Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DOKSANLIYILLARDA ÇEVRE ğıru belirtiyor. Ama çevre kirlendikçe bilinç artmadı mı? Yani şimdiye dek kirlilik bilinçten önce gelmedi mi? Kaldı ki bilinç tek basına çevreyi kurtarmak için yeterli mi? "Cmidinizi de kaybederseniz her şeyi kadere bırakmak gerekiyor. Ben de böyle yaşamayı imkânsı/ buluyorum. Kadere bırakarak hayatı sürdüremem" diyor Kasparek. Zoolog Kinzelbach ise "Bence iimil ışıgı var her şeye ragmen" diye vurguluyor, "Ama bunun için çok çok çalışmak, çok çaba harcamak lazım." Kinzclbach'a göre, çevre sorunlarını doiaylı olarak etkileyen, ama bunlara çok önemli bir katkısı olan etken, nüfus artışı. Nüfus artışı mevcut doğal kaynaklara olan talebi arttırdığı gibi kirliliği de arttırıyor. "Bunun için bir yandan nüfus artışını azallırken bir yandan da çok daha sade hayatlar yaşamaya alışmalıyız. Tüketimi kısmalıyız. Evlerimizi elektrikli aletlerle donalmaktan vazgeçmeliyiz. Yani yeni bir ahlak getiştirmeliyiz" diyor Kinzelbach. Ama insan her şeye rağmen birçok bitki ve hayvan türünü ve hatta bir gün kendini de yok etmeyecek mi? "Bazı bitki ve hayvan türleri var olmaya devam edecek. Ama kuşkusuz pek çoğu da yok olacak. Evrim devam edecek tabii. Ama yeni türlerin ortaya çıkması en az 23 milyon yıl alır." Peki insan?.. "Umarım ki insan tıirü siirecek. Hatta 23 milyon yıl sonra bu yeni türlerin ortaya çıkışına tanık olacak. Bunun için gerekli her şey yapılmalı. İnsan türünün korunması için bütün gerekli çaba harcanmalı. Tabii insan da bir hayvan ve doğanın bir parçası. Yok olmayacak diye bir kural yok. Ben zoologum ve insan dışındaki hayvanları çok seviyorum. Ama en çok kcndi türümü seviyorum. Ve insan türünün mutlaka yaşamasını istiyorum. Ama bunun için tek yol var. İnsan dışındaki hayvanların da yaşamasını sağlamak. Ancak başka hayvanları koruyarak insanları koruyabiliriz. Filler giderse insanlar da gider." D Ekim 1989; New York'un Battery Parkı'nda Greenpeace'in, "Balinaları Kurtarın" gusterisi: Aslında, evrim süreçleri hiçbir canlıyı gözetmiyor. insan dahil, hiçbir hayvana öncelik tanımıyor. Doğal ayıklanma sürecinde, diğer canlılarla eşit haklara ve eşit koşullara sahip olan insan, bugün için, kendi yarattığı kötü çevre koşullarından diğer canlıları, hayvanları korumaya çabalıyor... Ama yarın, kendi türu için de yollara dökülebillr... kasında giderek büyüyen bir delik açacakları bilinmiyordu. insanın kcndi eliyle iklimi değiştirip önemli kara parçalarını sular altında bırakabileceğini kiın öngörebilirdi? gortalamış türünü? Nereye emanete almış? Kime güveniyor yok olup gitmeyeceğini savunurken? insanın, bitki, ağaç, çimen, kuş böcek, orman, kaplumbağa demeden tüm canlıları yok etmiş olması, kendi neslini, kendi türünü de yok edebilmesinin en temel önkoşulu, en güçlü kanıtı değil mi? Şu nokta önemli: Evrim süreçleri hiçbir canlıyı gözetmiyor. İnsan dahil, hiçbir hayvana öncelik tanımıyor. Doğal ayıklanma sürecinde, insan bütün öbür canlılarla eşit haklara ve eşit koşullara sahip. Gerçek eşitliğin olduğıı tek yer belki. Olsa olsa " ü s t ü n " teknolojisi, yeşil bilinci ile türünün yaşamını birkaç on yıl, bilemediniz bir asır daha uzatır. Ama cvrimi tersine döndüremez herhalde. kiin. Hatta Çernobil olayı nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalanlara da çevre göçmeni olarak bakabiliriz" diyor Barron. Her şeye rağmen bilim çahşaniarı, çevre konusunda nasıl iyimscrliklerini koruyabiliyorlar 21. yüzyıla girerken? Dalyan kaplumbağaları ile uzun zaman uğraşan biyolog Ma\ Kasparek kendi çalıştığı alanda çevreyi tehdit eden en önemli gelişmenin sulak alanların kurutulması olduğuna değindikten sonra gelecek için tüm umudunu, halkın hızla artan çevre bilincine bağladı İnsanın ayrıcalığı var mı? Gerçek şu: Yaşam uzun, teknolojinin ömrıi ise kısa. Dünyanın bundan 4.9 milyar yıl kadar örıcc oluştuğu sanılıyor. llk canlıların ortaya çıkışı 3.5 milyar yıl önce. Dinozorlar ise 225 milyon ytl önce dünya sahnesinde peydahlanıyor. Dinozorlar iyi ders verir insana: 155 milyon yıl çeşitlenip nüfusları artarak dunyaya egemen olmuşlar. kimbilir belki onlar da kendilerini ebedi sanıyorlardı. Ama 155 milyon yıl. İnsanın görüp bilmediği kadar uzun yıllar bunlar. Çünkii insanın ilk insansı atalarının orlaya çıkışı bile, olsa olsa en la/la 15 milyon yıl öncesine gidiyor. Rantapithecus bu canlının bilimscl ismi. lnsansı, ama insanlıktan epey uzak doğrusu! lki ayak üzerinde bile yürüdüğü kuşkulu. Afrika'daki ilk gerçek atalarımız ise 3.5 milyon yıllık bir tarihe sahipler sadece. Gel gör ki paleoantropologlar onları insan, yani Hoıno türiine bile sokamıyorlar. Sadece Australopithecus olarak biliniyor bunlar. llk insanın ortaya çıkışı, 500 bin yıl öncesine gidiyor. İnsanın dogrudan aiaları, Homo sapiens sapiens ise sadece 40 bin yıl önce dünyaya adım atmış. Yani insanlığın tarihi dinozorlarla karşılaştırıldığında bir hiç: Göz açıp kapayana dek! 155 milyon yıl egemenlikten sonra dinozorlar birgün sessizce, iskelet ve kafatasları dışında hiçbir iz bırakmadan yok olup gitmişler. İnsanın dünyada kazık çakacağına dair bir garanıi belgesi mi var? Hangi şirkete si Uzmanlar ne diyor? Türkiye gibi az gelişmiş ülkeler için dürum daha da vahim. 1990'larda dünyada yaşanacak tüm çevre sorunları Türkiye'yi de etkileyecek. Çok yakından etkileyecek. Ama kendi yarattığımız kirlilik, yok cttiğimiz türler, kestiğimiz ormanlar, deniz kıyılarına diktiğimiz termik ya da nükleer santrallar kısa vadede daha da çok can yakacak, çözülmesi daha güç sorunlar yaratacak. Cenevre'den telefonla görüştüğümüz Birleşmiş Millctler Çevre Programı Avrupa Bölge Ofisi Basın Sözcüsü Frances Barron, az gelişmiş ülkelerde siyasi göçmenlerin yani sıra ortaya bir de ekolojik göçmenler ya da çevre göçmenleri çıkacağını belirterek, "Ekolojik göçmenler yaşadıkları çevre lahrip edildigi için yersi* yurtsuı kalıp göç etmek zorunda olan kişilerdir" bilgisini verdi. Türkiye bunlardan nasibini alacak mı?.. "Bilmiyorum. Ama şimdiden Afrika'da ekolojik göçmenler bulmak miim Radikal önlemler alınmaz ise dünyayı sarsacak olaylar SORUNLAR SONUÇLAR iklimin değişmesi ve dünya sıcaklığının 1°4°C arasında artması. Deniz seviyesi yükselecek. Bazı kara parçaları su altında kalacak. Bazı yerler oolleşecek. Sıtma türü hastalıklar baş gösterecek. 1 milyar insan kuraklıktan kırılacak. Tehlikelı ultravıyole ışınları atmosfere kolayca girerek tüm canlıların hayatını tehdit edecek. Kanser vakaları artacak. Kanser ve diğer sağlık sorunları. Su kıtlığı. Toplu balık ölümleri. Bazı balık türleri yok olacak. Bu kaynakları insanlar kullanamayacak. Çölleşme hızını ve sıcaklığı arttıracak. Toprak erozyonuna, heyelanlara neden olacak. Ozon tabakasındaki delik Sınırlararası taşınan hava ve su kirllliğl Temiz su kaynaklarının kirlenmesl Deniz, nehir ve göllerin kirlenmesi Ormanların yok edilmesi Dünyada yaşayan 30 milyon hayvan ve bitki türünden dörtte biri yok olacak Biyolojik çeşitliliğin yok olması ekosistemi bozacak. Uzun vadede insan türünün geleceğini de tehlikeye atacak. Zehirli çöp ve zehirli kimyasal maddelerin üreti Bütün doğal kaynakları kirleterek insan sağlığını bozacak. Zengin ülkeler baş edemedikleri çöpminde artış leri 3. Dünya ülkelerine el altından yollamaya devam edecekler. 20