01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

D OĞADA YAŞAM Haldun Aydıngün R ASGELE Raif Ertem Kapıdağ'da hafta sonu Kapıdağ Yarımadası'ndaki nefis yürüyüş olanaklannın dışında bizim için, yürüyüşe katılan Bandırmalı arkadaşlar da bir sürprizdi... mek sevindiriciydi. Erdek'in kuzeyindeki sırtları, ormana kesime giden bir kamyonun kasasında tırmanmamız iyi bir şans oldu, bu sayede gece varmamız gereken Ormanlı Köyii'ne de daha rahat bir tempoyla yürüdük. Naim'in rehberliğinde orman yollarından ilerlerken sık sık durarak dağ çileği, böğürtlen ve kestane şölenleri çektik kendimize. Akşam saat dört sularında, neredeyse el değmemiş bir Marmara balıkçı köyüne varıp tek pansiyonuna yerleştik. Grubumuzdaki bayanları bahane ederek, daha yola çıkmadan çadırlarımızı Bandırma'da bırakmıştık, çok da iyi etmişiz, çünkü gece saatler süren yıldırımlı, yağmurlu bir fırtınayı kuru odalanmızdan dehşetle seyrettik. Ertesi gün, tam bir yürüyüş günü oldu; hiç durmayan yağmurun altında sahildeki yoldan doğuya, Kocaburgaz Köyii'ne, kısa bir kahve molasının arkasından da, güneydeki tepeleri aşarak Bandırma'ya bakan tatil kasabası Tatlısu'ya akşam olurken ulaştık. Kapıdağ Yarımadası, haritadaki kapladığı alçakgönüllü alanın aksine, son derece karmaşık bir yapı gösteriyor. Kuzeydeki sahiline en az yeidi değişik vadi sistemi açüıyor, 700 metrenin üzerinde iki ana zirve, sayısız da sırt sistemi, eşsiz ve bâkir doğayla birlikte özellikle yürüyüşçülere çok büyük olanaklar sağlıyor. Yörenin biz Istanbuîlu doğa sporculan için bir özelliği de Bandırma'ya olan feribot bağlantısı. Hafta içi hareket saatleri Sarayburnu'ndan 09.00 ve 21.00; Bandırma'dan da 14.30 ve 02.30; yol yaklaşık dört buçuk saat sürüyor. Yorucu bir haftanın arkasından, cuma gecesi dokuzda güzel bir vapur yolculuğuyla hafta sonu yürüyüşüne gitmek hem dinlendirici hem de çok romantik bir düşünce olarak gelmişti... Kapıdag'ın nefis yürüyüş olanaklannın dışında bizim için ikinci büyük sürpriz, yürüyüşe katılan Bandırmalı arkadaşlarımızın bizzat kendileriydi. Uzun yıllar biz kendimizi, hep bir iki büyük şehirde hasbelkader ortaya çıkmış, minicik bir azınlığın 'yalnız' Uyeleri olarak düşündük. Ancak orada, karşımıza, yaşadığı çevreye sahip çıkan ve o çevreden, bir doğa sporcusu olarak bizim anladığımız şekilde tat alan insanlar çıktı. lleriye dönük umut ışıkları saçan, güzel bir gelişmeydi bu. Sohbetlerimizden öğrendiğimize göre Naim ve arkadaşlan, Kuşcenneti'nin korunması için faal olarak görev almışlardı ve Bandırma'da Doğal Hayatı Koruma Dernegi'ni kurmak için de çalışıyorlardı... Not: Yürüyüşe katılanların isimleri: Zcrrin Altınışık, Vedat Vural, Iskender Erbil, Haldun Aydıngün, Sema Aydıngün, Naim Sür, Nurten Sür, FUsun Yakın, Alaattin Yakın, Mehmet Yakın... Tamamen amatörce çalışan Naim Siir'den bilgi almak isteyenler, DERGİ'mize yazabilirler. D Alaaddin Yakın, Kapıdağ yürüyüşunde, yerdan aldığı bir atkestanesinin kabuflunu açmış... Yürüyüşte, atkestanelerini dikenli kabuğunun içınden guç bela çıkarmak ve çakıyla iç kabujju soyup eğer kurtlu dejjilse yemek, ınsanın aflzında, taze fındığı andıran bir tat bırakıyor. G eçenlerde yapmış olduğumuz bir yürüyüş, hem yeni bir yöreyi hem de yepyeni insanları tanımamızı sağladı. Ekim ayının sonlannda bir gün, çalan telefondaki sempatik ses, DERGİ'deki yazıları okuduğunu belirtiyor, beni ve arkadaşlarımı yürüyüşe davet ediyordu. önerdiği bölge, hemen yanıbaşlarındaki Kapıdag Yarımadası idi. Sayısız yürüyüş parkuru olduğunu söylüyordu. Daveti, o kadar sevimli ve çekiciydi ki he men o anda, kabul etmeme şansırrun olmadığını anladım; ancak gene de bir cuma akşamı sabaha karşı Bandırma'ya ulaşmamız haftalar aldı. Bir otomobile doluşmuş beş yorgun Istanbulluyu Nalrn Siir (telefondaki ses) karşıladı. Ertesi sabah, eşinin hazırladığı nefis bir kahvaltının üzerine Erdek'e gidip yürüyüşe başladık. Naim ve eşinden başka yürüyüşte üç Bandırmab sporcuyu daha aramızda gör akine Kimya Endüstrisi Genel Müdürü Sayın Adnan Iğnebekçili telefon etti. Yazdığımız bir yazıyla ilgili açıklama yaptı. Gerçi yayımlamamız için yapmadığını söyledi. "Bilginiz olsun yeter" dedi. Kendisine teşekkür ederiz. Zaten MKE yöneticileriyle ilgili hiçbir kuşkumuz yok. Önceki yaada da belirtmiştim. Yetenekli ellerde olduğuna eminim. Bcnim korkularım yönelim dışından... Sayın Iğnebekçili, "Avflfeftlninbulunmamasının nedeni yogaltım çoklugu" diyor. "Av.mevsimi içindeyiz. Tam kapasite çalıfiyonız. Yetmiyor. Arttırma çalışmalanımz sttriiyor. Öniimüzdeki giinlerde çö/ümleyeceglmizi sanıyoruz. Gelecek yıl hiçbir sıkınU kalmayacak." Seviniyoruz, umutlanıyoruz. Av tufeklcrinin bulunmamasına gelince: "Daha çok dışsatıma ddniik çalışılıyor. Bu nedenle av lüfegi yapımına hız veremedik. Bir özel kesimln bu alanda gelişmiş olması. Onlara da olanak tanımak istiyoruz." Geçerli bir düşünce sayılabilir. Yalnız MKE güçlü bir kuruluj. Diğer dallardaki dışsatımla birlikte iç piyasayı da doyurabilir. tnancı taşıyorlar. özel kesime oianak tanımanın büyük etkisi var. Bir yandan da dışalımın serbest bırakılmasını düşünüyorum. Ya özel kesim piyasayı doyuramıyor ya da kalite sorunu ortaya çıkıyor. Her ikisini de MKE karşılayabilir. Ben MKE tüfeklerinin hayranıyım. Pek albenisi yoklur. Geçen yıl işlemelilerini görmüştüın. GörUnUmü de çok güzeldi. SUperpoze ve otomatik çalışmaları da olduğu söylenmişti. Olacagı kanısındayım. MKE tüfeklerindeki vuruş gücünü ünlü markalarda göremiyorum. Eski yıllardı. Biz yabancı marka tüfeklerle avlanırken, yabancılar MKE tüfekleriyle avlanıyorlardı. Şaşırmı;tım. Sonra anladım. MKE av tüfeği yapımına hız verse, dışsatıma da yönelebilir. Hele süperpoze ve otomatik yaparsa... Zarar ettiği, borçlannı ödcyemediği konusunda çıkan haberlere Sayın tğnebekçili de şaşırmış. Geçen yıl 5 milyon dolar dışsatım yapılmış. Bu yıl, "1314 milyon dolara ulafacagım" belirliyor. Inanıyorum. MKE gibi kuruluş dünyada çok az! En scvindirici haber de özelleşmenin söz konusu olmadığı. Yapılan çalışmaların rasyonel bir şirkelleşmeyc gidiş olması. MKE bünyesinde 22 fabrika varrnış. 250 çeşit mal Uretiyormuş. Tek merkezden yönetim verimli olmuyormuş. Bu nedenle her fabrikamn bir genel mudurluğe dönüştürUlmesine çalışıhyormuş. Fabrikalar Anonim Şirket haline gctirüecek, merkezde holdıng halinde birleştirilecekmif. Şirketleştirilen fabrikalar sivil sanayiye yönelik olacakmış. Yine de ser mayelerinin tümü de MKE'de kalacakmış. "Bu bir özelleştirme değil, rasyonel bir firketlejtirmedir" diyor Sayın tğnebekçili. llgilerine, tekrar teşekkür ederiz. Pelkim, Sümerbank, Tekel gibi kuruluşlarla ilgili duşüncelerden uzak kabnabileceği umuduyla... Rasgele!.. D Umutjar yeşerirken
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle