04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

artnda, dükkânların arka kapılarında gezgin seyyar) ocaklara dönüşerek kahvehaneler ve .alıvc satıcılığı yaşamını sürdürdü. Alaylı'nın Tahtakale (Taht ul Kal'a)deki .ahvehancsinde resnıi ve yarı resmiler yanınla suikast toplantısına katılan başıbozuk ta;ımı o denli cüretkâr, pervasız ve istekli çıkı ki, alınan karar kısa surede tsıanbul'un tllm cahvehanelcrindc yankılandı, fısıltılı yorumara neden oldu. Üsküdar ve Kadıköy iskeleerindeki nıeydan kahvehanelerinde bunun bir ç savaş işareti olduğu, yeni bir mekteplialaylı jlayının ha/.ırlandığı, bu kez bir kısım mekcplinin, yobaz alaylıııın yanında yer alacağı toe sürüldü. Unkapanı'ndaki çardak kahvalenelerinde, kaiil lakıııııııın 35 kişiye suikasıe yetinmeyeceği söylendi. Beyazıt'taki köşklü kahvehane ile mahzen kahvehanelerinde hürriyet ve meşrutiyet yandaşlarının bu kez yakayı kurtaramayacaklaı ı vurgulandı. Eyüp'te kendi adı ile anılan kahvehanede, başında fes, belinde kuşak, bacağında şalvarla peykede oturan Fransız yazar Pierre Loti, taze ateş koydurduğıı nargileyi bir yana itip, yakın doslu Huseyin Cahit'i uyarmaya gitti. "Hanı Yağma" ve " S i s " adlı şiirleri İstanbul'da elden ele dolaşan ozan Tevfik Fikret, suikast ha/.ırlığı haberini Aşiyan'daki evinde, Galatasaraylı iki öğrencisinden aldı. Kayalara oyulmuş bir anıt gibi sessiz ve onurlu ozan hiçbir şey söylemedi. Belki öğrencilerine konu ile ilgili soru yöndtmeyi küçüklük saydı. Gemi, dok ve kum amelesinin Haliç kıyısındaki salaş kahvehanelerinde "Osmanlı'mn baltası kütüğe saplandı yine. Baltayı çıkarmak için kütüğü kanla ıslatacak" iddiaları öne sürülüyordu... Yukandan yapılan tum yönlendirmelere karşın suikast, idam ve cinayetten tiksinen halk tabakalan, kahvehanelere kulak kabartarak gerçekleri öğrenmcye çalıştı. Gerçek ise fısıltılar içinde çalkalamp duruyordu. Kimi ağızlar suikast hazırhğıyla ilgili olarak "Saray'ın kelleistediği"n\ söylerken, kimi de "ısıracak köpek diş göstermez " diyordu. Kasımpaşa'daki Kâtip ömer'in kahvehanesinde "itin ile ktrdırılacağı" savunuldu. Gemi, dok ve kum amelesinin Haliç kıyısındaki salaş kahvehanelerinde "Osmanlı'mn baltası kütüğe saplandı yine. Baltayı çıkarmak için kütüğü kanla ıslatacak" iddiası öne sürülürken, Beyazıt ve Galata kuleleri çevresindeki kahvehanelerde bunu tamamlayan sözler fısıldanıyordu: "Baltayı kütükten kurtarınca Osmanlı 'nın ne yapacağı belli olınaz. Suikastçı güruhunun kellesi giderse, bu Osmanlı 'nın sair Fikret 'le gazeteci Hüseyin Cahit 7 sevdiğinden değildır, boyun vurarak devleti yönetme zihniyetindendir. Sultan Aziz'in katili diye Mithat Paşa'yı boğdurması, Abdülhamit'in amcası Sultan Aziz'i sevdiğinden değildir.. " Yüksekkaldırım'da umumhaneler karşısındaki kahvchanelerde suikast planı üstü örtük onay gördü. Katli uyguıı görülen kişilerin vatan haini farmasonlar olduğu ileri sürüldü. Kahramanlık şiirlerine meraklı biri, Tevfik Fikret'e suikast karannın Mehmet Akif'e danışılmasını önerdi. Buna, Tevfik Fikret için "zangoç" deyimi kullanan Mehmet Akif'in cinayete razı olmayacağı yanıtı verildi. Profesyonel kadınlarla düşüp kalkmaktan ve esrar içmekten kendini bitirmiş bir kabadayı eskisi "Akifsarığa ve halifeye bağlı bir bolşeviktir!" diye bağırdı cırlak bir sesle. Kısaca, birkaç kahvehane dışında, suikast söylentisinin yayıldığı tüm kahvehanelerde zorbalığa karsı bir tavır belirdi. Eminönü Haliç tskelesi dolayında balıkçı, kayıkçı, arabacı, her meslekten zanaatçı ve işsizlerin tıkış tıkış olduğu salaş kahvehanede, iştirakçi Hüseyin Hilmi saatine bakarak ayağa kalktı. Mendil cebinde taşıdığı saat, gümuş ince bir zincirle ceketinin yakasına iliştirilmişti. Pek az kişide bulunan cep saati zarafet ve soyluluğu simgeliyordu. Maraşlı kel hammal Şahali, kapıdan dışarı çıkmak uzeıe olan iştirakçıye yetişip: Hilmı Efendi, zındık suikastçiler seni tele/edecek, dedi. Konuyu bilen Hilmi, "telef" sözüne neşcli bir kahkaha atarak, Ellerini çubuk tutsunlar, zira cepte metelik kalmadı karşılığını verdi. Suikast kararı en çok çalgılı kahvehaneleri kaygılandırdı. Kentte her küçük kıpırtıda çalgılı kahvehaneler kapatılırdı. Müşterilerini cğlendirmek yolu ile para kazanmayı amaçlayan çalgılı kahvehaneler, bugünkü konscr salonlarının, çalgılı bahçelerin ve gazinoların atası sayılabilir. lstanbul'da hır gurlü bir yaşama neden oldukları gerekçesiyle kolluk güçlerinin üzerinde öncmlc durdukları çalgılı kahvehaneler çoğunlukla kısa ömürlü olurdu. Açılıştan birkaç gün sonra kahvehaneye gelen kabadayı takımı hiç yoktan kavga çıkararak kahvehanenin mühürlenmesine gerekçe hazırlardı. Ancak bu, çalgılı kahvehane işleticilerini yeniçeri ağalarının yanına itiyordu. Yeniçeribaşı ya da ağası, koruma altına aldığı çalgılı kahvehaneye yandaşlarıyla gösterişli bir şekilde bali, Karamustafa, Mevlevihane, Hendek tulumbacı kahvehaneleri, Unkapanı kahvehanelcri, Beyazıt'ta Köşklüler'in kahvehanesi, Gedikpaşa'da arabacı ve tulumbacı kahvehanesi, Şehremini SarayMeydanındaPehlivan'ın kahvehanesi, Direklerarası kahvehaneleri, Karagumrük'te Uzun Ahmet'in kahvehanesi, Kasımpaşa'da Kâtip ömer'in kahvehanesi, Horhor'da Abdullah'ın kahvehanesi, Uzunyol'da Tosun'un kahvehanesi, Çeşmemeydanı'nda Hurşil'in kahvehanesi, Yüksekkaldırım'da umumhaneler karşısındaki Yuksek kahvehane, Beşiktaş'ta Paşa'nın kahvehanesıi, Samanpazarı kahvehanesi, Uskudar İskelesi mcydan kahvehanesi, Pangaltı'da Kalfa'nın kahvehanesi. Reşat Ekrenı Koçu bu kahvehanelerle ilgili olarak şu notu düşer: ' 'Bunların içinde en nanılısı Hendek tulumbacı kahvehanesi idi. Faık Bey namında bir tulumbacı turafından donatılırdı. Cuzellik ve ferahlık ıtıbarıyla da Paşa'nın kuhvesi ustune yoktu. " Yaklaşık 150 yıl once lstanbul'a gelen Italyan yazar Edmondo de Amicis, Turklerin kahve duşkünlüğünü şakacı bir dille anlatır: "Galata Kulesi'nin ve BeyazıtKulesi'rıintepelerınde kahve vardır. Resmi daırelerde ve hamumlurda kahve vardır. Çarşılar içinde kahve vardır, tnsun, htanbul'un neresındc bulunursa bulunsun, etrafına hıç bakınadun sudece bağırması ku/idir: Kuhveci!.. Uç dakika sonra önünüzdekı bir fincan kahve tutmeye baslar. " Günlük yazılarında ilstün bir yüreklilikle senin çağrılanna katılmıyor ve kente inmiyordu. Suikast haberi onun Aşiyan'daki yaşamını değiştirmedi. Fikret'in bir avuç seçkin tarafından sevilip tanındığını düşünen suikast hazırlayıcılar, ünunu büyultmemek için öldurme planının onunla ilgili bölümünü ertclediler. lştirak gazetesi sahibi Hüseyin Hilmi (Iştırakçi Hilmi) cinayet tuzağından kurtulamadı. Bir bakıma, Hilmi öldurme planının tek hedefi haline geldi. Kalabalıklara gözupck yaklaşımı, Müslümanlığa getirdiği sosyal yorumlar, içinde bulunduğu ilk Osmanlı Iştirak Par1 tisi'nin giderek >aygınlık kazanması, Hilmi yi "ortadan kaldırma" karannı pekiştırdı. Suikast planının Hilmi ile ilgili bölümünü üzerine alan MUtarckc dönemi polis müdürü Tahsin (lngiliz casusu Tahsin), Yüksckkaldırım kahvehaneleri müdavimi Haydar'ı (Sarayın ajanı Taharrici Haydar) planı gerçekleştirmekle görevlendirildi. Plana gore Hilmi katledilecek ve çirkin bir şekilde kuçuk duşürülecektir. Haydar cinayeti işledikten sonra yakalanırsa, İştirakçi Hilmi'nin kendisine tecavüz ettiğini söyleyecekti. Ancak Haydar'ın önemli bir dileği vardı: öldürme işini, Alaylı'nın çekmecesindeki mavi çelik tabancayla gerçek^ştirmek!.. Bu bir övunç duyma isteğiydi. Haydar, savaşçı bir düzenin yoğun propagandaları içinde yaşıyordu. Taş veya sopa yerine, tabancayla adam vurmak, daha ün ve onur kazandırıcı geliyordu Haydar'a. Suikastin planlayıcıları bunu anlayabilecek erginlikteydi. Alaylı'nın çekmecesindeki beyaz saplı, som mavi çelik tabanca, mumlu sargıdan çıkarılıp ona teslinı edildi. Bir ya da iki mermiden faila yakmaması emredildi. Haydar, Bozdoğan Kenıerleı i dolayındaki bir akrabasının bağ evine gitmekte olan Hilmi'nin önüne çıkıığında saat geceyarısını geçiyordu. Hilmi hafifçe içkiliydi, bir korku belirtisi göstermedi. Daha önce kendisini birçok kez izlemiş olan Taharrici'yı tanıdı. Katil, tabancayı kurbanına göstermek ister gibi, gözlerine doğru uzatıp bir el ateş etti. Fışkıran kan Hilmi'nin yüzünde bir harita oluşturdu. Som mavi çelikten mamul silahtan çıkan yankımalı ses, katili kendinden geçirdi. Az mernıi yakması için yapılan uyarıya aldırmadan, silahtaki tüm mermileri, yerde gözleri açık yatan tştirakçi'nin üstüne boşalttı. Osmanlı tarihinin ilk profesyonel sosyalisti HUseyin Hilmi, ortadan kaldmlmıştı... Yıl 1923, Cumhuriyet'in ilanına henüz birkaç ay var. lstanbul'da işbirlikçi Osmanlı egetnenliğinin sürduğü zor yıl... Kahvehanelerde Mustafa Kemal'in tüm cinayetlerin hesabını soracağı söyleniyor. Beyaz kazbalı som mavi çelik tabancayla işlediği cinayeti Yuksekkaldırım'daki kahvehanelerde pervasızca anlatan Taharrici, yakalanıp çıkarıldığı mahkemede, İştirakçi Hilmi'nin kendisine tecavüz ettiğini söyledi. Yargıç, eski saray ajanının sözlerini kuşku ile karşıladı. Yeni soruşturma ve muayene sonunda katilin yalan söylediği görüldü, 15 yıl ağır cezaya çarptırıldı. Suikasti planlayanların kimi yıırt dışına kaçtı, kimi ters yüz etti... Imparatorluğun son yıllarmda lstanbul'da bir mahalle kahvehanesi. kalem kullanan gazeteci Hüseyin Cahit, dostu Pierre Loti'den suikast haberini alınca soğuk bir ürperti geçirdi. Daha önce kendisi için hazırlanan bir buikast girişiminde yanlışlıkla gazeteci Ahmet Samim öldürülmüştü. Hüseyin Cahit önlem olarak eve giriş çıkış saatlerini değiştirdi. Başına bere takıp Karaköy'den Eminönü'ne kayıkla geçmeye başladı. Suikastçiler, Tevfik Fikret'i, Galatasaray Lısesi dolayında bir sure boşuna beklediler. Lise müdürlüğünden ayrılan Fikret, bir yıldır li gelerck pala asar, kahvehane böylece dokunulmazlık kazanmış olurdu. Ne var ki, koruma altına alma işi giderck yeniçerileri bu kahvehanelere el koymaya ya da kendi adlarına yeni kahvehane açmaya yöneltti. Hemen hepsi olağanüstü süslü ve görkemli olan yeniçeri kahvehaneleri, genellikle Istanbul'un en güzel yerlerine, özellikle deniz manzaralı sur bedenleri üzerine ya da deniz uzerine kazıklarla atılmış salaşlarda kurulurdu. Bu arada şunu belirtmeli ki, her isteyen yeniçeri lstanbul'da kahvehane açamazdı. Yeniçeri Ocağı'ndan bir bakıma ruhsatlı olmak gerekiyordu. Ocağın son yıllarında tstanbul'da kahvehane sahibi olan yeniçerilerin cn ünlüleri, Kulcdibi kahvehanesi sahibi Burunsuz Muitafa, Hendek kahvehanesinin sahibi tersane başçavuşu Darıcalı ibrahimÇavuş, Çardak iskelesi kahvehanesi sahibi 56'lı yoldaşlardan Galatalı Hüseyin Ağa, Toygartepesi kahvehanesi sahibi Tiflisli Ali, Balaban iskelesi kahvehanesi sahibi Kı/ Mustafa, Esirpazarı kahvehanesi sahibi Babadağlı, Hasanpaşa Hanı kahvehanesi sahibi Sarhoş Mustafa, Irgatpazarı kahvehanesi sahibi Turnacı ömer. İstanbııPda yeniçeri kahvehaneleri dışında scmt kabadayıları ve tulumbacılar tarafından korunan çalgılı kahvehaneler de vardı. Yaklaşık yarım yuzyıl önce, Cuınhuriyetin ilk yıllarında da faaliyetlerini sürdüren bu kahvehanelerin en ünlüleri şunlardı: Defterdar iskelesinde Kâhya İsmail'in kahvehanesi, Balat tulumbacı kahvehanesi, Ci Çarşıkapı'dakt "Şark Kahvehanesi", bugün halkın her kesiml içtn bir uğrak yerldir. 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle