Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9KASIM 1997. SAYI 607 bersunan spikerlere "anchorman" deniyor. Bu uygulama, ilk olarak 198ü'li yılların başında ABD'de başladı. Televizyon haberciliğinin büyük bir güç oluştıırduğu bu yıllarda ortay a çıkan "haber anchorlan", Amcrikan kamuoyunun kutsal sözcüsü gibi görülmekteydi. \ Icm ulusal hemde yerel yayın yapan kanallar, televizyon haberlerinin sunucularına, kanalın kamuoyundaki imajınm bir temsilcisi olarak bakıyorlardı. Ali Kırca da haber spikerliğine farklı bakıyor. "Bcnim anlayışımda 'haber yorumculuğu' ya da 'haber sunuculuğu', kavramı vardır. BununTürkçesi olmadığı için de'enkırmcnlik' deniyor." Haberi sunacak kişinin, haberin ilk dakikalanndan itibaren, sıcaklığını yaşayarak, oluşumunakatkıdabulunarakosüreçiçinde yer alması gerektiğini düşünüyor: "Bu işi yapabilmek için bazı olmazsa olmaz koşullar var. Birincisi, çok uzun süren bir yayın deneyimi.Enaz, 1015yıllıkbirhaberbirikimini şart görüyoruın. lkincisi, haber sunacak kişinin mutlaka TV muhabirliği kökeninden gelmesi gerekliliği. Üçüncü olarak, seyircinin dikkatini başka alanlara kaydırmayacak görüntüdevesıcaklıktaolmalıdır. Haber spikerliği, deneyim ve birikim işidir. Bu deneyim ve birikime sahip olmayan insanların ekrandaki seyirci karşısına geçmesiseyirciyesaygısızlık,kendilerinekarşı dahaksızlıktır." Mesleğe yeni başlayan bir insanın ise, bunu yapmasının yanlış olacağını söylüyor. "Seyirci de onu kabullenmez zaten. Ama, "Ali Kırca ile atv Haber", dediğiniz zaman, seyirci bunu doğru olarak algılar. Bu uygulamayı aldığımız ülkelerde de haberler, haberi sunan kişiler adıy la anılıyor." Sunuculuğun, yetenek isteyen bir iş olduğunubelirtiyor, Kırca. "Yeteneğinöneçıktığı bir alanda, iletişim eğitimi almayan insanları sınırlayamazsınız; yetenekliyse bu işte başanlıolabilir." Kırca, Türkiye'de iletişim okullarının olmadığı dönemlerde,bu alanda çalışacakinsanlann ba.şkakaynaklardan sağlandığı şimdi ise i letışim öğreniminin ağırl ık kazandığı gorüşünde. Ali Kırca: "Haber spikerliği, deneyim ve birikim işidir." Ali Kırca, aynı zamanda Haber Dairesi Başkanı. "Elbette çok büyük ve çok iyi bir ekiple çalışıyoruz. Arkadaşlarım, Türkiye'nin en profcsyonel habercileridir. Ama sorumluluk bana ait. Orada çıkan yanlış bir şeyin sorumlusu arkadaşlarım değil,benim. Ağır bir iştir aslında. "atv haber", diyerek yüzlerce kişinin veya soy ut bir kavramın arkasınagizlenebilirsiniz. Amaisminizleçıktığınız zaman, işte o zaman işi doğru yapmak zorundasınız." Kaan Yakuphanoğulları: "Özel kurslur yetersiz." hocalardan ders aldık. Ama bu kurslarda hiç kimse sizc' Sesin yeterli mi?' diye soımuyor. Onlar sadece bilgileri aktarıyor. Sonra bir sertifikaveriyorlarvekursbitiyor." Buna rağmen çalışan ve azmcden insanlann bu işi başarabileceğini düşünüyor. "Çok çalışan, birikim sahibi, sesı bu işi yapmaya müsait olan insanlar, spikerlikte başanlıolabilir. Mankenlikten,güzellikyarışmalarından gelen birçok insan vardı. Birkaç isim dışında, bunların hepsi elendi. TRT'den, özel kanallara geçen birçok insan vardı, onların da bir kısmı elendi. Zamanla seyirci de medyadünyası daseçiminiyapıyor. Başanlıolanlarkalıyor,başaramayanlar gidiyor. İyi bir spiker, kolay yetişmez. Ben hâlâ öğreniyorum, olmaya çalışıyorum. Bu işin sonu yoktur. Kimse, "Ben spiker oldum" diyemez. Çünkü bu, sonsuza uzananbiryol."^ oturup kalktığını görmedim. Olsa olsa kendi etrafında sağa ya da sola dönüyorlar. Bugünkü spikerler, genellikle vücut ölçülerine ya da kaş göz renklerine, erkek ise boy pos ön plana alınarak seçiliyor. Elbette hiç kimse çirkin ya da özürlü birini ekranda görmek istemez. Ama bu, dili doğru ve güzel kullanma sanatıysa öncelikle o dılın kurallarını çok iyi biliyor olması lazım. Hatta muhabırlik bile yeterli değil. Çünkü muhabir, haberlerı doğru ve öz biçimde kaleme alan kişıdır. Halbuki muhabir, eline mikrofonu aldığı zaman üçüncü bir nitelik ekleniyor. Bu niteliği geliştirmek mecburiyetinde. Bugün pek çok muhabir ekrana çıkıyor ve bağıra bağıra konuşuyor. Anlaşılır olabılmek için bağırmaya gerek yok. İyi bir muhabir olmak, İyi bir enkırmen olmaya ya da iyi bir haber sunucusu olmaya yetmez. Muhabir olduklarına göre Türkçe'yi biliyorlar demek, ama doğru Türkçe konuşmak apayrı bir olay. Beden dili nasıl kullanılmalı? Bence beden dilinde ve konuşmada abartıya kaçmamalı. Ister bir müzik programı, ıster haber bülteni sunun, önemli olan doğru soluk alıp vermek, heceleri yutmamak, gerekli yerlerde duraklamak ve doğru vurgulama, doğru tonlamayla o sunuşu yapmaktır. Mlmik ve jestler, bütün bu doğruları pekiştirmeye yarar. Türkçeniz bozuksa, vurgularınız yanlışsa sadece kaş göz oynatarak ya da beden dili ile bu açığınızı kapatamazsınız. Hatta o açık daha da fazla büyür, göze batar.^ Kaan Yakuphanoğulları "Güngelir,biryakınınınölümhaberinide okumak zorunda kalabil irsin. Bu benim başıma geldi. Çocukluk arkadaşım doğuda askerdi.BirminibüstegiderkenPKK'liler indirdiler ve kurşuna dizdilcr. Ben, o haberi deokudum." Yine TRT kökenli olan Kaan Yakuphanoğullan, iyi bir spikerin,çelikgibi sinirçok şey var. Spiker yetiştiren özel kurslar slzce yeterli eğitim verebiliyor mu? TRT'nin açtığı kurslarda ve Milli Eğitim Bakanlığı'ndan sertifıka veren kurslarda gerekli bütün bllgiler veriliyor. Fakat, gençlerımiz ne yazık ki yöneticiler tarafından seçildikten sonra kendilerinı yeterli zannediyorlar ve bu kurslara gitmiyorlar. Aslında tek tek kurslara gidilmesi yerine, "Hızmet içi eğitim" verilmesı bence çok daha doğru. Hem zaman hem de para tasarrufu açısından her kanal bir iki öğretmenle anlaşabilir ve kurs düzenleyebilir. Bugüne kadar, bildiğim kadarıyla hiçbir özel kanal, kendi çalışanları için böyle bir kurs açmadı. Sadece TRT bunu yaptı. Radyo ve televizyonlarda sunuş yapan herkese büyük görev düşüyor. Ama eğitim sistemimizde de bazı değişiklikler yapmamız gerektiği inancındayım. Okullarda çocuklara sürekli test veriliyor. Çocuklarımız, yazı yazma alışkanlığını kaybetmeye başladılar. Halbuki test yerine sözlü ve yazılı anlatıma ağırhk verilmesi gerekiyor. Dilbilgisi kuralları ezberletiliyor. Ben, her konuda ezberciliğe karşıyım. Dilbilgisinde ezberletme yerine uygulamalı yazım ve konuşma kuralları esas alınmalı. Konservatuvarların tiyatro bölümlerinden mezun pek çok yetenekli arkadaş var. Bunlar fonetik ve dıksiyon dersi almış kişiler. Hiç olmazsa büyük şehirlerdeki Anadolu llselerine, okuilara diksiyon dersi konabılir. özel televizyon kanallannda çalışan TRT lere sahip olması gerektiğini düşünüyor. "Eğcrbuişegönülverebiliyorsanızvegüzelliğinidemlmünüdeçekebiliyorsanızyapılacak bir iş" diyor. TRT'de başladığımızda bize böyle söylcndi. Herkes tatil yaparken sizçalışacaksınız, herkcsçalışırkendebelki siz tatil yapacaksınız." O, spikerliğe TRT'de başlamış'TRT'den gelmcseydim, diksiyonun, fonctiğin ne olduğunubilemeyecektimyadaoradanburadan yarım yamalak öğrenecektim." Spiker yetiştiren özel kursları ise yetersiz buluyor. "tkiüç insan bu işi öğretemez. TRT'dc bız diksiyon, fonetik, haber, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Klasik Batı Müziği gibi derslerin her biri için ayrı ayn ULKU GIRAY TRT'nin iz bırakan spıkerlerınden Ülkü Giray, günümüz spikerlerinın doğrudüzgün ve güzel konuşamadıklarından yakınıyor. 1956'da Ankara Radyosu'nda spikerliğe başlayan Giray, ardından Amerika'nın Sesi, BBC Türkçe Servisi ve TRT Haber Merkezi'nde çalıştı. Ülkü Giray, "Yanlışları ve Doğrularıyla Güzel Konuşma Kılavuzu" ve "Osmanlıca Kelimeleri Okuma Kılavuzu" isimlı ikı kıtap yazdı. (Iki kitap da şu anda yayına hazırlanıyor.) Giray'a, günümüz spikerlerinin yaptıkları dil yanlışlarını sorduk. Günümüz spikerlerinin yaptıkları hatalar neler? Türkçe, fonetik bir dildir. Yani hemen hemen konuşulduğu gibi yazılır. Ama incelik burada, yazıldığı gibi konuşulmaz. İşte insanların çoğu bunu bilmiyor. "Mesela "a, e" sesleri, konuşurken daralır ve "ı, i" olur. "yapacak yazılır, "yapıcak" okunur. "Edecek" yazılır, "edicek" okunur. Bunu bilmeyen spiker arkadaşlar, tane tane okumaya çalıştıkları için son derece kaba ve yanlış bir konuşma ortaya çıkıyor ve bu, kulaklara yerleşiyor. Yine konuşma dilinin inceliklerinden birisi de ulama ile sağlanır. Mesela "en eskl" kelimesini de tane tane söylemeye çalışıyorlar ve bölük bölük oluyor. Oysa "eneski" şeklinde okunması gerekiyor. Bazı arkadaşlar da "g" harfinl telaffuz etmeye çalışıyorlar. "Ğ", aslında bir harf değildir. Yumuşak g, sıfatındaki gibi o kadar yumuşaktır ki, genellikle kendinden önceki harfin sesini alır. Konuşma dilinin incelikleri apayrı bir olay. Yani öğrenecek kökenli spikerleri nasıl buluyorsunuz? Hemen belli oluyorlar bence. Ama bazıları "TRT spikerleri put gibi otumyor, hiç mimik yapmıyor" şeklinde eleştiriliyorlar. Kusura bakmasınlar ama, ben de CNN'i, NBC'yi, BBC'yi izliyorum. Haberi ayakta dolaşarak okuyan, haber kâğıdını kıvıran enkırmen görmüyorum. Bence doğru olan, TRT kökenli spikerlerin yaptığıdır. öbürü rol yapmaktır. Stüdyoya girip çıkmak, dlkkati dağıtıyor. CNN'de de haber saati enkırmenlerin adlanyla anılıyor. Hiçbirinin