03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 CUMHURİYI/I DEKGİ duklarımız, duy duklarımız... Onun için sıradan bir toprak parçası olmadı bizimiçin Midilli. Bir"kapı"gibiydi,açılmadan arkası görülmeyen. Umuda, unıutsuzluğa.özgürlüğeyadafarklıbirtutsaklıga, ama nc olursa olsun, şöy le ya da böy lc başka birhayataaçılankapı... Bundan belki, limanayaklaşanferibottan ilk kez gördüğümüz Midilli için güzel, çirkin, sevimli, soğuk diyc bir tanımlama yapamadık. Foça'yıandmyordubiraz. Eski Rum evlerinin arasında üç dört katlı betonarme bınalar yükseliyordu. Yine de bizım kıyılarımızıntersine ycşildokuyuöbeköbekkemiren ikinci konutlardan eser yoktu. Asyalı küçük kız Pasoklu Vali(Yunanıstan'davalilerdeseçimlebelirleniyor)AlekosMatielis,babacan gülümsemesiyle kollannı açtı f'eribottan inenlere. Barış, rıhtımdaki yerel giysili küçük bir kız çocuğunun uzattığizeytin dal ındabeyazgüvercindi. Amerikanbombasının kavurduğu, dehşet içinde asfaltta koşan, uçuk sarı benizli, çıplak, Asyalı küçük kızın tbtoğrafı geçti önümüzden. Buradaki Rum kızına, bizim kıyılardakıçoçuklarımızakıy^ maya kimin, kimlerin hakkı olabilirdi ki? Eski Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven geldi bu kez zaman tünelinden. 12 Eylül suskunluğunda, Dikili festivalleriyle Ege'nin küçük bir kasabasında çan çaldırmıştı. Ses, dalga dalga yayılmıştı dört bir yana. Barış vedostlukadınakurulanköprünün temellerini, Midilli eski Belediye Başkanı Stratis Pallis'le birlikte atmışlardı Abdı Ipckçi Banş Ödülü'nü de tutmuşlardı birlikte. YKP Başkanı Florakis, YKPMilletvekili Korakas ve diğer barış scvcrler, savaşa ve düşmanlığa inat, korkusuzca bırleştirmişlerdiellerini. Osman Özgüven için de Midilli, bir toprak parçasından öte olmalıydı. 12 Eylül zulmünden kaçankardeşı Sedat'la, 10 yıl sonra,bu rıhtımdakucaklaşmışlardıılkkez. Dakikalara sığmamıştı o kucaklaşma. () zaman, 91 Midilli BanşFestivali'ydi. 12 Eylürün vahşetine İstanbul, Ankara ya da Ayvalık kadar tanıktı Midilli. Sürgünün ilk adımındaki topraktı. Çok daha önceleri, mübadelelerin ortasında da durmaksızın tek bir düşü kurmuştu karşı kıyıyla: Barış... Toprak parçasından öte îçindeki yalnıziığı daha da biiyütmckten korktuğu için vazgeçmişti belki. Birde sevdiklerine çektirdiği dayanılmaz acı lann ağırlığından... 97 Ekiminin soğuk ve fırtınalı bir gününde,Ayvalık'tandemiralanferibotungüvertesinde bunlar üşüşüyordu işte bcynimizin kıvrımlanna. Barış, dostlukvetcmizbirEgc ıçin karşı kıyıdaki komşularını ziyarete giden beledıye başkanları, gazeteciler teknenin salonuna doluşmuşlardı soğuktan korunmakiçin.Rüzgannsavurduğutuzlusuzcrreciklerinin arasından, derin sularda onun da yüzüvardı,birbeliriyorbirkayboluyordu... Zaman tünelinden diğerleri de geldi; 12 Eylül zulmünden kaçanlar, yakalananlar, ihanet edenler, ıhanctc uğrayanlar, yabancı topraklardadünyalannıdeğiştircnler,başkalaşanlar, düşüncelerini koruyanlar, tanıdıklanmız, tanımadıklanmız, hikayelerini oku SERDAR K1ZIK idilli.Yabancıbirülke.birkomşu, birada vehakkındasöylenebilecek ortalama herşeyden daha farklıbirkaraparçası. O, bir trafik kazasında intihar etmeden önceanlatmıştıyanmkalan Midilli yolculuğunu: "Bir yanda sadece düşüncelerimizden ötürü y ıllarca hapis yatmak, öte yanda özgürlük vardı.Kurtuluş.karşıda Midilli 'nin ışıklarıyla göz kırpıyor, beni çağırıyordu..." Onbeşyılönceydi. Altınoluksahillerinde,serinbirsonbahargeccsihazırlıklar tamamlanmıştı. Kendisini gizleyen karanlığı, ilk kez sevmişti. Karşıkıyı,kurtuluşunsüratteknesiyle 20 dakikalık uzaklıktaydı. Ama dalga dalga büyüyordu içindeki ses; "git" ağırbastığındaparmaklan marşa uzanıyor, "dur" baskın çıktığinda Ege'nin kucağında hafif hafif sallanan teknenin küpeştcsinc oturuyordu çivilenmiş gibi. Karşı kıyı hem yakın hemdc uzaktı.Kendisidebilmiyordu gel gitlerininne kadar sürdüğünü. Beş dakika mı on mu, yarım saat mi? Kaçmakla kalmak arasındaki bocalama, artıkbirhesaplaşmayadönmüştü.Kısa bir hayatın, uzun hesaplaşmasına. Denlzde koşmak Biz birbirimizc nc kadar çok benziyorduk dilimizdengayri. İlk geceyitükettiğimiz küçük tavernada, dostların buzuki, saz, darbukaveuduylatürkülerbirbirinegirdi.Uzove şaraplarla "tzmir'in Kavaklan" esti yarı Tiirkçe yarı Rumca. Kavaklann uğultusunu duyduk.Oyunlar,birsırtakioldubirzeybck. Denizde koşsak karşı kıyıya ulaşacaktık sanki. Aynı hüzün, aynı neşe, aynı duygular kucaklıyorduherkesi. Yaklaşık75yılöncedoğdukları topraklardan koparılan, göç ettirilen birmilyonuaşkınTürk ve Rum'unyitipgiden yaşamları, duvarlarda asılı soluk resimlerden yansıyordu bize. Siyah beyaz fotoğraflarda, sararmış yüzler. Emperyalist oyunlaralanetokuduk. Yaşam sürüyordu. Ve rakının yerını tutmasa da adanın değişik bölgelerinde üretilen uzolarıntadı,birbirindenfarklıydı.Bazıları için dostluk, masalarda daha kolay oluyordu anlaşılan. Ertesi gün bu, daha iyi anlaşıldı. Midilli'nin Pasoklu valisi Alekos Matıelis yürekten istiyordu barışı, Türkiye'den gelenlereiçtenliğiniolduğugibi sunarken. Ama aynı partiden Midilli Belediye Başkanı ortahkta yoktu. Birihariç Pasoklu belediye meclis üyeleri konuşmuşlar, gelecek seçimleri düşünerek barış, dosluk ve temiz çevre için yapılaeak toplantılara katılmayı "zararİr'görmüşlerdi. Hiç biri etkinliklere katılmadı.Banştankorkanlardan,gerilimüstüne siyasetyapanlardanutandık. | Füzelcrin, tatbikatların, hava ihlallerinin gerginliği arasında yürekli olanlar da vardı. Çocuklarımıziçinbarışameeburolduğumuzudillendiriyordu Vali Alekos Matielis: Sonra, sessiz gözyaşlarıyla çöküp kalnııştı sahilde öylecc. Gitmeyecckti... "Ben orada hayatımı sorguladım" Stratis Pallis ve Osman özgüven... tki eski belediye başkanu Tek istekleri var: demişti/'nedeninisorma..."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle