27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

26 ARALIK 1999. SAYI 718 seler, iyi ederlcr..." ("Türkiye'den Dersler" başlıklıyazıdanaktaranEmineErdoğmuş/ Cumhuriyet12.10.1999) * " Dr. David Yeomans (Liverpool Üniversitesi Uzmanı / lngiltere Ahşap Komitesi Başkam/UNESCO damşmam) "Deprem sonrası birçok cvi baştan inşa etmek zorunda kalacak olan Marmara Bölgesi, ahşap karkasl ı ınşaat geleneğinı ycniden canlandırmalıdır. Ahşap karkas yöntemi, oldukça büyük fclâkctler doğurduğu görülen betonarmeden çok daha güvenli bir inşaat şeklidir..." (...) "Binane kadar ağırsa, yer hareket ettiğinde binanın ıçinden aktanlması gereken kuvvetler de o derece büyük olur (...) Ahşabınkuvveti, yaygın olarak kullanılan beton cinslcrinin kuvvctine hemen hemen eşittir ve (ahşap) çok daha hafifbir malzeme olduğundan, sağlamlık, ağırlık oranı çok daha yüksektir..." "Güvenli birbetonarme için özcnli bir denetım şarttır. Oysa ahşap karkas binalarda inşaatın doğru yapılıp yapı lmadığı kolayca denetlenebilir." "Dört kata kadar ahşap binalar ABD'de yaygındır. Yangına karşı koruma ve ses yalıtımı üzennde de yogun çalışmalar yapılmıştır..." (Cumuriyet / BilimTeknik 16.10.1999) • • Osman BehçetKulguz: (Yük. Mühen• dis/lTÛ1947mezunu/Almanya'da Yapı Teknolojısi Uzmanı) "Eskımolann buzdan evleri "îglo'Marbir çöle nasıl yapılamazsa (erir gider), deprem bölgelerinde betonarme ve kargır yapılar da cşyanın tabiatına aykırıdır..." "tngiliz uzman Dr. Vahik Enjily bir gün banadediki:Şunuanlamıyorum,memleketıniz deprem bölgesı olmasına rağmen ahşap yapı yapmamakta neden ısrar ediyorsunuz?.." "Ahşap ve ahşap ağırlıkh kompozit yapılar, eşdeğerbetonarme ve kargiryapılardan on kat hafiftirler. Bu scbeplc bir deprem vukuundaahşap yapınınyıkılma olasılığı da on katazdır." "Betonarme yapı, depreme dayanıkh olması için yapı Ian ilavelcrle daha da ağırlaşır. Yanı, bu bir kısır döngüdür ve ideal çözüm değildir..." (Sayın O. B. Kulguz Hannover'den gönderdiği yazısında, ideal çözümün ise ahşap ağırlıklı kompozit strüktürlerle geliştirilen "Eko Yapılar" olduğunu anlatıyor.) •" T.M. P. Duggan (Turkish Daily News) "Depremlerin yıkıcı etkilenni en aza indirmek için kullanılan geleneksel yapı malzemelcrinin en önemli parçası olan "hatıl", Hellenistik dönemden (MÖ 4. yy) önce başlayıpyüzyılımızadeğin,2500yıldırAnadoluyapı pratığınde geliştinlmiş birteknik..." (Cumhuriyet Dergi 31.10.1999) * " MichioKilajima (Japonya (Kobe) Mimarlar Enstıtüsü (JIA) üyesi) "Kobe depreminde 5 katlı bir yığma yurt binası yıkılmazken bitişiğinde yaptığımız 9 katlı betonarmekarkas ilave yurt binası büyük hasar gördü. Eski yığma binay ı depremden sonra restore ettik. Betonarme yerü binanın onanmı ise yeniden ınşaasına yakın bir maliyet gerektirdiğinden, bunun yerine tümüy İe yıktık ve bu kez betonarme değil, beton ve çelik taşıyıcılarla karma bir sistemle inşaaettık..."(JIAhcyetinin8.10.1999'dalstanbul 'daki bnfing konuşmalanndan) +• Akira Yamaki (JIA/KentselAfetler Komitesi) "5 kata kadar, binalarda yığma ve donatılı yığma sistemler depreme dayanıklıdır. Türkiye'de binalardakı betonarme çerçevelerin aralarındaki boşlukların içi boş tuğlayla doldurulduğunu gördük. Bu depreme karşı uygun değil. Duvarlar da taşıyıcı olmalı, strüktür yığma yapılardaki gibi güçlendirilmeli..." (Aynı brifing konuşmalanndan) BAŞKENT GUNLERİ Boynuz ve kulak MÜŞERREF HEKİMOĞLU nce Paris, sonra Tunus, Ankara'da Bilkent Üniversitesi derken okyanusun ötesine, Rhode Island'a uzanıyor çizgisi. Master yapıyor, vargücüyle çalışıyor, güzel seramikler üretiyor, büyük ilgi topluyor. Dahası Rhode Island tasarım okulunun seramlk bölümü adına o katılıyor Chicago'daki Sofa olayına. Uluslararası bir sanat gösterlsi Sofa. Heykel çalışmaları ve işlevsel sanatlann yer aldığı dev boyutlu bir sergi. Onun seramiklen sergileniyor bu kez, güzel eleştiriler, yazılarla ödülleniyor. Bristol'de VVilliam Hopkins Üniversitesi'nde sanat tarlhi kürsüsünde öğretim üyesi şimdi, seramik bölümü açıhnca orada da ders verecek. Nermin Kura'dan söz ediyorum. Çok sevdiğim Lale ve Haluk Kura'nın güzel kızından. Kalbim coşkuyla çarpıyor, "Müş Teyze" diye seslenmesi, güzel kahkahası çınlıyor kulağımda. Üzgünüm Istanbul sergisine de gidemiyorum. Belki de Ankara'da görürüm bir gün. Karşılaşınca toprağa yönelir söyleşimiz, topraga kan ve can veren ellerin gizemini duyurur bana. Sofa'da sergilenen seramiklerinde yılların uğraşı ve serüveni renkleniyor bence. Uzun süre Osmanlı çinileriyle uğraşıyor, bitkilerle yakın ilgisi var. Çlçeklere, meyvelere yeni anlamlar yüklüyor, simge ve biçim ilişkisini irdelemek istiyor. Cinsel duyarlıkla dinsel duyarlık arasındaki bağı arıyor. Çoğu kez botanik dünyadan esinleniyor, boşluğu yakalıyor ve sarıyor. Yaşamın gizemi o boşlukta belki de. Içinde yaşam oluşan bir tohum, ya da insan vücudunu da çağrıştıran antropomofik biçimler. Sevdiklerlmin uğraşları da büyük coşku verir bana. Çok uzağız ama Nermin Kura'yı da yakından izliyor, başarılarıyla onurlanıyorum. Okuriarım bilir, tüm sanat dallannda dostlarım var. Hepsinin sağlam kökeni, uzun soluklan, tırmanışı var. Yazarken Fureya'yı anımsıyorum. "Seramik kraliçesi" diye söz ederdim yazılarımda. Güzel bir kadın, güzel bir insan, güzel bir sanatçı. Sınırlan aştı, güvercinler, baykuşlar, evler ve mevlevilerie selamladı dünyayı. Evinde dostlar, sofrasında fırından yeni çıkmış kocaman seramik balıklar, kırılınca nefis deniz ürünleri gülümser konuklara. Seramik kraliçesine yaraşır bir davranış. Alev Ebüzziya küçük bir kız o zaman. Sonra kocaman bir Alev oldu. Dünyanın her yerınde, müzelerde ve özel seçitlerde parlıyor. Toprağın soluğunu duyuruyor çanaklarında. Boynuzun kulağı geçmesi çok sevindirir beni, meslek dalımızda da yaşanıyor bu olay. Genç kuşak yazarları, habercileri izlerken gözlerim parlıyor. Geçen akşam TVB'de, Semlh Balcıoğlu'nun söyleşi saatınde Zeynep Q6ğQş ve Layta Tavşanoğlu da güzel çarpıntılar duyurdu bana. Telefon ettim, boynuzun kulağı geçmesinl yaşamanın sevincini aktardım onlara. Kulak olmasaydı boynuz oluşmazdı, dediler. Siyasal yaşamı da Içeren hayli kapsamlı bir yanıt değil mi? Seramik dalındaki güzel boynuzlar da kocaman kulağın uzantısı bence. Uzun yolculuklar yapamıyorum hâlâ. Nuran Terzloğlu'nu uzaktan kutluyorum. New Yorklstanbul yolculuğunu göze alarak Nermin Kura'yı da tanıtıyor sanat severlere. Degerli bilim adamı, Prof. Dr. Husnu Ağagöksel uzun süredir takılardan artndı, adını yalın yazıyor ama çağrışımı 'Yüzyılın aymazlığı...' Bu yazımızı da Dr. Zoback' ın "tarih bilinci" tavsiycsine uyarak 100 yıl önceye ait bir belgeyle noktalayalım. tstanbul'un ünlü 1894 depremini anlatan Atina Rasathancsi Müdürü Eqinitis'in raporundaki binalarla ilgili vurgulamaları yeniden anımsıyoruz: "Binaların çoğunun ahşap olması zarann az olmasını sağlamıştır (...) Ahşap binalar depreme şaşılacak derecede dayanmışlardır. Kalitesiz olan eski ahşap binalar bile ayakta kalmışken yanlannda olan iyi yapı lmış güzel ve ycni, hatta demirle bağlanmış olan kargir binalar yıkı Imışlardır." "Ahşaptan sonra depreme cn çok dayanan binalar da tuğla ile yapı lanlardır. (...) Büyükada'da tuğla ile yapılan bir evin taştan yapıImış olan orta kısmı yıkılmış, ruğladan olan kısmının ayakta kaldığı görülmüştür. Bu da tuğla ile güzel inşa olunarak demirler ile bağlanan binaların depreme dayandıklarını kanıtlar..." Şimdi ne dersiniz? Binlerce yıldır sayısız deprem deneyiminden geçerek en zorlu sınavlan vcrmiş geleneksel yapı sistcmlerimizi çağdaş teknolojinin de kazanımlanyla daha da geliştirmek ve böylece "ölmemek" dururken, kısa tarihine rağmen uy gar dünyanın çoktan sorgulamaya başladığı betonarmeye adeta "karasevdalanarak" ölüme mahkum olmak, uygarlık tarihinin cşine rastlanmayan en büyük aymazl ığı değil midir?^ Dünyaca ünlü Sofa sergisinde büyük ilgi toplayan bir seramik veyaratıcısı Nermin Kura. tVilliam Hopkins Üniversitesi'nde seramik bölümünü kurmaya hazırlamyor. Japonlar, Adapazart'ndakifayın üzerindeneden betonarme binayapıldığım sordular. değişmiyor. Çoksesli, çok ışıklı kişilerden blri. Nlce yılların sıcak dostluğuyla "Gümüş Kemerli Kız" adlı öykü kitabını yollamış bana. Arka kapakta bir açıklaması var, Fred Aster'i ve Cehov'u kıskanıyor. Birisi güzel dans edemediği için, ötekini onun kadar güzel yazamadığı için. Nerdeyse 50 yıla yaklaşıyor dostluğumuz. Beyaz danslarıyla yer ahyor belleğimde. Karanlığı delen bir aydın olarak, hastalarını yaşama sevinciyle dirilten bir doktor, kanserolog olarak. Aynca yazar olarak, öykücü olarak. Kalemi güzel parlıyor, gümüş kemer gibi. Cüneyt Arcayflrek'e selam çakarak sona erdiriyorum yazımı. Ekranları izlerken kulaklarını çınlatıyorum. Kimi gençler gerçekleri bilmıyor, belli konulara el yordamıyla yaklaşıyor ancak. Alacakaranlıkta yürür gibi. Son kitabı iyi bir ışık genç yolculara. Başkent olaylannı birlikte yaşadık uzun yıllar. Eskimeyen bir kişi meslegimlzde, sevgisini, coşkusunu hiç yitirmeyen, görevinin sorumluluğunu güzel derinleştlren. Bilinçle üreten bir yazar, bir gazeteci. Yaşadığımız çarpıcı olayiar, degişik rüzgârlar, dalgalanmalar arasında Cüneyt Arcayurek'lerin varlığı, konumu büyük önem taşıyor meslek dalımızda. Boynuzun kulağı geçmesine emek ve yürek veriyor.^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle