Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T . H A F T A D A N H A F T A Y A Mehmed Kemal İki Şair Arasında... Şaır Yahya Kemal gençlık yıllarında VâA/u'larla çok sıkı Memlekette, hele Istanbul'da ıse sureklı olarak evlerıne gıdıyor Yurtdışında, buyukelçı ıse oradan mektuplar yazıyor Bır Varşova, bır Madrıd, bır de Karaçı'den yazdığı uç mektup kıtapta yer alıyor Varşova'dan yazdığı mektupların bırınde Nâzım'ı da soruyor, şoyle dıyor 'Sızın azız dostunuz Nâzım Hıkmet Istanbul'a mevkufen (tutuklu) gelıyormuş Çok kıymetlı olan bu arkadaşınız ınşallah beraat kazanır (aklanır), serbest olur Fakat sız de bu defa kendısıne hıtaben şoyle nasıhate başlayınız 'Hey avanak' Bana bak> Polıtıkayı bırak' Serserılık ettığın de kâfı1 Istanbul gıbı dunyanın en guzel yerınde rahat otur ve yaşal' Bu çocuk hayatını değıştınrse, şıırımızde tyı bır şaır olur" Muzehher Hanım'ın kıtabında, butun dostlar anlatılırken Yahya Kemal'e ıkı bolum ayrılmış, bırı dostluk, ahbaplık gunlerını, ötekı de duşmanlık ıhanet yıllarını yansıtıyor Bırıncı bölume yazar şoyle gırıyor "Şımdı duşunuyorum da ben, Yahya Kemal'ı çok sevmek bır yana, çok acırdım Şışman ve acız olduğu ıçınl Yemek yemesıyle ırklltıcı ve son derece bencıl olduğu ıçın> Bu şışman ve acız adamcık, yaşamı boyunca tek başına ortada kalmıştı Gerçekte ne sevmış, ne sevılmıştı Ustelık de korkaktı Vehımlerı ıle sarmaş dolaş bır ömur surmuştu Hep kendısıne bılınmezden bır darbe ınecek dıye beklemıştı Gerçı ındı de, en hafıfınden bır darbe Çok sevdığı Vâlâ'sı tarafından Ne derece ıçıne ışlemıştır, bılemem" Nâzım Hıkmet, af beklerken af gelmeyınce açlık grevıne gırıyor Eşı dostu da bır yandan ımza topluyorlar Nâzım'ın affına yararı olur dıye Kımler ımzalamıyor bıldırıyı, en beklenmeyen kışıler Sağcı, dıncı tanınanlar Kâzım Şınası'den Falıh Rıfkı Atay'a değın Yahya Kemal'den de Nâzım ıçın ımza ıstıyorlar Korkudan ımzayı veremıyor, kaçıyor Bunun uzerıne yakın dostu Vâlâ Nurettın haber yolluyor "Ben ölursem, ne o benım cenazeme gelsın, ne de ben onun cenazesıne gıdeceğım " Yahya Kemal önce oluyor, Vâlâ, cenazesıne gitmıyor Muzehher VâNu kıtabında Yahya Kemal'e ayırdığı ıkıncı bölumde, Falıh Bıfkı'nın 2 Mayıs 1965 yılında yazdığı bır 'Pazar Konuşması'ndan parçalar alır "Kadıköy vapurunun art kamarasındayım Uzaktan kulağıma bır ses geldı Nâzım Hıkmet'ın kıtabı' Nâzım Hıkmet'ın kıtabı1 Bekledım, on lıra verıp ben de aldım Kıtabın adı var 'Kurtuluş Savaşı Destanı' fakat satılan o değıl, Nâzım HıkmeV Solun sancağı Ve bır yarı yasak " Destan'dan Ataturk'u öven dızelerı alıyor Ataturk donemınde yıllarca hapıs yatan bır şaırın dızelerı "Bır toplantımızda, Nâzım Hıkmet'ın kendı sesı ıle plağa okuduğu 'Salkım Söğut'u dınlerken Ataturk un tatlı dalışını hatırlarım," dıyor Daha sonra Yahya Kemal'le Nâzım Hıkmet'ı karşılaştınyor ". Nâzım'ın Turkıve'den son kaçışı ellısınden sonra askerlığı soruşturulmaya başlanmasındandır Askerlığe ı borcu yoktu Doğuya yollanarak, Sabahattın Alı gıbı, ölduruleceğınden korkuyordu Yıllarca hapıslerde çektıkten sonra, yenı bır ışkenceye uğramak ona her şe göze aldırıcı gelmıştı ikısınde tuhaf bır benzerlığı ıçıme sındırememışımdır Ben yere yatarak Ataturk'un ayağını open tek adam hatırlarım Yahya Kemal' Bursa'da ılk rastlayışımda öpmuştur Acaba Anadolu'ya gıtmek ıçın kendısıne yollanan para ıle, Eskışehır bozgunu uzerıne panığe uğrayarak Bulgarıstan'a gıtmış olduğunu unutturmak ıçın mı ıdu Oyle olsa, tozlu ayağını öptuğu Ataturk oldukten sonra eğer bana anlatılan doğru ıse, b Boğazıçı yalısında 'Mustafa Kemal dıye bır kahramanı, o zamanlar lazım olduğu ıçin biz icat ettlkl' dememelı ıdı " Acaba demış mıydı? Şurası bır gerçektır kı, Yahya Kemal, mebusluğunu yaptığı, buyukelçılığını ettığı Ataturk dönemı ıçın ve Ataturk ıçın, tek bır dıze yazmamıştır O donemde bulunduğu sofralarda susmuş, Ataturk oldukten sonra, ılerı gerı konuşmuş olabılır Nâzım Hıkmet'ın yurtdışına kaçmasını kınayanlar olmuştur Bunların başında Ahmet Emın Yalman gelır Bır gun Vâlâ'ya, "Madem kaçması gereklıydı Fransa'ya kaçsaydı," der Vâlâ da, "Insan denızde boğulurken karşısına çıkan kayık hangı lımana kayıtlıdır dıye sorar mı">" yanıtını verır Her olayda lıman belgesı arayanlar olur D SAİRLER SİİRLER H/f şıır sonrasındâ~ Olmaca Ben dağ olsaydım, Yol olmazdım eşkıyaya Ben kaya olsaydım Taş vermezdım saraylara Ben ağaç olsaydım, Dal vermezdım baltalara Ben anne olsaydım, Ne doğururdum Insanlığa duşman adam Ne haksızlık karşısında susan Soylemezdım o evladıma nınnı, Vermezdım ağzına mememı Ben guneş olsaydım, Karanlığa yer vermezdım Aydınlığa duşman bulutları yakardım Ben sılah olsaydım Olmak da ıstemem Ne bırakırdım tetığım çekılsın Ne de kurşunum sıkılsın Kansu Ödülü Erbaş'ın 17 mart Ceyhun Atuf Kansu'nun 9 olum yıldonumuydu Behçet Necatıgıl'ın deyışıyle "Oncelerı halk sıırı geleneklerıne bağlı şıırler yazan (19381944) sonra Yenı Şıır'ı benımseyerek 1940 kuşağının toplumcu şaırlerıne katılan, bu toprağın dertlerını acılarını, sevınç ve mutluluk ozlemlerını dıle getıren" Ceyhun Atuf Kansu adına konan şıır odulunu bu yıl ' Yolculuk" adlı kıtabıyla Şukru Erbaş kazandı Erbaş, 1953 yılında Yozgat'ta doğdu 1979'da Gazı Eğıtım Enstıtusu'nu bıtırdı 1978'den ben şıırlerı çeşıtlı dergılerde yayımlanıyor Ilk şıır kıtabını 1984 yılında "Kuçuk Acılar" adıyla çıkardı 1985'te ılk kıtabını da ekleyerek "Aykırı Yaşamak" başlığı altında topladı şıırlerını Ceyhun Atuf Kansu Şıır Odulu'nu kazanan Yolculuk adlı kıtabı Erbaş'ın uçuncu yapıtı Afşar Tımuçın şoyle tanımlıyor Erbaş'ın şıırını Erbaş, bır kere şıır kuracağım dıye yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz duşlerın arkasına sığınmıyor Şıırsel bır derınlık ıçınde açık açık soyluyor sozunu " Ceyhun Atuf Kansu'yu 9 ölum yıldonumunde saygıyla anarken Şukru Erbaş'ı da aldığı odul dolayısıyla kutluyoruz Yolun ıkı yanı başını bır çıçek ortmuş Çıçeklerın uzerınde bır ölu Oluyu bır çul ortmuş Oğlanın taze bıleklerınde kelepçe Oğlanın ıkı yanı başında bır cenderme Gelın etmış bu ışı Saz çalınır Çorum mahpushanesınde Bır telı kopmuş ağamın ıkındılerı Bır telı kopmaya yakın CEYHUN ATUF KANSU ŞUKRÜ ERBAŞ Ne sözcukler goverdı elımı değdığım yerden Ne dılımden ezgıler dokuldu durup dururken Onları ben bır bır doğurdum Inancın ağır yuku Ve bunlu baskınıyla acıların Çırpınan yureğımden kıvranan beynımden Şiirce Umut, olgun meyvası erışılmez dağların bır gun muştusu duşecek avuçlarımıza erınçle doğan bır yıldız sonra, karanlık bır ulkenın göklerınde dolaşan ışık olup yansıyacak sularına sevdaların Kuçuk masum opuşlerı denızın sılerken ayak ızlerını kıyılarda sınırsız coşkusu var ya kopuklerın öpunce mavının aklığını sularda kulağına fısıldayacak turkusunu sevgının Yureklı bır sevmenın bakışıyla gune açılan perdesı uzanan sonsuzluğuna goğun umutlar yeşerınce duracak ya çıçekler sevışmeye ey soz duşuncenın dışa donuşen şeklı soyle o zaman şıırlerde gızledıklerını M SADIK KIRIMLI ağzın senın kadın sesın yuzune cennet duşmuş huzunsun taş olsa yurek demır olsa toprak çatlar koz akmış cam gıbı çoker ıçımdekı ozleme yağmur gıbı ağlamak mor dağların akşamında kızıllığın altın guneşı dıl değmemış sessızlığın yureğı çığlıklar kadar derınsın sonsuzluk kadar dırı zamana sığmayan sınırsızlığın ateşı ASIM GÖNEN ALİŞAN KARAHAN 28