27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

S A 6 L I K Erdal Atabek Hastalığım nedir doktor? Doktorun hastaya karşı davranışı hastayı çok etkiler. Doktorun konuşması konuşmaması, duruşu bakışı, ilgisi ilgisizliği, röntgen filmine bakarken kaşlarını çatması, dudaklarını büzmesi, başını sallaması, kendisine sıradan gibi gelen sözler... hastayı etkiler. nsanların sağlıkları, hastalıkları ile ilgilenmeleri giderek daha belirgin bir davranış oluyor. Hastaların hastalıklarıyla ilgili bilgi alamamaları önemli bir sosyal tıp konusu. "Doktorlar bir şey söylcmedi. Zaten soramıyorsun da. Giltik, muayene ettiler, laboratuvar kâğıtlarına baklılar, ilaç verdiler, işimiz bitti. Ne biz bir şey sorabildik, ne onlar bir şey söylediler. Kızımın hastalıgı ne acaba?" "Doktor hastalığın adını söyledi, ama ben bir şey anlamadım. tlaçlar bitince ne olacak, bırakacak mıyım, bir kere daha yaptıracak mıyım, bilmiyonım. Neler yenilecek, neler yenmeyecek bilmlyorum. O konuda doktor bir şeyler söyledi, ama aklımda tutamadım. Bir daha da soramadım. Zaten vakti yok. Göriiyorum." "Doktor 'önemli bir şey yok' dedi. Bana, kötii bir şey buldu da söylemedi gibi geldi. 'Önemli bir şey yok' dedi, ama çok düşünceliydi. Hastalığım kötii sanıyorum. Herhalde, üzülmemem için söylemedi." "Doktora gittim, gitlim ama pişman oldum. Korkuttu bizi. Dikkat etmezsem sonulîîüı" kö'ü olacağını söyledi. Neden bu kadar geç kaldığımızı sordu. Bü «jamada (ehlikeli değilmiş hastalığım, ama ilerlersc sonu îyi üîmazmış. Gittigime gidcceğime pişman oldum dersem inanın. Ne yapacagım bilmiyorum." Doktorun hastaya karşı davranışı hastayı çok etkiler. Doktorun konuşması, konuşmaması, duruşu, bakışı, ilgisi, ilgisizliği, röntgen filmine bakarken kaşlarını çatması, dudaklarını büzmesi, başını sallaması, kendisine sıradan gibi gelen sözler... hastayı etkiler. Tıp mesleğinin bu en yaygın uygulamasını hekimler kendileri öğrenmek zorundadırlar. Oysa, "hastayla, hasta yakınlarıyla konuşma, onlara karşı davranma" tıp bilimi uygulamasının en önemli konularından biridir. Bu konu, kan hücrelerinin biçimleri, karaciğerin işlevleri, kalp çahşmasının bozuklukları kadar, hatta, onlardan da önemli olduğu halde öğretilmemektedir. Kanımca, "hastayla, hasta yakınlarıyla ko Üniversite dışmdaki gençlik Karşıma oturan genç kız o kadar doğru şeyler söylüyor ki, hayatın gerçekliğinin insana en iyi öğreten olduğunu yeniden duyumsuyorum. • "Ben ünlvorstte gençleıinl gene tallhll sayıyorum. Hlç değllse, bir yerde okuyorlar, geleceklerl hakkında bir aeyler düşünüyorlar, konuşabilecekleri bir çevrelerl var. Ya blzler? Biz, boşluktayız. Çalışmak Istiyoruz, belll bir Iş İçin hazırhğımız yok. "Ne olaa yapanz" dlyerek çalışılmaz kl. Çalışma ortamının guvenlllr olmaaı gerekli. Işln Inaanı mutlu etmeal gerekli. Hazıriığımız yok. Evle aorunlanmızı çözemlyoruz. Onların blze vermek latedlkleri blçlml kabul etmlyoruz. Ama ekonomlk bağımsızlığımız yok. Bizlm aorunlanmız hlç eie alınmıyor. Blze aahlp çıkılmıyor yanl. Kendimlzl bombos, amaçaız duyuyorum." Karşımda oturan genç kıza bakıyorum. 23 yaşındaymış. Ortadan sonra eğitimini sürdürememiş. Beş kardeşin biri. Öyle doğru şeyler söylüyor ki, hayatın gerçekliğinin insana en iyi öğretmen olduğunu yeniden duyumsuyorum. "Doğrusu ben ünlvarsrte gençlerinl de pek beğenmlyorum. Çevremde gördüklerlm falan. Boa buluyorjm çoğunu. Tabiı, tanıdıklanmın çoğunu. Ne blîaylm, konuşmalannda falan pek bir aey yok. Ama onlann da başında YÖK belaaı var, belkl de ondandır. Baksanıza derneklerl, her eeylerl sorun. İ nuşma, onlara karşı davranış" tıp uygulamalarının önemli bir konusu olarak Tıp Fakultelerinde eğitim programı içine alınmalıdır. Bir ölçüde söz edilmesi yeterli değildir, teorisiyle pratiğiyle öğrenim konusu olmalıdır. Geçen haftaki yazımızda sözünü ettiğimiz araştırmada "hekimin hastayla konuşmama«mın hastada stres yarattığı" açıklanıyordu. Bu, kuşkusuz doğrudur. Ama bunun kadar doğru olan bir şey de, hekimlerin hastalarla rastgele, dikkatsiz konuşmalarının da stres yaratabileceğidir. Bu konuda yapılacak daha geniş araştırmalar aydınlatıcı olacaktır. Tıp biliminde modern teknolojinin gelişmesi de, her şeyi bir labaratuvar çalışmasına indirgeme tehlikesi taşımakta, hekimle hastası arasındaki insaninsan ilişkisi giderek ortadan kalkmaktadır. Oysa, her şey yazılı kâğıtlar, diagramlar, enine boyuna çizgiler, gölgeler, biçimler değildir. Şifreli sözlere benzer yazılar değişik rakamlar dolu kâğıtlar, ancak hekimin değerlendirmesiyle anlam kazanır. Hekimin değerlendirmesini bilınek de hastanın hakkıdır. Hastaların bilgi edinmek hakkının çağdaş bir sağlık hakkı olduğu artık kabul edilmelidir. Eski çağların büyücühekimi, giderek yerini "insanı anlayan hekim"e bırakmalıdır. Çağdaş insanın gereksinmesi budur. Hasta, riekime başvurduğu zaman, yalnız kendisini hastalığından kurtaracak bir doktor değil, onu, acıları, umarsızlıkları, umutsuzluklanyla anlayan bir insan olarak da görmek istemektedir. Kuşkusuz, günde 150 hasta bakılan bir kamu polikliğindeki hekimin yapabileceği hiçbir şey yoktur. Bu biçimde çalışmaya zorlanmak, hekimlerin büyük sorunudur, hekimle hasta arasındaki insaninsan ilişkisi daha baştan kopmuştur. Hekimler, hastalarıyla konuşacak zamanı bulabilmek için de uğraş vermelidirler. Hastaların hekimlerden öğrenmeleri gerekenler de konunun önemli bir yanı. Konunun bu yanında da, sağlık ansiklopedilerinde okuduklarını hekimden sorandan hiçbir şeyi merak etmeyen hastaya kadar geniş bir skala var. Sorulacak şeyleri sadeleştirirsek: "Hastalığım nedir?" "tlaçlarımı nasıl ve ne kadar süre kullanacağım? Sonra ne yapmam gerekiyor?" "Diyet yapmam gerekiyor mu? Nasıl ve ne kadar süre?" "Bu hastalık geleceğim için bir lehlike yaratıyor mu?" "YâŞSiRa biçimimde degişiklik yapmam gerekli mi? Gerekliyse nasıî?" "Size yeniden gelmem gerekli mi?" Bu sadelikteki sorular, açıklıkla yanıtlandığı zaman çok şey aydınlanmış olacaktır. Doktordan hastalık konusunda bütün bildiklerini anlatması beklenmemelidir. Böyle bir beklenti hem gereksizdir hem de hekimi aşırı zorlayıcıdır. Hastalıgı konusunda sağlık ansiklopediierine, sağlıkla ilgili kitaplara başvurmak yanıltıcıdır. Çünkü o bilgiler genel bilgilerdir, hastanın durumuna uyacak özellikleri doğal olarak taşımazlar. Bu bilgiler genel sağlık kultürü için okunmalıdır, yoksa kişinin hastalıklarına çözüm bulması için değil. Sorunun özünde, her şeyde olduğu gibi, anlayış ve iyiniyet yatmaktadır. D Akut glomerulonefrit önemli böbrek hastalıklarından biridir Akut glomerulonefrit. unemi şuradan gelir ki, sağaltımıyla çok büyük ölçüde tam iyileşme olur, sağaltılmadığı zaman ise böbreklerin süreğen bozukluğuna dönüşür. ı Evin genç çocuğunun boğazları ağrımıştır. Yutkunma güçlüğü olmuş, ateşi yükselmış, halsızlık, iştahsızlık olmuştur. Hastalık birkaç gün sürmüş, sonra hafiflemiş, hatta geçmıştir. Bu olaydan yaklaşık ikı hafta kadar sonra, gencimizin gözkapaklarının bir sabah şiştiği farkedilmiştir. Gözkapakları şişmiştir, gözler küçülmüş gibidir. idrar miktarının azaldığı da dikkati çekmiştir. idrar kirli, kırmızımsı renktedir. Hiçbir yerinde ağrı, sızı yoktur. Ne olmuştur? Önemli böbrek hastalıklarından birisi olan "akut glomerulonefrit", kendini böyle gösterir. önemi şurdan gelir ki, sağaltımıyla çok büyük ölçüde tam iyileşme olur, sağaltılmadığı zaman ise böbreklerin süreğen bozukluğuna dönüşür, bu da yaşamsal bir tehlike yaratır. Böbreklerin bu hastalıgı bedenin bağışıklık sistemiyle ilışkilidir. Başlangıçta bir streptokok hastalıgı vardır: Anjın, farinjit ya da bir deri enfeksıyonu gibi. Bu hastalık geçer, bir ile altı hafta arasında geçen zamanın sonunda böbrekler hastalanır. Böbrekler yaygın olarak hastalanmıştır. yüzde, gözkapaklarında görülen şişme bu nedenle olmuştur. Gene bu nedenle tansiyon yükselmesi, baş ağrısı olabilir. Tam için idrar analizi gereklidir. idrarda, böbrek bozukluğunu gösteren proteının, Kan hücrelerinin, sılendrlerin varlığı görülür. belirten kan testleri tanıda yardımcıdır. Geçırılmiş streptokok enfeksıyonunun varlığını Sağaltım, enfeksiyon bir ölçüde de olsasürüyorsa antimikrobik ilaçlar, kesin dınlenme, tuzun, proteinli besinlerin azaltılması, genel önlemlerle yapılır. Uygun ve dikkatli bir sağaltımla tam bir iyileşme olması çok önemlidir. Hastalığın tam iyileşmemesi, geleceğı etkıleyen, kımi zaman da karartan süreğen böbrek hastalıklarına yol açabilir. llkyazın önemli konularından birisi de budur. [J Aalında dogruaunu dOşOnOyorum da, gallba üniversite gençllgl ünlveralte dısındakl gençlik dlye ayırmak yanlıs, gençllğln sorunlan demek daha doğru." "Çevremde konusulacak İnsan yok. Konusmak, sırf konuşmak İçin blrlni anyor İnsan. Ben sadece konuşayım dlye pslklatra glttlm. Tonton, lyl bir doktordu. Konuştum onunla. özel sorunlanmı açamadım ama. insan kendlne sansür uyguluyor. Bazı çok özel olmayan seylerl anlattım. Çıkınca rahatlamıatım. Sonra pişman oldum ama rahatsız oldum." "Iste böyle. Üniversite dısında da bir gençlik var. Sorunlan var, sıkmtıları var, ama pek farkında olan yok." Ne dersiniz? D 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle