Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DİRNE GOGU Necatl Güngör ir zamanlar dünya Yahudilerinin merkezlerinden bıri olan Edırne'de bugün yalnızca bir tek aile yaşıyor. Çok eskilerde değil, daha 20. yüzyılın ilk yarısında (1912) Edirne'de yirmi, yirmı iki bin civarında Musevi yaşıyordu. Dünyanın çeşitlı bölgelerine, bu kentte yetışen Musevi din adamları "ihraç" edihyordu. 1903 yılında çıkan Kaleiçi yangınında, tam on uç sınagog yanıp kül olmuştu. Yanan bu sinagogların sayısı, kentteki Yahudılerın nüfus yoğunluğunu gösteren başka bir kanıt. Musevılerin, Osmanlı'nın engin hoşgörüsünden yararlanarak yüzyıllar boyunca özgilr yaşadıklarını yazar bazı kıtaplar. Ortaçağda Hırıstıyan bağnazlığının karanlığına gömülen Batı dünyasında ışkence ve kıyım gören Yahudıler, ılk kez 1492'de gelip çalmışlardı Osmanlı'nın kapısını. Daha önce tber Yarımadası'nda MUslüman Araplann himayesınde yaşayan Yahudiler, önemli devlet görevlerinde bulunmuşlar, bilim ve feisefe alanında çıkışlar yapmışlardı. Ne var ki lspanya'da Arap egemenliği 13. yüzyılda kınlmış, bu kırılma sonucunda buralarda refah içinde yaşayan Yahudıler için çanlar acı acı çalmaya başlanuştı. Ortaçağın zifiri karanlığı içinde boy atan engizisyon gâvurluğu Yahudılerın önüne iki seçenek sürüyordu: Ya Hıristıyan olacaksınız ya da öleceksiniz! Kışkırtılmış bağnaz Hıristıyanlar, toplu kıyımlara girişıyorlardı. Binlerce Yahudi bu karanlıkta boğazlandı. Sonunda üç yüz bin kadar Yahudi, bu ülkeden aynlmaya karar verdi. Çoğu insan da bu göç sırasında yollarda telef oldu. Akdenız'e gemılerle açılan çaresiz ınsanlar ltalya1 ya, Kuzey Afrıka'ya dar atıyorlardı canlarını. Işte bu göç dalgasının bir bölümü de Osmanlı'nın sularında karaya vurdu. Nasıl kı Osmanlı'da oyun çoksa toprak da çoktu o çagda. Başımızda Gulbahar Halundan doğma II. Bayezid Veli oturuyordu, cennet mckân! II. Bayezid, kara düşler içinde kardeşı C'em Sultan'ı görüyordu sık sık. Bu korkulu düşlerı görmemek içın de uyanık kalmayı, tetıkte bulunmayı yeğ tutuyordu. Gerçı Cem'ın askerlerıni ıkı kez bozguna uğratmıştı; ama ikinci yenilişinin ardından kaçıp Rodos Şovalyeleri'ne sığınmıştı. Onu ellerinde tutmaları içın maaşa bağlamıştı Rodos Şövalyeleri'nı. Işte tam bu sıradaydı, lspanya'da başı dara dUşen Müslümanlar, II. Bayezıd'den aman dilediler. Bayezid Veli, onların B