Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Abanoz sokağımn iffeti "Ev"lerine gelen erkeklerin de cinsel hastalıklardan korunması gerektiğini scyleyen Abanoz sokağı kadınları, bu erkeklerin de kendileri gibi vesikaya bağlanmasını savunuyorlardı. bul'a yoğun olarak gelmeye başlayan yoksul insanların cinsel ihtiyaçlannı giderdikleri yerlerin başlıcalarıydı. öyle ki, artık insanlar ormanlık bölgelerde, sur diplerinde, dahası mezarlıklarda cinsel ilişki kurmaya başlamışlardı. Usküdar tepelerinden, Haydarpaşa'ya uzanan serviliklerde ve Edirnekapı'nın çeyresindeki mezarlıklarda icrai faaliyette bulunan fahişelere "mezarlık orospusu" denir; birçok kişi ucuz olduğu için bu tip yerleri tercih ederlerdi. Evet, Ahmed Rasim'ın korktuğu başına gelmiş, gizli saklı, çeşitli ıncelık ve güzelliklerle yaşanan ve geleneksel kültürü zorlamayan fuhuş ayağa düşmüş, uyuyan dev uyanmıştır; şehvet ordulan tstanbul kapılarına dayanmıştı. Devletin gözetim ve denetimi altındaki ilk genelevler, 19. yüzyılın sonlanna doğru kurulmuşsa da, fuhuş bir "ulusal sorun" haline gelmeye başladığından ötürü, 1930'larda Beyoğlu, Istiklâl Caddesi'ne paralel bir yol olan Abanoz SoBundan elli yıl öncesinin Abanoz sokaflında 'vesika'ya bağlanan kadınlar, "eV'lerine gelen erkeklerin de vesikalanmasını kağı'nda Cumhuriyet Zabıtası1 savunmuşlardı Dönemin en muşkülpesent hovardalarını bile kendilerine bafllayacak güzellıkteydı bu kadınlar. nın denetimi altında bir genelev daha açılmıştır: Abanoz... lsterseniz, Abanoz'u "Yannuy" dergisinin ki 5/9 numarada Rum Nikolaidig'in evi olatleri, parası olanların keyfine bırakılmıştı. hızlı tefrikacılarından Sabih Alacam ve hadukça popülerdi. Bahçeli ve havuzlu olan bu Bitirim takımı ellerinde fenerler, zurna ve lakiki hayattan alınan romanlanyla insanlan "ev"e özellikle yükünü tutmuş harp zenginterna seslerinin eşliğinde Abanoz ve çevresinşaşkına çeviren 'realist muharrir' Tkıren Azlı leri gelir, "ev"in güzel kızlarını cınlçıplak sodeki sokaklarda tatlı bir terör havası estirirBeler'le birlikte dolaşalım... Balo Sokağı ile yarak, altınlar saçtıkları havuzun içinde yüzlerdi. Yoksul fuhşun bu sataşmaları karşısınSakızağacı Caddesi arasındaki Abanoz'da, melerini, çığlıklar atarak kendilerinden geçda, ahlak zabıtası Abanoz Sokağı'nda gerekli önceleri mazbut Rum aileleri ve bunların oda melerini seyredip, uzun süren harbin tadını önlemleri alır; evlerin çalışma saatlerini, faoda kiraya verdikleri evlerinde Beyoğlu'nun çıkanrlardı. Dönemin hızlı hovardaları ve bihişelerin cinsel hastalıklardan korunma yönkafe şantanlarında, tiyatro ve at cambazhatirimleri harp zenginlerine inat, Abanoz Sotemlerini, mesai sırasında fahişelerin hal ve nelerinde çalışan Avrupalı sanatçı ve oyunkağı'ndan zamanlı zamansız naralar atarak, tavırlarını, müşterilere nasıl davranılınası gecular otururlardı. Abanoz'da Cumhuriyet gazeller savurarak geçer, içkiyi fazla kaçıran rektiğini bir nizama bağlar. Zaptiyesi duruma el koymadan önce, Küçükucan kopuklar "ev"lerin pencerelerine tırmaAbanoz'da artık l'den 36'ya kadar numayazıcı ve Lale sokaklarında birtakım umumi nır, paniğe kapılan fahişeler yarı çıplak soralanmış evlerde fahişeler evlerin merdivenevler bulunuyordu. Örneğin Lale Sokağı'ndakaklara dökülurlerdi. "Ev"lerin çalışma salerinde, kapı önlerinde fazla açık olmamak koşuluyla otururlar. "Cemiyetin saadeti" için gönülsüz de olsa iffet bekçiliği yaparlardı. Abanoz'da, Anadolu'da sosyal ve ekonomik zorluklar içine girip, çaresiz kalan TUrk kadınlarının yani sıra Rum kadınları da çalışırdı. Elli yıl öncesinin ünlü "ev'leri ve kadınlarıyla Cezml Enöz T emiz ruhunu fuhşun kötü etkılerinden korumak isterken, diğer taraftan onun ruh okşayıcı ve dayanılmaz çekiciliğinden kendini alıkoyamayan Ahmed Rasim, yaşadığı dönemin meşhur "ev"lerini öve öve bitiremez; ama fuhuş, yüz binlerce gönüllü ve korkusuz savaşçısıyla, tstanbul'daki "yüksek fuhuş kültürünu" tehdit etmeye başlayınca, işin 'ciddiyetini' kavrar ve ilkel terbiye usullerinden, Islam terbiyesinden eğer kalmışsa vicdani güçlerden yardım diler. Evet, A. Rasim, 1922'de yazdığı ünlü kitabı "Fuhşi AÜk"te, gönüllerde taht kuran, bütün ruhsal ve manevi güçlerin peşinde ömür tükettikleri fuhşun güzel bir hakikat olduğunu vurgular; fakat daha sonra kitabımn bir bölümünü fuhşun bir yılan misali genişlemesi, dal budak sarması karşısında fuhşun önlenmesi yolundaki sosyolojik araştırmalara ayırır. Ahmed Rasim'i bunca korkutan, endişeye sürükleyen fuhuş paılaması; yazarın gençliğinde sıkça uğradığı "ev"lerdeki eğlencelerin, insan ilişkilerinin yani bir "ahlak" biçimi haline gelmiş olan eski fuhşun ortadan kalkmasına neden olmuş; böylelikle yasadışı cinselliğin kültürdeki yeri sarsılmış ve bu durum, nostaljik ihtiyaçlarımızı gidermek için okuduğumuz Ahmed Rasim'i bir "nostalji krizi" ne sürüklemiştir. llk yerleşik umumi "ev"ler önceleri zaptiye korkusundan yer değiştiren ve sık sık faaliyetlerine ara veren umumi "ev'Mer, ilk kez Abdülaziz döneminde "yerleşik" bir konuma kavuştu. Ve bu birkaç mahaJleye sıkışmış ünlü "ev"lere saray çevresinden, bürokratlardan, yazarçizer takımından, büjrtik esnaf kesiminden insanlar gelirlerdi? yani eski fuhuş (Fuhşi Atik) belirli bir kesime hizmet veriyordu; henüz fuhuş halka inmemiş, dahası demokratikleşmemişti. Eski fuhşun gözde mekânları, fuhuştan çok daha hızlı yayılan ve fuhşun yanında çok masum kaldığı jurnal nedeniyle kapatıldı. Dönemin aydın, ilerici ve istibdat karşıtı kişilerinin buîuşup toplandıkları ve baskıcı yönetimi ortadan kaldırmak için planlar yaptıkları "Acem", "Hürmüz", "Kaymak Tabağı", "Bahri" gibi ünlü "ev"ler, Abdülhamitin buyruğuyla birer birer kapatıldı. Sahipleri ve burada çalışan fahişeler Anadolu'ya sürüldüler; fakat ne demokrasi arayışları ne de fuhuş önlenemez, önlenmeyecektir de ve yalnızca Istanbullu seçkinlerin mutluluk ve zevk mekânları olan ünlü "ev'Mer bütün incelikleriyle tarihe karıştı o kadar. I. Dünya Savası; Anadolu'da yoksullaşıp tstanbul'a akın eden insanların çoğalması; giderek değişen sosyokültürel ilişkiler, fuhşı cedideyi (yeni fuhuş) gündeme getirdi. Ve şehrin her yanında pıtrak gibi "ev"ler açıldı.. "Beyoğlu", "Oalata", "Kömürcü Sokağı", "Yüksek Kaldırım", "Kuledibi", "Kalyoncukulluğu", "Çiçekçi", "Yenişehir Ovası", tstan Popüler bir islm: Tayyare Melahat başlıcaları Tasula, Afro, Eleni Yorgia idi. Tabii bu Rum kadınlarını aratmayacak kadar kibar ve güzel Türk kadınları da vardı. örneğin fuhuş sanatına getirdiği yenilik ve 'incelikli' tekniklerle dönemin en muşkülpesent hovardalarını bile kendine bağlayan Tayyare Melahat, unutulacak gibi değildi. Ayrıca Gonul, Neriman, Semiha Abanoz'un gözde fahişelerinin başmda gelirlerdi. Abanoz fahişeleri dönemin babayiğit, cesur futbolcularından dost tutup kendilerini güvenceye al Kibar ve güzel olan bu Rum kadınlanmn 1930'larda, Beyoölu'nun Istiklâl Caddesi'ne paralel Abanoz sokağında açılan genelevler, zabıta denetimi altındaydı. Ama alışkanlık bu ya, sokaOın kadınları genç futbolcuları dost tutarlardı.