05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 OCAK 1996. SAYI 513 19 sı uzanıp gidiyordu. Geceyi bu yaylada, Himmct'in akrabasıolanHasan'larıncvinde gcçirdik. Bize karşı o kadar içtcn vc misafirpcrvcr davrandı lar ki y inc mahçup olmaktan kurtulamadık.Buinsanlarlakıyaslandığında yaşamlanmmn arasında dağlar kadar fark vardı. Bizim yaş.amımızın kolaylığı ve onlannkininçctinlığitartışılmazdı. Ama bizi düşündürcn bu kolaylık yada çctinlikten çok, yaş.am tarzlarımızın bızdcn alıp götürdüklcri vc bızc gctırdiklcriydi. Sonra biraz daha dü^ününcc anladım ki zor olan bizim yaşantımızdı. Kaybeden bizlcrdik. Bclki Macahelliler'inbirçoğunun bizim yakâladığımız ımkanları yakalama şansı yoktu. Bizim sosyal vc kültürcl avantaj dıyc saydığımızşcylcronlardan çok ıızaktı, bclki birçoğuömürboyuncabunlarınfarkınabilevaramamıştı. Amabunları bırkef'eye koysanız acaba kaybcttiklerimizi dcngclcr mi bilmiyorum. Çoğuzaman koşuşturmanın içersindc kcndımizi öy lcsinc kaybcdiyoruz, öylesine kapıp koyuveriyoruz ki unutmamamız gcrckcn birçok ijcyi unutuyoruz. Bclki çok ufak, üzcrindc konuşulmayacak kadar önemsizşeyleramabirarayagelincckarşımızabenciFvc umarsız bir dünya çıkartıyor. ti.Sonradan biraz daha dikkatedince oralarda herkesin öylc yürüdüğünü farkettik. Bu da arazinin çok sarp yapısından olmalıydı. Çojckısamesafelerdebilebiryerdenbıryere gidip gelmek için sarp iniş ve çıkışlara kallanmak gerekiyordu. Bu sarp inip çıkış,kın bizim yürüdüğümüz gibi bastonbenzerıbıı ijckildecğilipbükülmedengerçckleştinnck oldukça zorlayıcı oluyordu. Oysa o ufacık çocuk yürürken vücudu bir sağa bir sola yalpa yapıyor, bacaklarıy sa üstünc bincn yükii hafifletmek üzerc ıkı yanadoğrukavislı bir şckildcaçılıyordu. OgcccÇükünct Yaylası'nda konaklayacaktık. Oraların cn güzcl, cnbüyükyaylasıydı. Bukadarbüyükolmasınınbirscbebi vardı tabii. Yaylanınbulunduğu ycr çığa kar!}i korunaklıydı. Geceyi Himmet'in tcyzcsinin cvinde geçircccktık. Hımmet, Musa, bcn, leyze, teyzenin oğlıı lu kanvcyaylahalkından34kişisohbctcba%ladık. Daha sonra sohbetin koyulaşma.sma fırsatkalmadan teyzenin hazırladığıycmcğin başına oturduk. Şömincvari ocak, oturduğumuzdivanınyanıbaşındaydı, ama teyzenin yemeklerine zaman hazırladığını farkedememiştik.Oakşamoralanngelenckscl yemeği olancevizli fasulyeyedik. Tarihçi Dede... F.rtesi gün ilk durağımız Tarihçi Dcdc'ydi. Kvininolduğuyaylakaldığımızycrcçokyakındı. Unvanı bize çok ilginç gclmişti. Çok yaşlı biri olmalıydı ki böyîe bir unvan kazanmıştı. Kısa bir tanışmafaslından sonra çimlere çöktük. Hemen altımızda şınl şınl suyla Tarihçi Dede'ninkonuşmasıbirbirinene kadar dabenziyor. Ikisi deakicı, ikisi deakılcı; ne çok gürültülü ne çok sessiz, sadece huzur verici birahengesahipler. Tarihçi Dede sorduğumuzsorulan yanıtlarken arayakattığı yorumlarlabazensorularımızıcevapsızbilebıraksaçok netcevaplarveriyordu. Tarihçi Dede'den yöre hakkındada çok şey öğrendik, özellikle yörenin yaban hayvanlannı sorduk. O da bize Uğurköy 'dc vurulmuş va^aktan, ccylanlardan, gcyiklcrdcn, dağ keçilerinden, çakal, tilki, yaban domuzu ve ayılardan bahsetti. Günün gcri kalan kısmını tepclcri aşmakla gcçirdik. Karçhal'ın zirvcsincçokyakındık,amaula!)"acakvaktimizyoktu. Zatcn bulunduğumuzycr bize son derece ilginç manzaralarsunacak kadar güzeldi. Bir tarafımızdaŞavşat'aaçılanvadi.diğertarafımızdaMacahel,ardındandaBatum'auzanan vadi vardı. Vc hcr iki vadi dc bulutlarla doluydu.Yaklaş.ık3300myükseklikteolmamıza rağmcn dcniz bize çok uzak değildi. Hatta doğru zamanda doğru yerdeysek deni7İgörcbiliyordukbilc. Akşamolupdahayvanları toplama vakti geldiğinde herkes üçcr bcijcr dağı I ırkcn, önümüzc düşüp bizi yaylaya götüren çocuğun yürüyüşü dikkatimi çck Dönüşte... Sabah kalktığımızda o gün bizi bekleyen zorlu dönüş yolculuğuna hazırdık. Gerçekten de o dönüş yolculuğu gibi zorlu bir yürüyüşü sayılıkereleryapmıştık. Dönüş yolculuğuna, sanki saatlerce sürecek inişe hazırhk ölsun diye dik bir tırmanışla başladık. Tırmanış bittiğindc, bizi bekleyen dimdik bir inişti. Bu inişdar ve sık bir şekjlde zikzak çizen bir patikadan oluşuyordu. Durmadan aşağı doğru iniyorduk, ama yine de inecek tonlarcayolumuzkalıyordu. Artık ormana girmiştik. Yüksek dağ çayırları, bulutları derkenşimdidcbirormandcnizindcydik. Hem de birkaç metre ötemizi bile göremeyeccğimiz kadar yoğun bir sisin içcrsinde. Amaorman hcybctliydi. Ağaçlarınçcvresi ortalama 35 m, boyları da 2035 m arasında değişiyordu. Ormanın kokusumu yoksasisle süslenmiş görkemi mı bilmiyorum, ama üzunsürekendimdcolmadanyürüdüm.Sonundaiçincbattığımbirçamurderyasıbcni kcndimcgctirdi.Patika artık iyideniyiyckötüleşmişti. Bataçıkailerliyorduk. Artık yürüyüşün büyüsü kaçmıştı. Üstelik saatlcr gcçmiş akşam yaklasmış ama biz.hâlâ iniyorduk. Sonunda gcccnin karanlığında Uğurköyünculaştık. Macahel'dcki son gccemizi lTkan'lardageçırecektik.Tümburadaki insanlann bize sunduğu dostluk vehoşgörübiryana.bubulutlarvc'ormanlarla kaplı güzcllikler diyannı terk etmek kolay gclmiyordu bize, ne dc olsa bir parçamız gc/gindi...^ Yasamiarıtmzın arasında dağlar kudar fark var. Ama kayheden bizleriz. kcsmcycbaijladı. Bircrdoğatutkunu vcfotoğrafçı olarak ctrafunızdan akıp gidcn bu eanalıcıgüzelliklerekayıtsızkalmakzordu. Rehberimİ7 Himmct'in uyarılan daldığımız alemdcnçıkartıpyolakoyulmami7isağladı. Knsonundatırmanışbitmcyeyakın.Gcçıt'c (Gcçit adlı bu ycr gerçcktcndc dağların arasında geçıtö/elliği taşiyanbıryerdi)çok a/ kalmışkcn bulutların soluğubizi içinealdi. Biraz soluklanıp.buz gibi suyundan içtıktcn sonrahemcnayağadikıldık. Sankiazcvvcl kendini çimlerin ü/erine bırakan biz değildik. Mcraklactrafa bakındıktan soııra. tüın o dağlarınayaklarımızınaltınascrildığimozaıktcn Macahcl'coradanda Batum'aaçılan vadiyi scçlik. Vadi oldugu gibi bıılutlarla kapliydı. Kümekümeolmus.beyazbulutlar veonlarınarasındanbulutlandelipdclıpçıkan zirvelcr. Kâh ormanla kaplı, kâh yalçın kayalarlabczclizirvelersırasırauzanmaktaydılar. Taaötclerdebulutlanngöğünmavisindc yitip gıttığı ycrdc dcniz varmi!>. Gürcistan kıyıları varmış. GÖ7Ümü kısıpta ufka diktim,amascçemedımdeni/i. I lımmctbizı gerçeğeçağırdı: "Hadi arlıkdaha fazlaoyalanmayalım. Dağlargüzel, bulutların scyrı doyumsuz; insanın ruhudoyuyoramahava kararıp da soğuk çöktüğündc, acıkıp da karnınızguruldamaya başladığında tiim bu güzelliklcrncsizi ısılır, nedekarnınızı doyurur," Doğruydu Himmct'in dcdiklcri daha doğrusutcrcümanlıkcttiklcri.Çünkübunlar onun dcğil "Dağların Buyruğuydu". sizyaylalara doğru yürümeyebaşladık.Sanki yürüyü!} içın hazırlanmi!> bir çim parkurun ü/erindeuçargibigidiyorduk.Netırmanıştanncyorgunluktaneserkalmıstı.Himmet, Musavebenşakalaşaşakalaşayolumuzadevam cttik. Vc ansızın bir döncmccin ardından ilk yay la cvlcrjnın çatıları göründü. Sonra kendilcrı ve kısa bir süre sonra da günbatımınınpcnıbcliğininönündcLckoben Yayla Kaybeden bizlerdlk... Dağların büyüsündensıynlıpyüklerimizi geri aldık, artık atlar ayrı yola, bız ayrı yola gidcccktik. Gcçit'in bcri tarafından yavaş yavaşinmeyebaşladık,hafifbirmeyıllesessizccaşağı doğrukıvrıIıyorduk. Hiç endişe Dağlar güzel ve seyri doyumsuz. İnsunın rulıu doyuyor. Taa ötelerde, bulutların bittiğiyerde deniz ve (iürcistaıı uzaıııyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle