Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O |~)evlet sanatçısı balerin Meriç Sümen 1943 yılında îstanbul da doğdu. 19511952 döneminde Ankara Devlet Konservatuvan'mn bale bölümüne giren Sümen, konservatuvardan 196 V de mezun oldu. Aynı yıl Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde göreve başlayan sanatçı, Londra ve Sovyetler Birliği'nde, Hong Kong ve Japonya'da da temsiller verdi. Sanatçı Bulşaristan ve Sovyetler Birhği'nde yapılan bale yarışmalarına jüri üyesi olarak çağrıldı. Oytun Turfanda ve Meriç Sümen provada. 6 "^m^t^ Çocuksun, oynamak istersin Ama söylenen söz hep "oynama" Ayağın burkulabilir, üşürsün. Genç kızsın, herkes rock'n roll yapsın, sen seyretmekle yetiru DANŞ ETMEKÎÇÎN KUDURSAN DA. ldukça degişik bir çocukmuşum. Yajıtlanmla bebek oynayan bir kız çocuğu gibi büyümemişim.Bütün uğraşım, hoplamak, zıplatnak, kosmak, ağaçlara tırmanmak gibi enerji sarfetmcyi gerektiren oyunlarmış. Ammmaa, müzikle çok ilgiliymişim. MUzik tUrlerini ayırt ederck dansetmeye başladıgımda üç yaşındaymışım. Radyoda, örneğin vals çaldığında döne döne dansedip hemen arkasından müzik alaturkaya geçtiginde, Uzerimdeki elbiseleri külotumun içinc acele sokup, dansin ritmini vc şeklini değiştirdiğımde yani. Okulda kültür ve fcn dersleriyle ilgim sıfırmış, ama Sarar tlkokulu Mılli Danslar Toplulugu'nda her zaman birinci..." Bu, dünkü Meriç. "Bazen bunaldığım oluyor danstan. Bırak git, keyfıne bak dediğim de oluyor. Ama bunlar bir anlık duygular, şikâyetler. Dans vücudumun bir parçası olduğu ıçın, dansetmedığim zamanlar kendimi hasta hissediyorum. O nedenle uzun tatiller fılan bana göre değil. Günümün altı saati zıplamakla geçiyor. Halen dansediyorum ve normalım. Ama ellisinden sonra dansetmek hem çok zor, hem de yanlış. Gerçi 6070 yaşında hâlâ dansedenler var. Bu ender kışiler, sanırım dünyayla ilgilerini tümden koparmış durumdalar. Başka türlü dansedilemez çünkü." Bu da bugünkü Meriç Sümen. Sarar likokulu'nun "Milli danslar bırincısı" Meriç'ten, bugünün, dünyanın hemen tüm sahneleı inde, hem de en önemlı partnerlerle dansetmiş, Türk Balesı'ni dosta düşnıana kanıtlamış Meriç Sümen'ı, bir folklor öğreimeninin bu küçük kızı farketmesi sayesinde doğmuş. Öğretmenin Sümen aılesiyle konuşması ve "Kıanız çok yetenekli ve çok hevesli, muılaka baleye verin kendisini" dıye ısrar etmesı sayesinde. Sonra giriş sınavı günlerı gelmış... Daha sonra da sınavı ka/anmanın sevincı. Baba asker. Küçücuk bir kızı Ankara'larda bırakıp yurdun herhangı bir köşesine gıtmek olacak şey değıl. O halde ıstıfa etmek ve kmnın başında bulunmak gerek. Ve de öyle olur. Hiç muhalefet eden olmamış Merıç'ın baleye girmesıne. Ama yıne de dedeye, "Blzim kız plyano bölümüne girdi" demişler. Sozun burasında bir kahkaha atıyor Meriç Sümen ve "Aılede ressamından müzisyenıne, her türlü sanatçı varmış, bir köçek eksikmiş, onu da ben tamamlamışım" diyor. Sonra da ekliyor: "Aslında ailem boş kuyuya bir taş atmıştı. Taşın nereye gıdeceğı belli değildi. Çünkü o sıralarda balenin ne olduğu, Türkiye'de bu işin nereye kadar gideceği filan hiç bilinmiyordu. Balo okulları fılan hak getire. Bir Madam Marca Var. Ben ders filan almış değilim, dümdüz bir çocuğum. Işte büyle birşey benimki.." Meriç Sumen, Konservatuvar yılları nasıl geçlf, biraz anlatır mısınız? Dokuz yılım geçti urada, hababam dansederek... Danstan öylesine yorulurdum ki, öylesine az zaman kalırdı ki öteki derslere. Kültür derslerını zamansızlıktan tuvalette çalışır ve tabıi yorgunluktan çok zaman uyur kalırdım. ! Aslında yine aynı çaba suruyor degil ml? Elbette, sınav sürüyor çünkü. Her sahneye çıkışta... Bir kez seyircı sınavdan geçiriyor, bir kez de ben kendimi smava çekiyorum. Cehalet, cüret getirır derler. O günlerde pervasız ve ataktım. öğrendikçe sorumluluğum ve rahatsızlığım arttı. Bazen o cehalet günlerını arıyorum. Sizin sınavlannız yuridışındaki sahnelerde de suruyor... Bu iart. Çünkü burada, kendi kendimıze oynarken duvarlara oynar gibiyiz. Bu bir sanatçı içiıı en acı şey. Bale lek başına bir sanat degil... Oteki sanat dallanyla da yakından ilgili. Siz balenin dı$ında hangi Mnatla ugra$ünız?