24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

REFAH KAPİTALİZMİ ve SOSYAL DEMOKRAT POLİTİKANIN YARATTIĞI SİSTEM tsveç'teki sistemin sürekliliğinde Olof Palme'nin katkılan büyük olmuştur. Ancak her alanda kurumsallaşmış bir yapı gösteren tsveç toplumu, sistemler arası hesaplaşma ve denge süreçlerini yaşasada, büyük bir sapma yapmaksızın, demokratikleşme ve toplumsal gelişme çizgisini sürdürecektir. tedirler. tsveç, piyasa ekonomisine dayalı bir düzende gelişmesini sağlarken, toplumsal politikası, özellikle, çalışanlann gUçlendirilmesine yönelik olmuş, hakça bir gelir dağılımı, toplumsal güvenlik ve eşitlik gibi amaçlar gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Orneğin güntimUzde tüm anayasalarda yer alan çalışma hakkı, lsveç'te olduğu kadar hiçbir Ulkede yaşama geçirilme şansına ulaşmamıştır. unceleri issizlik gibi bir sorunu bulunan lsveç, 1930'lardan sonra bu sorunu büyük ölçüde kamu harcamalarını artırarak çözümlemiş, ancak günümuzde yine %4 dolayında bir işsizlikle karşılaşmıştır. Bugün çalışmak isteyen herkese iş bulunması amacıyla çok geniş caplı bir örgütlenmeye giden Isveç'te meslek öğreniminden, çalışanlann işlerini korumaları için işverenlere ödenecek ücretlerde yardım yapılmasına kadar çok ve çeşitli uygulamaları içeren bir "iş piyasası" politikası uygulanmaktadır. tşsizlik sigortası var olmakla birlikte, herkesin çalışacağı bir işi olması temel ilke olarak alınmakta ve bu yolda çaba harcanmaktadır. tsveç çaüşabilir nüfusun %70'in üzerinde bir oranla çalışma yasamında yer aldığı, bu nedenle ücretliler toplumu tanımına hak kazanan bir Ulkedir. Toplumsal politikalann büyük çoğunluğunun da çalışanlara ve çalışma yaşamına dönük olması doğaldır. Sağlık, yaşlılık sigortası herkesi kapsadığı gibi, konut sorunu çözümlenmiş ve konut kıralanrun Ucretlerin yaklaşık dörtte birini geçmeyecek bir duzeyde oluşması büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir. Sosyal hak ve güvenceler yanında 1970'li yıllarda çalısanlan daha doğrudan etkileyecek bir dizi yasa çıkanlmıştır. tsveç'te çoğulcu demokrasi uygulaması içinde ulusal düzeyden yerel düzeye, kamu kuruluşlanndan endüstri işletmelerine kadar her kesimde örgütlenmiş çıkar gruplarının temsil edilmesi sağlandığından, hemen her konuda katılımcı karar verme mekanizmaları çalıştırılmaktadır. Sosyal hak ve güvencelerin sağlandıgı, çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi uygulamasına geçildiği ve endüstriyel demokrasi alanında da ilerlemeler kaydedildıği bu durumda lsveç'in "işlevsel sosyalizm" denilebilecek bir aşamaya geldiği ileri sürülmektedir. ö t e yandan sağ kanat partileri ve işveren kesimince, tsveç'in sendika ağırlıklı bir "korporatif devlet" durumuna geldiği söylenmektedir. Karşıt görüşler içinde yer alan bu savları ortaya çıkaran gelişmeler nelerdir ve lsveç bu noktaya hangi aşamalardan geçerek gelmiştir? Kanımca üzerinde durulması gereken noktalar bu sorunun yanıtları içinde yer alacaktır. StYASAL YAPININ BELlRLEYİCt ROLÜ lsveç toplum modelini oluşturan ve gelişimini sağlayan başlıca etmenlerin siyasal yapıdan kaynaklandığını söylemek yanlış olmayacaktır. Her ne kadar ekonomik yapının dığer toplumsal sistemleri belirleyici rolU bir gerçekse de, Isveç'te uzun ve sürekli siyasal ıktidarlar ve siyasal kararlar tüm toplumsal yapıyı olduğu kadar ekonomik sistemı de etkileyici bir konuma gelmişti. 20. yüzyılın başında siyasal bıçimlenişi açıklık kazanmış bulunan lsveç'te sağ ve sol partiler olarak iki grup oluşmuştur. Bugün de "sosyalist" ve "nonsosyalist" ya da "burjuva" partileri olarak amlmaktadırlar. 1889 yıhnda kurulan lsveç Sosyal Demokrat İşçi Partisi, işçi hareketinin siyasal parti ve scndikal örgütlenme olarak iki kanadından birini oluşturmaktadır. Bugün de iki kanat arasında yakın ve sıkı bağlar varlığını korumaktadır. Sosyal Demokrat İşçi Partisi SAP karşısında, solda "Komünist Parti", sağda liberal, merkezı ve muhafakâr görüşlerı temsil eden üç parti yer almaktadır. 1914 seçimlerinde en çok milletvekilliğini kazanan SAP, tsveç'in en büyük partisi olmuş ve öncelikle siyasal yaşamın demokratikleşmesi yolunda çaba harcamıştır. 1932 yılından sonra, 1976 ve 1979 seçimleri dışında, sürekli olarak iktidarda olan SAP sosyal demokrat politikasını uygulama olanağı bulmuştur. Siyasal parti ve işçi sendikaları olarak işçi hareketinin lsveç'te Uç aşamalı bir demokratikleşme programı olmuştur. önce siyasal demokrasınin, ikinci aşamada ise sosyal demokrasinin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. ÜçUncU aşamada yalnız gelir dağılımının değil ekonomik gücün de daha hakça paylaşılacağı ve üretim kararlarına halkın katılacağı bir ekonomik demokrasi aşaması amaç olarak alınmıştır. 1975'te gözden geçirilen SAP programında, artık üçüncü aşamaya geçmesi gereken bir toplumun özlemleri yansıtılmaktıdır. Bu programda, yurttaşlann yönctıminde planlı bir kaynak yönetiminden, ücretlilerin işletmelerde karar verme sürecine katılmalarından söz edilmekte ve Sosyal Demokrat Parti'nin ekonomik demokrasi isteklerinin siyasal demokrasi istekleri kadar doğal olduğu vurgulanmaktadır. SOSYAL DEMOKRAT POLtTİKANIN NİTELİCI Bugün ekonomik demokrasiyi yaşama geçirme aşamasına gelmiş, bu yolda adımlar da atmış bulunan tsveç'te sosyal demokrat hareketin amaçları kadar, izlediği politika da çarpıcıdır. 20. yüzyılın başında kendini duyuran bu politika, ılımlı, reformist ve pragmatik ola VfERYEM KORAY ' sveç toplumu ve sosyal demokrat hareket, 1969 yılından bu yana Başba kanlık görevini de sürdüren demokrat, barışçı ve insancıl bir önderini yitirmiştir. Bu önderin, özelliklc, son yıllardaki gelişmelerin mimarı olduğu da açıktır. Gercekten 1970'li yıllar, Is'eç Sosyal Demokrat lşçi Partisi ve tşçi Senlikaları Konfederasyonu'nun benimsedikleri iyasal, sosyal, ekononük demokrasi olarak üç ışamalı demokratikleşme sürecinin üçuncü ışaması olan ekonomik demokrasi yolunda >nemli adunlann atıldığı yıllardır. Ancak Olof *alme, kişisel karizması ne olursa olsun, kendi lışında da sürüp gidecek bir sistemin ürünülür ve kendi katkılarıyla da sistemin surekliiğini sağlamlaştırmış bir önderdir. Bu nedenle, tir bütün olarak ve kendini oluşturan alt sisemleriyle her alanda kurumsallaşmış bir yaM gösteren lsveç toplumu, kendi içinde istemler arası hesaplaşma ve güç dengeleme Üreçlerini yaşasa da, hedeneri ve işleyişi açıından büyük bir sapma yapmaksızın demokatıkleşme ve toplumsal gelişme çizgisini ürdürecektir. lsveçM kurumsallaşmış ve bütUnleşmiş bir sistem konumuna getiren öğelcr belirlidir. Bunlar arasında ekonomik yapının "refah kapitalizmi welfare capitalizm" diye adlandırılan bir aşamaya gelmiş olması, siyasal yapıdaki sosyal demokrat hükümetler ve onların uyguladığı politikalar, toplumda büyük ölçüde "ideolojik uyum consensus"un sağlanrruş bulunması, hemen her kesimde uzlaşmacı politikaların ağırlık taşıması, homojen, iyi eğitilmiş ve bilinçli bireylerden oluşan bir toplum yapısının varoluşu, katılımcı karar verme mekanizmalarının her konuda işletilmesi gibi yapısal özellikler en başta gelmektedir. tsveç toplum modelinin taşıdıği özellikler birçok açıdan inceleme konusu olurken, bir yandan da sistemin kendi içinde ne gibi sınırlar taşıdığı tartışma alanına gelmektedir. tsveç sosyal demokrasi uygulamasının kendi doğal sınırlarına mı vardığı, yoksa yeni dönüşümler mi yaratacağı merak ve tartışma konusu olmakta,dır. Bu tartışmayı kendi içlerinde de yapan sosyal demokratlar, lsveç'in "işlevscl sosyalizm" denilen bir aşamaya vardığını, işçi sınıfı ve sosyal demokrat uygulamalann bu sttreç içinde giderek olgunlaştığını ve toplumun sürekli yenilenerek yeni dönüşümlere doğru sağlıklı bir biçimde yol aldığını ileri sürmek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle