Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5ARALIK 1999. SAYI 715 1992, Sundance Film Festivali'nde derece alanlariçin uğurlu biryıl sayılabilirdi. Qucntin Tarantino insanın tüylerini diken diken eden "Rezervuar Köpekleri" filmiyle ortalığı yerindcn oynattı. Neal Jimenez senaryo yazan olarak meslek yaşamındaki konumunu pekiştiren "The Waterdance" adlı filmiyle sinema dünyasına çarpıcı bir giriş yaptı. Ancak o yıl festivalde dikkat çeken yönetmenlcryalnızca Tarantino ve Jimenezdeğildi.KattSheaizleyiciyisoluksuzbırakanve basında olumlu eleştiriler alan "Poison Ivy = ZehirliSarmaşık" filmini ilkkezbu festivalde gösterime sundu. Ne var ki, Holly wood'da Shea kendisiyle birlikte sinema düny asında boy gösteren öteki meslektaşları denli ilgi görmedi. lşin aslınabakarsanız, hem kendisi, hem filmi kısa birsüresonraunutulupgitti. "Zehirli Sarmaşık" onca olumlu eleştiriler almasına ve gişe rekorları kırmasına rağmen, Shea yönetmen olarak bclli bir konum edinemedi ve altı yıl boyunca hiçbir şey yapmadı. Yeni biryüzyılın eşiğındeki Hollywood'da yeteneklibirkadınyönetmeninkendisinebir nebze olsun iş güvencesi sağlayamaması insana çok garip gelebilir. Ama Shea'nın yaşadıklan hiç dc alışılmadık bir şey dcğil. Yapımcı, yazar, dahası stüdyo yöneticisi olarak ağırlıklarınıkoymalarınakarşın,yönetmcnlik bugün bile kadınların büyük bir bölümü için sinema endüstrisinin en güç ele geçirilen uğraşısı olma özelliğini koruyor. Sinema dünyasına çarpıcı bir giriş yapan çok say ıda kadın,gözde yönetmenler listesindegüçlükle yer alabilmişlerdir. Bu lıstede yer alanlar arasındaMarthaCoolidge(ValleyGirl),JoyccChopra(SmoothTalk),JoanMicklinSilver(Crossing Delancey), Darnell Martin(I Like It Like That), Tamra Davis (Guncrazy), Susan Seidelman (Despcrately Seeking Susan), Nicole Holofcener (NValking and Talking) ve Stacy Cochran (My New Gun) sayılabilir. Sayılardurumu açıklamayayetiyor: Amerika Yönetmenler Birliğitarafındanyayımlanan istatistikler 1997 'de kadın yönetmenlerin üyelerinyalnızcayüzdel 2.2'sinioluşturduklarını, bunların yılın yalnızca yüzde 7'likbölümündeçalıştıklarınıortayakoyuyor. UCL A, NYU, USC, Kolombiya Üni versitesi ve Amerikan Film Enstitüsü'ne ycni giren öğrencilerin yalnızca yüzde 36'sınıkadınlaroluşturuyor. Büyük ümitlerle yönetmenliğe soyunan kadınların karşılaştıklan en büyük engel, onların sinema dünyasındanasıl algılandıklarındankaynaklanıyor. John Huston veJohn Ford döneminden beri Hollyvvood'a egemen olan duygusal yaklaşım, yönetmenlerin Hemingway'vari buyurgan bir savaşçı ya da güçlü bir diktatör olarak algılanmalanna ve bir söylenceyedönüştürülmesine neden oldu. Bu yüzden, yaratıcı yetkenin zaman zaman etek giyenlere devredi Imesine karşı sessizbir direnişe tanık olundu. "Little Man Tate" ve "Home for the Holiday" filmlerinin yönetmeni Jodie Foster, "Bir yönetmene olanak tanımak gerçekten güç bir iş, çünkü bu meslek belli şablonları olan mesleklere benzemiyor. Düşünün ki birisine 5 milyon dolarınızı vereceksiniz, iy i niyet ve güvenle ona bağlanacaksınız. Bu durumda işi kalkıp bir zenciye ya da bir kadına vermezsiniz" diyor. "The Lion King = Arslan Kral" filmini yöneten ve "Titus" ile yeni bir çıkış yapmaya hazırlanan Julie Taymor da, "Erkeklerde sankı bir dclikanlı mucizesi hayranlığı var. Bu 'enfant terrible' ya da yaramaz çocuk hayranlığı yal^'zcaerkeklereözgü bir şey" diyor. "Gas Food Lodging", "Grace of My Heart", son olarak da kendi maddi olanaklarıyla çevirmek zorunda kaldığı "Sugar Town" filmini yöneten Allison Anders de Taymor'un görüşlerine katılıyor ve "Nedense kız hayranlığı diye bir şey yok. Bana kadın bir yönetmenden çok, taştan bir yönetmen gözüyle bakılıyor" diyor. Çoğu kadın yönetmen için ikinci ya da üçüncü filmi çekmek ilkini çekmekten çok daha zorlu bir iş. Ancak kadın yönctmenler için daha da üzücü olan, ilkfilmdensonra bir ikincisi için öneri alabilen kadın yönetmenlerin filmlerinin dağıtımının gizliden gizliyekösteklenmesieğilimi. Kısa bir süre öncesine dek United Artists şirkctinde müdür yardımcısı olan Jeff Klceman büyük yankı uyandıran, çoğu erkek yönetmenlerin filmlerinin on yıllık satış garantisine sahip olduklarını, kadın yönetmenlere bugün bile kuşkuyla yaklaşıldığını, bir kez başansız olan bir kadın yönetmenin on yılını boşa harcamak zorunda kaldığını belirtiyor. United Talent Agency şirketinden Leslie Maskin de, "Çok dikkatli olmak zorundasınız, yoksa kendinizi bizim sinema hapishanesidediğimizycrdebulabilirsiniz. Campion "Piyano"/İlmiyle Osearaldı... Olumsuz eleştiriler alan ve ış yapmayan bir film çevirdığinizde sinema hapishanesini boylarsınız. Burayı boyladınız yolar kadın izleyicilerin gücünü yeniden mı yeni bir filminizi kabul ettirmeniz son de keşfediyor olsalar da, günümüzde olay yararece güç olur" diyor. tan filmler ile "parsayı toplayan" güldürü türü filmlerin kadın odaklı öykülerden uzak Kadın fllml neden olay yaratamıyor? durdukları görülüyor. Kadınların yaşadıkları nedense kimsede ılgi uyandırmıyor. Bu Kadınların kamera arkasında erkeklerle cşit konumda olabilmeleri için neden daha nedenle kendi öyküleriniaktarmayaçalışan kadın yönetmenler için fılmin konusu en büfazla para harcamaları gerektiği, cinsiyet yük cngeli oluşturuyor. "Priest", "Mad Loayırımı gıbi modası geçmiş, basit bir kavve" ve son olarak da "Ravenous" gibi filmleramlaaçıklanamaz. Bunun birnedeni Hollyre ımzasını atan Antonia Bird son günlerde vvood'da ne tür filmlerin yapılacağına ve daha çok delikanlıfilmlerineağırlık vcrildibunlarıkimlerinyapacağınaortaklaşakarar vercnlcrin temel aldıklan yeni ölçütler. Stüd ğine dikkat çekerek "Bu tür filmlerin yönet 11 menliğini bana ya da benim gibi bir kadın yönetmene vermelerini beklemek yersiz olur" diyor. Bird, HIV vırüsütaşıyan, yaşamına yepyeni biryön vererek ünlü bir AIDS eylemcisi olan eski bir playboy modelini konu alan senaryosuna son dört buçuk yıldır maddi destek verecek bırini anyor. öte yandan, çete üyeleri (Mi Vida Loca), şarkıcılar (Grace of My Heart) gibi pek de yankı uyandırmayan kadın kahramanlan konu alan filmlerle meslek yaşamında güçlükle yol almay ı başaran Allison Anders de düşlerini süsleyen filmini gerçekleştimne girişimindepekbaşanlı olamadı. Tacize uğradığı için evini terk ederek Paul McCartney'nin dostu ve koruyucusu olduğubirdüşlerâleminedalan 16 yaşındaki bir genç kızın öyküsünü anlattığı "Paul Is Dead" bir bakıma yönetmeninözyaşamöyküsünitelığinitaşıyor. Anders de senaryosuna y 1 larca bir 1 alıcı bulamadı; çokkişi öyküyü ilginç bulduysa da, hiç kimse parasını buna yatırmaya yanaşmadı. Tasarısını belki oradagerçekleştirebilirümidiylekısa bir süre önce Londra'ya taşınan Anders, "Bu durum insanlann birkadının kafasından geçenlerle pek de ilgilenmediklerini anlamama neden oldu" diyor. "Forces ofNature" filminin ardından umduğunu bulamayan Bronwen Hughes da en sevdiği senaryosunun sürekli geri çevrilmesi üzerine tasarısını askıya almak zorunda kaldı. Kadın yönetmenler sorununun ardında sinemanın küreselleşmesinin yattığına inanan Jodie Foster da "Indepcndence Day" türü filmler para kazandmrken stüdyolann öncelikle nitelikli film yapmak gibi bir hcdefleri olamayacağına dikkat çekiyor. m Diane Keaton: Oyunculuklan yönetmenliğe. Karbara Streisand: Başansızlığına rağmen gönlünden geçeniyapabiliyor...