Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ "Belli bir yaşa kadar akademik terbiye içinde, sanatınızı belli bir çizgiye oturttuğunuz zaman, ölene kadar aynı şeyi yapmakta özgürsünüz bu toplumda..." Balkan Naci İslimyeli, 1999'u2000'e bağlayan günlerde Deja Vu başlıklı ŞiirFotoğraf Resim ekseninde üçlü çalışmayla 10 Ocak tarihine kadar Kadıköy Mine Sanat Galerisi'nde... . "Söz"leri: "önce söz vardı, öyleyse bütün suskunluklarvlesusturulmalargeçıcıdır. Sanat konuşmaya devam edecektir..." Balkan Naci İslimyeli 1999'u 2000'e bağlayan yenı bır mılenyumun cşığınde, Deja Vu başlıklı sergıyle yenı bır konuşmanın ızleğinde "lçımdekiler"den (Oku! Gör! Bil! Sus! Ol! Çocuk, Kadın, Erkek, Oda, Ten, Kan teması altında) oluşan şiır dızelerini destekleyen sanatsal fotoğraflann uzantısında, resmın klasıkjestlerıni de sanatsal vızyonuna katarak, tuvalde bclirlemesinin kavramsal boyutuyla yinc izleyiciyle sıcak bir ıletışımınolanaklannıaraladığı bir dızi çalışmayla karşılıyorbızi. 10 Ocak tarihine kadar Mine Sanat Galerisindc sürccck scrgi ortamında konuşuyoruz lslimyclı'yle. ŞiirFotoğraf Resım ekseninde üçlü bir çalışmayla izleyıcıyı karşılayan mekândan uzaklaşıp, çocukluk anılarmda altı çizili olan bambaşka bir mckâna yöneliyorsohbetımiz.Omckânıanlatıyor.Resmi birdairebu.NüfusMüdürlüğübınası.Çocukluğunda sıkça gittiği bir yer. Nüfus Müdürü olan babası Orhan tslimyeli'nin çalışma ortamma gırdığındc, en hoşuna giden şey oyalanması ıçın elıne venlen kağıtlara, bır şeylerçiziktirmek... "Çiziktirirken bir yandan da, o düzcnli masayı dağıtıyordum. Tek bır kağıdın üzcrinde çalışmak bana sıkıcı gelıyordu. Masanın üzerınde yeri belli objelenn yennı değiştirmek, karıştırmak çizginin bir uzantısı gıbi oyuna, oyalanmaya dahil ettiğım bir şeydi" diyor o günlcri anlatırkcn bana. Babasının makam masası ıse kendı ölçütlcnnc görc dcvasa bir boyutta yer alıyor belleğinde. Devasa masanın arkasında, o tcmsıli panonun önündc yer alan babasının görüntüsü ise memuriyet yaşamının monotonluğunu, durağanlığını imleyen bir resim çızıyor zihnınde. " Sanırım sanata yakın duruşumun ilk belirtisi, babamın sabit bir mckânda bana verdiği o görüntüye karşı başkaldınşımdır. Bu resim benim ıçın bır uyan oldu her zaman. Çok renkli bir insandı ama memurluk yaşamı onu dar bir alana sabitlemişti bir anlaında." Baba İslimyeli Babası Orhan İslimyeli o dönemin en ünlü dergilerinden Akbaba dergisinc karikatürler çiziyor. Cemal Nadir'in gclcccğinden övgüy le bahsettığı bır kankatünst aynı zamanda. Ama o dönemin ekonomık koşullan nedeniyle tercihini ailesinden yana kullanmış birkişi. Şimdi ilginç birrastlantıyla, oğlunun sergisiy le aynı zamana dcnk gelen bir sergıyle Aydın'daızleyıcilerlebuluşuyor Orhan İslimyeli. Çocukluk döneminde, çevreye müdahalesi sadece babasının masasıyla sınırlı kalmıyor tslımyeli 'nin. Tüm bildik oyunları değiştirme, bozma, başka oyunlarla bırleştırme gibı muzıryönleri var. Oyle ki işi arkadaşlarının yüzlerini boyamaya kadar vardırıyor. Neden bildik oyunların dışına çıkma arzusunuduyuyordu?"Bu benim oyun biçimımdı. Oyun bır öğrenme bıçimıdır. Ben hayatımı böyle öğrendim. Bu bır "yaratıcı içgüdü" aynı zamanda. Zaten bu içgüdüylc çevreye müdahalcctmcyebaşlıyorsunuz. Kendınizi öy le hıssettınyorsunuz. Yani" Ben vanm ve yaşadığım sürece çevremı değıştırmeye, yenilemeye talibim. Size ycni şcylergöstcreceğım." Böyle bir iddia oluyor insanın içinde. Ve bunları motive cdcn temel duygunun da, "can sıkıntısı" olduğunu düşünüyorum Hep sıkılan birçocuktum. Sıkıntı duygusu beni her zaman ycni şeyler denemeyc ıtti. Çevrcmi dcğiştirmeye, kcndimi zorlamaya, yeni şcy ler kcşfetmcyeyönclui. Sanırım bu temel bır duygu tüm yaratıcı lar ıçın (,'ünkü ıçıne doğduğunuz alanı bcğendığınız, hoşnut olduğunuz zaman ona bır şey katmanıza 'Toplumun dinamiği yeniden yana değil...' NEVİN ÜNALIN ğğ Wk ğK ürürüz... Ve durduğumuzda, mm V yelkovanm sivn ucuyla saptanmış o gri anlarda, görünmeyen bir geleceğin vc tozlanmış geçmişimizin tam ortasında gölgcmize bakanz ve sorarız; aradığımiz ncydi? Bulduğumuz neydi? Aslolan neydi? Böylece o büyük doğumu hatırlarız..." 1990'larınbaşında "Söz" sergisinin ironik bır bıçımlcmcy lc hazırlanan sanat kitabındakalctncaldığı ön "Söz"lerde, Balkan Naci İslimyeli, bu sergının yaratım nedenlerini izleyiciyle paylaşırken ahntıladığım o soruyu soruyordu ısrarla "Aslolan neydi?"... Varoluşumuz mu? Bu varoluşun içinde yer alan ben'in arayışlanna yardımcı olan, belgeleyen sözün yazıda bıçimlenmesinin nedeni olan iletişim kurma kaygısının, sanatsal ifadede yen neydi? Bireysel dılin sanatsal dillc, iletişim diliylekurabileceğitemasnercdcbaşlamıştı. Bunun yazıtlardaki tarihlemesıyle, bugün plastik sanatların içinde bambaşka ıfadelere, kavramlara ulaşmasındaki boyutta dilin açmazlan, sorunları, ı letışimsizliğihangievrelerdengeçmişti?Çağımızda iletişim tcknolojisinin mucizevi gelişimlerkaydetmesınekarşın,ıçteniçcbireyin sesinın duyulmadığı hâlâ dcrın bır ılctışım sorunu yaşamasına nedcn olan neydi? Sanatçı duyarlığının uzantısı olanbu suallenn izlediğinde çıkmıştı Söz'e daır yapıtlar... Kaynağını çizime dayalı olarak gördüğü söz'lcrkaligrafikbiranlatımınuzantısında, fcrman, palct, yazıt, deli gömlcğı, güncş saatı gıbı nesnelen İslimyeli, formsal bırdüzleme taşıyarak, izleyiciyle iletişıme gırmenin kavramsal boyutlannı arahyordu çalışmalannda. Kitaptalslimyeli'ninşucümlelenne rastlıyorduk:" 1 letışımın vahşi boyutlarda sistemleşerekyalnızca 'yalnızlık' ürcttıği çağımızda, bu trajık bozulmayı ancak yazanlar vc çızenler düzeltmeyi umut edcbilır." Sonra şu sözlerle bitirıyordu ön