24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İspanya'da politikanın sivilleşmesi Ordu reformu nasıl yapıldı? İspanya'da en son askeri darbe girişiminden bu yana altı yıl geçti. 1982 ekiminde işbaşına gelen sosyalistler, uyguladıkları ordu reformu ile İspanya'da politikayı sivilleştirmede büyük ölçüde basarılı oldular. Sosyalistler ordu reformu kapsamında hangi önlemleri aldılar? Ordunun sivil yönetime bağlanması nasıl sağlandı? Sosyalistlerin İspanyası'nda hâlâ bir darbe tehdidi var mı? nii denetim altına altnak olduğunu sık sık vurguluyordu. Gonzalez'in Azana'nın anılarına olan ilgisi, genç sosyalist liderin de Azana gibi ordunun ülkenin siyasi yaşamındaki ağırlıklı rolunü kısıtlama çabasında olmasından ileri geliyordu. Ne var ki, Azana bu işi zor kullanarak yapmaya kalkışmış ve silahlı guçlerin şiddetli tepkisi ile karşılaşmıştı. Henüz iktidar deneyiminden yoksun Gonzalez ise Azana'nın hatalarını yinelememeye kararlıydı. Öyle de oldu. Felipe Gonzalez, Manuel Azana'nın hatalarını yinelemedi. 1982 yılının ekiminde işbaşına gelen sosyalistler çok temkinli adımlarla uyguladıkları bir ordu reformu ile İspanya'da politikayı sivilleştirmekte büyük ölçüde başarılı oldular. Başarılannın en büyük kanıtı da sosyalistlerin işbaşına gelmesine dek süren iddialı darbe girişimlerinin bıçak gibi kesilmesi oldu. Ispanya'nın son 200 yıllık siyasi tarihinın basarılı başarısız 150 darbe girişimi ve planıyla dolu olduğu düşunulecek olursa, bunun ülke siyasi yaşamında ne denli buyuk bir "değişim" getirdiği ortaya çıkar. Monarşist, cumhuriyetçi, otoriter... Rejim ne olursa olsun, Jspanya'da ordunun rolü, yuzyıllar boyunca herhangi bir evrim göstermemişti. Baskıcı bir yapıya sahip olan tspanyol ordusu, daima "iç düşman" arayan bir güç olarak gelişmiş, yeniliğin ve değişikliğin her zaman karşısında olmuş, kendisinı siyasi yaşama yon veren ve ülke politikasının hamisi olarak gören bir kurumdu. 19. yüzyıldan itibaren belirginlik kazanan bu durum, iç savaştan sonra da 1975'de Franco'nun ölümüne dek sürdu. ğunu anlatmakla görevlendirilmişti. Fakat as kerlikten gelme Mellado daha lafa başlar başlamaz, orada bulunan jandarma generali Atares'ten müthiş bir hakaret gelmiş, Atares, bakanın sözünü keserek, "Vatan haini domuz" diye bağırmıştı. Savunma Bakanı Mellado, Atares'in hemen orada tutuklanmasını istedi, ancak birkaç ay içinde, askeri mahkeme general Atares'in beraatine karar verdi ve VaIer.sia ordu komutanı da bu kararı onayladı. Ordu ve eski rejim Franco hayatta olduğu sürece herkes rejimi demokratikleştirmenin tek yolunun ordunun onayını almaktan geçtiğini düşünüyordu. Ancak ordu, yapısı ve tabiatı gereği eski rejime en bağlı kalmış kurumdu ve dolayısıyla da demokratik rejime geçiş konusunda toplumda en isteksiz kesimdi. Ortaya çıkarılan çeşiıli darbe planları ve 1981'deki darbe girişimi bir yana, sivil politikacılarla askeri çevreler arasında sık sık çıkan sürtüşmeler, bu isteksizliği açıkça sergiliyordu. Demokratik anayasanın kabul edildiği 1978'den sosyalistleri işbaşına getiren 1982 seçimlerine dek geçen süre içtnde, ortaya çıkan sürtüşmelere en tipik örneklerden birı Atares olayıydı. 1978 kasımında anayasanın kabülünden birkaç gün önce Valensia'ya giden Savunma Bakanı emekli general Guitierrez Mellado oradaki ordu mensuplarına "demokratik anayasa"nın ne oldu Geçiş döneml lşte demokrasiye geçiş döneminin başbakaru Adolfo Suarez, bu hava içinde, elinden geldiğince sivil guçlerin, askeri güçler uzerinde usı tunlüğünü kurmaya çalıştı. Suarez bu işi çok aşamalı bir şekilde ve Başbakan Yardımcılır ğını bir generale teslim ederek yapmayı denedi. Bu arada Savunma Bakanhğının bir "sivil"e teslim edilmesinden çekinen ordunun yetkilerini de ikiye böldü. Bunlardan biri, tüm önemli kararları alan kuvvet komutanlarının yetki sahasına giren bir askeri yapıydı, diğeri ise Savunma Bakanhğının yetkisi altında oJan siyasi bir yapı olarak belirlendi. Bu sonuncu orduya ilişkin bütçeyi hazırlamak ve bunu parIamentoyla tartışmakla sorumluydu. Gerçekte, Savunma Bakanhğının askeri Nilgün Cerrahoğlu MADRİD u darbenin önünii alabildim. Bundan sonraki için size böyle bir garanü veremem..." Bunlar, 24 Şubat 1981 günü, yani Ispanyol demokrasisinin yaşadığı en ciddi darbe lehdidinden bir gun sonra tspanya Kralı Juan Carlos'un siyasi liderlere söylediği sözlerdi. Bir başka deyişle, bundan sonra böyle olayların tekrarını önlemek sorumluluğu size ait diyordu, Juan Carlos. Bu olaydan yaklaşık bir yıl sonra gene ortaya çıkarılan bir darbe planının gölgesi altında iktidara gelen sosyalisıler ise, bu sorumluluğu yuklenmek konusunda çok kararlı görünüyorlardı. Nitekim Sosyalist Parti programının en canahcı noktalarından birini oluşturuyordu bu konu. tktidarda geçirdikleri yaklaşık 4 yılın ardından İspanyol sosyalistleri bu hedefe ne denli yaklaşabildiler? lspanya'yı yeni bir darbe tehdidinden ne denli uzaklaştırabildiler? Azana'nın anıları Bu soruların yanıtı, 4,5 yıl öncesinin sonbaharında henuz saçlarına kır düşmemiş bir Felipe Gonzalez'in, seçim kampanyası sırasında elinde dolaştırdığı bir kitapla başhyordu. Seçim otobusunu dolduran ga/.etecilerle uzun sohbetlere dalan Gonzalez'in elinden düşurmediği kitap, hiçbirimizin gözünden kaçmamıştı. Iç savaştan hemen önceki yılların "Cumhuriyetçi" cumhurbaşkanı Manuel Azana'nın anılarıydı bu. A/ana, orduyu politikadan uzaklaştırma çabalarıyla hatırlanan bir cumhurbaşkanıydı. Felipe Gonzale/ de sohbetlerinde uzerinde hassasiyetle durduğu en önemli ikı konunun, ETA terorizmini frenlemek ve ordunun gücü Ispanya, Aralık 1982: Genel seçtmlerin arifesi; demokrasiye geçiş döneminden sosyalist iktidara giden yolda, üd afiş, ikj insan. Geçiş döneminin başbakanı Adotto Suarez (solda) ve sosyalist lider Felipe Gonzalez (sağda).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle