05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Fatma, Naci, Kader ve diğerleri YAZI: BAKİ KOŞAR FOTOĞRAF: ZÜLFİKAR ALÎ AYDIN G ölcük, Şırnak'a hıç benzemiyordu. Hele de Şırnak 'taki köylere... "Havası temiz, suyu güzel, çamuru yok... Tabii ki çok güzel bir yer Gölcük... Şırnak, benim memleketim, orayı da çok özlüyorum elbette ama Gölcük bambaşka... Hem, iyi kötü, karnımızı dadoyurup, kendimize bir düzen kurmaya başlamıştık diyor Fatma Gelin... Şımak' ın bir köyünden Gölcük'e göçeli yedi yıl olmuş aslında ama hâlâ Türkçe konuşamıyor. Birçok sözcügü anlasa da en çok Kürtçe iletişim kuruyor. Söy leştiğimiz yer, artık bir ev olmaktan çoktan çıkmış; yıkık, çökük, harabeye dönmüş bir evin enkazı ve hemen gerisindeki bir çadınn önü. Cavlak ailesi de, Marmara Bölgesi'nde meydana gelen büyük depremin mağdurlanndan. Dokuz kişilik bir aile olarak Şırnak 'tan Gölcük 'e, y itirdiklen köy lerini ve artık bir şey ekemcdikleri topraklannı bırakarakgelmişler. Akrabalannı, komşulannı ve anılannı bir de... Baba Haşim Cavlak, okuma yazması, Türkçesi olmayan tipik bir köy lü. Memleketi Güneydoğu'nun kavurucu sıcağıyla yanan sımsıcak topraklarda açtığı gözleri, hep toprağı gördüğünden onu anası, en vefalı dostu bilmiş; çünkü kamını doyuran, ona belki kıraç ama cömert bağnnı açan hep toprak olmuş. Aynı şeyler, karısı Kevser için de geçerli. Burnundaki hızmaları, başındaki dallı güllü yazması, koyu sürmeli gözleri... Çok küçük yaşta evlendiği kocasıyla, Şırnak'ınmerkezinebileancakhayatında bir ikikezgitmiş olan bukadının, Gölcük gıbibiryerde.yedıyıldır hiç Türkçe öğrenememiş olmasını anlamak mümkün. Amaşehirli olmayaeğilimli ve 'kadın' olmanın, kendine has kimi özel aynntılarınıvurgulamakta.memlcketlisi birçok kadına oranla daha cesur davrandığı da dikkat çekmiyordeğil; dallı güllü yazmasının bir yerin hayali, Şırnak'ta kendimize birarazi alacak ve yeniden bir ev yapacak kadar para biriktirip mcmleketimizegeridönmekti" diyor ailenin en büyük oğlu Naci. Eşi Fatma, akrabalarından birinin kızı. Onunla Gölcük 'te evlenmişler. Fatmaiçin 'kadın'lık.Güneydoğu'daki sayısız hemcinsi ıçin on üçünden, on dördünden sonra, hemen başgözedilmekle başlıyor.Doğup büyüdüğü coğrafyada, hayaller de, düşler Cavlak ailesi, deprem öncesinde, Marmara'mn çeşltli kentlerine yarleşmlş yüzlerce Güneydoğu kökenll alladen sadaca Mrl... Dapremdon sonra, dislerinden tırnaklanndan arttınp yapbrdıklan evlerlyle Urllkte umutlan da enkaz attında kaMı. Hayatta kalanlar, kurtarablldlklmrl sşyalanyla blrilkto kamyonlara yerieslp memleketlerine geri dönüyoriar. den, ustaca izin verdiği simsiyah ve gür saçlannın bir perçemi, vazgeçmediği hızmalan ve sürmeleri, bunun en somut ipuçlan... Yedi yıldır hep kocası ve oğullan çalışmış Kevser Ana'nın; o, gelini ve kızlanyla evdc oturmuş. Asosyal biryaşam biçiminde, ancak kendisi gibi Kürt olan ailelerle iletişim kurabildiklerinden,tümbenzerlerigibi, Cavlak ailesinin kadınlan da hiç Türkçe öğrenememiş. "Buraya geldiğimizde, hepimizin en büyük . de çok küçük ve sınırlı... Yaşadığı hayat gibi; katı,keskin,yoksulvekıyıcı!..Tarladaçalışmak, ezilmek, çocuk dogurmak, kaynana baskısı, koca dayağı, namus kıskacı ve erken bir yaşlılık... Fatma, yaşadığı hayatındışında başka hayatlann, başka dünyalann, başka coğrafyaların olduğunu ve buralarda kendisine hiç de benzemeycn başka kadınlann yaşadıgım, yoksul evlerinin en büyük zenginliği olan televizyon ekranlanndan izledikçe, kendi haya tının hep yaşamakta olduğu gibi kalacağına ilişkin düşüncesi daha da güçleniyor, netleşiyor belki dc. O yüzden, buradaki kadınlann hayalleri de, zenginlik ya da mutluluk kavramlanyla ilgili değerleri de o oranda gelişip yerbuluyor. Oradamodaolmuşbirpijamalık, eteklik ya da pabuç, eğer kendilerinde de varsa işte bu, bir ölçü oluyor örneğin... Kendisi için çok değerli olan ama mescla, büyük şehirdedoğupbüyümüşbirkadıniçinalaykonusu olmaktan öteye gidemeyecek böyle birkaç parça değerli eşyası da yanan toprak zeminli evlerinin külleri arasındakalmış. Köysüz, evsiz ve topraksız kalınca, onun ailesi de tıpkı Naci'nin ailesi gibi yaşama mücadelcsini başka bir yerde sürdürmeye karar vermiş... "Kaç çocuğun var, Fatma?" Bir eşarpla geleneksel tarzda örttüğü başını aşağıyaegiyoransızin. Mahcup, utangaç, kolundaki küçük çocuğu sallayarak "Bununla beraber iki tane" diyor. öbürü, hemen yanımızda durup sevimli sevimli gül ümseyen dört yaşlannda küçük bir kız çocuğu: "Adınnesenin?" Yamuk yumuk elleriyle ağzını, yüzünü, gözlerini kapatıyor. Gülüyor. Başını çeviriyor, sonra utanıp babaannesine, babasına, ablasına bakıyor. Onlann cesaretlendirmesiyle zar zor "Kader" diyor sonunda. "Burada hiç arkadaşın var mı, Kader, özleyeceğin arkadaşlann?" "Var... Emine'yle abim, en iyi arkadaşlanm" diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle