Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGt Iarındaçi7gi ile renk arasındakimücadcleyi hissetmemekmümkündcğıl.(,'izgibiryerde baijlıyor vc sanki evrenin derinliklerinde kayboluyor; biçim dünyası sürekli zorlanıyor, horlanıyor; dörtgenler üçgene, üçgenler yamuğadönüs.üveriyor;dairclerözelbiranlamkazanıyorveenönemlisı biçimi çcvreleyen konturlar kırılıyor; renklerın yapı ıçinde önemi bulunduğuna değindik, ama rengin de üstü örtülüyor; sanatçı, sanki maddenin özQ4 nü oluşturan ve yaşamın sürekli liğini sağlayan, ama aslında, o dengeden yoksun, o kuşku kaynağı durumun da giderilmesini istiyor. Bitran dengey i bozarak dengeyi anyor; tablonun merkezini kaldırıyor, resminde giz var; bu nedenle yapıtı ile ilgileneni sürekli aramaya ve araştırmaya yöneltiyor; bir ipucu yakaladığınızı sanıyorsunuz, izliyorsunuz; yokoluyor,siliniyor;amaoyokedilen,silinen, üstü kapatılan, karalanan biçimin, evrenin derinliklerinc dalan çizginin orada buIunmayadevamettiğinibılıyorsunu7vearayışı sürdürüyorsunuz. Yaşamın kendisi var Bitran'ın resminde; o yaşam bir süre sonra yok oluyor; o zaman aranılamn aslında Var* lık değil de Kayboluş, oldugu sorıucuna dîı varılabiliyor. Bitran'ın kemerleri.. PULAT TACAR ağımızın önemli ressamlarındanbiri olan Albert Bitran 14 Kasım 1997 'de I stanbul 'da Galcri Nev 'de, 12 lCasım'da da Aksanat Kültür Mcrkezi veFransızKültürMerkezi'ndeaçılacaküç sergi ile Paris'ten Istanbul'a, doğduğu kente gcliyor. Resimleri 1998yılı Şubatayında Ankara'da sergilenecek. Bu geliş, uzun sürcn başarılı bir sefer sonunda, son y 11larda orıu sürekli meşgul edcn ve resimlerine yerleşen kemerlerin altından geçerek, doğduğu kentin özlediğiortamına dönüs. amacı ile çıktığı nostaljikbıryolculuk. Albert Bitran 1929 yılında Istanbul'da doğdU; lise eğitimini tamamladıktan sonra 1949'da mimarlık öğrenimi görmek için Fransa'yagitti. Amaresimtutkusu onu kucakladı ve genç Bitran mimarlığıbirkenarabırakıp,resmi ile yarattığı sanal evrene geçti. 1997yı!ındaVersodergisinde yayımlanan bir söyleşide "hep resim yapma ar/.usu ile doluydum" diyor. Ama bu arzunun içinde"re.smekar!)içıkmaçeli!jkisi de"bulunuyordu. 1950'li yillar soyut resmin parladığı bir dönemdi; imge sankı arka plana atılıyor, gerçekçi öl çcklerbirazdayozlaşmışdüze ne dönüşii simgcledikleri için biı kenaraililiyorlardı. Soyut rcsinı, genclde geometrik niteliklcn ağır basan bir söy lem biçimi sa yılıyordu. (,'cvresındeki bazı sa natçılargibi Bitran da resim yaşamının ilk y ıllarında geometrı k soyutlamanın yapısal ve alan dii7enlemesi sorunları ile uğraştı, 1954 yılında Denise Rene Galerisi 'ndc açtığı ilk scrginintamamen geometrik soyut resim olduğunu kendisi de kabul ediyor. L'leştirmenlcrressamlarıbclirlisınıflamalaraltındadeğerlendirmekolaylığınıseverler; 1950'li yıllann ortalannda Bitran'ın resmini de soyut peyzajcılar basjlığı altına alıyorlardı. Bunda kendisinin deetkisi varbelki; o dönemde yaptığı önemli resimlerden birinin adı Peyzajın Doğuşu idi. Bitran'ın yapıtı, son dönemde bir başka kategori içine de alındı: Parıskenti 1980yılında 19461956 yıllan arasında SaintGermaindesPres'deki lirik soyut ressamlann yapıtlan adı altında bir karma sergi düzenledi ve Bitran'ın resimleri de lirik soyutlar grubuna böylece konulmuş. oldu. Lirik, yani duygunun içli bir şekilde anlatım türü. Bitran'ınyapıtını lirik bulanlar herhalde haklı. Gerçekten, onun resminde, bizleri soğuk soyutlamanın kesinliğinden çıkarıp sıcak bir duygusal ortamın içine sürükleme niteliği göze çarpıyor. Belki beni de başkalan gibi Bitran'ın resmine ilkbakışta bağlayan öğe soyut resimdeki şiddet unsurunu kaybettirmiş.bulunması. Kimi resimlerinde gri, tütün rengi, açık san, ncfti planlar üzerinde giyotin gibi yer alan siyah, yamuk, dikdörtgen alanların çarpıcı, vurucu keskinliğinin doğal korkutuculuğundananndırmabecerisi var Albert Bitran'ın.Budageometrik kcsinliği, düzeni bulunan alanlann üstünün birbulutu andıran karmaşık bir rcnk yapısı ile, hatta bulamacı ile örtülmcsiyle saglanıyor. Bu söylemde, insanların birlikte yaşamak için getirdikleri yapay düzen ile doğanın ve insanın duygusal cvreninin karşı karşıya gelmesi var; doğanın doğum vc yok oluşu da içeren gizi ile karş.ılaş.ıyoruz. Bitran'ın resminde renk önemli bir rol oynuyor; renk restne sanki elle tutulabilen yapısal bir faktörolarak katılıyor; yapıt Çalışmalannı Paris'te sürdürcn sanatçı Albert Bitran, 1983 yılında Istanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde açtığı tek sergiden sonra ilk kez Türkiye'de. Resimlerinin çoğunda bırbirlerinc uzak ya da yakın duran iki ufak daire var; kimi ke? bellibclirsiz,silinmİ!),değii}ikrenklerdeolabilendaırelcrbunlar; artıeksi akımlarmı'/ Birbirlerini tamamlayan ying ve yanglar mı'' Kimbilir? Zaten sormaya da ne gerek varj? Oradalarvebirparlaktstanbulya7gecesindegökyüzündekiyıldızlarabakıp, gi/lerinı sorgular gibi seyrediyorsunuz onları. Aynı duyguyuçiftlerscrisindekibiçimlerinaynı rcsim içindeki tekrarındadayasjiyoruz, ikizlcr arasındakifarklar gibi bunlar;banaminimalistlerin müziğindeki tekrarları ve bulduğunuzdamüthiş7evkalınabilenincefarklarıhatırlatıyor. Bitran'ın son resimlerindekemerlerin önemli bir öğe olarakortaya çıktığını görüyoruz. Kemerler onun son tutkusu Şöyle anlatıyor Albert Bitran "Çocukluğumda babamla Istanbul'da kemerlerin altındabuluşurduk. Hersefcrindeokemerlerin altındakı insanların ve nesnelerin düz vt yassı oldukları izlenimini edindim... Kemeı Akdeniz uygarlığının niteleyıci biçimlerinden biri; daire ile kare arasındaki denklemir büyüley ici ürünü... Ama, o kemerler Romanın, Bizans'ın, Endülüs'ün, Magreb'in, Ka hire'nin, Kudüs'ün, Selçuk mimarisinin vı tstanbul'underinliklerindengeliyorikcmerin resimde görünen yarısı, kültürlerin damgasını taşıyor; öbür yarısı, şuur altına itilmi; durumda; iz sürmek ve sanatçının anlatma ya başladığı öykünün sonunu o derinliklerdcn çıkarıp anlamak gerek. Kemerler Albor Bitran'ın gcnlerineyerleşmişöğeler;nostalji dolu ve büyüleyici. Bu kemerler ile Alber Bitran fenahaldelstanbullu;tedavisi yok. Bitran Fransa'daki önemli galerılerdeı başka, ABD, Almanya, Belçika, Danımarka Hollanda, Isviçre, ttalya, Japonya'dasergileı açtı; yapıtları dünyanın önemli müzelerindt değerlerini buluyor. ^ ALBERT BİTRAN 1929 Istanbul doğumlu sanatçı, 1949 yılında mimarlık eğitimi için gittiği Paris'te sanat çalışmalarına başladı. Yaptığı resımlerle Ikinci Dünya Savaşı sonrası dünyanın dört bir yanından Paris'e gelen ve soyut resim akımının temsilcilerınin oluşturduğu ve sanat tarihinde "Ecole de Paris" adıyla bilinen sanat akımına dahil oldu. Albert Bitran 1951 yılında ilk sergisini Paris'te açtı ve bu tarihten itibaren dünyanın önemli kültür ve sanat merkezlerinde düzenli olarak eserierini sergiledi. ^