Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İthal malını gözü o i kapab almayın (A I Alındığı gün bozulan oyuncaklar, kutusunaan kırık çıkan cam eşyalar, bozulduğunda onanlamayan elektrikli aygıtlar, evlerde giderek büyüyen işe yaramaz yığınlar oluşturuyor. 1 T~ Elindeki naylon torbanın içinde renklı, cicili bicili bir kutuyla gazelcmizin kapısından içeri hışımla gircn Serkis Salgın adlı okurumu7, çocuğunu sevindirmek için satın aldığı irhal malı bir bahkadamın, daha alındığı gun bozulduğundan yakınıyordu. Bozuk oyuncağı ertesi gün satın aldığı mağazaya geri götüren Serkis Salgın'a oyuncağı ne geri almanın, ne de onartmanın mümkün olmadığı belırtilmışti. Satıcı, üstehk balıkadamı iyice inceledikten sonra, "Sİ7 bunu suya sokmuşsunuz, tabii bozulur" diyerek bir de kustahlaşmıştı. öfke ve çaresizlik içinde bize başvuran Serkis Salgın, "Ben bu balıkadamı ipe asıp havada oynatacak değildim ya... Tabii ki ba lıkadam suyurt içinde yüzdürülür," diyordu. Bir başka gün kapımızı çalan Ayje Bozok, ambalajlı olarak satın aldığı 12 parça cam eşyadan ıkısinin kırık olduğunu ancak eve geldiğinde farkettiğini, kırık parçaları alıp dükkâna geri götürduğünde ise satıcıdan, "Hanıın, bunun imalat yeri Tiırkiye değil ki... Ben senden aldığım bu kırık malları laa Hong Kong'a, ya da Kore'ye gönderip de sağlamıyla değiştiremem ki... Senin zararını ben mi çekeyim? Her müşleri boyle kapıma gelecek olsa, benim bu diikkânın kepenklerini indirmem gerek" yanıtını aldığını dile getiriyordu. Diğer bir okurumuz, yeğeni için ithal malı zıplayan bir kanguru satın almış, ancak /.ıplaması gereken kanguruyu armağan ettiği yeğeni pakeii açtığında, kangurunun tüm çabalara rağmen yerinden bile kımıldamadığı görülmüştü. Neden hem ithal mallarıru satın alıp, ht de şikâyet ediyoruz! Bu soruyu yönelttiğımız şikâyetçi okt Iarımi7dan bir bölümü, özellikle oyunca larda, pek pahalı olmayan renklı, alben mallar bulunduğunu ve çocuklarını sevi dirmek için bunları aldıklannı söylüyorla Oysa çoğunlukla Uzakdoğu ulkelerindı gelen bu ucuz, ama kalitesiz cicıli bic oyuncaklar, alındıktan hcmen sonra kull nılmaz hale geliyor. Buna karşılık yıne a benili, ama pahalı ithal malı oyuncaklar d ha U7un ömürlu oluyor. Ancak onlara erı mek de her babayiğidın harcı değil. Şikâyetçi tüketicılerden bir bölumu is hâlâ Türkiye'de sanayileşmenin çok gerile de olduğu 1950'lerin 7İhniyetiyle, "llh malıysa, mutlaka daha kalilelidir, Turkiye de var olmayan bir ozellige sahiptir" di\ düşünüyor, sonra da çoğu kez sükutu h; yale uğruyorlar. Oysa ycrlı malların kalitesi, Uzakdoğu dan gelenlcre oranla çoğunlukla daha ü tün. Ostelik bu mallar bozuk çıktığında s; tıcı, ithal mallarında olduğu ölçüde ınat< davranmayabiliyor. Çünkü bozuk malı ün tici firmaya gölürüp sağlamıyla değiştirt bilmesi, pekâlâ mümkün. Gcrçi ülkemizd bu uygulama, "lukelicileri şımartmama için" pek yaygın dcğıl, ama imkânsız da st yılmaz. Bize göre, tüketici olarak ithal malı sa tın alırken, gözümüzü dört açmak gerekı «£2 ^ \J Alındıktan kısa sure sonra bozulan saç kurutma makineleri, ütüler, tost makineleri, elektrikli çaydanlıklarla ilgili şikâyetler her geçen gün artıyor, bozuk ıthal malları, ülkemizde giderek büyüyen "bozuk eşya mezarlıklan" oluşturuyorlar... Bu noktada şöyle bir durup düşünmek gerekiyor... yor. Belki Osmanbey çevresinde Christiaı Dior, Dunhill, Yves SaintLaurent gibi ünlı yabancı markaların Türkiye temsilcisi olaı mağazalardan satın alınaıı, ancak fiyatlar astronomik olan ithal mallarının bir guvcn cesi var; ama o mallar da herhalde, Türkı ye'de parmakla sayılabilecek kadar küçül bir kesimi ilgilendircbilir. D İ Çocuğunuzu doğmadan öldürmeyin! Çöpe atılaeak sebzeyi pazarda satı> orlar Sıvas'ın Gemerek ilçesinden okurumuz Özden özbay'ın yazdıkları, "Ucuz mal alacak kadar zengin değilim" diyen İngiliz atasözünü ammsatıyor. Sıvas'ın Gemerek ilçcsinin Yenıçubuk kasabasından bize yazan Cumhuriyet Universitesi Sosyoloji Bölümu öğrencisi Özden Özbay, kasabada her salı günü kurulan pazarda kalitesİ7, bayat ve çuruk gıda maddeleri satıldığından yakınıyor. Özden Özbay'ın mektubunu okuyunca insanın aklına, "Ucuz mal alacak kadar zengin degilim" mesajını veren İngiliz atasözü geliyor. Beslenme uzmanları, özellikle vitamin değerlerı için satın almamız gereken seb7e ve meyvenin bereli ya da çürük olduğu takdirde besin değerini yitirdiğini ve dolayısıyla bu tür yiyeceklere "ucuz" dıye tamah edilmemesi gerektiğini vurguluyorlar. özden özbay, Sivas'ın Gemerek ilçesinden bize şöyle sesleniyor: "Kasabarnızda hcr salı günü pazar kurulur. Bu pazar yerine çevre köylerden köylüler gelir ve kamyonlarla elma, portakal, mandalina, balık gibi yiyecek maddeleri satılır. Ancak satılan bu yiyeceklerden her TOPKAPI 26 HASTANESI Tel 524 19 194hat hangi birini elinize aldığınızda çok kalitesiz olduğunu hemen fark edersiniz. Balıklar bayatlamış, portakal ve mandalinaların yarısı posa olınuş, elmalar çurümüştür. Bunun sebebi ısc satıcıların buyuk tuketim merkczlerinde satamadıkları, ellerinde kalmış çürümüş, işe yaramaz, ashnda çöpe atılacak malları, kasabamızdakı pazar yerine getirip halka satmalarıdır. Satılan malların fiyatları epey ucuzdur. Bunun için de halk, bu meyve ve sebzelere rağbet etmektedir. Ancak sağlığa zararlı olan bu sebze ve meyvelcri satın almak, halk sağlığı açısından üzerindc durulması gerekli bir konu değil mıdir?" D