Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ş * laşan Picasso'nun aksine, yüzeyı bir tuval gibi algılayıp, kendi resim anlayışına özgü işaret ve simgeleri buyüzeye aktarnmktaydı.Primitifsanatınyalınlığınahayranolan VBrauneraynızamandaçömlckçilik sanatının mistik boyutlanyla da ilgilıydi. Eserlerindebuilgininsonuçlarıgörülür. Brauner, 1942'denberiresimlerinde kullandığı balmumutekniklerini seramiğe uyarlamayı dencmiş ancak başanlı olamamıştı. 20. yüzyilın ikinci yansındaçevresel sanat ve kavramsal sanat gibi birçok yeni akımınöncülüğünüyapmışoIanArjantin doğumlu Italyan rcssam, heykeltıraş ve seramikçi Lucio Fontana (18991968) sanatseverler tarafından daha çok parçalanmış tuval resimleriyle tanındı. "Zamanla şık bir damgalamaya dönüştürdüğü mono krom resimleriyle" L. Fontana, uzamsal boyutlara ve "gerçekliğin daha da derin olan boyutlarına"olan ilgisini vurguladı. Henüz Kavramsal Sanat teriminin ortayaçıkmamışolduğuyıllarda"kavram"lardansözeden Fontana, tuvalingerisindekı sonsuz mekânı izleyicınin algılamasını amaçlamiştı. 1936yılından itibaren Italya'nın Albissolaşehrindebirseriseramik esermeydanagetirenL. Fontana, 1953 yılındaDanimarkalısanatçı AsgerJorn'un (19141973) çağrısı ile Albissola'da "Incontro Interniazionale della Ceramica" adıyla anılan bir organizasyona katıldı. Birçok polemiğe yol açan bu harekette Karl Appel, Corneillc, D'Angelo, Enrico Baj gibi sanatçılar da yer aldı. Bu atölye buluşmasında her türlü deneysel çalışma serbestti. Ortaya çıkanuluslararastsanatçı deneyimleri çok çarpıcıydı. Seramiklerindede, resimlerindekitavrınıyineleyen L. Fontana, seramikyüzeylere açtığı dcliklerde uzamsal kavramadikkatçekiyordu. Ispanya'nın önde gelen avantgarde sanatçılarından biri olan Antoni Tapies (1923)lckecivedışavurumcutavırlaserbest üslupluçalışmalannda insanın dramını, doğay la olan gizemli ilişkisini, varoluş felsefesinidilegetirdi.Sergideyeralaniki seramik çalışmasında da A. Tapies bize "insanın yaşamıniçindegeçipgidişinive sanatı n bu geçişi kaydetme yetisi"ni sundu. lspanyolsanatçıMiquelBarcelo(1957) seramik çahşmaya Mali'debaşladı. Yine hayatın güzel tesadiiflerinden biri sayesinde oldu bu iş. Kumsalda resim yaparken rüzgânnsavurdugukumlaryüzünden resim yapmaya ara vermek zorunda kalan Barcelo, birkaç giinünü yerel çömlekçilerdeçalışarakgeçirdi.Böyleceonundayüreğine seramik ateşi düştü. O da tıpkı Picasso ve M iro gibi seramiğin sunduğu olanaklardan yararlanmak istedi. Seramik tabaklarbukezonunelindebanyoküvetine, kuru kafalara ya da hayvan başlarına dönüştü.Delikdeşikettiği,burduğuseramik formlardoğadanesintilertaşıdı. Buçalışmalarbizc Amerikalıseramikçi Peter Voulkos'un 1954'te Los Angeles'daki Otis Sanat Enstıtüsü'nde birgrupseramikçiy le başlattığı Abstract Expressionist (soyutifadecilik)hareketinkileuygulanmışörncklerini hatırlatır. Seramiğin fonksiyonel olması gerektiğinekarşı birreaksiyon geliştiren bu hareketin amacı seramiği bir sanat olarak görmeyip; zanaatsayan f'ikriyıkmaktı. Artık giinümüzde sanatı, kavram, stil, ınateryal ve disiplin olarak sınıflandıran doğmalaryoktur. O yüzden seramik sanatı, aldıklan, eğitım ne olursa olsun plastik sanatlarla uğraşan sanatçıların yaratıcıltklarını ortaya koydukları bir sanat dalıdır. Bu scrgide bunu görecck vc anlayacaksınız. Lütfen böy le bir fırsatı kaçırmayın. ^ CUMHURİYErDERGİ Parkla Lenin 'e ayrılan yer, giriş kaptstntn solu... Marks ve Engels, Macarhtun 'daki heykel parkının girijindc... t Müzeyi gezmek iyi, müzelik olmak fena YAZI VE FOTOĞRAFLAR: FARUK PEKİN Nâzım Hikmet ünlü "Jokond ile SlYALT'adlışiirindeşöyleder: Luvurmüzesinde artık canımsıkılıyor. Cansıkıntısındançabukbıkılıyor. Bıktım artık canımın sıkıntısından. Içimdeki bu ruh y ıkıntısından Aldı fikrims,uhisseyi: Müzeyi ' • (jezmekiyi Müzelik olmak fena. Macaristan'ın başkcnti Budapeştcdışında birkaç yıl önce Nâzım'ın bu sözlerini haklı çıkaran bir I leykel Parkı açıldı. Macaristan'da40yılayakınsürenkomünizm döneminde çok sayıda heykel yapılmii). Buheykellerinbirkısmı Macarkahramanlarına, Macarsiyasılcrineait. Bırkısmı da o dönemdekı siyasi rejimin uluslararası kişilerine, Karl Marx, Engels, Lenin, Dimitrov gibi kişilere ait. Heykellerinbüyükbirçoğunluğusosyalistgcrçckçibıçemdcyapılmış. Abartılmiij, büyük, güçlü, yer yer insan dışı görünüşlü, hattadonmuş heykeller. Buheykellerinbirkısmı I956ayaklanmasındahalktarafındantahripedilmİ!}. Bunların en ünlüsü bir zamanlar Geçıt Töreni MeydanfndabulunanStalinheykeli.70ton ağırlığındaki heykel iplerle aşağı çekilmiş, kafası kopmuş. Kafasını benzin dökerek yakmakisteyenlerolmuş. Fakat heykel tam dıbındcnyıkılmamış.Stalin'inçızmelerindcn biraz yukarıda kırılıp ycrc düş;müş. Bu yüzden halk uzun birsüre omeydana "Çizmeli Adam Meydanı" demiş. 1956 tarihinden sonra siyasi rejim durumunukoruyuncaKomünistPartiyöneticilerikırılanyadatahripedilen heykeller ycrine benzcrlerini yaptırmıijlar. Siyasi rejimin değiştiği 1989 sonrasında heykeller bu kez kırılmaınış fakat yavaş yavaş yerlerinden kal Komünist dönemi simgeleyen heykeller Doğu Avrupa ülkelerinde yerlerinden söküldü, birçoğu tahrip edildi. Macaristan'da ise büyük, güçlü ve abartılı heykeller bir araya toplanıp bir heykel parkı oluşturuldu. dınlmayabaşlanmış. Eskisosyalistülkelerin büyük bir çoğunluğunda rejim dcği^ikliği sonrasında bu heykeller ya tahrip edildi ya kaldırılıp bir köscye atıldı ya da tamamen imhaedildi. Macanstanniçinfarklı?Macarlargenelde hcr şeyı dcğerlendirmeye çalışan ınsanlar. Fleykelleri toplamışlar. Topladıktan sonrabu heykelleri ne yapal ım diye tartışmaya başlamışlar. Bir kısmı, "O heykeller 40 yıllık bir diktatörlük dönemını anımsatması açısından müzedesaklanmalıdır,hatta40yılınizlerini taşıyanbirbiçimdesergilenmelidir" demiş. Bir kısmı ise "Bunları yokedelim" demiş. Sonuçta tahrip etmeyelim.onlarısergileyelim görüşü cgemen olmuş, ki bu da doğrıı bir yaklaşım. Hiçbirhalktarihinin40yılınıpat diyegözdençıkarmamalı. 2324 Haziran 1991 günlerinde son Rus askerlerininMacaristan'ıterketmesıylebirliktc Macarlar Rus askerlerıne "Bucsu" "güle güle" demişler ve 1992'de de bütün heykelleri toplamışlar. Sergilenenhcykellerin büyük bir çoğunluğu o zaman toplanan heykeller. Gerçekte bu tür bir heykel mü/.csi düşünccsinin babası tarihçı Lâszlö Szörenyi. 5 Temmuz 1989'da Hitel dergisine yazdığı birmakalede bir "Lenin Bahçesi"kuralım, tüm Lenin heykellcrinibubahçeyekoyalım görüşünü ortaya atıyor. Aneak bu Heykel Parkı epcy bir zaman sonra gerçekleştirıliyor. Park birkaç mimari projenin değerlendirilmesinden sonra 1993 sonbaharındaaçılıyor, ama tam bitmiş olarak değil. O gündcn bugüncdegclıştirılmcyeçalışılıyor. I leykel