02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yaş başka, yaşlılık başka • • • "Yaşımı pek hissetmem, üslelık her saat başı kendi kendiıge, 'Zavallı yaşlı dostum, 73 yaşmdasın' dıye tekrarlayıp duruyorum, ama kendıme bır tıirlıi yakıstıramıyorum." ANDRE G1DE, 1943 DIŞ HABERLER SERVtSt cesine kadar, yaşlanma süreciyle ilgilı çalışmalar, Andre Gide'ın yaşadıgı dönemde olduğu gibi "hissettiginiz yaşlasıaız" sonucuna dayanıyordu. Yaşlanmayı gerçekleştır e n biyolojik geltşme, kalbin, böbreklerin yanılması ve beyin fonksiyonların ı n yavaşlamasıyla ilişkili bulunarak, "yaşlanma" vücu^ ^y y ?' lanması olarak açıklanıyordu. Ancak son 10 yıl içinde, bilim adamları bu fonksiyon azalmalarının, yaşlanmayla ilişkisi konusunda e:kisi kadar ısrarlı değiller. Newsweek dergisinın son sayısında belirtildiği gibi, araştırmalar, uzmanların birbirinden çok farklı biçimlerde ve süreçte yaşlandıklannı ortaya koyuyor. 60 yaşında bir insan çok "yaşlanmış" olabileceği gibi çok daha uzun süre yaşamış olan bir başkası daha az "yaşlı" olabiliyor. Beyaz SarayTn son evsahibi 75 yaşındaki Başkan Reagan, buna bir örnek olabilir. Harvard Tıp Okulu uzmanlarından Dr. John Ruwe, "Bir genelleme yapamazsınız" diyor. Mac Arthur Vakfı Yaşlanma Araştırma Programı'nı yöneten Dr. Rowe, "Size, 75 yaşında bir adamın kalbi ve şeker hastalıgı var desem, siz bana onun bir hastanede ıni, yoksa bir senato komisyonunda mı uturdugunu soyleyemezsiniz" şeklinde açıklıyor görüşünü. Neden bazı insanlar, diğerlcrinden "daha iyi" yaşlanıyorlar? Olası cevap, iyi genler, iyi alışkanhklar ve iyi şans bileşimi gibi görünüyor. Ancak bu ölçümler somut değil kuşkusuz. Birçok sporcu, oldukça genç yata ölüyor, buna karşılık, sigara ve içki içen birçok kişi de çok ileri yaşlara kadar yaşayabiliyor. Araştırmacılara göre, yukarıdaki sorunun cevabı çok daha karmaşık: Psikolojik, fizyolojik ve çevresel koşullar, in&anın yaşlanma biçimini doğrudan etkiliyor. Yaşlılık bilimi uzmanları, bu konudaki araştırmalarında artık sadece aile genetığini ya da vilcudun fiziksel durumunu incelemiyorlar, bunun yanı sıra yaşamları boyunca geçirdikleri psikolojik evreIeri, örneğin yalnızlıklarını, iradelerinin gücünü de belirlemeye çalışıyorlar. John Rowe'un "yeni yaşlanma" dediği bir araştırma, hastahklar ile yaşı birbirinden ayırmayı amaçlıyor. Mac Arthur Vakfı programında çalışan 15 araştırmacı, genetikten sosyolojiye, psikolojik etkilerden vücudu etkileyebilecek duygu ve düşünce fırtınaJanna kadar her şeyi inceliyorlar. Ekip elemanlanndan nöropsikolog Marilyn Albert, yanıtı beyın fonksiyonlarında arıyor ve "PsikososyaJ değişkenlerı, örneğin hastalığa yol açan davranışlan ve insanların sosyal konumlarını değerlendiriyorum" diyor. Yaşlanmaya yol açan bazı belirgin biyolojik noktalar ise hâlâ araştınlıyor. Orta yaşlarda, akciğer kapasitesi düşüyor, kan damarları darahyor, göz lenslerinın şeffaflığı azalıyor. Ancak araştırmacılar, buna yol açacak belirgin bir hastalık olmadığı sürece ana vücut fonksiyonlarının da bu biyolojik gerilemelerle bağlantılı olarak azalmaması gerektiği görüşündeler. Sonuç olarak, yaşlanma belirtileri olarak bıu n v e ç nm a ABD'de yapılan son araştırmalar, "uzun yaşama' ile "yaşlanma" arasında önemli farklar olduğunu ortaya koyuyof. Orta yaşm altında iki Amerikalı: BHl Peck (62) ve Ed Coplon (47) kofuda iddialılar... 12 Gerontolojik (yaşlılık blUmine illfkin) araftırmalara gore, büyük aileler içinde yaşayanlar ya da guçlu dostluklar kurabilenler, yaflılığın getirdiği sorunlarla daha kolay başa çıkabiliyorlar. Harvard Ünlversitesi Tlp Okulu araftırmacılarından Dr. John Rowe, "Bugünün 60 yaşt, bir nesil öncesinin 50 yaşına eşittir" diyor. linen gelişmelere yeni nedenler bulmak gerekiyor örneğin uzmanlar, ileri yaşlarda deri buruşmasının yaştan değil, güneş ışınlarından kaynaklanabileceğini belirtiyorlar. Baltiınoreda yapılan yeni bir araştırmada, insanların uçtc birinin, yaşlandıklarında böbrek fonksiyonlarıııın değişmedığını ortaya koydu. Geri kalan üçte ikilik bölumde ise, böbrek fonksıyoıılarının çeşıtli oranlarda düşmesının teşhis edilememış hastalıklardan kaynaklanmış olabileceği düşünüluyoı. Kışinin, sigara ve ıçkı ıçmesınden ya da yeterınce hareket etmemesinden kaynaklanan "yıpranma"nın sonuçları, yaşlılık belirtısı olarak gözle görülebilir. Fakır olanlar ya da yalnı/ yaşayanlar, yaşadıklan gerilımın etkısiylc psikolojik sorunlan ya da sağlık problemlerıylc başa çıkmakta zorlandıkları için dertlerinın sonııcunu daha belirgin bıçimde taşıyoılaı bunyelerinde. Güney Kaliforniya Universitesı Gerontoloji ve Bıyoloji Profesöru Ruth Weg, "Bu tıir nedenlerle yaşlanan insanlurın sayısı oldukça fa/la" dıyoı Araştırmalara görc, büyük aileler içinde yaşayanlar ya da kuvvetli dostluklaıı olanlar, sorunlarıyla daha kolay baş ediyorlaı vc la/la derın izler taşımıyorlar. Berkeley'de yapılan bır başka araştırma ise, toplumsal acıdan ı/olc olmuş, yani inzivaya çekilmiş kışılerın hastalığa yakalanma ya da erken ölmc olastlıklarının, diğerlerine oranla daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Gelişmış ülkelerde bu alanda yapılan araştırma ve deneylerin birçoğunda gerılımin, kan basıncını ve kalp atışlarını etkileyen hormonlar salgılanmasına yol açtığı görülüyor. Gcrilim ayrıca, vucudun bağışıklık fonksıyonlarını da özellikle hastalıklarla savaşan akyuvarları etkileyerek zayıflatıyor. Bu değerlendirmelerin çoğu, hayvanlar üzcrinde yapılan deneylere dayanıyor, ancak aynı konuda insanlar üzerinde de birtakım araştırmalar yapılıyor son yıllarda. Eşi ölen bir Amerikalı Uzerindeki deney, karısının ölUmünden sonraki 14 ay içinde, akyuvarların duzeyini düşüren ve vücudun direncinin azalmasına yol açan hormonlarda önemli bir artış olduğunu belırledi. Calıfornia Üniversitesi yardımcı profesörlerinden Meredith Minkley, 1977 yılında, öğrencileriylc birlikte bir araştırmaya başlamıştı. GUçsUz, hastalıklı ve toplumdan izole bıçimde San Fransisco'da bir otelde yaşayan yaşlıları ele alan grup, bu otel sakinlerine aralarında bir sistem, iletişim ve bırlik kurmalarına yardım ettiler. Ayrıca tehlike anında ya da acil tıbbi sorunlarda müdahale edecek bır de "giivenlik evi" kurdular. 9 yıldır sürdürülen çahşmalar sonucunda, beyinsel psikolojik durumlarda ve fizyolojik sağlık açısından Tandcrloın Oteli sakinlerinde büyük gehşmeler görüldü. Klinik çahşmalar, "uzun yaşama" ile "yaşlanma" arasında önemli bir fark olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle de herkes içın, yaşam boyunca içinde bulunduğu farklı koşullar nedeniyle "yaşama ve yaşlanma siireci" farklılık gösteriyor. Ruth Weg, "Gerçek bence şu; eger mııtlu yaşarsak, gcnelde olaysı/ bir yaşamımız olursa, kotu olaylann etkilerini haflf atlalabilirsek, belki başka bir haslalıktan ölürür, ama az ynşlanıri7" diyor. Bu görüş, bılınçli ya da bilinçsiz olarak son yıllarda epey taraftar topluyor. Uzmanlar, 60 yaşın üzerindekilerin spora eskiye oranla daha fazla merak sarmalannın bu duşunceden, yani "Hissettiğim yaştayım" ilkesındcn kaynaklandığını ve en azından "Kcndini genç hissetmeye çalışma" çabası içinde olduklarını belirtiyorlar Dr. Rowe şöyle diyor: "Bugun 60 yaşında olanlar, kendilerini 10 >ıl nnresinin 50 yaşındakileri gibi hissediyorlar, kısavası insanlar 10 yıl gençleşiyor." Kötü, ama kaçınılmaz bir gerçek var. O da, insanların öyle veya böyle er geç yaşlandıkları. Ama hâlâ bır ıımut var: Bilim dünyası ılerledikçe, insanük daha mutlu yaşlanacak. D } | ı |
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle