Katalog

7 MAYIS 1995. SAYI476 TURİZM 23 tetlıiye Ülüdeniz. liu sular hep çekeceksizL 1 *.,*lı.u y> sarnıçian, su yolları ve agora Side'deki önetnli yapılar. 15 bin kişilik Side Tiyatrosu ise kentin en önemli yapısı. Akdeniz'in henüz ılımış sularında Side'ye veda ediyoruz. Yeniden Antalya'ya dönerken sağda 4 kilometre içeridc Aspendos var. Kentintarihi. l.ö.5.yüzyılakadar uzanıyor. En önemli ve görkemli yapısı, I.S. yüzyıldayapılan tiyatrosu. Antalya'nınl8 kilometre doğusundaki Perge, Helen, Roma ve Bizans dönemlerini yaşamış. 15 bin kişilik tiyatrosunun hemcn yakınındayeralan 12 bin kişilik stadyumu, Anadolu'nun en iyi korunmuş stadyumlarından biri. Pamfilya'nın önemli kentlerinden olan Perge'nin belkemiği, bir ana cadde. Kentin bütün yol sistemi bu ana caddeye asıh. Antik çağlarda Anadolu'ya açılan bütün yollarda Perge'den çıkıyormuş. nu ,...«/u OuuJ\ut.ukMtn<, Myra antik kentindekaya mezarlan. ölümlu olntak ıtu bir keyıjmış mı dersiniz! torbası, dünyanın dörtbiryanındaki çocuklara armağan dağıtır. Demre'den tüm insanlara barış, dostluk ve kardeşlik çağrısı yapılır. Kurşunlu'nun yeşil suları Antik Pamfilya kentlerindeki yolculuğumuz süredursun, şimdi yolumuz üzerinde müthiş uğultunun gölgesindc dağlardan kopup gelen Düden ve Kurşunlu şelaleleri var. lki kaynağın bir yeryüzüne çıkıpnehirolduğu.birkaybolduğu, sonra da yosun yosun dokunmuş kayalardan coşarak aktığı Düdenbaşı, Antalya'nın en güzel köşelerindenbiri. Binlercebitki veağacın gökyüzündcn sakladığı Kurşunlu ise, İcoyu yeşil sulan, binbir merdivenli gezi yolları ve sicim gibi çağlayanlan ile olağanüstü. Düdenbaşı ve Kurşunlu'da kayalara çarpıp uçuşan zerreciklerin giysilerimizdeki nemiyle son Pam nar, alev nasıl kızıllık filya kenti Phaselis'e saçarsa öy le yaşar. Maulaşıyoruz. Kent dovi yolculukta geceyi ğayla iç içe. Deniz, orkorsanlar yatağı Ceneman, piknik alanı, sazviz Körfezi'ndegeçirlıklar ve üç limanlı dikten sonra, gemimiz Phaselis... Akdeniz'in masmavi bir denizin ılık sularına kendimizi yarlarla kesilmiş koyu bir kez daha bırakıyor yeşil kıyılan boyunca ve Likya kenti Olymgide gide Olympos pos'a doğru yola koyukentine varır. Çıralı luyoruz. Gün biterken derler bugün oraya. saklı cennet Adrasan Alacalı taşlar üstündc Koyu'ndayız. gümbürdeyen bir çay ın Burada doğal dokudenize döküldüğü bu yu fazla bozmayan az lahitler kentinin önü ak katlı otellerin yanı sıra bir kumsaldır, ardı da Adrasan'ın hemen girigirift çalılıklarla yükşindeki şirin köyde de selcn koca bir dağ. Işte kalabilirsiniz. Bizköyü bu dağda ateş yanar, tercih ettik ve ahşap bir toprak yer yer gazlar köy evinde, beyaz kıreç saçıp kendiliğinden tubadanalı odada, ycre tuşur." serilen döşeklerde, sabun kokan çiçekli çarAkdeniz'in eski ticaşaf ve yorgan altında, ret merkezlerinden Fikanaviçe işli yastıklarnike'ye doğru süren da uyuduk. yolculuğumuz, Likya kendi Myra'da bir kez Sabah gün henüz daha duralıyor. Eski ışırken yaptığımız yufçağ Likya'sının en ka, zeytin ve çökelekli önemli beş kentinden kahvaltıdan sonra, Belbiri olan Myra, eskiden lerophontes efsanesibir kıyı kentiymiş. nin geçtiği OlymDemre Çayı'nm getiras'tayız. Olympos, diği alüvyonlarla bu). 2.yüzyıldakurul Kurşunlu ŞelalesL Yeşil ve karanlık sular bekliyor sizi... gün denizden içeride muş bir liman kenti. kalmış. Kaya mezarlan ile hemen atte ulaştığımız Çıralı, bir doğa haEşsiz güzellikteki bir vadinin iki ilgi çekiyor. Myra, 1.0.245 yılında rikası. Yöre insanının "Yanartaş" yakastnda yer alıyor. Çalılıklann arasındaki kentin ve vadinin denize dcdikleri bu dağda, doğal gaz sızın Patara kentinde doğan St. Niçholas'ın (Noel Baba) denizcilerin ve tısınm oluşturduğu ve binlerce yılulaştığı yerde kumsal çok güzel bir çocukların koruyucusu olarak budır hiç sönmeden yanan alevler doğal plaj oluşturuyor. Kumsalda, güne değin yaşatılıp efsaneleştirilgökyüzüne yükseliyor. dalgaların bıkıp usanmadan yuvardiği yer. Noel Baba her yılbaşı geTam burada söz Azra Erhat'ın: ladığı minik mermer tanecikleri yiklerin çektiği kızağına atlar, "Bellerophontes efsanesi bugün renkrenk... Demre'den kalkar, sırtında oyuncak de yaşar bizim için. Ateş nasıl yaOlympos 'tan yaya olarak bir sa Akşam karanlığında Kaş... Uçağız'a gcldiğimı/de cşine az rastlanırbir tarihdoğa sentczi ile karşılaştık. Akdeniz bitki örtüsü makiliklerin, mersin, kekik, adaçayı kokularının arasında antik yapılar yükselıyordu. Kalıntılannınbir bölümü sular altındaki kenttcn denizyolu ile Simena'ya ulaştığımızda ise tarih, deniz ve güneş sözcüğün tam anlamıyla birbirine karışmışvekaynaşmıştı. Masmavi vepırıl pırıl Akdeniz sularında yüzerken, dipte yatan binlerceyıl öncesinin uygarlık izleri insanı büyülüyor. Ve Kaş... Likyalılardan kalma bir kıyı kenti olan Kaş... Akşam karanlığı çökerken büyüleyici birkızıllığın alevinde yanan deniz, bir süre sonra yıldızların suya düşmuş ışığındaparlıyor. Tarih ve doğagezimizi ertesi gün Fethiye'de noktalıyoruz. Üç gözlü kapıdan girilen Patara, Rumların boşalttığı Kayaköy, dağlardan fışkıransulannçağıldayarak aktığı Saklıkent, ölüdeniz ve Ölüdeniz'e benzeyen gizli onlarca kumsal... Kıyılardaaçık yeşil, içeridc koyu yeşil ve derinlerde giderek mavidcn laciverte dönüşen Akdeniz, hoşçakal... Makilikler, sedir, okaliptus ve sığlaormanları... Sizdesağlıcakla kalın... Doğa ve tarihiyle bizim görebildiğimiz güzellikleri, gelecek kuşakların görebilmesi dileğiyle... Tarih ve doğa değerlerimize turizm adına kıyılmaması dileğiyle hoşçakal Akdeniz...^