24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 CUMHURİYIÎT DERGİ Kızsa da kızmasa da o 'Bay Halil İbrahim' Neler sığdırmamışki sanat maratonuna Musa Eroğlu... Doğup büyüdüğü Mut'tan Arguvan'a, hatta Karadeniz'e kadar uzanan bir coğrafyada yitip gitmek üzere olan onlarca türkünün derlenip dinleyiciye ulaştınlması; yüzlerce gence hoca olarak verilen emek; Alevi semah ve deyişlerinin geniş kitlelerce tanınmasına yj^pılan öncülük... Ankara pavyonlarından başlayarak Avrupa'nın en ünlü konser salonlarına uzanan bir sahne yaşamı...Ve dillerde dolaşan onlarca beste. 1. Sayfanın devamı hâlâ akıl sır erdiremedi ya. Ama bu sayede eski CD'leri, kasetleri kıymete bindi. Eskiden çalıştığı şirketler, sanatçının daha önce minnet rica yaptıklan kaset ve CD'lerini birbiri ardına basarak şöhretten pay larına düşeni kapma yarışına girdiler. Günümüzdc bir "single"a sığdınlan iki parçayla medyamızın bir gecede yarattığı şöhretlerin yanında onun sanat yaşamı on bin metre koşulan bir maraton gibi. Neleri sığdırmadı ki bu maratona. Dillerde dolaşan onlarca beste; sayılan 20'yi aşankaset.plak ve CD; sayısını kendisinin de hatırlamadığı birçok sanatçının kasetlerinde yönetmcnlik; doğup büyüdüğü Mut'tan Arguvan'a hatta Karadeniz'e kadar uzanan bir coğrafyada yitip gitmek üzere olan onlarca türkünün derlenip dinleyiciye ulaştınlması; yüzlerce gencin sazın sapına yapışıp ustalık derecesine gelmesi için hoca olarak venlen emek; Alevi semah ve deyişlerinin geniş kitlelerce tanınmasına yapılan öncülük; Ankara pavyonlarından başlayarak Avrupa'nın en ünlü konser salonlarına uzanan sahne yaşamı; televizyon kanallarında rating rekorları kıran program yapımcılığı; bağlamanın geliştirilmcsıne harcanançaba. Gazctelerin magazin sayfalarında "Bay Halil İbrahim" diyeanılmasındanpekhoşnutdeğıl. "Ben bir türküyle bir gecede şöhret olmadım ki" diyerek tepkisini dile getircnbuustanınadıMusa Eroğlu. Halk Müziği'nde bir duayen olan buustayıerbabıbılir. Usta artık starlar dünyasında sağlam bir yer edindi." Hoş geldin ama neden bu kadar geç geldin?" diye takılmamıza kızacağını, "Suç benim mi? Geçmişte çok ıyi şcyler yaptım ama kimse beni anlamadı" diyeceğinisanıyorduk. Amahayırotevazuyla "Kusur bende belki de" diyerek ortayaşta şöhreti yakalamanın sırnnı anlatmaya başlıyor: " Ben kendim ve sanat için müzik yaptım. Medyada hergün boy göstereyim, kasetlerim satışrekorlankırsın.türkülerim dillerde dolaşsın diye bakmadım. Yaşam biçimim dışa dönükdeğildi. Hâlâdaöyledir. Abartılılaflar etmekten kaçındım. Türkülcrimi popülist bir kaygıylaseçmedim. Kendim için seçtim. Ya da benim gibi scçici olan sınırlı bir kitleye hitabeden repertuvar hazırladım. Zaten beni debukalitelidinleyicikeşfettiaslında. Halk keşfctmedi. Kaliteli dinleyici keşfedip halka anlattı.Ben5milyondinleyicimolsunistemiyorum. Benim söylediğimi anlayabilen 1 milyon insan istiyorum. Bu yeter bana. Doğru ve iy i şeyler yaptığım içindir ki 30 yıldır pes etmeyip ayakta durabildim. Bugün 55 yaşindayım.Elbetleki25yaşındaşöhretolmayı,ürettıklcrimıgenişkitlelereduyurabilmeyi isterdim. Ama sanat çizgimden ödün vcrcmezdim. Verseydim bu kez kendim tatmınolmazdım." Mersın'in Mut ilçesinden kopup geldiği yıllarda Ankara Radyosu'nda" Mahalli Sanatçı" olarak seslendirdiğitürküler hâlâ dillerde. Çalınması ve okunması çok zor olan butavrıicraedcnsanatçılarınsayısıbirelin parmaklarını geçmez. Akdeniz'de Sertavul Yaylası'na yerleşen göçebe Türkmenlerin ycrcl tavrı olan bu türküleri seslendirmek için solistinciğerinin körük gibi olması yet mez. En tiz sesten en pes sese kadar inip çıkabilmesinin yanısıra seslere sağlam basabilecekkadarhançeresinikullanabilmesigerekir. Bu türküye eşlik edecek bağlamay ı çalması için de gerçek bir ustaya ihtiyaç var. Zira uzun saplı bağlamanın sapında parmaklann firtına gibi gidip gelmesi ustalık ıster. Eh Tanrı Musa Eroğlu'nu yaratırken hayli cömertdavranmış. Bağlamadaki ustalığı kendisinin çabasısonucundaoluşan bir özellik. Ancak duygulu ve güçlü sesi doğuştan bahşedılmişvesanki"bağlamavirtüözü"olacağını önceden görcn ilahlar tarafından ek bir nimet olarak sunulmuş Usta'ya. Ancak kendisi aynı görüşte değil. " Bu durum ne bir şans ne de çalışma ürüdür. Bu iyi dinleme ürünüdür. Bu kadar güzel kültürün içinde yemeğimizi seçerken gösterdiğimiz titizliğı türkülerimizi seçerken de göstermek gerekmez mi? Bcn bunu yapıyorum. Sesimin güzelliğine gelince öyle mi bilmiyorum. Herhaldeçokduyarakokuduğum için dinleyenlere öyle geliyor. Ses güzelliği bana görc daha arka planda. Hissetmediğim bir türküyüokumam. önce üzerinde aylarca bazan yıllarca çalışırım. Dost meclislerinde okuyarak tcpkiyi ölçerim. 01 umluysa okurum." 196O'lı yıllarda Ankara Radyosu'na sanatçı adayı olarakbaşvuran Musa Eroğlu, sınavı kazanamayınca pes etmeyip bu kez "Yöreselsanatçı" olarak arka kapıdangirivermiş. Ancak erken evlenip çoluk çocuğa karışmca ummadığı bir alana savrulmuş. " Yöresel sanatçı" olarak radyoda çalıp çığırmak evdeki üç çocuğun karnını doy urmadığındanelindebağlamasıyladüğünsalonu, pavyon, üçüncü sınıfgazino demeden koşturup durmuş. Bazan da Silifke Oyun ekibinin arkasında kaşık çalmak düşmüş bahtına. Yüksünmemiş "önce nafakasonra müzik" demiş, ara sıra da 45 Mik plaklarla şansını denemiş. Şafakla birlikte günü karşıladığı Ankara'nınyorgunsokaklan, 30yıl öncesinden aşinaydıbuyüze. NidaTüfekçi'nin radyoda hazırlayıp sunduğu "Mahalli Sanatçılar", "Elimızden Yöremizden" ya da "Bu Toprağın Sesi" gibi programlarda kendisine verilen şansı iyi kullandı. Kcndi yöresinden seslendirdiği "KullarOlam", "Varın Söyleyin Urfanı'ye Yarin Övmesin" ve Karacaoğlan'dan "Şu Yücc Dağlann Kan Eridi" türküleri, radyo repertuvarınaMusaEroğlu'nunilkarmağanları. Seslendirdiği türkülerin ilginç czgi yapısının yanı sırabağlamasını ve sesini ustalıklakullanmasıyladadikkatleri çekti. Ancak sadece moda türkülere takılıp kalmayan gerçek türküseverlerin, onun bağlamasından çıkan ezgileri duyanlann kulaklan adcta radyoya yapışıvcrirdiogünlerde. 1970'liyıllarınsonu ile 1980'li yıllannbaşında bildiği türkü say ısı 20'yi geçmeyen piyasa türkücülerine sahnede eşlik ederken "ben buralara layık değilim, eşlik ettiğim bu sanatçı müsveddelerini sol cebimden çıkarınm" diye içinden geçirdi mi bilinmez. Ama onlara nazire yaparcasına " lşte sanat, işte sanatçı" dedirten türden kasetleri debirbin ardıncaçıkanyordu. Hem de seçici ve sınırlı bir kitleye ulaştığını bile bile. llk çalışmalarında Akdeniz ve Orta Anadoluezgileriağırlıktaşıyordu. Bozlaklar ve Tahtacı Semahlarını en iy i seslendiren sanatçı olarak ısim yaptığı 80'li yıllann ikinciyarısındabaşkabirkımlikvetürlemüzikseverlerinkarşısınaçıkan Musa Hroğlu,kendisini yakından izleyenleri şaşırttı. Anf Sağ, Muhlis Akarsu ve YavuzTop'la birlikte hazırladıkları ve yıllarca seri olarak çıkan "Muhabbet" kasetlennde dcyış, ncfes vc semahları seslendirerek "bu alanda da ustayım, ıtirazı olan varsa beri gelsın" diyordu adeta. "Muhabbet" kasetleri müzik pıyasasına firtına gibi gırdı. Yapımcılarına büyük paralarkazandıran bu kasetlcr, aradan on y ıl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle