Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BUKET ÇETİN’DEN ‘BABAM KURBAĞA OLDU’ Aile üzerine düşsel yolculuk Buket Çetin romanının kahramanları Petek ile Çiğdem’i iyi tanıyor. O yaş grubunun psikolojisine, sözdizimine, davranış biçimlerine uzak değil. AYDOĞAN YAVAŞLI Y ıllar önce yayımlanan bir yazımda ülkemizde çocuk edebiyatı türünde yayımlanan kitapların azlığından yakındığıma rastlayınca doğrusu çok şaşırdım. O saptayım o günler için doğruydu belki, fakat bugün için bana öyle gelmiyor. Çocuklar için yazan yazarlarımız sanıldığından da çok. A’dan başlayıp Z’ye kadar sayabilirsiniz. Saymasına sayabilirsiniz de “kitap” adı altında yayımlanıp piyasaya sürülenlere nicelik değil de nitelik açısından baktığınızda ülkemizdeki çocuk edebiyatının zenginliğinden söz edebilir misiniz? Ben edemiyorum. Edemememin sebebi, elime aldığım, gözü mün erdiği bazı kitapların yayımlanma nedeninin liyakat değil de ahbapçavuş ilişkileri olduğunu bilmem, tanıklığım ya da inanmam. Hele yayımlanan birçoğunun ülke gerçeklerinden kopukluğu, içler acısıdır. Buket Çetin’in Altın Kitaplar Yayınevi’nden çıkan Babam Kurbağa Oldu adlı kitabını, kurgusu ve içimizi acıtan “final”i ile üstü örtülmek istenen bir gerçeğimize dokunduğu için önemli buldum. Ekleyeyim: Buket Çetin, romanının kahramanları Petek ile Çiğdem’i iyi tanıyor. O yaş grubunun psikolojisine, sözdizimine, davranış biçimlerine uzak değil. Hangi durumda hangi tepkileri gösteriyorlar; yakından görüp tanımış, metni zorlayıcı abartılara yüz vermemiş. BAHÇEDEKİ KURBAĞA Aslında ve şöyle yüzeyden baktığınızda roman birkaç cümle ile özetlenebilecek gi bi görülüyor. Petek, arkadaşı ile bir okul dönüşü evlerinin bahçesinde bir kurbağa bulur. Petek, o kurbağanın uzun zamandır evde göremediği babası olduğunu kabullenip onu dost edinir. Başından geçen ya da hayalini kurduğu her şeyi o kurbağaya anlatır. Bu şekilde süren macera, bir süre sonra Petek’in gerçeği öğrenmesiyle sona erecektir. Bir gün ailecek bir arabaya binip kent dışında bir yere giderler. Üst yoklaması, tarama cihazı, göz merceği okuması derken kafeterya gibi bir yerde otururlar. Az sonra babası gelir, sarılıp öpüşürler. Annesi, Petek’in bir kurbağayı babası yerine koyup onunla dertleştiğini söyleyince babası, kurbağa değil de bir kuş olup uçmak istediğini söyler. Böylece okur, Petek’in babasının bir tutukevinde olduğunu anlar. Babam Kurbağa Oldu, “aile bağları, arkadaşlık, özlem ve düşsel yolculuklar üzerine sıcacık bir öykü” gerçekten. Çocuk okurlarına bu topraklarda yaşayan ve bugün artık orta yaşlarını süren insanların bir zamanlar birbirlerine bütün yürekleriyle selam verdiklerini, dost olabildiklerini, komşuluk ilişkisi içinde birbirlerinin dertlerine ortak olduklarını hatırlatıyor. Zaten kitabı “sıcacık” kılan, bu özelliği: Yani insan ve ülke gerçeğinden uzakta durmayışı. Babaları kumpaslarla haksız yere içeri tıkılmış çocuklar yok mu? Baba özlemini (Buket Çetin’in fantastik bir biçimde dile getirdiği gibi) daha başka şeylerle doyurmaya çalışan çocukların varlığından habersiz mi yaşayacağız? n Babam Kurbağa Oldu / Buket Çetin / Altın Kitaplar / 128 s. / Şubat 2019 ANOOSHİRVAN MİANDJİ’DEN ‘FİLOZOF MEŞE’ Her şey düşünce ile başlar Filozof Meşe, çocuklara çözüm ararken vazgeçmemelerini, soru sormalarını ve farklı çözüm yolları aramaları gerektiğini öğütlüyor İllustrasyon: Rafael Lopez NIL GÜNER B üyük bir ormanda bir meşe, öteki meşelerin köklerindeki suyu ona bırakmaları karşılığında büyüyerek onları güneşten koruyacağına söz verir. Ormandaki meşeler ona inanırlar ve gün geçtikçe büyüyen meşe artık aşağıdaki meşeleri görmemeye başlar. Zamanla öyle büyür ki şemsiye gibi gökyüzünü kapatır ve orman hiç güneş görmemeye başlar. Güneş görmeyen öteki meşe ağaçları solmaya ve “ümitsizliğe” mahkum olurlar… Zamanında tüm yetkiyi ona veren meşeler pişman olurlar ama artık çok geçtir. Tam bu noktada küçük bir meşe soru sormaya başlar. Küçük meşenin sorularıyla öteki meşeler de kendini sorgulamaya başlar. Samanadam, Muz Cenneti ve Süzme Fel sefe kitaplarının yazarı, Küçük Kara Balık başta olmak üzere Samed Behrengi kitaplarını çeviren Anooshirvan Miandji, Filozof Meşe kitabıyla çocukları sorgulamaya yönlendiren akıcı bir hikâye anlatıyor. Onlara haksızlığa uğradıklarında, adil olmayan bir durum olduğunda vazgeçmemeleri, mücadele etmeleri gerektiğini gösteriyor. Yaşadığımız dünyada herkesin eşit haklara sahip olduğunu, haklarını savun(a)mayanların da sesi olmamız gerektiğini çocuklar Filozof Meşe’den okuyor. KURTARICI SİZSİNİZ Filozof Meşe’nin çocuklara bir mesajı var: Herkesten, her şeyden umudunuzu kestiğiniz bir anda belki de kurtarıcı sizsinizdir. Küsmekten, kabullenip köşeye çekilmekten başka bir yol daha var, mücadele etmek! Filozof Meşe kitabı, çocuklara çözüm ararken “farklı bir sonuç beklemek için neyi farklı yapmalıyım?” sorusunu sormayı öğretiyor. Kimse inanmadığında bile vazgeçmeyen, sorgulayan, düşünen farklı çözüm yolları arayan küçük meşelerin yetişmesi için yazılmış bir kitap. Başaracağına inanan bir meşenin motivasyonunu hiç kimse yok ede mez. Önemli olan umudunu kaybetmemektir. Filozof Meşe çocuklara her şeyin düşünme ile başladığını ve eğer bir düşünce doğruysa yolun kendiliğinden açıldığını anlatıyor. n Filozof Meşe / Anooshirvan Miandji / Çizen: Candan İşcan / Bilgi Yayınevi / 64 s. / 2018 32 20 Haziran 2019