03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

rinin hcnıın hepsini tanırlardı. Mesela ben tek buşıma aşağıda beklerken, yanıma lanımadığımız bir adam gelse beni onunla yalnı/ bırakmazdı Joscpho. Bekletirdi asansörü. Kalabalık olunca çekerdi yukarı..." lstibdat'tan sonra Asansör'ün sahibi Musevi ölmüş. Zaten Türk ordusunun lzmir'e gelişinden sonra bir süre "gayri faal" halde kalmış Asansör Kulesi. Asansör'de karşılaşmak için fırsai kollayanların kaçamak bakışlarından, göz süzmelerinden, acemi öpüşlerinden yoksun kalmış uzun zaman. Sonra Derviş Bey isminde biri tutmuş orayı. Fakat Asansör sürekli çalışmadığı için ancak iki, üç yıl idare edebilmiş. O zamanlar gazinoda şimdi bir türlü verilmeyen "içki müsaadesi" de varmış, içki içiliyormuş. Sanıı özok, purosundan bir nefes çekip, keyifle geçmişten söz ediyor: "Ondan sonra, 'Motorcu Mithat' aldı ora tilere göre de o zamanın parasıyla 36 bin liraya. Ancak Şerif Bey pek öyle eğlenceye düşkün olmadığından eğlence yeri olarak değerlendirilmemiş Asansör o yıllarda. Çevreyi bilenler Reyent'in mesleği gereği, orayı tütün deposu olarak kullandığından sözediyorlar. Yine de Asansör halka açık olarak hizmetini sürdürmüş. Aslında Şerif Remzi Bey, "tarihi eserlere meraklı" olduğundan, lnönü'nün doğduğu evi de satın almış. Üstelik "anılarına baglı"ymış. 1973 yılında Şerif Remzi Bey ölünce, hiç evlenmediği için, asansör yeğeni, aynı zamanda manevi kızı Ayla Ökmen'e kalmış. Ayla Hanım, "Her türlu asansörden" korktuğundan yaşamı boyunca bir kez binmiş asansöre. "Dayım tarihi eserlere kıymet veren bir insandı. Kftr amacıyla satın almadı Asansörü. Adım adım asansör Asansör, Latince kökenli bir Fransızca sözcük. Latince'de, "ascendere", çıkmak, yükselmek anlamına kullanılıyor. Türk Dil Kurumu, asansör sözcüğünün karşıhğını şöyle açıklıyor: "insanları veya yuklerı yüksek yerlere dıkine çıkarıp ındiren makineli dolap." Gerçekten de ilk asansörler, daha doğrusu asansörün kaynaklandığı ilkelere dayanan ılk mekanik araçlar, Roma imparatorluğu'nda inşaatlarda yük kaldırmak için kullanılmış. Bu konuda ilk yazılı metin de, M.ö. 1. yüzyılda yaşamış Romalı mimar Vitruvlus'a ait. Romalı mimar, kitabında, "insan, hayvan ya da ?u gücüyle çalışan makaralar ve Bocurgatların hareket ettirdiği" kaldırma platformları tanımlıyordu. Bu tür aygıtlar, 1800'lerde İngiltere'de buhar gücüyle çalıştırılmaya başlandı. 19. yüzyılın başlarında ise, hidrolik asansör gelıştirildi. 1850'lerin ortalarına değin bu tür asansörler daha çok yük taşımada kullanıldı. ABD'li Elisha Graves Otis, 1853'te geliştırdığı bir güvenlık aygıtıyla, yolcu taşıyan asansörlerin yapılmasını olanaklı kıldı. İlk yolcu asansörü, 1857'de New York'ta, Haughvvout Mağazası'nda hızmete girdi. Buhar gücüyle çahşan ve bir dakikadan daha kısa bir sürede beşıncı kata çıkabılen bu araç, önemlı bir başarıydı. 1889'da ise, ticari amaçlı ilk elektrikli yolcu asansörü yapıldı. 1894'te, düğmeli kumanda sistemi geliştırildi. 1904'te, asansörün elektrik motoru gelıştırılerek hız sınırlamasından kurtulma olanağı sağlandı. "Otomatik kat ayarı" adı verilen buluş, 1915'te gerçekleştirildi: Artık asansörün kapıları da elektrikle çalışıyordu. Binaların yükseklikleri arttıkça, asansörlerin hızları da arttı. 1931'de rilen İzmir'in güzelliklerini izlerken, bir yandan da sevgililerine kaçamak öpücük verenler, arasıra asansörün ipini çekip bu sureyi uzatanlar da geçmişin soluk görüntülerine karışıvermiş. Artık ne Ricina, "Ne oluyor?..." diye bağırıyor, ne de kocası, zili boş yere çalan çocukları azarlıyor. Josepho felç olmuş, kansı da ölmüş. O ilginç emmebasma sistemiyle çahşan asansörü de çalıştırabilecek kimse kalmamış... Oysa Asansör ve çevresinde biriki katlı yerleşmeler, yapılacak düzenlemelerle müze, sergi, konaklama, ahşveriş mekânlarına dönüşebilir, üst kısım da eskiden olduğu gibi eğlence yeri, gazino olarak kullarulabilir. Çevre halkına dinlenme yeri olarak hizmet verirken, yerli ve yabancı turistlerin tarihle birlikte yaşayabilecekleri mekânlar yaratılabilir. Tiyatro, konferans, konser gibi etkinlikler gerçekleştirilebilinir yapılacak mekânlarla. Bazılarının değindiği gibi, "talihsiz bir yapı" Asan Zaten 1973 yılında 50 kuruşa çıkılırdı," diye özetliyor düşüncelerini. Daha sonra bakım isteyen, onarılması gereken asansörün "kamu yaranna işletilmesini" amaçlayarak Belediye'ye vermeyi uygun buluyor. 1983 yılında da "satılmamak koşuluyla" bağışlıyor. Yörede yaşayanlar Asansör kulesinde bulunan iki asansörden birinin buhardan önce suyla, diğcrinin de elektrikle çahştığını anlatıyorlar. 1985 yılında ihaleye çıkarılarak, restore edilen asansörlerden birinin elektrikle çalışmak üzere düzenlenmesi mumkün olmuş, ancak diğeri çalıştırılamamış. "Bagdadi" tarzda yapılmış binanın asansörlerinin ESHOT Genel Mudürlüğü tarafından yapılan ihalesine, Türkiye'nin uç büyük asansör firması katılmış; ama, "Asansörlerin yiiktt kaldırmama tehllkesi"ni göz önünde bulundurarak leklifi yı. Epey bir süre çalıştırdı. Biraz da 'hovarda meşrep' bir adamdı, kendine göre buldıı burayı, uzun süre çalıştırdı, sonra gene 'hantal' kaldı. O da üç yıl çalıştırdı. O zamanlar oyle sosyal faaliyetler falan yoklu. Bugünküler aslında o gunku sakinlerin torunları. Yunan, Izmir'den gittikten sonra kalabalık olmaya başladı mahalle. Böyle 'mutaassıp muhit' oldu. Asansör vc hemen bitişigindeki gazino olarak kullanılan yapı halk için büyük öncm taşıyordu. Gazino bu yıllarda, elli yıl kadar once Gençlerbirliği Kulübu'nün küllür lokali olarak kullanılıyordu. İJst katındaki müsamere salonunda sahnesiyle birlikte iki yüz kişiye hizmet verebilecek kapasiteye sahipti. Burada halkın katıldığı lurlu loplanlılar, eğlenceler duzenleniyordu. Vuksek dııruınu nedeniyle ozel 1985 yılında yapılan ihaleye Türkiye'nin üç büyük asansör firması katılmış; ama üçü de ESHOT Genel Müdürlüğü'nün teklifini kabul etmekten çekinmişler. kabul etmekten çekinmişler. Onarımı gerçekleştiren firmanın elektrik mühendisi Çoşkun Ipek, binanın çelik konstrüksiyonunun çok sağlam olduğunu savunarak, kulede bir santim bile hatanın bulunamayacağını vurguluyor. Yapılan düzenlemeyle geçmişte emmebasma sistemiyle işleyen asansörün çahşması sağlanamamış, elektrikle çahşan diğer asansör de 13 kişilik olarak buyütülmuş. Onarılan asansörde klasiği korumak yerine, özgün kabin ve mekaniği değistirilip, günümüzün modern kabin ve mekaniği kullanılmış. El işçiliği ağır basan demir parmakh, çift kapılı geniş hacme sahip olma olasılığı göz ardı edilmiş. 80 yıldan bu yana asansör, aranılan bir mekân ve ula?«n aracı olmaktan çıkmış. Mithatpaşa Caddesi'nden Halil Rıfat Paşa Caddesi'ne çıkmak ya da inmek için asansörü kullanan oldukça azalmış. Oysa eskiden 45 dakikada çıkan asansör, genç sevgililerin "kuş kafesi" olmuş. Bir yandan ayaklar altına se sör. Farklı biçimlerde değerlendirme olanakları varken, "başka ülkelerde olsa kentin sembolu olarak kullanılacak bir yeri, değişik zihniyetlerdeki kişilerce işletilen kafeterya ile harcıyoruz" görüşündekilere de hak vermemek mumkün değil. Yaşanmış anılarla kalmış Asansör. Bir kadın duyarlılığının, bir yalnızlığın simgesi gibi. lnsansız ve mahzun. Sevgiyi, acıyı bir yumak çilesinde tadanlar yok, ama terk edilmişliğin hüznündc Asansör, eski ve solgun foloğraflarda nasıl dimdik ve sapasağlam görünüyorsa yine öyle. Hızlı kentleşme, tarihsel ve kültürel değerlerin bilinçsizce yitirilmesi ile geçmişinden kopuk, sıradan bir kent görünümüne bürünen Iz, mir, "eski kentli"nin karşısına somut bir gerçek olarak çıkıyor. İzmir artık eskisi gibi birçok etnik grubu barındırrr.ıyor. Değişik yaşam tarzlarından etkilenmiyor. Sığ bir tarih perspektifi içinde günü günune yaşayan toplumda, uyumsuzluğun, estetikten ve yaşama tutkusundan yoksunların, "boynu bükuk" örneği Asansör Kulesi. D • likle yaz günlerinde İzmir'in en güzel yeri olan gazino, adeta İzmir'i ve körfezi gözler onune tiırn guzellîği ile sererdi. l>aha sonra vârisler vergiyi odeyemediler. Bunlardan biri de Şerif Remzi Reyent ile anlaştı..." Bazı kayıtlara göre, Şerif Remzi Reyent, 1942 yılında almış Asansör Kulesi'ni. Söylen New York kentindeki Empıre State binasının üst katlara çalışan asansörlerinde dakikada 365 metrelik, 1970'te de Chicago'da John Hancock Merkezi'nin asansörlerinde dakikada 549 metrelik hızlara ulaşıldı. 1950'de ise, asansör operatörlerıni ve motor çalışlırıcılarını gereksiz kılan otomatik sistemler hizmete girmişti. Modern asansörlerin alışılmış türlerinin yanı sıra, gemilerde, barajlarda ve roket rampaları, uçak gemılen gibi çok özel yapılarda kullanılan değişik amaçlı asansör türlerı de vardır. Modern asansörlerin çoğu otomatiktir ve bunları tek tek ya da gruplar halinde çalıştırmak üzere, çeşitli komuta sistemleri kullanılır. En eski otomatik komuta sistemi, asansörün yalnızca yolcusu tarafından kullanılmasına olanak tanıyan tek düğmeli otomatlardan oluşurdu. Bu sıstem, günümuzde de, küçük toplu konutlarda ve yük asansörlerinde kullanılmaktadır. Son yıllarda, yapıların dışına yerleştırılen saydam duvarlı asansörler, ABD ve Avrupa'da oldukça yaygınlaşmıştır.D 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle