Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H AFTANIN KONUĞU Roman Polanski'nin yeğeni Grazyna Dlugolecka ile İsveçfte bir 7Vdizisinde rol alan Mazlum Kiper: fii İsveç sizi kendi kültürüne katmaz' Yirmi yıldır İsveç'te, tiyatroda ve TV dizilerinde oyunculuk çalışmalarını sürdüren Mazlum Kiper, sinema ve televizyon filmlerinde, hep 'yabancı', 'kara kafa' tipini canlandırmak zorunda kaldığını belirtiyor. İsveç'in yabancı sanatçıları asla bir 'çeşitlilik' olarak alıp toplumuna, kültürüne katmadığını dile getiren Kiper, "Burada bir renk, bir çeşni olmak son derecek güç" diyor. Hikmet Yaşar Yenlgün • stanbul'da başlayan ve İsveç'te süren uzun bir tiyatro serüveni var Mazlum Kiper'in... Yıllar boyu Türkiye'den ve Türk izleyicisinden uzak kalmış olan Kiper bu yaz Türkiye'de idi. Biz de kendisiyle beraber olduk bir ara ve hem Türkiye'deki geçmiş çalışmalarını hem de bugun tsveç'te sürdürdüğü sanat yaşamını konuştuk... I • Uzun yıllar Türkiye'den ve Türk seyircisinden uzakta sürdürdüğünüz tiyatro serüvenine nerede ve nasıl başladıntz? • 1946 yılında Istanbul'da doğdum. Bir anlamda tiyatronun içinde doğduğumu söyleyebilirim. Ba>ta babam Müfit Kiper olmak üzere tstanbııl Şehir Tiyatrolan'nın UnlU oyuncularından Behzat Butak, Tfllflt Artemel, Halide Pişkin, Bedia Muvahhit, 1. Galip Arcan gibi dönemin ünlü oyuncularını yakından tanıma ve onlarla çalışma şansını elde ettim. Böyle bir ortamda büyüdUkten sonra, insanın tiyatronun dışında bir meslek seçmesi olanaksız!. Bu arada, büyük usta Muhsin Ertuğnıl'dan çok şey öğrendiğimi söylemeliyim. • llk kez hangi oyunda rol aldınız? • 1964'te Shakespeare'in 400'üncü doğum yıldönümu kutlanıyordu. Sahnelenen "Romeo Julief'te, Ben Volio, "Coriolanus"ta Haberci rolleriyle ilk kez sahneye adım attım. tlk başrolümü GUner Sümer'in "Bozuk Düzen" adlı oyununda aldım. Türkiye'de oynadığım son oyun, geçenlerde yitirdiğimiz değerli oyuncu Agflh Hün'le oynadığımız "Ay Battı" oldu. 1969'da tiyatro üzerine araştırma ve incelemeler yapmak üzere tsveç'e gittim. llk yılımı tiyatro izleyerek ve dil öğrenerek geçirdim. Daha sonra " M a r i e b o r g s Folkhögskola" adlı tiyatro okuluna giderek teorık ve pratik alanda kendimi geliştirdim. Aynı sınıfta öğrenci olan dört arkadaşımla birlikte, Teatreverkstad Tiyatro Atölyesi adlı grubu kurarak iki yıl gezginci tiyatro yaptık. Bu arada İsveç Kraliyet Tiyatro Yüksek Okulu'nun açtığı sınavları kazanarak okulun reji bölümüne girdim. Böylece grubumuz dağıldı. Oku Mazlum Kiper (sağda), İsveç TV'sı ıçın gerçekleştırılen bır dızıde. Roman Polanski'nin yeğeni Grazyna Dlugolecka ile Makedonya kökenli bir ailenin yaşamını canlandınyor lun bitiminde, çocuk ve gençlik tiyatrolarında pedagog olarak çalıştım. 1976'da öğretmen arkadaşım Kenan Gündoğdu ile birlikte Keloğlan Çocuk Tiyatrosu'nu kurduk. 1982'de İsveç Radyo ve Televizyonu'nda oyuncu ve yönetmen olarak çeşitli programlar yaptım. 1987'de İsveç TV'sinin yapırru "Mahkeme Tutanakbn" adlı dizinin bir bolümünde başrol oynadım. lsveç'e göç eden bir Türk işçi ailesinın kültürel çelişkilerini konu alan filmde, kızını korumak için dört gün süreyle onu eve kapaması yüzünden mahkemeye verilen bir babanın dramı anlatılıyordu. Film, İsveç basını ve seyirci tarafından büyük ilgi gördü, bunun üzerine ikinci kez yayımlandı. Bu benim için son derece gurur verici bir olay. şın son derece tekdüze! Bir renk, bir çeşni, bir çeşit olmak son derece güç. İsveç asla sizi bir "çeşitlilik" olarak alıp toplumuna, kültürüne katmayı düşünmüyor; yalnızca sizin o toplumsal yapıya uymanızı istiyor. Bu durum, bir sanatçı için son derece zor ve olanaksız. Buna bir de dil sorunu ve kültürel bağlar eklenince var olma mücadelesinin zorluğu ortaya çıkıyor. Bir örnek vermek gerekirse, oynamış olduğum birçok sinema ve televizyon Fılminde sürekli "kara kafa" olarak nitelenen • İsveç gibi bir ülkede Türk olmamn ve bir sanatçı olmamn getirdiği güçlükler üzerine neler söyleyeceksiniz ? • İsveç, Türkiye'ye oranla son derece akılcı bir toplum. Böylesine kurumlaşmasına ve mükemmel organize olmasına kar