22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 '^» yı,düzenliyaşamayıöğrendim." Salıvcrildikten biray sonra, Istanburda, insan haklarımitingindc bir konuşmayaplı F.ijbcr Yağmurdcreli. Düşünmck, helc de düsündüğünü konuşjnak suçtu. I lakkında tutuklama kararı çıktı. 15 Mayıs 1995'tcn 7 Kasım'akadarsüren l'irar, arkasından kırk günlük tulukluluk, oğlun "siyasef'e, onun nc olduğuna vc nc olmadığına dairaçılan yeni pcncercsiydi. l Jstclik bu ilk de olmayacaktı,ikiyıl sonra bir kcz daha tutuklanacak.bu ke/ on ycdi giinünü cezaevinde geçireeekti. Sckizinci madde, hayatlarınınüzcrindcağır, bunaltıcı birkılıçtı. Çocukluğunun babasıyla tek ilctisim aracı olan mektupbin mcktup yaznııs.tı babasına yctmczdi artık... Yetmedide. Avukatlarlabağlantıkuran.babasının istcktcrini ileten, imza kampanyaları düzenlcyen, bir mahkum yakınının el kitabını taşıyanolacakti.Oldu. "Bahamın,uzunbirsüredirsiyasetiniçindc olması şansımdı. Çok fazla insan tanidım, heralanda,sanatta,siyasette... Kiminneolduğunu kavrayabilmcm için insanlan tanımam bile ycterli oldu. Siyasi olarak. babamınscvmediğinibcndescvmem.Politikacının davranışından, ne yaptığinı bundan sonra neyapacağınıkestirebiliyorum... Aslında siyasetin hain, sinsi bir şey olduğunu da öğrcndim." Kvct, sinsi vc hain bir seydi siyaset. Salı vcrildiğinde, birgazctc"Yağmurdereli Amerika'da PKK'lilerc Konferans Verdi" diye manşetatmıijtı. Oysa, babasınınpasaportu yoktuveEdirne'dcnötesinegeçmemiştihiç. Insanlar, devletin babasının pesine nedcn ve nasddüştüğiinüanlamıyorlardı. Anlaîjilmayan, anlaşılınak istenmeyen bir başka s.ey daha vardı,nedenCumhurba!>kanı'nın özel affını rcddediyordu babası'.' Neden içerde ya dadı.şardaolmakarasındakitcrcihini,körlügüncasılmadan,"Yasayıdeğiştirin"dckullanıyordu? "Babamatepki göstcren insanların mcdyanin yanlüj haberleriy lc bir s.ekilde kandınldiklannıdüşünüyorum." Ttıtuklanacakhaberlerinintedirginliğinc, tutuklanma.sınınkesintilerincrağmenkendilerince düzenli bir yas.arn kurmus.tu babaoğul. Birlikte tatilc çıkmıs.lar, bifliktc gezmişlcr. birlikteokumu.'j vcya/.mışlardı. Babasının yazdığı "Akrep" oyunu sahnelendiğindc, dersleri izin verdiğinee kuliste yada scyircilcrarasındaydı oğul: "Yasadığımızacıları unutmuştuk.biranlamdasarmiijtıkyaralarımızı. Ikiarkadaşgibiydik vebuyüzdenbenimöyleçoksamimi arkadaşlarım olmadı hiç. Özlem gidermck bcnimaçımdan kısabirzamanalmıştı. Yaşamadıgımız,eksikkalanbirşeyyok,amayinc debu..." Rvct,yinedcbu insanların birbirindenayrı yas.amasmı gerektırmiyordu, hcle dc bir baba ve oğlun. Yağmurdcrcli,gceenay yenidcnlutuklandı.(,'ankınt'czacvi'negötürülürkcn kcndisinc eşlik cdcn avukatlarla oğlunalıabergönderdi: "Şimdi sınav döneıni. Ciclmc, derslerine çalıs.Görüşe.sınavlarbittiktcn sonra gel..." Oysa bu yaz, crtclcnmiş bir düş gerecklcijtirilccckli. Hazırlıklar neredcysc bitnıek üzcrcydi: "Babamınhayalindeolanbirtekncprojcsi vardı. Dcnizeaeılacaktık. Buyaz gerçeklcştireccktik. Bclki hâlâ olabilir, bcn buyaz için umudumuhâlâkaybctmi^dcğilim..." Kaç BabalarGünü uzun kuyruklarda, gardiyanlarıngözlcriçocukyürcgindcgegmişti. Şimdi, yeniden...Üstelik açıkgörüşlerdc yasaklıydı artık, sevgiyi babaya pcrvasız sunmak da... Uğur, bugün, bu Babalar Günü'ndc.ayaklarınaakıtıyorözlemini.Pcdalına basacak bisikletinin. Selesindc kağıt vc kalcm, babasına asla tükenmeyecek bir armağansunacak: "lyikidüşünüyorsunbabacığım.."^ t'UMHUKİYI I I)F.RC;I "Palyaçogclmcyecckmi?" Sahnc yavaş yavaş lekrar aydınlanırken evinbüyüklcrisözalıyor. "Çocuğun kırkıçıktı, gezmeyc gidcmiyorumutancmıdan.GöğsünHİgeregerccrkck torun sahibi oldum diyemiyorum." llcr sahnc bitiınindeki fondaki müzikle sahnc kararıyor ve alkıs ba^lıyor. Yeni bir sahneyle birlikte dekor aydınlanıyor, alkiij kesiliyorama özürlü çocuklardan tek lek alkiîjsesleri yükseliyor. Sahnede özürlü çocuk ve ablası koruı^uyorlar: "Abla...babamhastamı?" "llasta..." "Ölürmü,ölürsenercycgider?" "Ölmez..." "Bana sen bakar mısın abla? Seninle berabcroturuıuz..." Oyunun ba^rol oyuncusu Mustafa ÇİPIe konıiijuyoruz. Mustafa spastik özürlü bir genç. Oyunu oynarkcn nelerhissettin sorusuna önce "bir daha sor" diye yanıt veriyor. Soruyoruz. Şöyle yanıtlıyor"Kcndiyaşaınımıdü^ündüm. Apaynı.çok zor. lnsanlarladiyalogkurmak,kimiinsanlarlakavgacdcrckkcndini, vaı olduğunu kanıtlamakhakikatcnçok/orbirolay." Konuşıırken sözcüklcri hccc heee çıkarıyorağzından. Duraksayarak soluklanıyor. Sigarasını yaktırıyor. Derin bir ncf'cs çekiyor. "Bacağıın titredi, oyunun son sahnesinde az daha bay 1 lyordum. Siz de gönııüş ol1 malısınız. Eğcrkolumdanbiritutup.kaldırmasaydı oraya yığılırdım ben. İlk oynadığıın zamanoyunbasitgeldi. Amaoynadıkçazorlaşıyor, heyccanlanıyorum. Rcn yaşamayı çokscvcn birisi olarak buderneğc şükranlarımı sunanm. Çok insan tanıdım. Eğcryararım varsa ne güzel. Yararım yoksa, obenim ....(duraksayardk)obenimsuçumdeğil.Ben elimden gclcn çabay ı göstcrdim. Mustafa, 28 yaşındavc 6 yıldırHRAM'm okulunda eğitim görüyor. Okula girincc hayatındaçok şeyin deği^tiğini, çok 'jey harcayıp, çok ş.cy kazandığını söylüyor. "Ben okulda okumuyoruın kardcşim, hayat okulunda okuyorum ve hayat okulunu ba^arıyla temsil ettim. Bundan sonrasını devlcttcn bekliyorunı. Bcnim çevremden dolayı ba/.ı insanlar tiyatrodaoynamamısaçmabuldıılar ve bcn onlara bu konuyu anlatmak için çok uğTajjtım ve daha hâlâ anlatıyorum. Bilmiyorumncolacağını. Bir iki insan, oynaına! dedi. Ama ben çocuklar için fedaolsundedim veoynamayabaşladim." Oy unda Mustafa'nın anncsini oynayan vc ERAM'dacğitimci olarak çalışanGülfidan Gözüaçık "Mustafa spastik bir çocuk" diyor. "Zekâsı sınırda, çok düşük değil. Fiziksel özürü var. Bu, onu seçmemizdebüyük biretken. Normalde zekâ geriliği olan bir çoeuğu oynatmanız mümkiin değil. Kontrol edemezsiniz. Amaspastikliğingetirmişolduğu davranı^bozuklukları.gerginliklervar." Gözüaçık, Mustafa'nın rahatsızlığından dolayı agrcsif bir kişiliğe sahip olduğunu söyliiyor. "Zaman zaıııan kapıyı çarpıp giden,postakoyanbiryapısı var. O, özürlüçocukların tcmsilcisi. Onların scsini duyıınnak, Mustafa'yaiyigcldi. Çocuklara cgitimcigözüylc bakmaya ba^ladı. Diğcr çocuklara öğütler veriyor." (îülfidan Gözüaçık, oyun öncesi Mustafa ilcoyunsonrası Mustafa'yıkarşıla^tırıyor: "I ler oyundan önce mutlaka çıkmayacağımdiyekaprisyapar. Mustafa,oyundaki rolünübildiğinden dikkati çckmek, farkcdilmek için böyle bir havayagiriyor. Geriliyor, derin nefcsalıpvemıeyeçalı^ıyor. Artık gelenekscl halegeldi. Bugün dcostresiyaşa* dık.Birazdagerildimdoğrusu.Çünkübuse[ fcrki bayağı ciddiydi. Oyundan çıktıktarı sonra kendinegüvcnduyuyor, farkedilmek hoşuna gidiyor. Birileri, bir şeyler desin de onaiyigclsindiyehemcnseyireininarasına Oyıınun adı böyle. Özel Eğitime Muhtaç Çocuklara Yardım Derneği'nce sahneye konuyor. Hem seyircileri hem de oyuncuları arasında özürlüler var. Ben özürlü, ben insan... YAZI VK FOTOĞRAFLAR: FDLYA ÇİĞPKM AYDOfîAN alatasaray Liscsi'nin, tarihı tiyatro salonunda Tiyatro KRAM'ın * oynayacagı "Ben Özürlü, Ben In,an" oyununu izlcmcye gidiyoru/. l:RAM,Ü7el Lğitime Muhtaı;(,'ocuklara Yardını Derneği... Beyoğlu Istiklâl Caddesi'nebitişikliseııinikincikatınaçıkarak, u/.unbirkoridoru geçiyorıız. Sol tarafta Tcvfik Fikrct Salonu... Yaklasık 380 kiijilik salonda kırmızı rcnk ha. kiın. Galalasaray Lisesi tarihindcki iinlülcrin tabloları Içlerinde Tcvl'ik Fikrct heıncn gö/eçarpıyorsalona kasvctli birhavakatıyor. Salonun zemını lahtadan. Salonagirenlerarttıkca.tahla „ ( ların«ıkarüıgı "garç gurç" ses ('"'1'dan leri deçoğalıyor. Tavan, alışılmadık ölçiklc yüksek. Ikikatlıbirbinayüksckliğiııdeneredeyse. Oyıınun başlama saati yaklaşırkcn salona gclen özürlü vocuklar ve insanlar hcmcn dikkati cekiyor. Yetişkinlerle çocuk sayısıyarıyarıya. Yarım saatlik bir gccikmcyle başlıyor program. Önce IİRAM Özel Eğitime Muhtaç Çocuklara Yardım Derneği'nitanıtan bir video gösterisi ve yöneticilerin konuşması.Ciözlerhepbüyüklcrde.cllcrdebirbinne bitişik, alkışlamaya hazır halde.Özürlü bir çocuk alkışı sürdürüyor. Salon ışıkları söndürülürkcn,birspotyava.1} yava!} pcrdeyi aydınlatıyor. C'arl OrfF'un "C'armina Buraııa"sı f'onda. Masketakmıs birisi vc siyahlar içindeki bir grup insan, elinde oyuncak ayıcıkla oynayan kırmızı Cijormanlıbirçocuguçekijjtiripduruyorlar. Çocuk birotarafa bir butarafagidipgeliyor. Salondan birçocuk scsi. "Anııe niye böylc yapıyorlar. Özürluysegünahdeğil mi?" Birinci bölümden sonra pcrde açılıyor. Sahnede biri ikili, diğer ıkisi tckli üç koltuk. Üzerindc oyuncak dolu bir masa vc arkadaki dolaptan oluşan oda dckorıı. Özürlü bir çocuğa sahipbabaçokdüşünceli. "1 layır inanamıyorum. Nasıl özürlü biroğlum olabilir. Niye, bcn bıınıı hiç anlayamadını. YoksaTann'nınbanaverdiğibircczamıbu. Amahayır... Bcnkimczararverdim?Kanncayı bile incitmedim. Asıl nedcn korkuyoruın biliyormusun? İnsanlar parmakla göstereceklcr. Işte özürlü çocuğun babası diyecckler. Palyaçonun arkasından gülergibi arkamdan güleccklcr." Sahnc ağır ağır kararırken adam ellcrini başına koyup dalgın dalgın düşünür. Tam o sırada salondan gelen birçocuk sesi: "Anne, adam niye ağlıyor?"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle