Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 HAZİRAN l<)98. SAYI 639 rum. Sonradedemlearabacılıkoynuyoruz. Öğretmenim hasta, yeni öğrelmen geliyor. Halam bana iki lanc araba aldı. Bana hiç mcktupyazmıyorsun. llaçlarını içiyormusun? Düzenli içmcyc bak. Halam bana iki araba aldı. Özcl kuluları da var. Scn sigara içiyormusun?Dedcmçok içiyor. Bizherakşamçerczyiyoruz. Buakşamdayedik..." Mektuplarçoğalıyor,çoğaldıkçababa,oğIıınıı yanıhasında buluyordu. Sumru vc Uğur, kardeşi ve oğlu, hücreye denizi, gökyüzünü,maviyi,kayısıgüllcrininkokusunu akıtan ikidipsizkuyuydu... "Scvgili Babacığım. Seni çok seviyorum. Biz vapurla geldik. Vapıırumuz çok koeamandı. Okulda resimyapıyoruz. Öğretmcnimiztatilcgitti.BizeEminehemşirebakıyor. Tcy/clcr küçüklere bakıyorlar. Okulumıız çokiyi.Bizdeçokmutluyuz. lOKasıın'daşiir okudum. Deniz annesini istcdi. Şiirini okuyamadı. Arkadaşlarımın da sana sclaını var. Deniz şiirini okuyamadı. Bcn çok güzcl okudum şiirimi. Başhckim bile alkışladı... ... Sevgili Babacığım, sen nasılsın, iyi misin? Bcn iyiyim. Halamla beraber tiyatroya gidccegiz. Halam hiç gülmüyor. Ama gülüncedeçokgüzel oluyor." ruz. Ben listeyi yaptım. Dedemle ben tavla oynuyoruz. IIcp lOOlirayaoynuyoruz. Hep benkazanıyorum.Bununiçindedembenimleoynamayakorkuyor. Aldığımparalarıhalama veriyoıum. Ilalamda600 lira var. Babaanncmlc hep balkonda oturuyoruz. Babacığım bana mektup yaz. Not: Yanaklarından öperim." Çocuk yani Uğur büyüdü. 1 Ağustos 1991 'de, yani Uğur on dördünden birkaç ay almışkcn, baba, ellili yaşlarına uzanırken buluştular. Esjber Yagmurdereli şartlı tahliye edilmişti. Ogün, cczaevi kapısında, karşılayıcılararasındakioğul,birlikteya!janacaklaradairkurulan düşlerin ilkine attı adımını: "Süreklikonu^urduk, çıkınca neyapacağız diye... Öncclikle hamama gidecektik. Buncayılınkirinı,maddi,somutdeğil,soyut olarak kiriniatıp rahatlayacaktık. Birde birlikteiçeceğizderdik. Çıktığıgün hamama gittik, akşam da oturup ıçtik..." Birliktcydiler artık, demirkapısız, tel örgüsüz, camsız... Baba, "Istanbul" dedi, oğul da. Liseyi, bu biiyük kentin,büyük okulllarında, ille de babasının yanında okuyacaktı: "Babamın çıkması benim ergenlik, ilk gençlik çağıma denk düştü. Herşcyi yeni yeni anlamaya, dü^ünmeye, bilinçlenmeye bajjlamıştım. Üzerimde büyük etkisi oldu. Bugün aldığım kültürün yarısından fazlasında, okuduğum kitapların dışında. onunla tartüjinalarımız.banaanlattıklan vardır..." 25 Mart 1989. Uğur doğunı gününde Bursa Cezaevi'nde, babasının yanında.., Babanın anlamı Çocuk mcktuplarına o görüş günlerinin ağırlığinı sızdırmayacaktı hiç. O "bunaltıcı" hava, incc bir sızıyla anımsanacakların arasınasıknjipkalacaklı: "Cczaevi, bunaltıcı havası olan bir yer. Cezaevine girince üzerini ararlar. Geçersin. GeçerSanattan vazgeçme... kcn, artık görcbilcccğim diyc scÖrnek mi?Türk Sanat Müziği vinirsin. Bir avlu vardır, oradan birbaşkayeregötürülürsün,yine M a n p u s t a bir cocuk. üzerine nc biliyorsa, babasından Bir açık görüşte, Eşber ve Uğur Yağmurdereli aileyukınları ve dostlar urusında... öğrendikleriydi. Makamlar, beklemcyebaijlarsın. Beklerkcn ni, babam, en azından yaptığım isin bir sanat tısmasınadönüşmedihiç.lkiarkadaşıntarUSUIICT, şarkılar...Utvegitarçalmayıöğrcten sona yaklaşmak müthiş bir şeydir. Çok ?or tışmaları.kavgaları gibidir yasananlar. Onun tarafıolsundiyebenimimarlığayöncltti..." bir i>jin, yapılamayacağı düşünülen bir işin dc babasıydı. Ü/.crinc yeterincc düşmediği söylediğini yapmamışsam ya da benim bir Babaoğul birliktc ya^ar da çatışma çıksonuna gclmek gibidir, görüşe ginney i başa piyanoyayöncltcnde...Sonraları,üniversiisteğimi ertelemişse... Tck çatı>jma konusu tede mimarlığı seçmesinin nedeni de babası maz mı? hşbcr Yağmurdereli, salıverildikten rabilmek." budur..."olacaktı: sonraoğluylakurduğuilişkiyikcndisininbaÇocuk, başaramayanlariçinkaygılanırdı. basıylaolanilişkisincbenzetmişti,"Zaman Yazlarıannesiylebirlikteydi. Babasından "Bcn mühendis olmak istiyordum. BaÇok uzaklardan gelip de görüsmesine izin zaman kabullcnilmiş, zaman zaman çatışaldıklarıhayatınbohemtarafıysa.annesinin bam, minıaı lığın sanat boyutu da olduğunu verilmcyenler, bir de soyadı tutmayanlar... malı..."Uğur içinscçatışma.bir yaz yağmuvcrdiklcri yaşamaya dair temel bilgilerdi. söyledi. AslındaistediğikonservatuvaragitYoktukielindebirmasaldeğneği,açıversin rugibiydi,değergeçerdi: "liğitimimdc annemin büyük emeği var" dimemdi. Bas.vurdum,ama sonsınavdaclenkapıları... Yoktu. dim.Birdahagirmekistemedimsınava. Ya"Çatışma, doğal olarak var, ama kuşak ça yecekti, "O doktor. Ondan tutumlu olmaı*' Bclki tesadüftü, belki de çevresinin, hadi dili varıpsöylesin"s.ımartması"nınkoruması, ne sokakta, nc okulda alt dudağını sarkıtıp "Neden benim babam cezaevinde" diyc sormadı. Kimsc çıkıp da çatmadı kasjnı "Komünistinoğlu"diye...Biliyordu,onunbabasıbaşkaydı: "Babanın sözlüktc tanımı neyse, benim babam o tanımlara uymaz. Birincisi, baba, fiziksel olarak dünyaya gelmemizi sağlayandır, ikincisi, babanın görevleri vardır, şöylc yapar, böyle yapar... Bunlara uymazdı babam. İiabalıkoğulluktan çok arkadaşlık yaptıkbiz." Yine de sünnct olduğunda ilk saatini, on yaşmdada ilk müzikaleti olan mandolinini alanbabasıydı: "Bir hcdiyc alırkcn bile insanın içinde burukluk kalıyordu. Cezaevinde, bana bunu nasılaldı... Paraka/.anamıyorkennasılbana bu hcdiyeleri alıyor diye düijünür, üzüliirdüm..." Okumayı öğrendiğinde, Seksen Günde Devriâlem'i, Denizler Altında Yirmi Bin Fcrsah' ı okumasını öncren de babasıydı. Büyüdükçeçocukkilaplarmdanklasikleregeçiîjini sağlayan, Tolstoy, Zola'yı, Gorki'yi okunacaklarlistesinealdırandaoydu. Birkitap nasıl okunur, nasıl çözümlenir, edebi yönü ne, hangi simgeyi, hangi amaçla kullanmışbabasındanöğrcndi: Babaoğul Yağmurderclıtcr. Özlem giderilmi$, dostluk kurulmuş, sekiıinci maddeye rağmen yeni dü$ler yaratılnıış... "Sen çıkıncaberabergczeriz. Kitapoku