Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DOKSANLIYILLARDA ÇEVRE ha büyümeye devam edecek. Çünkü bugüne kadar atmosfere salınan CFC'leri yok etmek tnümkün değil. Kaldı ki gelişmiş ülkeler CFC üretimini durdurmak için değil, sadece belli ölçüde kısmak için karar aldılar, kısa vadede. Böylece ozon tabakasının önlediği tehlikeli ultraviyole ışınları dünyadaki tüm canlılan tehdit edecek. lnsanlar dahil. En hafifinden kanser olma ihtimali artacak. Sıkı durun. Atmosfer endüstrilerden, termik santrallerden ve fosil yakıtı kullanımından yayılan nitrit oksitler, sülfür dioksitler ve karbondioksitler dUnya iklimini değiştirecek. "Sera etkisi" adıyla bilinen olay, dUnya sıcaklığını arttıracak. Değişik modeller sıcaklığın kaç derece artacağı konusunda değişik rakamlar ortaya koyuyor. Bir ila 2 derece santigrattan 34 derece santigrada kadar artabilir. Kimi bilim çahşanı, iyice ileri gidip, " 8 derece santigrat bile artabilir" diyor. lyimser olun. Bir ila iki derece santigrat arasında bir artışı kabul edin. Sonuçlar: Bugün ortalama 15 derece santigrat olan dUnya sıcaklığı, 16 ya da 17 dereceye çıkacak. Kuzey yarımkürede buzullar erirken deniz seviyesinin yükselmesi ile birçok kara parçası denizle bütünleşecek. Hollanda, Malta, Bangladeş ve Maldiv Adaları gibi dünyanın çok değişik yerlerindeki ülkelerin su altında kalabileceği vurgulanıyor. Peki bu ülkelerde yaşayanlar ne yapacak? Evinizde kaç Bangladeşliyi misafir etmek istersiniz? Belki de Hollandalıları yeğlersiniz? Maldivlilere toprağınızdan bir parça verir misiniz? Tiirkiye gibi Ülkelerin ise çölleşeceği, en azından kurakhktan kmlacağı belirtiliyor. Bunca yıl, sanayileşrnenin ardından turizmle kalkınacağı söylenen ülke, çölde, hangi sektörü geliştirip dünyanın ayakta kalan ülkeleriyle yarışa geçecek? Aliaga gibi birkaç parlak termik santral projesi daha geliştirilirse beton yığınları arasında geleneksel işyerleri kapanan memur, işçi, sanayici, tüccar, asker ve hatta hükümet erkânı, nasıl geçinecek? Avcılık/toplayıcılık yapmayı mı yeğlersiniz, göçebe olup sığır gütmeyi mi? Beton arasında ne avlar, ne toplar; nasıl hayvan otlatırsınız? Stratejilerinizi şimdiden saptayın. Tüm seçenekler sizin. Neyse. Bu gazların atmosferde yarattığı etki yok ettiğimiz ormanlarla birlikte Türkiye'ye böyle yansıyacak. tster beğenin, ister beğenmeyin. "Önce insaıTdan "sadece insan"a Zaten bitki ve hayvan türleri daha biyologların onlan tanıyrp isimlendirmesine fırsat kalmadan yok olup gidiyor. Dünyada bugun var olan 30 milyon canlı türünden dörtte biri yok olma tehdidinde veya bu yolda... 30 milyon tür canlıdan biyologlarca tanımlanıp sınıflanmış olan sadece 1.4 milyon. "Önce lnsan" politikalarıyla halka hoş görünmeye çalışan politikacılar, sonunda "sadece insanla" baş başa kalarak herhalde birbirlerini suçlama yanşına girecekler. Bitkisiz, hayvansız ekosistemde nasıl yaşanır? tlaçlarınuı hangi olmayan bitkiden elde edeceksiniz? Kemiklerinin gelişme si için çocuklara neyin sütünü içireceksiniz? Doğal Hayatı Korutna Derneği'nden Nergis Yazgan, Turkiye için, "Fare, karga ve hamamböceğinden başka biitiin hayvan Jurleri lehlikede," diyor ve hemen ekliyor, "Ne tilki ne ayı kaldı. Tavşanlar bile yokolmaya başladı." Her yıl kilometre karelerce orman yok ediliyor dünyada. Türkıye de dünya ortalamasını tutturuyor. Eh tabıi, geri kalmamak lazım! Her yıl dünyada 6 milyon hektar toprak çöl oluyor. Türkiye'deki rakamları bilmiyoruz... Dünyada bütün su kaynakları kirleniyor. Yerustü, yeraltı, tatlı, tuzlu. Istanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Kazım Çeçen, "Medeniyet 2015 yılında su yüzünden miilhiş bir darbogaza girecek" diyor. Çeçen, olayın sadece az gelişmiş ülkelerde değil, gelişmiş ülkeler dahil, tüm dünyada hissedileceğini söylüyor... İçilebilir yeraltı sularını, yeryüzundeki endüstri, enerji üretimi, zehirli çöpler tehdit ediyor. Topraktan sızarak veya doğrudan bu su kaynaklarına karışarak. Denizler, göller, nehirler zaten çöplük olarak kullanılıyor. Ancak gelişmiş ülkeler bu işlemi yapmadan önce, suların yüksek düzeylerde arıtımını şart koşuyor. Türkiye gibi ülkelerde ise zehirli atık sularla mikroplu kanalizasyon suları hiçbir engele rastlamadan doğrudan doğal kaynaklara erişiyor. Sanayileri bu açıdan denetleyen en iyi niyetli hükümet bile, "boynum İcıldan ince" tavrıyla, "Kirletme!" buyurmuyor; "Lütfen biraz daha az kirletir misiniz efendim" diye rica ediyor. Türkiye'de bütün çevre standartlan bu anlayış etrafında dönüyor. 1990'larda bütün ulusları, zenginfakir ayırımı yapmadan etkileyecek sorunlar bunlar... Sorun da değil aslında; halen öyle olmasa da 21. yüzyılda bizzat "hayatın kendisi" olacaklar. Teknoloji her derde deva kesilmezse tabii. Olsa da ekolojik krizı çözmek için yaratılan yeni teknolojinin ne tür sorunlar yaratacağını kimse bilmeyecek. C F C ' l e r ilk üretildiğinde kuşkusuz "kurtarıcı" fevkalade buluşlar olarak de > ğerlendirilmişti. Günün birinde ozon taba1/ 19