Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tstanbullular henüz kendi mallarına sahip çıkamıyorlar ve bu gidişle çıkamayacaklar. Çünkü terbiye verilmiyor onlara. Halbukı senin ne mal olduğunu, ne biçim bır mıllcl olduğunu anlamam için, nerede oturduğunu bilmem lazım. Derse ki, "Efendim ben Tarlabaşı'nda oturuyorum", aferin diyeceğim c zaman. Gene beceriyorsun bu kadannı. Çünkü Tarlabaşı'nda medeniyet var. • Türkiye'de çok moda olan bir uygulama var: Bir yapı yetersiz kalmaya başladığı zaman, yeni eklerle geliştıriliyor. Bu uygulamaya ne diyorsunuz? • Ek, bırçok zanıanlar yapılıyor. Çünku yapı taşıyor, o bina kâfi gelmiyor. Ama bu çok na7İk bır hadise, çok dikkatli yapmak lazım. Rastgcle yapmanıak lazım. • tleride sizin yapüarınıza da ek yaparlarsa? • En kötü akibct, yıkılması. Yıkılmasındansa, ek yapılmasına razıyım. • Peki bir yapıya başlarken ileride yıkılabileceği hiç aklımza geliyor mu? FOTOROMAN OKU RDAN Reklamm gerekli olduğuna inanıyorum Cumhuriyet DERGİ'nin 88. sayısında, derginin aşağı yukarı dörtte biri kadar reklam yer alıyordu. önce bu durumu çok yadırgadığımı hemen belirtmeliyim. Çünkü biz daha çok yazı beklerken daha çok reklamla karşılaşmıştık. Ama şöyle bir düşününce bu bakış açımın yanlış olduğunu anladım. Son zamanlarda sürekli artan kâğıt zamlanyla, yayın organları büyük bır açmaz içine düşürülmek istenmektedir.Bu durumda da yayın organlarının yaşaması için iki seçenek kalıyor önlerinde; ya fiyatlarını arttırmak, ya da reklam almak. Bu açıdan bakılınca dergide gördüğümüz bu kadar reklamı yadırgamamak gerektiğini düşündum ve şimdı de şöyle düşünüyorum: Daha iyi dergl için daha çok reklam alınmalı. HASAN FUAT TUNA Ankara Sayın Demirel, Bülent Bey fotoğrafçılardan biraz çekiniyor gibi. 'Bir binayı yapan mimar, ayakta duracak diye yapar. Mimarlık hakkı, yalnız mimarlık değil, sanat hakkı da demeyeceğim, insanlık hakkı vardı. Mimar olun, şair olun, müzikçi olun, ne olursamz olun, bir artistsiniz.Bu hakka da kimse tecavüz edemez. • Doğrusunu söyleyeyim, yıkılabilir diye hiç düşünmüyorum. Bir binayı yapan mimar, ayakta duracak diye yapar. Yoksa yapmaya eli varmaz. Çünkü yıkılması bir cinayettir. Bınalarımın yıkılması bir şanssızlıktır. Meslek hayatımda çok şanslarım oldu. Hakikaten olmayacak bır ya^ta, olmayacak bınalar yapabildim, Atatürk ilc karşılaşabildim. Atatürkün ilgisıni çekebildim. Bundan daha buyük bir şans olama/.. Ama yıkılması çok şanssızhk. • Bir yandan siz ödül alırken, öte yandan yapılarınızm yıkümasma ne diyorsunuz? • Hem odul almak, hem de yıkılmasında bir tezat var doğrusu. Madeın ki bir adam yaptıklanyla odül alabilecek durumdadır, demck ki yaptığı binaları korumak lazım, yıknıak değil. • Eserleriniz yok mu? üzerinde hiç bir hakkımz Çekincek ne vaamış ki Domuz dişisini başkasma kaptırmaz Cumhuriyet DEROl'nin 88. sayısında Muzaffer Abayhan'ın "Sultanahmet'ln Turist Kızları Erkeklerimize Ne Kadar Bayıtıyorlar" başlığını taşıyan yazısı gayet llginçti. Yazarı candan kutlarım. Yazıda ( Oysa, hayvanat arasında eşi.ıi kıskanmayan tek yaratık domuzdur. Domuz eti yiyen ulusların kıskançlık duygusunun köreleceği ve birkaç kuşak sonra tümden ortadan kalkacağı bilimsel yöntemlerle ' 'zannedilmektedir'') denmektedir. Işin şaka yanını bir tarafa bırakalım. Memleketımizde bu konuda yaygın bir kanı vardır. Domuz yetiştiriciliğinde iki erkek asla bir arada bulundurulmaz. Çiftleşmesi için bir erkek domuza sekizon kadar dişi domuz tahsis edilir. Staj için bulunduğum Fransa'da, Paris'in Port de Versailles semtinde her yıl mart başında düzenlenen Tarım Sergisl'ni . gezdım. Yerel sergilerde derece almış damızlık hayvanlar, final seçim için bir araya getirilir Bu arada domuzlar için de sergı düzenlenir. Bir defasında jürinin önüne getırılen iki erkek damızlık domuz öyle kapıştılar ki yukandakı (daha önce çekilmış) resımde görüldüğü gibi basınçlı su sıkmak suretiyle onları ayırabildiler. Domuz eti yememiz için domuzun dişisini kıskanmadığı sebep gösterılıyorsa bu tamamen yanlıştır. Bundan senelerce önce et tüketimi konusunda bilgi veren bir yabancı uzman "Tann domuzu Hıristiyanlar için yaratmasaydı, bizim kişi başına tükettiğimiz et miktarı, gelişmekte olan ülkelehn seviyesinde kalırdı "demişti. Gerçekten onlann et tüketımlerinin yarısı domuzdan sağlanıyor. Netıce olarak şunu belirtelım. Domuz dövüşken bir hayvandır. Dişisini başkasma kaptırmaz. F. OÖRGÜLÜ Utanbul Şöyle bir gerdan kırcek, biraz da kıvırtcek her şey tamam. • Bizim haklarımız çok acayip bir şekilde. Mimarlık hakkı, yalnız mimarlık değil, sanat hakkı da demeyeceğim, insanlık hakkı vardır. Mimar olun, şaır olun, muzikçı olun; ne olursanı/ olun, bir artıMsıniz. İnsanlık hakkı oluı, kımse tecavu/ edemez. Edememesi lazım. Ama kullanaınıyoısunuz. Yasal hıçbir hakkıni7 yoR, adam yıkıyor. Ben bir defa yıkayım da, sonra sen ne yaparsan yap diyor. Zihniyeti dıışununüz. Bu kâlı gelmeyinee, ya lan da söyluyor. Yanı o esnada buyuk patırtı olmasın diye. Soxüm ona böyle kurnazlıklar yapılıyor. Ne denir? • Teşekkür ederim. D DYP Genel Boşkanı Süleyman Demirel, SHP Genel Başkam Erdal tnönü ve DSP Genel Başkam Bülent Ecevit. (Fotoğraflar: RIZA EZER)