Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H AFTANIN KONUĞU "Dolunay" ve "Sis" filmlerinin hiç gülmeyen kızı Aslı Altan anlatıyor: Türkiytfde neden macera f ilmi yapılmıyor?' Bir rastlantı sonucu sinema oyunculuğuna başladığını belirten Aslı Altan, sinemanın içine girince karşılaştığı olanaksızlıkların kendini çok şaşırttığını söylüyor ve Türk Sineması'nın her alanında, alternatif isimlere gerek duyulduğunu dile getiriyor... Cumhur Canbazoğlu slı Altan'ı "Dolunay" ve " S i s " filmlerinden anımsayacaksınız, hani o hiç gülmeyen kızı. Aslı, 'aslında' somurt kan bir insan değil, senaryo icabı yüzünün gülemediğini söylüyor. BugUnlerde Memduh Ün'ün yönettiği "Bıitun Kapılar Kapalıydı" adlı üçüncü fütnini bjtiren Aslı Altan ile Bebek'teki evinde görüştük. Söyleşinin başında, üç yılda üç filmde rol almasının kendi sinema politikasından mı kaynaklandığını sorduk. Aslı Altan, tesadüf eseri bugüne kadar üç tane sevdiği senaryo ile karşılaştığını, birbirine benzer roller aramadığını, farklı rollerin altından kalkabileceğini düşündUğünü anlattı. 26 yaşındaki sanatçı, sinemayı çok sevdiğini, üçüncü ve dördüncü filmlerine gelecek tepkilerin ardından, kafasındaki 1001 soru işaretine yanıt bulabileceğini söyledi. Erzurum Atalıirk Üniversitesi Arkeoloji BölümU'nde yükseköğrenimini tamamlayan Aslı Altan, arkeoloji ile sinemayı birlikte sürdürmeye kararlı. Bu yaz, iki üç aylığına Patara'dakî kazı çalışmalarına da katılacak. 1 A • Aslı Altan gerçek adınız mı? AA bize fazla 'artistik' geldi? • "Dolunay"ın oyuncu kadrosunda, Kenan Bal da vardı. Benim asıl adım Altan Yagcı. Yönetmen Şahin Kaygun, Bal ve Yağcı soyadlarının kahvaltımsı bir durum yarattığını söyleyerek kendime yenı bir ısim bulmamı istedi. Itiraz ettim, "Belki bu filmden sonra sinemaya devam etmeyecegim; ne gerek var" dedim. Kabul ettiremedım. Düşündüm, 'Aslı' ismini buldum. Yani, onun 'aslı' Altan Yağcı, ismini değiştirseler bile... 'Aslı Altan Yagcı' oldu. Sonra baktım ki afişlerde Yagcı'yı atmışlar, ismim Aslı Altan kalmış. Hâlâ rahatsızlık duyuyorum, çünkü benim ismim Altan. Artık Aslı denince başımı o yöne çevirsem bile. % Sinema oyunculuğu amaç mı, rastlantı mı? • Sinema oyunculuğu, hayalimdeki meslek değildi. Hayalim olsaydı, boşu boşuna arkeoloji okumaz, bu işin eğitimini görürdüm. On aliı yaşındayken, Erden Kıral, "Berekelli Topraklar Üzerinde" de rol almamı istemişti. O zaman sinemayı hiç düşünmediğim için olumsuz yanıt vermiştim. Şahin Kaygun benim samimi arkadaşım. Bir film çekeceğini, beni başrolde oynatmak istediğini söyledi. Kendimi bir anda kamera önünde buldum. Bir film yapaım, bırakınm diyordum. Sinemayı ve oyum'uluğu çok sevdim. Ama şöhreti sevmedim, huzursuz oldum. 9 tlk filminiz 'Dolunay' da zorluk çektiniz mi? • Canım çıktı. BUyUk zevkler aldığımı söyleyemem. Korkulanm vardı; iyi mi, kötü mü olacak diye. Daha sonra beyazperdede kendimi seyredince çok heyecanlandım. Oturduğum yerde sürekli şekil değıştiriyordum. Salonda Atilla Dorsav, Gani Turanlı ve Şahin Kaygun da vardı. Istanbul Sinema Günleri için film seçeceklerdi. öyle böyle değil, çok çok heyecanlandım. Bazı sahnelere bakamadım. Bazı yerlerde kendimi eleştirdim. Yani acayip duygular yaşadım. Film kötü tepkiler alsaydı, bir daha film çevirmezdim. # Seyirci Aslı ile oyuncu Aslı arasında ne gibi değişiklikler oldu? • Türk sinemasının içine girince olanaksızlıklar karşısında çok şaşırdım. Hâlâ çok şaşınyorum ve şaşıracagım da. Çok para harcamadan mucizeler yaratmaya çalışıyorlar. Zülfi Livaneli'nin setinde şartlar daha iyiydi. 0 Sinema eğitimi görecek misiniz? • tstiyorum. Sinemada aniden gülmek ya da ağlamak gerekiyor. Kamera karşısında gülmeyi, konsantre olmayı öğrenmeliyim. Binlerce şey öğrenmek istiyorum. Tuhaf bir şey, ben oyunculuk yaparak oyunculuğu öğreniyorum. Şans mı, şanssızlık mı bilemiyorum; ama şu anda içimden geldiği gibi oynuyorum. Birkaç yıllık sinema okullarına gidebilmem hayal, ancak yurtdışında birkaç aylık kurslar izleyebilirim ya da burada çok değerli tiyatro ustalanndan oyunculuk dersleri alabilirim. % Film tekliflerini nasıl değerlendinyorsunuz? • Telefon ediyorlar, "İki giin sonra çekim başlıyor, bizim filmde oynar mısınız?" diyorlar. Böyle çağdışı tekhfleri kesinlikle kabul etmiyorum. Ancak uzun bir süre ön çalışma olanağı verildiğinde teklifleri değerlendiriyorum. Onlar için oyuncular pek önemli değil. Çünkü yönetmen, "Ben nasıl olsa onu oy t