Katalog

21 OCAK 1996. SAYI 513 cv. Anncnle nasıl gidcrim oraya. O zaman daha da büyür acımız. Acılar paylaştıkça küçülür bilirim. Anıa bizimkisi büyür. Volkanı sönmcmişbirdağoluruz, lavlarçöker yürcğimize,anılarınyükütaşolur, oturur ıçimizc. Zatcn yıllar oldıı yüzünü görmcyeli. Keşkc nişanlansaydık sen içcrdcyken, yüreğimize dolanmış scvgi çcmberinı mctallcştiriptaksaydıkparmaklarımiza. O zaman görüşmemize izin vcrirlerdibelki.. Ayrı, uzak adrcslerin iki kaçağıydık, kovgunuyduk anılar tutsağı ve o kentin. Nasıllar, niçmler, hiç rahatbırakmadılarkidüşlerimizi... Bahar, ağaçlarınındallarınayürüdüğünde, nasıl damutlu olurdun. "Mandalinalarçiçekaçtı. Haydi Inciraltı'na" derdin. () uzun kıyıda yürürdük. Çok scvcrdik yoksul balıkçı bannaklarına incn sokaklan. Sahi, orada her sokak denizle buluijurdu değil mi? Scraci kızlar yol boyu dizilip "scvdiğinizin hatın için"diyesatarlardıçiçeklerini.O mayıs sabahını hatırlıyorum; karanfil takıp yakamıza, yürümüştük kıyı boyunca. Nasıl da şenlikliydi balıkçı kahvclcri! Uzunca bir kıyıydı lnciraltı. Balıkçıteknelerindckiyazılaratakılmıştık;"Fırtına", "Günbatımı", "Yağmur", "Mor Yağmur"....Hiçarabcsksiz uzunca bir kıyıydı lnciraltı. Hani ihtiyar balıkçı Yorgo çağırmıştı bir kcrcsındc tckncsinc. Kırmızı yanaklı ihtiyar eski bir şarap açmıştı hcmcncccik. "Bu sizin" dcmişti. "Sizc sakladim çocuklar...ijarabı vc kitabı saklayın kârlı çıkarsınız..."GeceleriözlemyükIüolurdu ihtiyar. "Şu karşı ışıkların yanıp sönmesi yok mu? Deli cdiyorbeni. Gcl gil, gcl git diyorlarsanki. Kuzcnlerimdcnizlcrinortaycrindenselam gönderiyorlar bana, yanıp söncn ışıklarla. Onlarda Küçük Asyalı,onlarda Amele Taburcukaçkını..." Şimdi anilarındcnizindcyim.Dibebatıyorum durmadan. Diptcn alınmış zıpkın yarası ölümhaberleri..."Kimselcrinölümünübenimsemeyeyüreğimvarmıyor. Dilimvarmıyorölüm ezgilerini söylemcye. Kimselere yakışmıyor ki ölüm... Özlcmin cn zor cn uzungüzü.Koptuğudallarıunutmayanyapraklargibiyim. Nereye sarılmalı? Nereden esiyor umutsuzl uğun kara yeli? Ben nerede olacağım? Ne çok da yolcuydum geceleri. Gecikmiş trenleryolcusu,trenlerhcpbükentteydi.Bu kentteyazıldıkünycmehüzün... "Şafaktaoluyordum traşımı. Scn geleceksin diyc." Hcr görüş günü sonrası özlemin narçiçeğiböylenakışlanırdımektuplanna... Elsallıyoristasyondaçocuklar. Çığlığım sessiz. Tren çığlıİclarına katılıyor, bölüyor geceyi... Ne çoktu varılacak ycri çocukluk düşlerimin... Rskikaratrenlervarterkedilmişperonlarda, unutulmuş hüzünlü şarkılar gibi bekliyorlar zaman tünelininenucunda. Hanihüzünlü şarkıları dinlerdik de doyasıya önce hüznümüzü kınp dökmek isterdik ya? Sonra daAppolinairc'insesiniduyargibiolurduk; "Uçsuzbucaksız,bilmediğinizdünyalaristemcz misiniz siz" diyen sesi. Kara trenlerin rayları kırık, yürüyemiyorlar uçsuz bucaksızlığa...Bendeotrenlergibiyim,senlianılann istasyonunda kilitli. Anahtarlarım dönmüyor. Kilitlerim tutuk. Tutukladım kcndimi.Birucubelirsizufuklaraekliköprülerdeyim. Nasıl yürümeli yarına? Nercyctutunmalı? Kimc gitmcli? Yolculuğun senin kentinc. Son durağım evimiz. Dündcn kalan savunulacak nc varsa hcpsi içimde, dipdiri. Güneşe serilmiş ısaklık değil senli anılarım... Karanlıkbirormanıgeçiyoruz.Gecede kar var. Nereye uzansa düsjcrim, daha bir suçluoluyorum...KaranlıktakendimeyetSakladım bu acıyı senden. Gömütünü çiçek yağmuruna tutmuş dostlann. Aysengitmiijcenazelöreninc. Ondan dinledim. Dostları törcn sonrasında Inciraltı'ndaki iskcledc toplanıp şarap içip söylemişler. Kırmızı şaraplarla, karanfillcrlc süslenıişler tcknesini... "Eski tüfbk" derdin ona "Senin nc zaman patlayacağın bcli olmaz." Bizi ne zaman tcrkedcceği de bilinmczdi. Sessizcegittiişte... Yorgo'nun tekncsinde tanışmısjtık değil mi? Inançlannı ya^ayabilccekkadargüçlüydü... Sürgündeki yaşlı kadını, sesini veyürcğini ülkcsindc unutmuş dostlannı anlatmıştın bana... Yeni bir değişimin ucuna tas.ımıştın beni. Senden önce buzlaratında akan bir ırmak gibiydim. Scninleçıktımgünışığıkıyılara. Yeni şarkılar öğrettin bana. Senden öğrendim yaşama ve kendime inanmayı... Badem ağaçları çiçeklcndiğindc yaşama inanmayı ve gü venmey i, yağmur sonrası denizin kokusunu duyumsattığında isc mutsuzluğumuzda bile sevmey i öğrendim; "inanmak: kendindeki yıkılmazı kurtarmaktadır; daha dogrusu: yıkılmazolmaktırcndoğrusuolmaktır."diyenKafka'nın sesini duyurmuştun... Sislcr... Kurşuni birsabah... Sislerarasında kurşuni yontular gibi dikiliyor zcytin ağaçları. Gerilerdekaldı karanlıkşchirlcr. Sipildağınıncteklcrindcn geçiyoruz... Eskimiş kentler kovgunu mu bu trcn? Kimbilir kaç kcz gidip gcldi, biro kente bir bu kente? Kaç yalnızlığı, kaç bin yıllık hüzünleri taşıdı günlergecclcr boyunca? Şimdi senin sokağındayım. Sessizce açtımkapını. Korkuyorum... Pcrdclerini kapattım penccrclcrin. Odalarını gezdim bir bir, hcr şcy bıraktığın gibi. Çiçeklerin çoğu kurumuş. Kaktüslcrin yaşıyoryalnızca. Duvarsaatinsusmuij.Zamanınşarkısınısöylemiyorartık. Unutmuşbclki de... Duvarlardahabireski bakıyorlargözlcrimc, salonda eski resimlerin... Sessiz kalabalıklançizerdinhep,sessizdirenmeleri... "Niyc hüzünlü, niye sessiz senin insanlann?"diyesorardım."Hüzündesestir..." derdin. Şovalcdc yanm bıraktığın bir resim. Paletinde kurumuş boyalar... Masada kâğıtlar, füzenler, çürümüş muşambalar, linolyum bıçaklan... Desenlerindeyüzleri.bedenleri bozulmuşinsanlar. ReneBorgcr'inbiryazısını anımsatıyor bana "Acının her biçimi, korkunun her biçimi yakaladığı vücudun şeklini bozar..." Gün boyu evdeydim... Eşyalannla, fotoğraflannla,resimlerinlekonuştum. Aynalara koştum arada bir, ne çok gizli gülümseyiş saklamıştık bu aynalara? Niye yalancı şimdi aynalar?Niycunutmuşlaryüzümü? Karanl ıklar çöktü... Her şeyellerimin yalnızlığı kadar eski... Yasak birgüzgecesini yaşıyorkcnt. Cumbanın penccrcsini açtım. Bahçcdcki çiçeklcrinisuluyorGiritli kadın. Saçlarınıokşuyor fesleğenlerin. Imbatlar.gecenin saklı biryerinden gelip fesleğen kokularıyla dolduruyorlarodamı.. Uzakta Karantina'nın yaşlı deniz feneri, gözediyor karanlığın içinden, küçük kırmızı birkaranfil gibi hüzünlü, ürkek. Haki cemselcr geçiyor kilisc sokağından. Kilisede kuşkusuzormansessizliği.Gecedckorkuyu bekliyorhakigölgclcr... Karanlığınıiyicegiyindikent. Yorgunvapurscslcrigcliyorlimandan... Kıyıda sokak lambasının ışıklan düşmüş zakkumlara. Zakkumların ardı deniz. Yaaynlıklannardı? Hangi kıyılarauzansındüşlcrim?^ 13 BAYIR HANFNDA HEP BAHAR! Bodrunı, yalnı/.ca bar vc deniz dcğildir. (lüvercin, tavşan vc kckliklcılc hirliktc kahvaltı. Sonra, 6 vcya 25 kııı.'lik parkurlarda do^a yüriiyuijlcri. Şirin bir köy evinin ocak başında köy ckmcği, yörcscl ot ycmeklcri, lavıık vc balık ycınckJcri, sınırsu bir süylcşi ve cümbii^ na^nıcleri cşliğindc hoij bir akşam yeme>*i. Bodruın'a yalnızca 30 kilonıetre. Köyümüzde site ve turizm keşmekeşi yoktur. Rezervasyon: 0.252 373 54 ll'den Sezil. Bayır Köyü / Mumcular / Bodrum (Havaalanına 10 dakika) DOĞATURLARI HAFTA SONU 38 Ocak R*zar"B.kayalar" 28 Ocak Fazar"Sülüklügöl" 04 Şubat Pazar"Abant" Oaniibirlilt:yUııiyii&ler TP 3GOOOOO. TL l.OOO.OOO. TL. 0304 Şubat "SünnetgölSülüklugöl" KÜLTÜR ETKİNLERİ 23 Ocak Sah Dia göstnrisi Erhan SARALOOLU "Çiçeklesrim" 3O OcaJt Snll Dia gösterisi HUseyin ÜRKMEZ BJtilkloÜo Fiuı" 3O Ocak Sah Fbtograf SeuTguu Eühan SJ\RALOĞIL.V •Eski FbtognaHar Etkinlikler aaut 2<) (X)'d« başlar Ucretsizdir BEKÂR SOK 16/4 BEYOĞLU 80080 İSTANBUL TEI, (O 2 1 2 ) 2 9 3 9 1 9 5 2 5 2 3 0 3 9 Foloğraf ÇERKES KARADAÖ IBRAHIM KARAOGLU 1958 yıhnda Ankara'da (Güdül) doğdu. Coğrafya ve Psıkoloji öğrenimi gördü. 1980 yıhndan bu yana yazıyor. 1984'te Sanat Rehberi Öykü Ödülü'nü aldı. 1985'te "Dalga Dıbe Düştü" adlı öykü kitabı yayımlandı.1990'da Izmir Belediyesi'nın "Kadın" konulu öykü yarışmasında ödül aldı. 1993 yıhnda "Ay Dolandı Geceyi" adlı film öyküsü Adana Altın Koza Film Festivali'nde "Yılmaz Güney ödülü"ne layık bulundu.Film öykülerı yazdı. 1995 yıhnda da Orhon Murat Arıburnu adına verilen uzun metrajh film öyküsü ödülünü aldı.Bilim ve Sanat, Varlık, Gösteri ve Somut gibi dergilerde deneme ve yazılar, günlük basında resim eleştirileri yayımlandı.^ miyorscsim. Iki suskunyanyanayız.gölgcm ve ben... Güçsüzüm şimdi. Neyi tamamlar güçsüzlük? Nereye varılıryorğundüşlerle. "Güvercin Adası'm unutma olur mu? Ne zaman bir bulut geçse pencercmdcn, adalı kaptanın eski teknesinin soluk yelkenlericanlamyorbelleğimde. Usulcabir rüzgârçıksasallanırdururdutaka. Başımı/ı döndürürdü n sallantı. Hemen çıkardık karaya. Ada Bar'da bi/i beklcrdi Yorgo. 'Deniz börülceleri ha/.ır, rakı da sizden olsun' derdi... Ah ihtiyar Yorgo, tabaklan kırar kırar' Böyle de sirtaki olur. Yeter ki gamlanmasın şu deli göniil.' derdi... Ada gecelerini de Yorgo'yu da unutamıyorum hiç. Denizcdökülürkenkoyağını, kollarını unutmayan ırmak gibiydi ihtiyar. Bir deltaydı bizim çocuklara. Çok seviyorlar. Sonra da o geceki gibi' Ueryada deryalıklar'ı söylüyoruz... Deryalar kuruyoruz düşlerimizde. Limandagemilerini bcklcyendenizcilergibiyiz... Senin olmadığın limanlarda çoğalıyor Ö/.lemim." Iliçunuturmuyumogccclcri! Ileransıdığımda ıslanıyorum anılar sağanağında. Islaklığım kendime... Sanrı mıydı dünden kalan hcrsey? Burkuluyorum. Boğuluyorum gcrilcrc döndükçe... Yorgo daöldü bir yıl önce. Duyuramadıın. FOTOGRAFEVİ İLERİ FOTOGRAF SEMİNERLERİ Fotograf bılginızi ilerletin. (7 Şubat'ta ba;lıyor) HAFTA SONU GEZİLERİ 27 28 Ocak .. Amasra. Safranbolu 3.500.000.4 Şubat Erikli Yaylası Yürüyüşü 1.000.000 ŞEKER BAVRAMI GEZİLERİ Kapadokya (Vadılerde Serüven) Urfa, Harran, Nemrut (Tarlh ve Kultür Geıiii) ı< 500000 YP Kelebekler Vadisi ITürkiyfnln en guıel yuruyufleri) 13 500.000. YP . . 12 500 000 YP Zambak Sokak, 15/4, Beyoğlu Tel: (0 212) 251 05 66/245 40 08 Ankara Grup Psikoterapileri ve Psikodrama Enstitüsü *Bireysel Psikoterapi *Grup Psikoterapisi (Etkileşim Gruplan) (Psikodrama Gruplan) TEL: 433 82 13 431 56 43