19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ginlik kanşımı duygular yüklüyor. O ürpertici siluet, 1974 öncesi 28 turistik otel ve çok sayıda bar, kafe ve meyhanesiylc cıvıl cıvıl bir turistik merkezmiş. Tel örgülerin arkasına baktığınızda, top mermileriyle çoğu otclin büyük hasar gördüğünü farkediyorsunuz. Maraş bııgiin, barış görüşmelerindcki kilit noktalardan biri. Kapalı bölgcde yalnızca Barış Gücü askerleri ve Türk subay ailcleri kalıyorlar. . KKTC'de insanın içini nefretlc dolduran, ürpertici yerlerden biri de, "Katliaıtı Köylcri" olarak anılan bölge. 14 Ağustos 1974'tc EOKA faşistlcri ve Yunan askerleri tarafından dirı diri toprağa gömülen üç köy halkının yattığı ycde, bugün anıt mezarlar var. Vahşetin dçreccsine inanamıyor, savaşa ve faşizme lanet yağdırıyorsıınuz içinizden, mezarları ziyaret cderken. Ve aklını/a can sıkıeı bir soru takılıyor: Bir gün kalıcı barış sağlansa bile, ba/ı şeyler unutulabilir mi? Kuzey Kıbrıs'ın Türkiyeli turistler için "alışveriş cenneti" olma ö/elliğı de bir hayli gerilerde kalmış arlık. Her şey, Türkiye'den daha pahalı. İşin en acı tarafı, turizm teorisinde "turizmin enflasyonist baskısı" olarak adlandınlan tatsı/lığı Kıbnslılar t'ena halde yaşıyorlar. Fiyatlar genel düzcyi, fstanbul'u bile sollarkcn, Türkiye'ye oranla çök daha düşük ücretler alan Kıbnslılar, bu fiyatlarla her gün yüz yüzeler. Gazetelerdeki "cmlâkçt ilanlan" şöylc bir göz attığınızda. dudaklarınız uçukluyor: Girne'de üç oda bir salon, manzaralı dairenin kirası 300 sterlin. (Y.ıllarca tngiliz sömürgesi olarak yaşamasa bizde ev sahiplcri insaflıdır, "dolar" isterler!) Ülkede echellemobil sisteminin uygulanması sendikal çıkışlan da alabildiğine pasifize edince, Kıbrıslı büyük bir ekonomik kıskaç içinde kalıyor. Taksileri bile son model 190 Mercedes olan bu ülkede hasıraltı edilen çirkin bir yoksullaşmanın yaşanması genç kuşağın umutlannı öylesine kırmış ki, 1974'ten bu yana 30 bin Kıbnslı, Ingiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve,Avustralya'ya göcmüş. Kıbnslı askcrliği sevmiyor, bu biraz da ülkenin genel görünümünden kaynaklanıyor. Hangi kenti gezerseniz ge zin; "askeri yasak bölge"nin olmadığı caddede, her dükkânda asker çıkacak karşınıza. Sahillerde, dağlarda, ovalarda hep dikenli tellerle çevrili "yasak bölge"ler görecek, tepenizden helikopterlerin uçtuğuna tanık olacaksınız. Kaldığınız otelin plajından denize girerken, sahilin öteki ueundaki yamacın yükseklerine gözlerinizi çcvirdiğinizde, "Her... Şcy... Vatan... İçin..." temposuyla koşturulup eğitim yapan askercikleri göreeeksiniz. (Isı gölgede 40 Jereceyken bile.) Girnc Kalesi'ni, Lefkoşa kafelerini, Maraş dolaylarını gezerken, gün sayan erlerin "Izmirli Mahmut buradaydı", "72/3 Erdoğan, gel 87 gün gel" gibi "gra(Tıti"leriyle karşılaşacaksınız hep. Girne Limam'ndaki masamıza geri dönüyortız şimdi. "Türkiycli" olup olmadığımızı soran garsonla izleycn dakikalarda fntograf makinelcrimİ7. üzerinc koyulttuğumu/ sohbet bitmiş, bira bardaklarımızda kalan son yudumları alıyoruz. Meydan'a doğru harckctlenmcmiz gcrck artık. (îünlcrden 20 temmuz, KKTC'nin "Banş Ve özgürlük Bayramı". Az sonr'a orduevi önündc "Anava tan'a Şükran" törcnlerinden biri daha yapılacak. Askeri birlikler, geçit resmi için limanın çıkışına yerleşmeye başlamışlar bile. Bando eşliğinde deniz erleri, komandolar, piyadeler, KKTC polisi, ardarda meydana yaklaşıyor. Atatürk heykelinin önünde, Kıbrıslı gençler Türkiye ve KKTC bayraklannı tasıyorlar. Öğretmenleri v'^ktınnadan azarlıyor: ""'ere koymayın bayrakları, yukarı kaluırın." Gençlerden biri yanındaki kız arkadasına fısıldıyor, Kıbnslılar'ın kendine özgü sevimli şivcsiylc: "Bayraklarığızı kaldırın demek kolay, millet değizdc, biz burada!" Kı/ yanıtltıyor: "Sus şimdi, tören bitsin, biz de değize giderik." Tören başlıyor, biz de çevre evlerden birinin terasına çıkıp fotoğraf çekmeye başlıyoruz. Ne var ki geçit resmine katılan askerlerin ve bayrak taşıyan gençlerin dışında töreni izleyen ya otuz kişi var çevrede, ya kırk. Bilemediniz elli. Onlar da, yabancı turistler ve Türkiye'den gezmeye gelenler. Çevre binalarda bırakın balkonlara çıkanlan, camdan bakan bile yok. Gazetelerdc "Şükran Törenleri"ne katılacak adam bulmakta güçlük çekildiği yazılı. Oysa statükocu yayın organları ("Kıbrıs" gazetesi gibi) o gün manşetinde vetmiş iki punto "özgüriiz, mutluyuz" diye haykırmış; spotlardaysa "Kahraman Türk Ordusu" ve "Aslan Mehmetçik" edebiyatı egemen. Peki bu sessizlik ne o zaman? Tıpkıözal'lı ANAP'ın yaptığı gibi 1990 scçimlerinde scçim yasa'sını barajlar ve engeller koyarak değiştiren; aldığı oydan kat kat fazla oranda milletvekiliyle njeclise giren; muhalefetin tepkisıne TC'deki öğretmenleri gibi "Ben yaptım oldu" tavrıyla kayıtsız kalan; TKP, CTP, YKP ve DP gibi muhalefet partilerinin meclisi boykotuna karşın istifini bozmadan bildiğini okuyan ve son dönemde Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la da köprüleri tümüyle atan Başbakan Derviş Eroğlu'nun "Anavatan" destekli UBP'si, ektiğini biçme arifesinde. Sosyal demokrat Toplumcu Kurtuluş Partisi, ^osyalist CTP, Denktaş'ın oğlunıın kurduğu Demokrat Parti'nin tepki ve sitemleri yalnızca UBP ve onu destekleyen TC'ye değil, aynı zamanda Kıbns'ta bir muhalefet yokmuş gibi davranan Türk basınına yöneliyor. KKTC'deki iktidan "Susun yoksa Rum öcüsü gelir ha" diye muhalcfcti korkutarak destekleyen; Denktaş'la Eroğlu'nun arasını bulmaya çalışan örgüllenmelere göz yuman resmi politikaya olduğu kadar, bunun kuyruğuna takılan bol tirajlı basına da "burukluk" içindeler. Büyük olasılıkla 7 kasımda (ya da en geç 21'inde) KKTC'de erken genel seçimler yapılacak. İktidardaki UBP, barajı yüzde 8'den 7'ye indirdi ama, seçim yasası tartışmaları bitmedi. Gerek CTP Genel Başkanı Özker özgür, gerek TKP Genel Başkanı Mustafa Akıncı, gerekse Cumhurbaşkanı Rauf Denktas, 1976 seçimlerinde uygulanan seçim yasasını istiyorlar. Tahminler, UBP'nin yine birinci parti ulacağı ama önemli ölçüde oy kaybına uğrayacağı yolunda. Hemen herkes, kasım ayından sonra koalisyon olacağı fikrine kendini alıştırmış. Politik tansiyon da gün be gün yükseliyor. Öte yandan, Lefkoşa'nın güneyinde de tansiyon yüksek. 20 temmuzu protesto için Rum Kesimi'nde Başpapaz, "Kiliselerde uykusuz kalma eylemi" düzenliyor ve eğlence yerlerinin kapatılmasını istiyor. KKTC'de "kutlama'Mann yapıldığı saatlerde düzenlenen bu "protesto"ya pek kimse rağbet etmeyince, Başpapaz hayli bozuluyor. Bu arada, bir grup faşist, Lefkoşa'nın güneyinde düzenlenen protesto gösterisinde "EOKAB, bir daha vur" gibi tüyler ürpertici bir slogan afmakta. Aynı gösteriye üzerinde "15 Temmuz 1975 Faşizmin Ihanetini Unutma" yazılı tişörtlerle katılan ve "Türk İşgali"nin sorumlusu olarak Yunan Cuntasını ve 19 yıl önce onun desteklediği Nikos Sampson darbesini gösteren Rum AKF.L partisi üyeleriyle EOKA sempatizanı faşistler arasında çatışma çıkıyor. Güney, belki Kuzey'den daha karışık. Akdeniz'in cn güzel yerlerinden birinde, belki de en güzel adası, Kıbrıs. Ama güzel olduğu .ölçüde de kadersiz. Tarih, altı bin yıl öncesine dek dayanıyor. Salamis'te, Bafta, Omorfo'da (Güzelyurt) bulunan kalıntılar, büyüleyici bir uygarlığı, Akdeniz cazibesinin egemen olduğu kentleri ve duyarlı insanlann varlığını gösteriyor bize. Bir de, altı bin yıl boyunca yaşadıklan savaş, işgal ve acıIarı. Tarihi boyunca kaderine doğrudan doğruya başkalannın karar verdiği bir halk Kıbrıs halkı. Göniil istiyor ki (düş bu ya), yine Girne Limanı'na gidip o tatlı serinlikte biralarımızı yudumlayalım. Garson "Keyifler nasıl bugün?" diye sorsun yalnızca. A/ ötcde, birileri gitar çalsın, Kıbns güzeli bir kız şarkı söylesin. Ve ortalıkta "haki" renk görülmesin; yalnızca mavi olsun. Çok şey mi bu? < D E R G İ 8 A Ğ U S T O S 1 9 9 3 S A Y I 3 8 5 14 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle