininardısıra,tutku'ylasürdürülmüş birçalışmasonrasında,Türktürbanındançıkıp, tüm Avrupa'nın varsıl bahçelerini saran bu değerli çiçeğin yazgısını, neredeyse bir roman kişisi denli canlandıran, kitabın yazan Anna Povard; özel yaşamında da, içi çiçek sevgisiyle dolu bir bahçıvan... Kendine armağan cdilmiş bir lale soğanının çağnşımıyla.derinbiraraştırma, incelemeyolculuğunun sonunda, hem Avrupalı için hem de Türkleriçinçokilginçbilgilereulaşıyor. Lale; Ingilizcede (tulip), Latincede (tulipa) Fransızcada(tulipe) lspanyolcada(tulipan), İtalyancada isc (tulipana). ..Bizdeki çiçek soğanlanndan Avrupa'nın gözde bahçelerine, meydan süslemelerine, saray bahçelerine doğru yaygınlaşan bu çiçeğin adı yalnızeabizimülkcmizdc"lalc" olarak kullanıIıyor... Yazarda, doğal olarak bunun nedeninisoruşturuyor;çünkü,bitkiler,çiçeklergenellikle bulundukları topraklardaki özgün adlanyla dağılıpyayılırlar... tlk kez, Kanuni Sultan Süleyman zamanında, I. Ferdinand'ın Viyana'danelçi olarak gönderdiği,OgierGhiseIindeBusbecqtarafından 1554 yılında tutulan günlük notlarının arasında, birçok çiçeğin yanı sıra "lale" adına da rastlanıyor. Ancak bu notlarda "tuliband" olarak yazılmış anlamı da bilindiği gibi türban, tulip... Etimolojik olarak Avrupa'da bu ad kabul ediliyor, böy le bilinegeliyor... Bu aradabir Fransızkâşif, zckı birbahçe uzmanı ve bitki araştırmacısı olan Pierre Belon, "Observationsdeplusieurs singularites" adlı kitabında, Türklerin çiçek sevgisini anlatırken,sanklarının(türbanlarının)üzcnne tek bir lale takarak dolaştıklarından sÖ7 ediyor... Anna Pavord'sa, bu karşılaştırmaya dayanarakBusbecq'in,büyükbirolasılıkla sarığında lale taşıyan birine, işaret ederek adını soruncabir yanlış anlaşmasonucunda "türban" yanıtını alarak böy le not etmiş olacağını varsayıyor. Böylece zaman içinde, Lale, Türk türbanından çıkıp Avrupa'ya yayılıp, birzenginlik simgesi olarak sahipleniliyor. Yaklaşık 120 çeşit ürctilen bu gözde çiçeğin, asıl kökününiseOrtaAsyaolduğudüşünülüyor... Yanılaletamamıylabirdoğuçiçeği... Alevlere benzeyen, tüy lü, garip bıçımı yüzünden, belki de bir virüs nedeniyle değişime uğramışbirgülolabilir.diyedevarsayımdabulunuluyor... Ve lale her yetiştiği yerde, hem sanatçılarıhemdezenginleriçoketkiliyornedense. 13. yüzyılın başlannda bir Iran şiinnde lale tutkusunakapılmış bir şaırşöyleyazıyor: "Ocağımızdaki alevleridir/ KJŞ bahçelerimizinlalcleri..."Vebuçiçekneredeyetişirsc genellikle otopraklarınyazgılarınıda simgelıyor... George Sandyns adlı gezgin, 1615'te yay ımladığı gezi anılannda ise "Dervişlerin ve yeniçerilerin size sundukları lale ve küçük hediyeliklerden kaçınamazsımz" diyor. O dönemin padişahlarından IV. Sultan Murad (16091640) da tam bir lale tutkunu... Yeni cins lale soğanlannın ürctılmesı için, şıırlcr yazdınyor, yanşmalardüzenliyor, seçtiğı lalelere şiirsel adlar veriyor; "Gül bahçesinin en zarif i", "mutluluk y ıldızı aklın ışığı" gibi... Vcyaratıcılarınıdaödüllendiriyor...TabiibupadişahınOstnanlıtarihininsanataen duyarlı padişahı olduğunu da unutmamak gerek. Müziğe olan ilgisi, yenilerde ortaya çıkanlan besteleri sanat tarihimiz için önem taşıyor... 17181730 yıllan arasındaki dönem isebizim Osmanlı tarihimiz içinde "lale" devri diye anılırsa da bu adın sonradan verildiğini ve ilkkez Yahya Kemal Beyatlı tarafından kullanıldığını yazıyor tarihçiler. Daha sonra o dönemi inceleyen Ahmet Refik Altınay'ın kitabına "Lale Devn" demesınin ertesinde de, dönem bu adla anılmaya başlıyor. Altınay'ın kitabına bu adı vennesininnedeni ise oyıllarda, Istanbul'un varlıklı kcsımlerinin laleyetiştirmemerakındankaynaklanıyor... Sonuçta, Avrupa'danyüzyıl sonra ülkesinde de yeni varsıllarıngözdesi, belki deilk batılılaşma harcketlerinin simgesi. ..Bilindiği gibi, ilkkez Lale Devri'nde, kapitalist kalkınmasürecinegiren Avrupa'ya ayakuydurma çabasıyla, bir dizı ekonomik değişiklıkler yapılıyor. Çini, kumaş üretimi, çuha için kurulan imalathaneler, ticarete önem verme, sanat vekültürilişkilerinde daha yapıcıpolitikalann izlenmesi gibi... Ancak, bu çabalar ne yazık ki, tutucu çevrelerin etkisiyle, sürdürülemeyip kapanıyor. Belki dc Avrupa ile ilkyolayrımlanmızburadaoldu...Tıpkıbugünkügibi.Türklerintarihinde, Batı ve Batı karşıtı(Şarkiyatçılık)hareketlerininbaşarısı ve başarısızlığı her zaman karşı karşıya gcldilcr... Lalenin Avrupa topraklarına girişi ise 15501560 arasında oluyor...Brıtanya, Hollanda ve Fransa'da lale bahçelerine sahip olmak, bu ülkelcrin ekonomilerinde 350 yıl boyunca bir anahtarrolüoynuyor. Sonunda Lale bir hastalık gibi sıçrayarakyaygınlaşırken, Hollanda da tutku neredeyse marazi bir saplantıya dönüşüyor. 1630 y ıllaımda. yani yaklaşık yüzyıl içinde, insanlanacı bir kıyıma götürerek girdaplaşıyor... Bir tek yeni üretilmiş, eşsiz lale soğanı için, başını kaybeden Hollandalıların öyküleriyle, katlanan bir acı dalgası tüm ülkcyi baştan başa sarıyor. Yeni cins bir lale soğanı kımileyınbırduvar ustasınınelliyıllıkücretinekarşılıkolurken kimileyin de güzel bir ev karşılığında elde edilebiliyor. Tam bir lale cinnetine sürüklcnen Hollanda'dan, Britanya vc Fransadaonlar kadar oltnasa bile etkileniyor, Benzer acıklıiflashikâyeleriFransızvelngilizlale tutkunlanndadagerçekleşmeye başlıyor... Böy lccc bızim sanklara takılan lalcmız ve alçakgönüllü sevgimız, Avrupa'da yıkıcı bir aşka dönüşüyor... Bugün, Avrupa gczilcrindcrastladığımız o görkemli lale bahçeleri aslında sonunda kapitalist çılgınhğını yitirmış ve yalnızca aslı olan, o güzelliğine sığınmış, ehlileşmiş Avrupalıların lale bahçeleridir... iznik ya da Delf yapımı çömleklerde, Hollandalıların 17.yüzyıldakiyağlıboyatablolarındayada Elizabeth Blackadder, David Hockney gibi ressamlannsuluboyaçalışmalarındagördüğümüz laleler; tarihin lale cinnetinin üzüntü doluanılannıdataşımaktadır... Anna Pavord'ınbuçalışması, başlı başına ilginç olmasına karşın, bi/.im tarihimizin bir parçası olan lalezamanlanmızı,açımlaması bakımından da ilginç bir çalışma. Umarım yakındaTürkçeyeçevrilirdeokuruz...^ Literary Review 'den derleyen ve yorumlayan: YASEMİN YAZIC1