Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
cevatcapan33@gmail.com Edith Södergran / Şiirler Çeviren: Elif Firuzi İ sveç’in ilk yenilikçi şairlerinden Edith Södergran 1892’de St. Petersburg’da doğmuş, Finlandiya’nın İsveçce konuşulan güney doğusunda yaşamış. Yedi dil bilen şair ilk gençlik yıllarında Almanca şiirler yazmışsa da, olgunluk dönemi şiirlerinin hepsi İsveçcedir. Bu şiirlerde yoğun bir duygusallık ve düzensiz bir dünyanın ince bir sezgisellikle dile getirildiği görülür. Södergran 1923’te genç yaşta veremden ölmüş. HİÇ Sakin ol çocuğum, hiçbir şey ebedi değil, her şey görüldüğü kadardır: orman, duman, akan raylar. Bir yerlerde, uzak ülkelerden birinde daha mavi bir gökyüzü vardır, güllerle kaplı bir duvar palmiye ağacı ve ılık rüzgârama hepsi bu. Daha başka bir şey yok çam ağacının dalındaki kardan, sıcacık dudaklarla öpecek bir şey yok, zaten bütün dudaklar zamanla soğur. Fakat sen, benim kalbim güçlüdür diyorsun, çocuğum ve beyhude yaşamak ölümden aşağılayıcı. Ne umuyorsun ölümden? Onun hırkasının yaydığı tiksintiyi bilir misin? Ve kendi eliyle ölümden daha korkunç hiç bir şey yoktur. Sevmeliyiz, hastalıklı uzun saatlerini hayatın, yıllarca mahsur kalmış arzularımızı çölün çiçeklendiği kısacık anlar kadar. BİR HAYAT Yıldızların ulaşılmazlığı kesin herkes biliyorama ben her mavi dalgadan neşe derlemekten ve her gri taşın dibinde huzur aramaktan vazgeçmeyeceğim. Asla yakalanmayacaksa mutluluk, hayatın ne anlamı var? Kumda solan nilüferin iflas etmişse doğası? Dalga kumsalı yıkar geceleri Ne arar örümceğin ağında bir böcek? Ne yapar sayılı saatleriyle mayıs sineği? (Boş bedeni üstünde kırışmış kanatlarıyla.) Siyah beyaza dönüşmeyecek asla yine de yaşamın rayihası uçup gitmez, her sabah taze çiçekler yeniden boy verdiği için cehennemden. Bir gün gelecek yeryüzü boşaldığında, gökler çökecek ve her şey nihai suskunluğa erişecek hiçbir şey olmayacak, mayıs sineğinden başka katlanmış bir yaprak içinde ama bilmeyecek hiç kimse. AY KARAR Nasıl da muhteşem ölü olan her şey ve söze dökülemez: ölü bir yaprak, ölü bir insan, ve çemberi Ay’ın. Ve bütün çiçekler ormanların koruduğu bir sır taşır: Ay’ın Dünyamız etrafındaki dönüşü ölüm yoludur. Ve Ay örer çiçeklerin sevdiği sihirli ağını Ve Ay örer yaşayan her şeyin etrafına muhteşem ağını ve geç saatlerinde sonbahar gecelerinin Ay’ın tırpanı biçer çiçekleri ve ebedi bir arzuyla bütün çiçekler Ay’ın öpücüğünü bekler. YILDIZLAR Gece olduğunda basamaklarda durup dinliyorum, yıldızlar üşüşüyor bahçeye ben karanlıkta bekliyorum. Duydun mu bak, bir yıldız düştü şıngırtıyla! Çimenlerde çıplak ayakla dolaşma; Bahçem kırılmış yıldız dolu. Ben müthiş olgun bir insanım, gel gör ki kimse tanımıyor beni. Arkadaşlarım yanlış bir kanı oluşturuyor hakkımda. Ben uysal biri değilim. Uysallığımı kartal pençelerimle dengeledim, evet yaptım. Ah kartal, kanatlarının uçuşunda nasıl bir tatlılık var. Her şey gibi suskun mu kalacaksın? Yoksa şiir yazmak mı istersin? Bir daha asla yazmayacaksın. Her şiir yırtılışı olacak başka bir şiirin, şiir değil ama pençe izleri. BİR AĞAÇ GÖRDÜM (E. SÖDERGRAN’IN YAYIMLANAN ILK ŞIIRI) GÜNEŞ SİSTEMLERİNDE YAYA GEZİNTİ Yürüyerek dolaştım Güneş sistemlerini bir parça ipliğini bulana kadar kırmızı elbisemin Hissediyorum şimdiden benliğimi. Kalbim buralarda bir yerde asılı, kıvılcımlar saçıp, havayı silkeliyor öteki ölçüsüz kalplere. Bir ağaç gördüm, bütün ağaçlardan daha büyük ve erişilmez çam kozalaklarıyla dolu; büyük bir kilise gördüm, giriş kapısı ardına kadar açık etrafta yürüyenlerin hepsi solgun, dayanıklı ve ölmeye hazır; gülümseyen bir kadın gördüm, yüzü boyalı şansıyla kumar oynadığını gördüm kadının ve kaybettiğini gördüm. Bir çember çiziliydi bunların etrafında, hiç kimse çizgiyi aşmıyordu. 36 20 Haziran 2019