Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
vası, birçok romana konu olmuş Mompracem adasıııda geçiyordu. Mompracem, Borneo adasının birkaç yüz mil uzağında, küçuk bir adaydı. Romanlarda var olan bu ada, yazarların macera romanlarında stratejik konumu yüzünden mekân olarak seçtikleri, Çin denizi ile Hint Okyanusu arasında kalan bölgedeydi. 1819'da Sumatra valiliğine atanan Sir Stamford Raffles, Singapur ve çevre adaları ile Malakka Boğazı'mn yönetimini tngiliz krallığı adına üstlendi. 19. yü/yılda tngiliz kruvazörleri, Malezya denizlerini korsanlardan temizlediler. Artık yazarlar bu bölgedeki korsanlardan esinlenme olanağını yitirmişlerdi. Singapur, kısa sürede Uzakdoğu'nun ticaret merke/i oldu. II. Dünya Savaşı'nda bölgedeki donanmasına çok güvenen lngiltere, Singapur'un Japonlar tarafından alınacağına inanmıyordu. Japonlar da tngilizleri haklı çıkarıp bir kere bile denizden saidırmadılar. Kuzeyden karaya asker çıkarıp, balta girmemiş Malezya tropikal ormanlarını aşarak Singapur'u arkadan vurdular. Akdeniz'in kapısı: Cebelitarık Boğazı "Tariffa", Cebelitarık Boğazı'nın tber Yarımadası kıyısında kurulmuş bir kalenin adı. Günümüzde, kaleyi gezenler pencerelerinden birinde, büyük bir anahtar görürler. Tariffa kalesi halkı, beş yuzyıl boyunca, boğazdan geçen gemilerden vergi alarak Akdeniz'in kapıcılığını yapmış. Dilimizdeki "tarife" kelimesi de buradan geliyor. Şehrin kurucusu Tarif Bin Melek, tspanya'ya ilk. ayak basan Berberi şeyhi. 711'den, lspanyolların şehri geri aldıkları 13O5'e kadar, Hıristiyan dünyası Tariffalılara, korsan gözüyle bakmıştır. "Tarık Dağı" anlarnına gelen "Cebelitarık", adını ünlü Berberi komutan Tarık Bin Ziyad1 dan almış. "Akdeniz'in kapısı" denilen Boğaz, 1704 yılında Amiral Rook tarafından lngiliz topraklarına katılmış. Uzun yıllar tspanyol ve Fransızlar boğazı ele geçirmek için seferler düzenlemişler. Cebelitarık, I. ve II. Dünya Savaşları'nda önemli roller oynamış ve birçok Kez bombalanmış. Bugiin Boğazda, korsanlar ve savaşan gemiler yok. Saatte ortalama altı genıi, Cebelitarık Boğazı'ndan geçerek yük taşıyorlar. Bazı anlarda deniz tra" fiğinin aşırı artması yetkilileri korkutuyor. Süveyş Kanalı'nı genişletme projeleri sonuç verirse, büyük tonajlı gemiler boğaz trafiğini daha tehlikeli hale sokacaklar. kullanılacağını söyleyince, işi bırakmışlardı. Daha sonraları Mısır'a egemen olan Romalılar, Hindistan ile ticareti geliştirebilmek için kanalı büyüttüler. Roma'dan gelen bir emirle onarım ve bakım yarıda kalınca, kanal yavaş yavaş kumla doldu. Kanal, modernleştirilerek 1869 yılında hizmete sokuldu. O tarihten bu yana kanal trafiği iki kez kesintiye uğradı. 1956 eylülunde Mısır Devlet Başkanı Nasır, kanalı işleten şirketi devletleştirmişti. Üç ay sonra Fransız ve Ingilizlerin yardımıyla tsrail, kanal bölgesini ele geçirdi. Ama uluslararası baskılar yoğunlaşınca, bölgeden geri çekildiler. Bu süre içinde, kanal bir yıl kapalı kaldı. lkinci kez trafiğin kesintiye uğraması, 1967'den 1975'e kadar sürdü. Mısır ile Israil arasındaki "Altı Gün Savaşı" diye adlandırılan çarpışmalar sırasında kanal kapalıydı. Her yıl Süveyş Kanalı'ndan 20 bin gemi geçiş yapar. Gemilerin ödedikleri geçiş ücretlerinden Mısır 1 milyar dolardan fazla gelir elde eder. Mısır hükümetleri, kanalı sürekli açık tutmak için özen gösterir. 1984 ağustosunda patlak veren "Mayın Krizi" Süveyş'in trafiğini büyük öiçüde engellemişti. 84 mayın patlamış, 23 ticaret gemisi yara almıştı. BugUn bölge, devamlı olarak sıcak bir savaşın korkusu altında... Irak ve Iran, 1980'den bu yana savaşıyorlar. tran, ürettiği petrolu Basra Körfezi'nden Hiirmüz Boğazı yoluyla dünyaya satıyor. Irak ise petrol boru hatları ile deniz ticaretine bağımlılığını bir derece azaltmış durumda. Her iki taraf da savasta öne geçebilmek için sivil hedeflere yöneliyorlar. Irak jetleri, Iran'dan petrol taşıyan tankerleri ve Harg adasında bulunan petrol tesislerini bombalıyorlar. Humeyni'ye bağlı kuvvetler de Irak'ın petrol gelırine darbe vurmak için körfezi mayınlıyorlar. Hürmuz Bo ğazı da altında. Cibuti, 1977 yılında bağımsızlığını kazanmış genç bir devlet. Aradan on yıl geçmesine * rağmen eski adı "Fransız Somalisi" olan Ci buti'de, Fransızların etkisi kaybolmamış. CiL. buti topraklannda 5000 Fransız lejyoneri görev yapıyor. Fransa'nın bölgedeki etkinliği 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanıyor. Süveyş Kanalı'nın ortaklarından olan Fransa, Kızıldeniz ile Hint Okyanusu'nu birbiıine bağlayan Babülmendep Boğazı kıyısında da bir sömürge bulmuştu. Bölgedeki Batılı güç olarak Fransa, pek yalnızlık çekmedi. tngiliz donanması 1839'da Cibuti'nin karşı yakasındaki Aden limanına demir atmış, ancak Guney Yemen'in bağımsızlığını kazandığı 1967'de Aden'i terk etmişti. Yetmişli yıllarda Doğu Alman ve Sovyet uzmanları, lngilizlerin yerini almakta gecikmediler. Bugün, Yemen'e bağlı Socotra adasında, Sovyetler'in bir askeri havaalanı var. Ayrıca Etyopya kıyılarında da iki deniz üssü... Amerika Birleşik Devletleri de bölgedeki gucünü arttırmak için çalışıyor. Ogaden Savaşı'nda Sovyetler ve Kübalılar Etyopya'ya yardım edince, Somali Devlet Başkanı Siad Barre Amerikahlarla Berbera linıanında deniz üssü kurmaları konusunda anlaşma imzalamıştı. Macellan'ın dümen suyunda Joshua Slocum, 21 metrelik teknesiyle ilk kez dünyayı tek başına dolaşan denizci olmak için, 25 Ağustos 1895'te Cebelitarık'tan yola çıkmıştı. Slocum, yolculuğunu anlattığı "Yalnız" adlı kitabında, "11 Şubat 18%'da Macellan Boğazı'na girdim. Ser( riizgâr ve dalgalar kıyıyı dövüyor. Zayıf bir tekne bu fırtınaya bir dakika bile dayanamaz. Karşı kumsalda yatan gemi enkazı moralimi bozuyor" diye not düşmuştü. Macellan Bogazı'nı geçerken Patagonya bölgesinin yerlileri Slocum'un teknesine saldırıyorlardı. Gündüzleri soğuk rüzgârlar, kuvvetli akıntıiar ve yerlilerle savaşan Slocum, geceleri rahat uyuyabilmek için, kıyıya yakın tepelerde saklanıyordu. Çok değil, 92 yıl önce Macellan Boğazı'ndan ancak böyle geçilebiliyordu. 1914'te Panama Kanalı'nın (ABD Silahlı Kuvvetleri'nin denetiminde) açılışı Macellan Boğazı'ndaki deniz trafiğini hafifletti. Macellan Boğazı, günümüzde Şili tarafından kontrol ediliyor. Daha güneyde kalan Beagle Bogazı ise, Arjantin ile Şili arasında sorunlar yaratıyor. Füzelerin gölgesindeki Hürmüz Tarihin çok eski devirlerinde Akdeniz ve Kızıldeniz'i birbirine bağlayan bir kanal olduğu biliniyor. M.Ö. 450'de Herodot'un yazdığına göre, Kral Neco'ya bağlı 120 bin işçi, bu kanalı kazmaya başlamıştı. Ancak bir kâhin, kanalın ileride bir "barbar" tarafından lran Şahı'nın Ulkeyi terk etmesinden sonra Batının bölgedeki gücu önemli öiçüde zayıfladı, Şah'm güçlü donanması, Ayetullahların eline geçti. Amerika Birleşik Devletleri Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Thomas B. Hayvrard bir buçuk okyanusluk donanma ile Uç okyanusta görev yaptıklarını açıklayarak, soruna acil çözüm önerdi. tlk etapta, Akdeniz ve Atlas Okyanusu'ndaki filolardan Hint Okyanusu'ndaki filoyaguç kaydırımı yapıldı. Ve üç filonun yönetimi tek bir komutanda toplandı. Donanma Babülmendep ve Hürmüz boğazlarına 2200 mil uzaklıktaki Diego Garcia Ingiliz Deniz Üssii'nü kullanmaya başladı. Bölgede, Amerika Birleşik Devletleri'nin, Birleşik Arap Emirlikleri topraklannda kurduğu us, donanmaya lojıstik destek sağlıyor. Masirah adasındaki bu üsie, Süveyş Kanalı ve çevresindeki haberleşme ağı kontrol ediliyor. Doğu ile Batı arasındaki ticaretin simgesi olan "Ipek Yolu"nun bir bölümü, Basra Körfezi'nde denizden yürutülüyordu. Hint Okyanusu'ndan Hürmuz ve Basra'ya kadar uzanan bu yol, Asur ve Babillerden günümüze kadar tüccarların gözdesı olmaya devam ediyor. Serüvenlerle dolu Hint Seferi'nden dönen Büyük tskender de M.ö. 327 yılındd Hürmüz Boğazı'ndan geçmişti. Iranlrak Savaşı'nın denize ta^masından sonra Hürmüz Boğazı'nın önemi bir kat daha arttı. Bölgedeki diğer ülkeler de guvenlikleri için dış güçlerden yardım istemeye başladılar. "Arap yarımadasındaki en Batıh ülke" kabul edilen Birleşik Arap Emirlikleri lngiltere ile ilişkilerini sürekli geliştiriyor. Bugün ülkedeki Ingiliz danışmanların sayısı bine ulaşmış durumda. Uzmanların bölgedeki takma adları: "Lawrence'in Torunları." Kuveyt ise, petrol ticaretini Amerikan bandıralı gemilerle sürdürüyor. tran da, Boğaz'ın ucunda yer alan Bender Abbas limanına kurduğu Çin yapısı "Silkvvorm" füze rampaları ve Devrim Muhafızlan'nın hızlı botları ile Körfezde gücünü kanıtlamaya çalışıyor. tran ile Umman arasındaki otuz kilometrelik Hürmüz Boğazı her an patlamaya hazır bir barut fıv'isı gibi. Boğazların kaderi hiç değişmeyecek mi?D D»rİ0y0IK Cum/llir Canbazoğlu ABO silahlı kuvvetlerinin denetimindeki.Panama kanalının açılışı, 1914ten bu yana Macellan BoOazı'ndaM traflji raftflettL •