02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y T 0 A S M R I S A L P A Y lır bu cümbüşten: Mor sümbül, mor menekşe, kuğu gibi uzun boyunlu, ortasına altın tozlan serpilmiş mor irisin yanında sergiledikleri renk yclpazesi ressamlara parmak ısırtır. Kır çiçeği statisin demetindc yedi değişik mor tonu saymak benim için tam anjamıyla bir sürprizdi. Ufacık çiçek yapraklannda en az üç değişik mor, doğanın bu kadar özenle çalıştığı, koyu fes renginden başlayarak, beyaz mora kadar uzanan renk İcuşağında kaybolmamak olanaksız. Her yıl ilk kez gözüme çarpan değişik bir renk, bir ayrıntı doğanın bize güzellikleri sunarken sonsuz cömert davrandığı savını güçlendiriyor. Sonra düşüncelerim bizim baharlanmız olan gençlerimizde yoğunlaşıyor. Onlara doğanın yapıtlan sunmamız gereğinin ciddiyetine eğilmek, burada sanatçının kilit işlcvini benimsemek kaçınılmaz oluyor. Gençler, bilinenle bilinmeyeni, görülenle görülmeyeni, yorumlanmış olarak bulmalı ve öğrenmelidirler. Buna karşılık, ülkemizde düş boyutlannı zorlayarak global bir senteze ulaşma çabasında olan sanatçıların varlığı tartışılabilir. Batıdan olduğu gibi kopyalama, yaratıcı olmanın yerini almış. Ozümlenerek u•laşılmış yorum çok özveri istcyen bir olgu yargısıyla kenara itilmiştir. özetle, diğer ülkelerden esinlenilmişle, halkımızın yüreğinden kopup gelmişin yoğrulmasıyla oluşacak sanat eserlerinin katkılannı düşleycbiliyor musunuz? Basit TV şovlannın sahnede yinelenmesini tiyatro olarak adlandıranlar, sıradan esprileri sanat eseri olarak sunarken gişe sorunlan yok. Algılaması kolay olan bu gösteriyi seyirci alkışlayarak desteklediğini belirtiyor. Daha güzelini izlemediğı için iyinin arayışında değil. Mü/ikal adı altında sunulan eserde rol alanlann sesleri kulak tırmalarken, oyunçuluk yetenekleri de tartışma götürebilecek nitelikte. tzleyicinin kıyaslanıa olanağı yok. Alkışlıyor. Sanat eleştirmenlerini okuyarak bir seçim yapma yolunu yeğlediğinizde yönlendirileceğinizi sanmayın. Çoğu kez sanat eleştirmenleri her eseri beğenip göklerc çıkardıkları için kendi kararınız sonucu daha mutlu olma şansınız fazla. Nüfusumuz altmış milyon. Son verilere göre yirmi beş yaşının altındaki gençler toplumun yansından fazlasını oluşturuyor. Istanbul'a bir göz atalım, on milyonda en az altı milyon genç vardır ve bu yüzde Türkiye genelinin üstüne rahatlıkla çıkmıştır. Açıkhava tiyatrosu şehrin ve gürültünün merkezinde senelerdir hizmct veriyor. Bir yenisi planlanmış değil. akustiği trafığin gürültüsünü yendikçe sorun yoktur ve hizmete devam edebilir. Atatürk Kültür Merkezi, Belediye tiyatroları, yıllardır artan nüfusla salonlan dolu. fdareciler ellerini oğuşturarak başanlannı kutluyorlar. Herkes bir kez gitse bu doluluk sürecek gibi görünmektedir. Mantar gibi açılıp kapanan özel tiyatroların bazılarının gerçektcn seyirciyc bir şeyler verme çabasını azımsamamak gerekir. Bu genç seyirci topluluğu festivaller aracılığıyla yurtdışından değişik yorumlara öğrenci bütçesinin elverdiğince açılma olanağı bulurken, konserlerin onbinlerce genci sürüklemesi, yabancı organizasyonlann da iştahını kabartıyor. Böyük sanayi kuruluşlannın gecikmiş sanat merkezi kurnıa kıpırdanmaları ise şimdilik ümit vermektcn uzak. Onlar hâlâ en büyük yatırımın insana yapılan olduğu gerçeğini gözardı edip, Boğaz kıyısında arsa kapatma çabalarındalar. Belki bir gün, mor ilkbaharlar gençlerimizi kucaklayan salonlar ve özgün yapıtlar sunan sanatçılar da getirirler. ^ D E R G İ 6 H A Z İ R A N 1 9 9 3 S A Y I 3 7 6 MOR İLKBAHAR deki saat tik, tak, tik, tak, baharı bekliyor. Gelişinin algılanması değişken: bedendeki dengesi/.lik belirtileri, halsizlik, bazılan için başlangıçtır. Cemrelerin düşmesini, hıdrellczi bekleyenler, kışlık giysileriyle, baharlıklann dolapta yerlerini değiştirenler de bahan getirirler. tstanbul'un beton ormanında yaşıyorsanız, siz de ilkbahan böyle kucaklamış olabilirsiniz. Doğa ile bütünleşmeye yeterli süre tanıyabilenler, genç yeşilin dallann ucundan fışkırmasını, çimenlerin yer yer papatyalarla süslenmesini, dirilişle birliktc, yeşil kokusunu ciğerlerine doldurarak bahann damarlannda aktığını duyarlar. Geçmiş yıllarda, 15 nisan tarihinde hiç şaşmadan başlayan tomurcuklanma, artık günümüzde mayıs aylarında... Benim için ilkbahar kendine özgü belirtileriyle geliyor. Bu gizemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Boğaz'daki tepeye sayısız kez çıktım bu yıl, çok gecikmiş bahan yakalamak için. Son günlerde güncelliğini yoğun bir şekilde koruyan ölçü birimi, raİcım bu tepe için kullanılmıyor, aksi halde gazeteier kayda geçirirlerdi. Sadece, buradan Boğaz'ın bir gölü andıran görünümünün dünyada bir eşi olmadığını önemle belirtmek istiyorum. BAHAR GELDİ demek kolay dcğil! önce kuru dallardan fışkıran körpe, açık yeşil, ışık vurdukça saydamlaşan, damarları belirginleşen yapraklann ardından kışı dalında göğüslemiş, koyu yeşillerin tepesine bir taç gibi kondurulmıış aynı taze yeşilin ayırdına varmak gerekli. Günler geçtikçe, gözler henüz yeşili taşımayan dallar üzerindc inatla dolaşmaya başlar. Bir sabah, birdenbire, pembemsi mor bir tül belirir bu dallann üzerinde. O an, bahar gelmiştir tstanbul'a... Erguvan çiçekleri, acele edip, yapraklardan önce pembe mi, yoksa mor mu olduğu tartışılan, o esrarengiz tiilünü atıvcrmiştir. Artık kısa sürede tüm çıplak dalları örtecektir. Doğan her yeni güneş, yeni titreşimler getirecck, kalp atışlarını hızlandıraeaktır. Pembeler morlaşacak, çiçcklcr belirginlcşecek, önceleri hcmcn yanınızdaki dallardaki değişimleri gö/lerken, bir anda karşı kıyıdaki morpembe dallara takılır gö/îerini/. Bir hafta geçince erguvan ağacı tam şekillenmii} olur. Erguvanların çiçek açması bu yoğunlukta ancak Boğaz'da yaşanır. Bu bir şölendir. Akılalmaz, sapma kabul ctmeyen bilgisayann programlaması kusursuzdur. Dalında henü/ yeşile yer vermeyen, "komşuda var ya!" diycrek taze yeşilini 14 S anatta düş boyutları evrende sonsuzla yarışabilir." Içim sonraya saklayan erguvanın yanı başındadır mor salkım. Sabırlıdır, kollanyla gövdesini, dallarını sardığı erguvanın çiçeklenmesini bekler, romantik, acık mor salkımlannı sallandırmadan önce. Çiçekleri dolgunlaştıkça başı eğilir, erguvanla sarmaş dolaş mor salkımın. O kadar çok albenisi vardır ki yoldan geçenler istemeden de olsa uzanıp koparmaktan kendilcrini alıkoyamazlar. Dalında güzeldir sözünü doğrulayan mor sal kım, koparıldıktan sonra hep ayaklar altındadır. Güncş doğarken henü/ uykudaki lstanburun sessi/.liğinde makara çcken bülbiilleri de duyarsınız bu tepede. Erguvan, mor salkım, bülbül işte şimdi Istanbııl'a bahar geldi. Eski konakJarın bahçelerinin cksilmez bir parçası olan lcylak, ağaçlann aralanna sıkışmış kalmış. Incecik, dokunsan dökülecekmiş gibi duran iğne oyasını andıran mor çiçekleri baygın kokusunun kurbanı olacak, keşfedildiğinde dallar çırılçıplak kalacaktır. Sokaktaki çiçckçi sergileri de payını a sunduğu güzellikte, incelikte, bollukta bir şeyler verebiliyor muyuz, diye kendi kendime soruyorum. Gençlerimiz özgürlük, hoşgörü, sevgi, çokseslilik, demokrasi tııtkunu, öğrenmek, tanımak, incelemek istiyorlar. Bir konularda onları bilgilendirmede plastik ve görsel sanatların tartışma götürmez önenıi ortaya çıkıyor. Sanat dallarındaki düş boyutlan evrendeki sonsuzla yarışabilecek kadar geniş. Dolayısıyla kalıplaşmış sunularla gcnçlerc haksızlık yapıldığı düşüncesindeyim. Onlara kendi hayal güçlcrini dc /orlayacak sanat C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle