Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tablo değerinde yazmalar Günümüzde yok olmakta olan sanatlardan birisi de yazmacılık. Artık ne eskisi kadar güzelleri yapılıyor ne de ustaları kaldı. Prof. Kenan Özbel ise bu sanatı yeniden canlandırmak için zorlu bir uğraş içinde. Yıldız Üçok çuşan, salınan, renk renk, desen desen yazmalar her biıi ayrı gıı/ellikte, ayrı sanat değeri taşıyan ya/nıalar.. Prof. Kenan Özbeİ'in ya/malarını gördüğunüzde hemen aklınıza gclecek olan, bir dağın elcğinde kuzularını otlatan genç kızların, çeşme başında su dolduran genç kadınların, hamur açan ninelerin başlarını süsleycn yazmalar... " H e r biri benim için tablo değerinde" diyor Prof. Özbel. Gerçekten öyle, hepsi tablo değerinde, şimdilerde bulunamaz yazmalar hakkında araştırmalarını, 1931 yılından bu yana sürdürüyor ve bunları tüm dünyaya tanıtmak istiyor. Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli sergiler açmış. Prof. ö/bel sadece Anadolu'dan derlediği yazmaları sunmakla kalmıyor, Alayköşkü'ndeki müzede, Bursa Etnografya Muzesi'nde ve çeşitli kuruluşların koleksiyonlarında yapıtları bulunuyor. Bu zamana kadar yapılan araştırmalara göre, tahta kalıp baskı ile yapılan yazma örneklerinin Orta Asya'da Uygurlar tarafından kullanıldığı görulmuştur. llk ornekieri kâğıt uzerinde kitap baskısı olarak görülen baskı işi, daha sonra da bir çeşit organza olan çok ince dokunmuş pamuktan tülbentler üzerinde uygulanmıştır. Dokumacılıkla birlikte gunümuze gelen yazmacılık sanatı, insanoğlunun süsleme ve suslenme ihtiyacının bir göstergesidir. Bu gelenek halen Uygurlardan miras aldıkları gibi Çin'de devam etmektedir. Anadolu'ya bu sanatın ne zaman geldiği hakkında kesin bir bilgi yoktur. "Bazı meştıur sey>ahların görüş ve ifadelerine göre Konya'nın Sille kasabasında mevcut oldugunu ve bilhassa bu kasabanın ortasından gepen, karların erimesiyle akıntısı artan bir dereniıı bulanık suları, lopil cdici bazı madieleri ihtiva ettiginden kışın ha/ırlanan baskı mamullerini yıkamak suretiyle tespit ettikleri anlatılmaktadır" diyor Prof. özbel. Anaiolu'da Çatalhöyük'te yapılan arkeolojik ;alışmalarda M.Ö. 700 yılındaki Hitit sanaına ait eserler arasında pışmış kilden çok sa,ıda mühür damgaları ortaya çtkmıştır. YazTiaların bu kalıplarla, bilkiscl boyafar kulanılarak yapıldığı bilincn bir gerçektir. Bunar helezoni ve dört yapraklı çiçek motifle•inden meydana g^lmiş olup halen Hitit Müresi'nde bulunmaktadır. önceleri Anadolu'nun çeşitli yerlerinde uyşulanan bu sanat dalının en zengin örnekle'ini XVI, XVH ve XVIII. yüzyıllarda lstantnıl yazmacılığında görebiliriz. Kumkapı, Üsküdar, Yeniköy ve Kandilli sahillerinde boyandıktan sonra deniz suyuyla yıkanan yaznaların boya ve desen özelliklerinin korunjuğunu söyleyen Prof. özbel, tstanbul /azmalarının içinde en nıakbulunün Kandili yazmaları olduğunu söylüyor. Osmanlı lmparatorluğu zamanında yaznacılık bir sure sadece Tokat ilinde yapılı/ordu. Çünkü yazmacılık geliri Tokat'a ayılmıştı. Tokat hassı ise Valide sultanlara ayılmış bir hastı ve onlara ait bu gelirin aksanaması için başka yerlerde yazmacılık yapılnazdı. Ve Tokat'taki yazmacılar en iyi yaznayı yapabilmek için işlerine dört cllc .arılırlardı. Bezin üzerine basılan renkli motifleri bo/amak için kök boya kullanılırdı. Bu has bo/alar, solmaz ve birbirine karışmazdı. BugUn cök boya yerine sentetik boya kullanılıyor. Hititlerden günümüze U Binlerce yılın ötesınden sürup gelen yazmacılık sanatının ömeMeri Anadolu'nun çeşitli kentlenndekı pazariarda tıalâ aJıcılanna ulasmaya çalışıyor Yukanda solda Balıkesır Gönen pazannda yazmalar. Prof. Kenan uzbel, ytllardır topladıflı ve yuzyıllar öteslnden gelen yazmalannı bir ressamın reslmlerlne benzetilirken. (altta), bu sanabn ilginç ömeMerlnl bugun de yaşatmaya çalışıyor. (SaOdaki kuçük resimler) Motifler ya bcva/ bez üzerine veya boyanmış bez üzerine basılıyor. Genel olarak >,ı/ma sanatı kaleııı ışi ya/ma ve baskı ı>ı yazına olmak ıı/crc ıkı tuıde yapılıyor. Sanat yönü ıle en kıymetli olan yazma turü kalem işi ya/madır. Burada desfiLçi/ildikten sonra, desenltıın ıçleri fırça ile boyanır. Bugün bu tür ya/ma çalibması lıı», yapılmanıaktadır. Ve eldc kalanlar ise muzelik cş>a olarak saklanmaktadır. Bugün yaygın olan yazma ise baskı yazmalardır. Bu ya/ınalar için oyulmu> lahta kalıplar kullanılmaktadır. Baskı ya/malar yapılışlarına göre kendi aralannda isimlendirilirler. Beyaz zemin u/erine dcğişik retıklere göre hazırlanan kalıplarla yapılan baskı türune "Elvan İşim" dcnir. Renklerine gore hazırlanan kalıpların basılması ile meydana gelen motifler, tutkal veya balmumu ile kapatılır ve boyaya batı^rılır. Böylece motıflerm dışında kalan yerler de boyanmış olur kı, buna "Daldırma Ya/ma" dcnir. Kalıpla basılan motiflerin içleri lırça veya kcçe ile boyanıı kı, buna da "kalıp Kalem Yazma" denir. Yazma motiflerinin tahtaya oyulması ayıı bir sanattır. Bu, daha ucuza gelen bir çoğaltma yoluydu. hn kullanışlı baskı kalıbı ıhlamur veya gurg(."iı ağacından olanıdır. Yazınacılıkta kullanılan motıtier gul, lale, sümbül gibi çiçekleı veya bu çiçeklerın demetleıı, ayrıca turna, .nuvercin, kumı u, keklik gibi türkülere gıırniş kuş motıflendir. Bu desenleri boyamak için zamk arabı, limontuzu, kara halıle, /acı kıbrıs (deıııır sülfat), lutr, kireç, ni>adıı, bengal, mor bakkam, al bakkam, mazı, kalem cenkar, saıııak yaprak, tenekar (boraks, kıırşuntozu, lahor, çivit, zırnık, sap, çehri, gibi boyalar ve renk verici maddeler kullanılırdı. Renkli motıflere ebru, tek renkli motıflere karakalem adı \erilir. Prof. özbel, ya/macılığın son yıllarda canlandırılması için yeniden çalışmalar yapılmaya başlandığını vurguluyor. önce Giızel Sanatlar Akademısı'nde başlayan bu çalışmalar başka kuruluMar tarafından da beninısendi. Onlar da ya/macıhk sanatını canlandırma ordusuna katıldılar. Prof. ()/bel'in koleksiyonundaki va/maların çoğu cuınhuriyet öncesine ait \azmalar. Ve bu yazmalar 250300 yıllık kalıplarla basılmii yazmalardır. Prof. özbel, bir bebeğe gösterilen şefkat ve özen göstermiş yazmalanna... Araştırmış bulmuş; Anadolu'dan kaybolmasını istemi\or bu sanatın... Çok eskilerde bazı evlerde kadınlar kendi zevk, düşünüş ve duygularına göre baskı yazma yaparlarmış... Türkulerde nasıl duygularını işleyip diğcr kişilere gösteriyorlarsa, aynı duyguları yazmalarında da göstermevi başarmışlardır Her biri ayrı bir incelik ısteyen yazmalannda . Prof. özbel, "Baskı işler, gelişme karşısında daha çok ve çabuk olması uvısından şablon işine donu^en yazmacılık, eskikrin >erini maalesef alamamaktadır" diyor. Sanatta acelecilik diye bir düştınce olmamalıdır hiçbir zaman. Sabrımızı gösterebilirsek, duygularımızı, zevkimizi aktarabılirız... Yuzyıllar önce Uygurlar bize şimdisi için nasıl ilham vermiş ise, biz de yuzyıllar sonrasınıdüşünerekişlerîîeliyizduygularımızı... D 31