24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9K.AS1M 1997. SAYI 607 " Devlet, tehlikede olan her vatandaşının başına bir asker dikcmez. Ancak hepinizi savunmabirimlerindegörevalmayaçağırıyorum. Görev almak isteyen herkese kendinizi, ailcnizi ve onurunuzu korumanız için silah vcrilecektir." Bu konuşma, kcndini asan bir adamın ailesine ip hakkında nutuk çekmck gibi bir şeydi. Komutan yalnızca bunları söyledi. Acılı ailcy i tesell i elmek zahmetine bile katlanmadan üstünc düşen görevi yapmanın rahatlığı ile çekti gitti. Derija Amca gcride doy urulacak 17 boğaz, öksüz bir bebek ve evlendirilecek üç kız evlat bırakrnıştı. Televizyon, katliama ne o gece ne de sonraki günlcrde dcğinmedi. Basın da bu konuda suskun kaldı. Bunda şaşırılacak bir şey yoktu. Hükümctın haziran 1994 tarihinden geçerli olmak üzere aldığı karara göre güvenlikileilgilihaberlerbaşkentCczayir'deki "iletişimbirimi"nin süzgecinden geçecekti. lçişlcriBakanlığı'nın aldığı "tavsiye kararına" göre de ulusal medya ancak 'inanılır ve doğruluğu kamtlanmıs." bilgileri yayımlayacaktı. Bu, şu demekti:<Tîazeteciler teröristsaldırılarınyolaçtiğıtcpkilerimümkiin olduğunca haber konusu yapmayacak; kısaca "boğaz kesıne, ambulansa saldın, bebeklerinvehastalarınöldürülmesi"gibikonuların dışında kalan haberler "es" geçilecekti. Hükümetin ilan ettiği "barbarca eylemler" tanımına uymadığı için Derija, MuhammedveNebirinöldürülmeleri "karanoktalar"danbirinedüşüp,bunabenzerpekçokcinayet gibi unutuldu gitti. O giin haberlerde yalnızca yakınlardaki Bin Asurköyündeki katliamdan sözedildi. Bu olaydaölü sayısı resmi kaynaklara göre 16 idı ve hepsi kadın vc çocuklardan oluşan kurbanlar, maşetlerle boyunlan kcsilerek öldürülmüştü. Neyse ki Huriye, diğerleri gibi okuma ve yazmayı unutmuştu. (iazetelerde gün geçmiyordu ki bir katlıam haberi yer almasın. Doğal olarak bu katliamlar hükümetin öngördüğü kategoriye uymak zorundaydı. Çoğunlukla Mitice bölgcsini hedefalan bu katliamlar, yavaş yavaş bölgenin güvenliğinden sorumlu askeri garnizonunun bulunduğu Blida'yadoğruilerliyordu.Osmanlılardan buyana Blida'nın halk arasındaki biradı da ElKahpe idi. Kasabayabu isim, Fellini filmlerini çağrıştıran büyük genelev yüzünden verilmişti. Genelev 1970'lerde Cezayir'in püriten Devlet Başkanı I luari Bumedyen tarafından kapatılmıştı. Şu anda kasaba Islamcı kesimin kalesi durumunda. FIS (tslami Selamet Cephesi) 1992 'de kapatılmadan önce kasabanın tamamı üzerinde söz sahibiydi. Bugün Blida'nın kontrolü, Mahfud Nahnah'ın liderliğindeki yasal Islami parti, HAM AS' ın eline geçmiş durumda. Cczayir gerçeğine az çok aşina olanlar, şiddetin yalnızca bu bölgede görüldüğü kanısındadeğiller. Kaldı ki Cezayirlilerartık Azrail' in ülkenin dört bir y anında ve en ücra köşelerinde dur durak dinlemedcn işbaşında olduğunun farkında. Öte yandan ulusal medya, bu haber bolluğunda.günlük katliamkotasını kolayca dolduruyor. Nası I sa bunca cinayetin içinden resmi makamları tnemnun edecek, uygun haber bulmak çok zor değil. Peki, ya bütün bunlar daha korkunç bir gerçeğikamuoyundangizlcmekiçinkotanlmış senaryolarsa? Ülkenin tarım, sağlık hizmetleri, karayolları ve dcmiryolları, su sorunu, difteri salginı vc en önemlisi yoksulluğun ulaştığı boyutlara bir göz atılırsa, bu hiç de gözardı edilemeyecekbiriddia. Bugün Cczay ir'de insan yaşamının çürük soğan kadar bile değcri yok; insanlar ölüm ile yaşam arasındaki o ince sınırda tutsak. Artıkölümkimscyikorkutmuyor.şaşırtmıyor vc hatta üzmüyor. Sokaktaki adam, petrolden elde edilen ulusal gelirden en büyük payın, iktidarda kalma mücadelesi veren hükümet güçlerine aktarıldığını fark edecek kadar bilinçli. Halk, yönetimin ulusa değil kendi çıkarlarına çalıştığını gayet güzel görüyor. Cezayir nüfusunun üçte biri işsiz. IMF'nin istcklcri doğrultusunda hareket eden hükümet, buğday, zeytinyağı, şeker ve süt üreticilerine tanınan sübvansiyonu kaldınnış. Tarım işçisi bugün başkent sokaklannda günlük, geçici işlerle karnını doyurmayaçabalıyor. Cezayirlıçocuklarbirzamanlartazesütle beslenirken bugün süt tozu bile bulamıyorlar. Tarım devriıninin tam bir fiyaskoyadönüştüğü kulaktan kulağa fısıldanıyor. O dönemin Marksist, devrimci Devlet Başkanı Huari Bumedyen, Avrupalı danışmanlannın tavsiyeleri doğrultusunda, ülkc sanayiini ve çalışan kesimi güçlendirmek için petrol ürünleri karşılığında gelişmiş ülkclerden Amcliyatolacakbirhasta.hastaneyeyatmadan önce yatak çarşafı, pamuk, şınnga, ameliyat ipliği, röntgen filmi gibi gereçleri yanında getırmek zorunda. (Bu bize hiç yabancı değil). Bütün bunlar ülke ekonomisinin içinde bulunduğu acıklı durumu açıkça gözlerönüneseriyor. 3 DERGİ DEN Merhaba, Bu haftaki dergimizin kapağı Cezayir. Dahafazla benzemekten korktuğumuz Cezayir 'den bir iç sava$ öyküsü. Yazan Cezayirli gazeteci Selim Zavi. Index on Censorship dergisinden aktardık bu yazıyı. Türkiye üzerine yazılmış yazılar Cezayirlilere nasıl acı geliyorsa, onlarınki de bize çok acı geliyor. İçinde yaşamak daha sıradan ve kolay her zamanki gibi. Ama geçerli kural hep aynı: Ne "savaş " utanıyor, ne de onu çıkaran insanlar... Bu sayımızdan bir baska ilginç yazı da hayatın dönüm noktalanna ilişkin. P.sychologie Heute Dergisi 'nin incelemesi duygusalhğa değil. akılcdığa yer veren bir bakış açısından yola çıkıyor. Ama galiba Doğulu toplumlar biraz daha farklı yaşıyor dönüm noktalarını. Bizim için acılar hiç önemini yiurmiyor. Külleniyor ama bulanıklaşmıyor. Sevinçleri ise nedense daha sınırlı zaman dilimleri içinde yaşıyoruz. Ama ne yaşamı planlıyoruz ne de dönüm noktalarını. Batı da çocuklar hayatlarını planlamayı daha ilkokulda öğreniyorlar. Ceplere randevu defterleri çok erken yıllarda giriyor. Bizim ülkemizde ise ajandalarsayet kullanılıyorsa tarihlerinden bağımsız olarak kullanılıyorlar. tçindeki tarihlere takvim gerektiğinde gözatılıyor. Yoksa haftaları ve ayları planlamak amacıyla değil. Büyük çoğunluk bir hafta ya da bir ay sonra ne yapacağını düşünmeden ve planlamadan yaşıyor. Belki biraz rastgele bir yaşam bizimki. Sürprizlerle dolu. Üst yapıya da çok uygun. Planlanmamış kentlerle, planlanmamış yaşamlar hep yanyana duruyor. Yolumuz aynı hafta içinde üç kez kazılabiliyor, bir sorun çıktığında başvurduğumuz mahkemeler aylarca gün vermeyebilivor, siyasi hava hergün değişebiliyor. Duraganhktan uzak bir hakıma hayatlarımız. Bu da doğal olarak sıradışı dönüm noktaları çıkartıyor karşımıza. Ama dönüm noktalarını yaşarken çoğumuz alîmda kalıp eğiliyoruz. Uzmanların tavsiyeleri bu bakımdan pek bize uygun değil. Amayine de bir gözatın. Önümüzdeki hafta yeni bir dergide buluşmak üzere... '' ' . . . tpek Çahşiar Huriye'ninköklerl Huriye, ülkenin yakın tarihinin canlı bir tanığı. "Kurtuluş Savaşı" dönemi kuşağından gelen Huriye, Küçük Kabile isimli bir köyde doğdu. FransızCîencral MauriceChalle'ın, özgürlüksavaşçılannatanmkesiminden gelen desteği kesmek için başlattığı köylcri boşaltma harekâtından Huriye 'nin köyü de nasibini alinca, tüm köy halkı 1959 yılındabir mülteci kampına yerleştirildi. Huriye, o günlerle ilgili dikenli telleri, gcce sokağa çıkma yasağını anımsıyor. Ayrıca doktor ve okulu Katliamlar ülkesinde aaya, ölüme altşanlar yagamaya devam ediyor. üretim araç ve gereçleri alıyordu. Oysabununtam tersini yapmalıydı. Bugün Cezayir'de sanayi durma noktasında. Tanm sanayiden de beter durumda. Paris kaynaklı Special Maghrep adlı dergi, dünya pazarlannda süt tozu ve durum buğday ı ithalatında Cezayir'in ilk sıralarda yer aldığını belirtiyor. Oysa aynı Cezayir bir zamanlar dünyanın zahire ambarıydı. Hatta tarih kitapları kuru tarımın 2000 yıl önce burada başladığını yazıyor. Ülkenin dışsatımına göz atıldığındaön sıralarda Fasportakalı,ttalyan zeytinyağı ve Tunus bademi yer alıyor. 1992 'de iç savaştan bu yana ekmek fiyatları yıldırımhızıylaartıyor. Ekmeğin fiyatı bugün 10dinar(yaklaşık35 bin lira), birkîloet asgari ücretin ondabirine eşit. En büyük sorun ilaç sektöründe yaşanıyor. Yerli ilaç sanayiinin yeterli üretim yapamaması aspirin, mide, doğum kontrol i laçları gibi basit ilaçların karaborsaya diişmesine neden oluyor. dahiçunutmuyor. Bağımsızlıktansonra Huriye bir kez daha köklerindcn kopartıldı. Bu kez hedefbaşkentti. Babasının bir daha baba topraklannadönmeye hiç niyeti yoktu. Evleninceye kadar okulda yatıl ı kalan Huriye, kabile geleneklenne göre kuzeniyle evlendirildi. Kocasi Zidan da aynı köydendi. Huriye ev temizl iğine giderken, Zidan inşaat işçisi olarak çalışıyordu." Dört çocuklan ve üç kızlan " dldu. (bu dabize yabancı değil) Başkentin en yoksul gecekondu mahallesinde ilkel, ancak sağlam bir evde oturuyorlardı. Derkcn zamanın Devlet Başkanı Şadli Bin Cedid, başkcntin tüm gecekondu mahallelerinin "ortadankaldınlması" içinkollarısıvadı. lktidardakı Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN)partisininyayınorganıdurumundaki El Mücahid gazetesi bu eylemi "pislikten annma" şcklinde yorumladı. Soğukbirkışsabahı,polisdesteğindemahalleye giren buldozer, büyük kepçele*" CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ. BERİN NADİ • BASAN VE YAYAN: YENİ GÜN HABER AJANSI BASIN VE YAYINCILIK A.Ş. • GENEL YAYIN YÖNETMENİ: ORHAN ERİNÇ • GENEL YAYIN KOORDİNATÖRU: HİKMET ÇETİNKAYA • YAZIİŞLERİ MUDURLERİ DİNÇ TAYANÇ, İBRAHİM YILDIZ • SORUMLU MUDUR FİKRET İLKİZ • YAYIN YÖNETMENİ: İPEK ÇALIŞLAR • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • REKLAM: MEDYA C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle