Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 ARALIK. 1999. SAYI 718 gerek yok. Gerilim oradan doğuyor. Sergi için hazırlanan kitapta şiirinizin bir bölümündc şöyle diyorsunuz. "Sanat kanayarak bakmaktır hayata "... Çünkü acı; size buyurulan değerlerle çelişmenizden doğan bir sürtüşmenin adıdır aynı zamanda. Can sıkıntısı diye adlandırdığım tcmcl duygu çocuklugunuzdan itibaren yakanızı hiç bırakmıyor. Bu iç yapı, psikolojik tablo büyüdükçe, aydınlandıkça, okudukça, beslcndikçc kcndinizc uygun referanslar bulmanıza yardımcı oluyor. Bütün sanat alanlannda benım en saygı duyduğum adamlar "Kabına sığmayan adamlardır". Yani kendi üstünü çizebilen, risklere gircbilen vc bu riski devam ettirebilen, düşmc, yara alma korkusu taşımadan sürdürcbilcn kişilerdir." "E vet, her şeye daha açık. Çünkü nc kadar güncel olursanız olun, gününüzle ne kadar ilgilenirscniz ilgilenin, o günün anı içinde, geçmişiniz de vardır, geleceğiniz de vardır. Zihin ve bellek böyle bir ayınm yapmaz. Deja Vu bunun için bana anlamlı geldi. Deja Vu bir tür bellek oyunu. Geçmişte yaşadığımızı sandığımız bir şeyi gündeme getiren yani bu... Gelgit'ler var. GcçmişAnGcicccği bir tümel zaman kavrayışı içinde ele almaya çalıştım hcp. Ama bunun içinde anın, günün reddi kesinlikle yoktur. Nostalji gibi romantik, duygusal bir yaklaşım da yok." özenli bir stüdyo çahşmasıyla gerçekleştirdiğiniz kurgusal fotoğrafik görüntülerin, tuvallcre girişindc fotogerçekçi yaklaşımla ele alınan çalışmalara hınzırca bir göndcrmc var gibi. Deja Vu'da fotoğraf ne anlamda girdi resme? "Batı resminin bütün değerlerini sarsan bir olgu fotoğraf. Çok radikal bir çıkış! Andr'e Breton'un bir sözü var "Fotoğrafın icadı, eski anlatım biçimlerine bir tokat olmuştur". Breton böyle düşünmekte çok haklı. Çünkü ondan sonraresim sanatı silkindi. Mekanik bir araç, gerçekliği bütün çıplaklığıy la ortaya koyunca, rcsim kendini sorgulamaya başladı. Doğru yerde miyiz? Bundan sonra ne yapmalıyız? Bu suallerın ctrafında yaratılan o gerilim, ilk düşmanlık sonra bir dayanışmaya, işbirliğine dönüştü. Fotoğrafçılardaresimdenetkilendi. Benım de çok etkilendiğim bir malzeme fotoğraf. Sanat demiyorum çünkü bir şeyi sanat yapan " sanatçıdır". Fotoğraf bir araçtır aynen boya gibi. Deja Vu'da bilinen klasik resim jestlerini fotoğrafla öncelikle ele alarak, iki uzlaşmaz gibi görünen şey leri karşılaştınyorum. Sonra ycni bir filtreden geçirerek, yeniden tuvalde değerlendiriyorum." Doğu kültürünün ritüelleri de tuvalinize giriyor. Tasavvufı öğelerin yer almasıyla yaratılan, birmistisizmi imlediğinizi düşünüyorum. Herserginizi biröncesinebağlayan gizli bir zincir var, tematik bir bağlantı var sanki? "Konseptüel bir sanatçı değüim ama hep konsept var oldu resimlerimde. Beni bir şeyi didiklemcyc götüren kaygı, her serginin başlangıç noktası. örneğin Deja Vu bir sözcüktür ama müthiş bir resme gidcrliği vardır. Benim uğraştığım tcmalarla çok yakın ilişkisi var. tçinde geçmiş ve bugün hali vardır. lkisinin birbirine kanşma hali vardır. Varlıkla yokluk hali vardır. Simetriktir. Bakışlıbirkonumdadır. Yaşadığımızı sandığımız geçmiş derken de, Batı'nın plastik resim tatlanyla bugünün toplumsal ritüellerini kaynaştıran bir armonidüşündümbu sergi için. Tasavvuf öğesine gelince, bizim çağdaş felsefcmiz yok. Bizim cn dcğcrli kaynaklanmız din, tasavvufi kaynaklı insan varhğına ilişkin özgün şekillendirmeler. Beni tasavvufta en fazla çeken şey "yol alma duygusudur". Sanatçıyla, mistik biri arasında dünya üzerinde kendine yer, anlam arama açısından bir paralellik görüyorum. Bir tür mistisizm değil, mistik öğelerin çağdaş yanını vurgulamak bu." Bu vurgulamada, sanatın farklı ifadelerindc kavramsal boyutun özdc dcğişmezliğini, biçimsel ve içeriksel düzeninde ise ne kadar değişebilir, çevrimsel birelastikiyet kazandığını, imgelerin sembolik anlatımında ben'inkırılmalarını,arayışını,katolikyapısını, içsel benzerliklcrini, çatışmalarını, devingcnliğini, durağanlığını mistisizmin tasavvufi anlatım öğelerini de içine katarak sanatsal birçizgiyeoturttuğuçalışmalarında, sanatçının içten içe izleyiciyle konuşmasının duyulduğu bir ortama doğru çekiliyoruz. Daha önceki Sır, lz, Deli Gömleği, Söz, Suç başlıklı sergilerinde görmeye alışkın olduğıımuz kaligrafik anlatım, Deja Vu sergisinde de sanatçının temsilisimgcsi olarak tuvalegirenbakıryapraklanndüzleminden,res Başansızlık mı yoksa tekrar mı? Bu can sıkıntısı sanaLsal yaşamda, kcndıni tekraretmede de başlıyordeğilmi? Geldiğiniznoktayı karalayıp, çıtayı yükseltme sorunu. Başansızlık mı yoksa tekrar mıdır sizi en çokkorkutan? "Başarısızlıktankorkmuyorumamatekrardan gerçektcn korkuyorum." Soruyu belki de yanlış sordum. Başarısızlıkda bir anlamda"kendini tekrar etme"değil midir? " Yoo. Bizim toplum yenilik pek talep etmiyor. Belli bir yaşa kadar akademik terbiye içinde, sanatınızı belli bir çizgiye oturttugunuz zaman, ölene kadar aynı şeyi yapmakta özgürsünüzbutoplumda. Yanitoplumundinamiği yeniden yana değil! Kendini aşmak min çerçevelenmesi anlayışına ironik bir gönderme yaparak, sanatçı tarafından sınırlandırılmış çerçeve tasarımının yüzeyine dck tasınıyor. Sır sergisindc okunamayan yazı dizeleri bu kez, sanat kitabında yer alan şiirlerin kaligrafik okunabilirliğinde, klasik bir resim anlayışının estetik değerlerini, renkçi çahşmalannı da peşine takarak, sanatın kavramsallığı üzerine kafa yormamızı sağlayacak bir düşünce boyutuna uzanıyor. Sanatçının bu scrgiyi hazırlarken yaşadığı yaratma sürecinin bazı dönemsel noktalanm, bilinçli bir şekilde izleyiciyle paylaşmasının estetik kaygılanna da tanık oluyoruz. Sanat kitabında bizzat sanatçı tarafından kurgulanarak oluşturulan stüdyo çalışmalarının sonucunda eldc cttiği fotoğrafık görüntülerin, sergi ortamındaki tuvale uzanan birebir izdüşümlerinde, yine sanatçının estetik müdahaleleriy le bu olgunun, plastik sanatlar içinde nasılyorumlanabileceğinin, ironik bir anlatımın düşünsel özgürlüğünde, hangi sınırları zorlayabileceğinin ipuçlarını izliyoruzyapıtlannda. Aslolan ncydi? sorusunun karşılığı belki varolmak ama bu sergide varoluşun yüzlerce yanıtını buluyoruz. O yanıtların ışığında îslimyeli'ninbirdizesiyleayrılıyorumsergiden, "Bilgi hep saklıymış içimde/ Bu yüzdcn açıyorum ona kcndimi..." ^ tan yana değil! Hattabunu bir sanatsal kişilik göstergesi olarak, bir olgunlasma, bir statü olarak görüyor insanlar. Halbuki dünyada gerçek bir sanatçı için ölçü; kendini yenilemek ve kendini yenilerken de çevresini yenileyebilme ve ctkilcyebilmeyle değerlendirilir. Benimctikölçümhcr zaman buoldu." Daha önceki sergilcrinizdc de, Deja Vu'da da iç içe geçmiş bir zaman olgusunun, çok altı çizili şekilde yeraldığım görüyoruz. öyle ki insan öğesini, binlerce yıllıkgcçmişiyle, kültürel donanımlanylageçmiştengelecegc taşırken en çok geçmişe işaret ettiğinizi gördüm. En iyi geçmişimizi mi biliyoruz? " Belki enaz geçmişimizi biIdiğimiz için.. Şimdi dediğimiz şeyde de geçmiş vardır aslında. Bu an içindeki duruşumuzda, bütün geçmişimiz içimizde bizi bekler. Bu bckleyisjn içinde, geleccğim de varbenim. Yani ayınmlara dikkat ediyorsanız her zaman karşı çıkıyorum. Bireycilik, toplumculuk gibi böy le çok suni gündemlerle Türk Sanatı çok zaman harcadı. Kodlamalardiyoruzbunlara. Batı rcferansları da var. Mesela modernite, gclcneklc bağı kesinlikle reddeden radikal birçıkıştı. Bireyi çok öne alan, bireyi gelenekzincirinden kesinlikle koparan çok şahsi, çok konsantrc bir çıkıştı. Anı ve yaşadığımız şeyi öneren bir şeydi. Ama o da gcçti. Modernitenin etiği aşıldı. Ondan sonrakı dönem postmodernist bir süreç. Daha eklektik bir süreç ve insanın zihinsel formasyonuna çok uygun bir süreç bu." Tüm zamanları kucaklayan bir süreç bu değil mi?