Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
gUrultUde nasıl konuşsunlar?.. Ama yine de konuşmak ve bir şeyler söylemek bir gereksinme.. Bunun da yolunu bulmuş gençler... Ne söyleceklerse tişörtlerine yazmışlar... Gömleklerindeki yazıların giderek çoğalması ve neredeyse mektup boyutlarına ulaşmasının nedeni bu olmalı.. örneğin tişörtlerin çoğunun üzerinde " I (bir kalp resmi) you" yazıyor. Sevgilerini böyle belirtiyorlar.. Bunun tek sakıncası var: tnsanın yüzyuzc geldiği herkese "ilanı aşk" ediyor gibi olması... NEFRET KAYNAKLARI Diskoieği dolaşırken kravatım ve beyaz saçlarımla çocuğunu kontrole gelmiş bir baba sanılarak epey nefret topluyorum. Bu arada karşılaştığım gerçek bir baba ile de suçlu suçlu birbirimize bakışıyoruz... ÎKŞEN Sonra yeniden oturarak biraz not tutabilmek için görevliden masamıza ışık getirmesini rica edıyorum. D ü n y a n m en ufak mumlarından birini getirip, yakıyor.. Ikinci bir nefı başka yerlerinde gctiriyorlar... ÇUnkU görev ret kaynağını d a bu ışık oluşturuyor.. Masalilerin "sıkı kontrolü altında meyve suyu içen mızın yanından geçenler beni "diskoteğe ışık kimseye rastlanmıyor (bizim dışımızda.) sokan bir geri zekâlı" olarak acıyarak seyGündüz yaş ortaJanıası 1617 arasında... 0 rediyorlar.. yüzden annelerbabalar kontrole gelebiliAyrıca masa ve iskemlede oturuşum d a oni yorlar. ları epey yadırgatmış olmalı.. Sanıyorum disı Çalınan müziğin adı " s o u l " veya "disco" kotek gençleri masa ve iskemlelerin de ne işe rnüzik.. Dans edeyim derken kendisini veya yaradıklarını bilmiyorlar.. Bunların yerine ı başkalarını sakatlamasınlar diye "break" dan merdivenleri ve döşemeyi oturacak yer sanı• sı yaptırılmıyor.! Son yıllarda çıkan bu dan yorlar.. sın 2. DUnya Savaşındaki kadar yaralı ortaya Meyve kokteyllerimizin dibi görünunce çıkardığı söyleniyor. StUdyo 54'ten ayrılıyoruz. Içerden dışarıya çıBu yeni dans türü pek zor değil... Sırayla kışta gUn ışığının ne kadar kuvvetli olduğunu ayaklardan biri öne çıkıyor, sonra diğeri.. Bu şaşkınlıkla farkediyorum.. arada vücut, insan vucudunun alabileceği her ı şekle sokulurken, kollarla zaman zaman bir AIRPORT'TA Ikinci durağımız eski Hodri Meydan Kül trenin imdat koluna asılır gibi hareketler yatür Merkezi'nde kurulmuş olan " A i r p o r t " disı pılıyor. : Ses gücü 5 kilovatmış. Bu kadar gürültünttn kotek.. Eskiden "KültürSanat M e r k e z i " yaS sayısı ile ifade edilmesi bana doğru değil gi zılı olan binanın kapısında şimdi " m ü z i k ve bi geliyor. Meğer haklıymışım. Aslında 5000 eğlence m e r k e z i " yazıyor.. c (küçük) vatmış. Kısaltılmışı veya bUyük biriAirport gerçekten bir havaalanı şeklinde de me uyarlanmışı 5 Kw. oluyor.. kore edilmiş.. Girişteki " F r e e s h o p " t a tekel Neden bu kadar gurültulü? Çünkü gençler maddeleri satılıyor. S o n r a lokanta b a r gibi, içki yerine müzikle kafayı buluyorlar.. Ayrı havaalanlarında bulunması gerekli diğer üni ca konuşmaları bastırmak ve havaya sokmak teler.. Kapıdan aldığımız biletleri gUmrük . için.. Daha da havaJı olması için yakında 7 kontrolünden geçer gibi görevlilere gösteriyor Kvv'ye çıkacakmış.. Herhalde bu sayı kulak ve "havaalanı " n a girıyoruz.. sın, ama Ortadoğu büyük bir şeyi skotek. Bu konuda ırada yer alıyoruz. üşmelerimizde en dans olmalı... Uçak coktan kalkrruş... Herkes uçuyor. Fakat biz uçamıyoruz.. Çünkü yine beyaz saçlarımız nedeniyle diskoteğin sahibi ve yöneticisi olan Kahraman Deniz tarafından farkediliyoruz. . Kahraman Deniz New York Üniversitesi'nde reklamcılık ve pazarlama eğitimi görmüş olmasına karşın, her genç gibi ihtisasım (!) diskoteklerde yapmış... Epey incelemiş buralan... Turkiye'ye döndükten sonra, "Gençler ne arıyor" diye uzun uzun duşünmuş. Bakmış, herkes TV'deki Amerikan fümlerinden etkilenmiş olarak deşarj olacak bir yer arıyor... Aklına babasının mülkiyetinde Hodri Meydan Kültür Merkezi gelmiş. Zaten Levent Kırca da epey baş ağrıtıyormuş... 200 milyon lira harcayarak "Airport"u gerçekleştirrniş... 200 milyon büyük para gibi görünüyor ama Airport'un da gerçek bir havaalanından fazJ la farkı yok.. Sadece pisti 400 m ... Kalkış, Peki ara?... Ne arası?... Dinlenme arası?.. Bu soru biraz tuhaf kaçtı galiba.. Müziğin durmasına yol açacak böyle bir olay o güne kadar diskcokeyin hayalinden bile geçmemiş... Sigara dumanı yetmiyormuş gibi ayrıca duman veriliyor sahneye... Ortalık cehenneme dönüşüyor.. Bu arada benim sigaramı söndUrmek için sigara tablası arayışım şaşkınlık yaratıyor. Sonunda buluyorum ve sanırım tablanın gftrdü ğü ilk sigarayı Üzerinde söndürüyorum. Sigaralan söndUrmek için genellikle yer halılan veya pabucların Ustlerı kullanılıyor. YENt BİR DANSIN YARADILIŞI Yeniden aşağı indikten sonra, piste çıkıp dolaşmak ve dans edenleri yakından görmek istiyorum. Bu gezintim fazla sürmüyor. Pistte geçirdiğim.zamanınbüyUkbölUmünü de yeni Ses düzeni 5000 vat... Genellikle 1.5 saat disco, yarım saat slow. "Peki, dinlenme arası?.." Müziğin durmasına yol açacak bir olay diskcokeyin hayalinden bile geçmemiş. iniş yapmasa bile, küçük bir uçak sığabiliyor.. Elektronik şekilde duzenlenmiş olan tavanı ise tıpkı bir uçağın iniş ve kalkışı gibi alçahp yükselebiliyor... Diskoteğin içinde aynı zamanda S bar ve bir restaurant yer alıyor... Bunların adları şöyle: Space (Uzay), bar, Danger, (tehlike) BarSahne kenannda olduğu için tehlikeli Gossip (dedikodu) Bar Herhalde sağır ve dilsizlerin dedikodu yapmalan için, Restaurant Bar ve Cafe Bar.. Bir de "Airport restaurant..." övünmek gibi olacak ama, "Ortadoğu ve Balkanların en büyük"bir şeyi daha ülkemizde kurulmuş bulunuyor; en büyük dans pisti ve diskoteği... Yani Airport.. Büyüklüğüne karşın Üzerinde bir kişi bile alacak yer yok... Yine de gençler pist kenarına yerleşmiş, doğum günü pastalarını kesiyorlar. Bir ara benim de ayağım bu pastalardan birinin içine giriyor ama kımsenin farkettiğini sanmıyorum.. PILOT MAHALLİNDF... Kahraman Deniz bizi plak çalınan bölüme de götürdü.. Salona hâkım yüksekçe bir yerde geniş bir oda.. Tıpkı uçakların pilot yeri (Cockpit) gibi duzenlenmiş.. Fakat daha büyük.. Ses düzeni yine 5000 vat... Aynca 14 kolonu ve 8 özel anfisi varmış (Ne demekse). Böyle Ortadoğu ve Balkanlar'da birinci olan bu diskotek, büyüklüğü ile Avrupa'da da altıncı sırada yer alıyormuş... (Avrupa ile boy ölçüşmelerimizde en ileri gittiğimiz saha dans olmalı.) Eski tiyatro sahnesinin yerine kurulmuş olan pistteki kalabalığı görünce Levent Kırca aklıma geliyor. Bu kalabalığı görseydi ne kadar kıskanırdı diye düşünUyorum. Üstelik daha ucuza bilet sattığı halde, bu kalabalığın (2200 kişi) onda biri bile toplayabilseydi yine de mutlu olurdu herhalde... Ama ölçüler çok değişik... Levent Kırca'da seyirci kadar insan çalışıyor Airport'ta.. Normal günlerde 60 kişi, cumartesipazar 100 kişi... Ve Kahraman Deniz'in söylediğine göre çalışanlar en az iki dil biliyor. Bu dillerin ne işe yaradığı ise bilinmiyor... Çünkü bu gürültüde konuşmak olası değil.. Belki onlar da "Nasıl olsa kimse farketmiyor" düşüncesiyle yabancı dilde konuşuyor ve pratiklerini geliştiriyorlardır. Diskcokey Mustafa Cem özkan, "ortalıktaki ruha göre, müziği değiştiriyor. Altta (pistte) yorulma hissetti mi, slow'a dönüyor. Slow'dan sıkıldıklarını anladı mı, disco çalıyor." Genellikle 1,5 saat disco, yarım saat slow.. den kalabalığın dışına çıkabilmek için kullanıyorum. Dans edenlerin arasından Kahraman Bey'e, "Beni buradan kurtarın" anlamında yaptığım işaretler, çevremdekiler tarafından yeni bir dans olarak yorumlanıyor ve ilgiyle izleniyor... O zaman bir trenin imdat koluna asılır gibi hareketlerin amacını da anlamaya başlıyorum. Demek ki bir çok kişinin " İ m d a t " istemek için yaptıkları hereketleri ben de dans sanmışım... SINEK AVLAYANLAR Airport'tan çıktıktan sonra Ender Erkek'le iki diskotek daha dolaşıyoruz. En eski diskoteklerimizden biri olan Hydromel'de sekizon kişi var sadece... Şimdiki adı "Metropol" olan eski " 3 3 " de aynı durumda.. Sahiplerine göre fazla kalabalık olmadığı için kimse gerekmiyormuş. Fakat kimse gelmeden nasıl fazla kalabalık olabilir ki.. Kısacası sermayeyi kediye yüklemek üzereler... Gece Şamdan Diskotek'te geçiyor. lçim dışım disco müziği olmuş durumda... Ellerini, kollannı normal şekilde aşağıya uzatmış, dans etmeyen insanlar bana pek doğal gelmiyor artık.. SOSYETE DİSKOTECt Allahtan sosyetenin gözbebeği Şamdan Diskotek'te başka bir hava esiyor... Lokanta salonunda yedikleri kazıklan hazmetmek için salına salına Ust kata çıkıyorlar. Biz tam bu sırada içeriye giriyonız. Şamdan'ın diskoteği, gündüz gezdiğim Airport veya Stüdyo 54'e ancak tuvalet olabilecek büyüklükte bir yer... Müzik yine aynı müzik, fakat ses gücü anladığım kadarıyla (aslında hiç anlamam) birkaç " k ü ç ü k " vat.. Gün boyu bulunduğum diskotek lerden sonra buradaki yaşantım bana Boğaziçinde Şirketi Hayriye vapurlarıyla yapılan bir mehtap gezisi kadar sakin geliyor... öteki diskoteklerde yükselttiğim yaş ortalamasını burada dUşüruyorum ve 5060'a kadar indirebiliyorum. Evet yine dans ediliyor ama bu bana dans, gibi görünmüyor. Buradaki tek seyre değer dans garsonların dansı... Daha önceki bir yazımda kullandığım espri yine aklıma geliyor... Bellerinden aşağıya hamam peştemalınabenzer beyaz bir bez sarmış olan garsonlar kasapları anımsatıyorlar.. tlk gelişimizde olduğu gibi (Beysun Gökçin'le birlikte hazırladığımız "Ah Bir Zengın Olsam.. adb yazı dizisi için) hcsabı öderken "kesilenlerin "biz olduğumuzu yeniden farkediyorum. D >ır ıiz iiar y» zarının dayanabileceği son sınır olmalı... Çünkü şimdiki hali bile felâket... Disco dansı kolay, fakat yorucu bir iş.. Durmadan bilinmeyen yönlere doğru büyük bir hızla kolbacak sallamak ne kadar genc olsalar yoruyor gençleri. Hepsi kanter içinde... Bir süre sonra yine yavaş dansa sıra geliyor... Bu kez oturanlar fırhyor, pisttekiler oturuyor... Her tür müziğin meraklısı ayrı. Fakat yavaş dansı da pek kolay sanmayın.. Şimdi gözüm alıştığı için daha iyi görebiliyorum. Epey yorucu oluyor... Bir tür grekoromen gureşine benziyor.. Tek farkı karşı cinsler arasında yapılması. Fakat ses gücünde bir değişiklik yok.. Sadece ritm yavaşlamış.. Bu yüzden gençler arasında romantik söyleşiler kalmamış. Bırakın romantikliği, konuşmuyorlar bile.. Zaten bu Diskoteklerde zaman zaman özel eğlenceler, partiler de düzenleniyor. Böyle durumlarda dans edenlerin keyfine diyecek yok!.. 17