Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İKİ FRANSIZ VE BİR TÜRK ÇOCUĞU ISRARLA HAYKIRIYORDU BABAMIZIİSTİYORUZ "Direnen Babalar" adlı Fransız örgütünün faal üyesi olan, TC vatandaşlığı için başvurusu bulunan, Fransız Emniyeti'nden Türk Siyasi Polisi'ne kadar her kuruluştan nasibini almış çok uluslu bir aile babası mahkeme sonuçlannı bekliyor... Hem Fransa'dakiler, hem Türkiye'dekiler... HASAN UYSAL ANKARA " B A B A M I tSTlYO R U M " . . . Bu sloganı kullanan ve başta Fransa olıııak üzere toplaın 16 ülkede Direnen Babalar adıyla örgıitlenen derneğin faal üyesi Bcrnard Paul Poitrimol'un, "insan haklarının gcçerli olduğu" bir Fransa'dan, hakkını ararnak için kalkıp Türkiye'ye gclcccği kimin aklından geçerdi? Bilgisayar şet'i, 38 yaşındaki Poitrimol'u ulkesi Fransa'dan, hem de iki kuçük çocuğuyla Türkiye'ye kaçıran neydi? Türkiye'de siyasi polis onıı neden arıyordu? öykünun başlangıcı, Bernard Paul Poitrimol'un 1973 yılında Catherina Bisserier ile Parıs'te evlenmesine dayanıyor... 1974'te kızları lngrid, ertesi yıl ise oğulları Olivier dünyaya gelecekti. İki çocuğa rağmen, eczacı annenin geçimsizliği ve çocuklara karşı ilgisi? yaşamı yuvayı dağılma noktasına vardırmıştı. 1980'de nıahkeıneye başvurup boşanmaya karar verdiler. Boşanma davası sürerken, Bernard Poitrimol, eşi Catherine'nin evlilik öncesi fahişclikten ve kadın sattna suçlarından hüküm yediğini, evliyken de hırsızlık suçuyla yargılandığını öğrenecek, belgeleriyle bunu nıahkeıneye sunacaktı. Tüm bu çabalar, dağıjacak yuvada çocukların babada kalması içindi. Ancak Avrupa'nın hemen birçok ülkesinde olduğu gibi Fransa'da da boşanma halinde, anne hırsız, esrarkeş, fahişe, her ne olursa olsun, çocuklar ona kahyordu. Nitekim 1984 şubat ayında sona eren boşanma davası kararında iki çocuk anneye bırakılacak, anne çocukları ile Paris'ten ayrılarak Marsilya'da tuttuğu eve taşınacak ve Marsilya Garı'nın eczanesini işletmeye başlayacaktı. Babaya ise ancak 15 gunde bir çocukları ile görüşme olanağı tanınmıştı. Yıllık 15 dolar ucret ödenerek üye olunan Direnen Babalar Derneği'nin faal üyesi baba Bernard için kamuoyu oluşturma çabalan pck işe yaramıyor ve Bernard iki haftada bir Paris'ten Marsilya'ya giderek çocuklarını görmekle yetiniyordu. Çocuklarının yaşam koşullannın, sağlık ve öğrenim durumlarının giderek bozulduğunu gören baba buna bir çare bulamıyor, her buluşma günü gözü arkada ve acılı olarak Paris'e dönuyordu. Ustelik Marsilya'ya her gidişinde eski karısının âşıklannın alay ve tehditlerine nıaru? kahyordu. 11 Eylül 1984 tarihinde yıne Marsilya'ya gelip çocuklarını önce bir pastahaneye, ardından eğlence parkına göturen Bernard, iki çocuğunun durgun hallerinden iyiden iyiye rahatsız olunca, "Neyiniz var?" diye sordu. Kızı lngrid ağlamaya başladı. Ikisinin de dersleri son derece kötüydü ve yıl kaybedeceklerdi. Oysa sürekli sınıf birinciliğine oynarlardı ikisi de... lngrid, "Annemln arkadaşı Bernard Cavillon, 'beraber yatalım' dedi baba. Annem de ısrar etti yalın diye. Ben bebeklerimle uyumak istiyorum" deyip ağlamaya başladı... Baba, "Bizi hırakma" diye boynuna sarılan iki çocuğuyla doğrudan en yakın karakola başvurdu. Polis, "Çocuklar annenin, onlan teslim etmeniz gerekli... Ama madem durum bu, mahkemeye haşvurun" dedi. Doğruca Paris'e gelen Poitrimol asliye hukuk mahkemesine başvurup durumu anlattı. Çocukların ifadeleri alındı. tfade tutanağına annenin sabıkaları eklenerek yapılan başvuruyu mahkeme başkanı kabul ctmeyecekti. Çocuklar kanunen annenindi. Göz göre göre çocuklarını ateşe atmak istemeyen baba iki çocuğu ile birlikte Fransa'dan Belçika'ya kaçacaktı. Kaçış öyküsü günlerce Fransız gazetelerine konu olacak, Direnen Babalar örgütiı, baba ve çocuklarının lıakkı için neredeyse bir kampanya açacakti. Baba Poitrimol kararını vermişti. Belçika'dan, önce Türkiye'ye gidecek, oradan Suriye yoluyla Lübnan'a geçecekti. Lübnan'da Fransızca konuşulması onlar için büyük avantajdı. Son durak olarak da ABD'yi düşünüyorlardı. 26 Kasım 1984'te çocuklanyla birlikte hiç bilmediği bir ülkede idi Poitrimol. Bir kumardı bu. Nitekim paraları bitti. Poitrimol Fransa'daki babasından para isteyince kısa sürede Türkiye'de olduğu duyulacaktı. Nitekim Fransız TV'sinde "Resistants" programında, yine baba Poitrimol'a eski görüntüleri ile yer verilecek ve şöyle denilecekti: "İnsan haklannı çiğnemekle suçlanan Türkiye'de hakkını arayan babaya, hakkı veriliyor. Bir soru sormak lazım: İnsan hakları acaba nerede başlıyor?" Baba, çocukları ile planları gereği önce Suriye'ye geçecekti. Ancak savaş hali nedeniyle Lübnan'a giremeyecek, çaresiz, Türkiye'ye 19 kasımda geri dönecekti. 1985 nisanına kadar oturma hakkı edinmişti. Bunun için de önce "diplomatik servis" görevlisi olarak kendini tanıtan S.S.'ye, ardından MlT ajanı olduğunu söyleyip sonradan MHP davasından iki yıl yemiş, eski polis olduğu saptanan birisine 2 milyon lira kaptırmıştı. Sözde "MİT ajanı", her şeyi ayarlayacağına söz vermiş, ancak "ayarlanan" sadece Pohrimol'un parası olmuştu. ABD'ye gitme tasarıları suya düşen Poitrimol, Fransız konsolosuna durumu anlattığında, konsolos önce, "Ben emekli hâkimim. Bu yaptıgın suç" diyecekti. Ancak belgeler ortaya döküldüğünde daha hoşgörülü davranma yoluna gidecekti. Nitekim Poitrimol'un çocuklarının elçilik bünyesindeki okuldan yararlanmaları kabul edildi. Poitrimol, Fransa ile de ilişkilerini sürdürüyordu. Bu arada eşi "çocukları kaçırdığı" gerekçesiyle onun aleyhine dava açtırıyordu. Fransı? Adliyesi'nin işleyişine göre, karar öncesi bir sosyal uzman, davalı ve davacı için hazırladığı raporu mahkemeye sunacaktı. Raporda baba ağır bir dille suçlanıyor ve şu ilginç cümleye yer veriliyordu: "Koca Bernard Paul Poitrimol çocuk ruhlu ve sorumsu/ bir kişilige sahiplir. Aklı başında bir kişi degildir. Nitıkim bunun en iyi kanıtı, çocuklanyla birlikte gidilecek ülke olarak Tiirkiye'yi scçıniş olmasıdır." Bernard'a göre, eşinin verdiği rüşvet sonucu böyle bir rapor hazırlanmıştı. Ama mahkeme, çocukları kaçırmak suçuyla Bernard'a 1 yıl hapis ve 20 bin frank para cezası vermekte tereddüt etmeyecekti. Bernard bunun üzerine, Türk Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Yıldız Sanemoğlu adlı bir bayan avukat tutacak ve Fransız Adalet Bakanlığı'na başvuracaktı. Amacı, yeni bir yargılamanın Türkiye'de yapılmasıydı. Bernard çocuklanyla yeni yaşamına ayak uydurmaya ve Fransa ile ilişkilerini sürdürmeye uğraşırken, başı Türk siyasi polisi ile belaya gircr. Bernard, "Fransa'da yaptıgı bir banka soygunu ile ilgili" olarak aranmaktadır. Avukatı Yıldız Sanemoğlu'nun devreye girmesiyle sorun anlaşılır. Bernard'a göre, eşinin rüşveti sonucu bir Fransız komiseri Türk emniyetine teleks notu çekerek Bernard'ın banka soyguncusu olduğunu, bu nedenle Fransa'dan kaçtığını belirtir... Fransız elçiliğinin dolaylı koruması Bernard'ı bu töhmetten kurtarır. Sonunda, avukatının da çabasıyla bu sorun da çözülür; Interpol'den gelen rapor temizdir. Ardından Fransa'dan da "temiz kâğıdı" ulaşır. Bernard bu tehlikeyi de atlatmıştır. Avukatının tavsiyesine uyarak T.C. vatandaşı olmak için yetkili makamlara başvurur. Türkiye'ye ve özellikle avukatı olan genç hanıma gittikçe ısınmaktadır Bernard. Türk filmlerinde bile görülemeyecek bir serüven yaşayan Bernard Poitrimol, T.C. vatandaşlığı için sonucu beklerken, avukatı Yıldız Sanemoğlu ile evlenmeye karar verir. Poitrimol ailesinin inanılmaz öykü ve mücadelesi, iki insanı, müvekkil ile avukatı yakınlaştırır ve 22 Mayıs 1985'te evlenirler. Avukat eşi de dul ve tek çocukludur Bernard'ın... Böylece biri Fransız, diğeri Türk iki dulun evlenmesi ile çocukların sayısı üçe çıkar. Yeni bir "aile"nin kurulmasıyla Poitrimol'lerin öyküsü de yeni bir aşamaya girer. Fransız baba ve iki çocuğunun öyküsü bitti mi? Sanmıyoru7. Şimdi eşi Türk avukatla birlikte oturma, calışma ve vatandaşlığa alınma izni bekleyen Poitrimol ailesi, Bernard hakkında "banka soyguncusudur, aranıyor" teleksini çeken komiser aleyhine açtıkları davanın ve çocukları için açtıkları "velâyet" davasının sonucunu bekliyorlar. "Ya olraazsa?.." diyoruz. Göz göze geliyorlar, karı koca ve üç çocuk... Tatlı tatlı gülüşüyorlar: "Başka dünyalar da var!.." D lngrid Poitrimol, Baba Poitrimol, Ekim Sanemoğlu ve Olivier Poitrimol "muthı bir aile" olabilmenin tadını yaşıyorlar. 22