Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Derîye ince dokunuşlarla yaşam hakkı tanımyor. Kullamlan "nevrekân "lar, yani öıel deri kesme bıçaklan da Hayali Torun Çelebi'den. Deri damarsız olacak ki, işlemeler göz okşasın; ışığı geçirecek ki, gölgenin rengi parlasın. Haluk Yüce, derinin kasnağa gerildiği yerin ve zamanın çok önemli olduğunu, rüzgâr alması, havadar bir ortamda bulunması gerektiğini anlatıyor. Karagöz'ün evinde YAZI: IŞIK KANSU FOTOĞKAFLAR: TARIK T1NAZAY . . . daderidegizlidir. Orada, dizimızin dibinde duran deri var ya, işte o Haluk Yüce'ye, Hayali Küçük Ali' nin torunu, bundan bir sürc önce y itirdiğimız Hayali Torun Çelebi'den kalmış. Deri de deri hani. Damarsız olacak kı, ışlemeler göz okşasın; ışığı gcçirecekkı, gölgenin rengi parlasın. Haluk Yüce, derinin kasnağa genldiği yerin ve zamanın çok önemli olduğunu, rüzgâr alması, havadar bir ortamda bulunması gerektiğini anlatıyor. Yüce'nın söylcdikleri ile kıtaplığımızda duran, basımı 1942'deyapılmış Selım NuzhetGcrçek'in "Türk Temaşası" adlı yapıtındaki saptamalarbirbiriyleörtüşüyor: A nkara Kalesi'nin saatlikapısından salsan hayal perdesinde dayak ycmekten tespih böccğine dönmüş Hacivat'ı, mavi sürmeli misket gibi olur da Çıkrıkçılar'dan şipşak Hacettcpc'ye iner. Dur, varma oraya, çer çöp benden. Köşede bekleşen, yanağını şişirse gelinlerin beşi bir ycrdesini titretecek denli geniş ciğerli zurnacıya, damatların sırtına inen yumruklar denli sert palabıyıklı davulcuya selam ederim. Hey! Duymuyormusuntefleri?Sallan ballan yuvarlan üüven Çarşısı 'ndan içe ri. Derinden "Ofhay hak" çekip, çıktın mı bir kat yukarı,gazelebaşla: "Baştasarık büküm büküm Sırtımdadavullaryüküm, Bcnim güzel komşulanm, Hele selamün'aleyküm." Şıngır mıngır açıldı kapı. Düşünmesi bilc helalinden düşeş düşsel gölgeler odasına düşmek. Karagöz'ün cvi mi dcsck, çağdaş "hayalci" Haluk Yüce'nin"yarbana bir cğlence" atölyesı mi? Elini uzattı lîgelı dostum Karagiozis: "Kalispera Barba" Kaşındı. Patlatacaksınensesine Karagöz ce: "Babandır kalın pırasa." Başımızın üstünde uçuşan süngerdenkuşlarasormalr "Ne o? Sahi gülümsedi mi bize?" Kenarda duran gergın deri, ana rahmidir Zenne'nin, Çelebi'nin, Arnavut'un.Tuzsuz Deli Bekır'in, Himmet Dayrnın, Tiryaki'nin... lstedı mı nazlı, istedi mi düttürülcylaZenne'nin feracesi dc, kendini beğenmişlikleaptallıkarasındagıdıpgelcn Çelebi'nin bastonuda,saf Anadolulu Himmet Dayı'nın baltası da, bıçağı ve bıçkınlığıyla ünlü Tuzsuz'un şarap şışesı dc, oynatan ustaya göre kimi kez "hırr", "horr", kimi kez de "kıhhh" dıyc uyuyuverenTiryaki'nin esrarçubuğu Haluk Yüce ve Karugöz ustası bir kadın Emine Kaygun. Kuklulara hayat veren Haluk Yüce, Hayali Küçük Ali'nin torunu...