Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ve kardeşlerini de yanlarına alıp, Dahr Vadisi girişindeki küçük tepede toplanırlar... Sabah 7.00 sıralarında tepeye doğru akmaya başlayan insan trafiği, saat 9.00'a doğru iyice yoğunlaşır ve küçük tepenin üzeri bir şölen yerine dönüşür... Yemenli o gün en temiz yöresel giysilerini giymiştir... Süslemeli kemerini ve cenbiyesini kuşanmıştır beline... Eğer varsa, Kalaşnikofu da bir omuzunda asıhdır... Saatler 10'a yaklaştı mı, hafiften hafıften davul sesleri duyulmaya başlar tepenin çeşitli yerlerinden.. Davulların biri büyük (Yemenliler Merfa diyor bu davula) öteki ise daha küçüktür. (Küçük davulun halk arasındaki adı da Tasa'dıc) Ince uzun sopalar, davullar uzerinde inip kalkmaya başladıkça "Afrika tamtamlan"nı anımsatan ritmik bir müzik dalga dalga yayılır bütun tepeye... Sonra Yemenli'nin cenbiye gösterisi başlar... Eller, bellere, cenbiyeiere doğru uzanır... Ve güneşin ışıkları, cenbiyelerin pırıl pırıl parlayan çelikleri uzerinde yansımaya başlar... Ayaklar davulların çıkardığı ritme uyup, düzenli bir şekilde bir ileri bir geri gidip gelirken, kınından çekilmiş cenbiyeler de kıvrak ve zarif daireler çizer havada... Bir süre sonra cenbiyelerin hareketleriyle ayakların hareketleri tam bir uyum sağlar... Bu Yemen halk oyununun Yemen dilindeki adı " B e r a " ise de, halk arasında ona "Cenbiye Dansı" denir... Yine cenbiye ile oynanan ve Yemen dilindeki adı " H ı l k a " olan bir başka oyun daha vardır ki, bizim halayı anımsatır... Şölen tepesindeki oyunlardan biri de, cenbiyeler kınına sokulduktan sonra oynanır ve halk oyunundan çok bir orta oyununu anımsatır... Yine iki davulun çıkardığı ritmik müzik eşliğinde oynanan bu oyunda, iki kişiden biri, bir takke ya da mendili rulo yaparak ağzına alır, öteki oyuncu da müziğe uyan hareketlerle ve yine ağızı ile arkadaşının ağzındaki takke veya mendili kapmaya çalışır. Bu ilginç oyunun adı da "Havsaliye"dir... Eğer o hafta içinde bir düğün olmuşsa, damatlar da arkadaşlanyla birlikte tepeye gelirler... Damadın silahları da, giyim kuşamı da öteki insanlarınkinden çok farklıdır... Bizim Yemen'de bulunduğumuz hafta YoksuUuk.sefaletbileayıramıyor Yemenliyi cenbiyesinden. Çunku çocukluğundan beri kanına islemis cenbiye ajkı. içinde evlenen Nebil Lutf'da o gün, çiçeklerle süslenmiş luks bir Mercedesle geldi tepeye... Omuzunda altın renkli sırmayla işlenmiş kan kırmızısı bir şal, başlığının uzerinde de kuçük, yeşil dal parçalan vardı... Beline hem altın kaplama kılıflı uzun bir kılıç hem de çok değerli olduğu hemen anlaşılan bir cenbiye takmıştı... Sağ elinde ise gıcır gıcır bjr Kalaşnikof tutuyordu sıkı sıkı... öğleye doğru tepenin üzerindeki oyun grupları dördü beşi buldu... Her oyun grubunun çevresinde buyuk bir insan kalabalığı halka oluşturmuş, oyun oynayanları izliyor, onların aralarında dolaşan scyyar satıcılar da bağırarak, susamlı helva, ayva, haşlanmış patates türünden yiyecekler satıyorlardı... Bir süre sonra davul seslerine, uzaktan gelen silah sesleri de karıştı... Silah seslerinin geldiği yere yaklaştığımızda, bir grup gencin ellerindeki otomatik Kalaşnikoflarla karşısındaki tepelere ateş ettiklerıni gördük.. Aralarında taze damat Nebil Lfltf da var... Her ateş açılışından sonra çevredekiler bizim anlayamadığımız sesler çıkarıyorlar... " N e d i r ? " diye sorduğumuzda da, "Mutluluk belirtisidir, mutlulugu kutiamak için ateş ediyorlar?" ga ediyorlar. Şoförlerden biri yerel giysiler içinde ve belinde cenbiyesi de var... lşi dıye yanıtlıyorlar bizi... öğle olunca tepe bir anda boşalıyor... gücü bırakıp kavgayı seyretmeye koyuluBızı oraya götüren şoförümüz Muham yoruz, düşündüğümüz tek şey var o anmed'e "Nereye gittiklerini" soruyoruz. da; acaba cenbiyesini çekecek mı o "Namaz vakti geldi, gidip yıkanmak ge şoför... Yumruklar, tekmeler birbirinı izrek..." oluyor yanıtı... liyor ama kavga süresince cenbiye yerinTepedeki şölenin bitiminden sonra Sa de duruyor... Biz kendimizi kaptırmış na'a'ya döndüğumüzde, guneş tam tepe kavgayı seyrederken, Muhammed yanıye çıkmış sıcak iyice bunalıyor insanları... mıza gelip, sanki düşüncemizi anlamış giTrafiğin çok yoğun olduğu caddelerden bi, "Cenbiye çok gerekirse kullanılır" birinde, iki şoför araçlarından inmiş kav diyor gülerek... D Eskidikçedeğerkavuuyorcenbiye. BusatıcmuıönündekiUrinflyatıise 750011000 TL. arasın YemenUbirerkegincenbiyesiyl*nasılözde}left1ğini,yafamınınaynimazbirparfasıolduğunu da değifiyor. modern araçlann yanmda daha iyi görüyor İnsan. 17