15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KITAP l BEBEK l ÇOCUK [email protected] l GENÇ BURCU YILMAZ l HAFİZE ÇINAR GÜNER l SİMLÂ SUNAY TAŞ KÂĞIT MAKAS Çocuklar sözcükleri, düşe hayale bulayabilmeli HAFIZE ÇINAR GÜNER K umkurdu’ndan Pippi Uzunçorap’a, Elveda Bay Muffin’den Mumi’ye, Mö Anne’den Pettson ve Findus serisine kadar birçok nitelikli çocuk kitabını dilimize kazandıran, bizlere İskandinav çocuk edebiyatının kapılarını açan çevirmen Ali Arda bu hafta sayfamızın konuğu. “Çok satan kitap, gittikçe daha fazla, iyi kitabın eşanlamı oluyor” diyen Arda ile çocuk edebiyatıyla yetişkin edebiyatı arasındaki çizgiyi de konuştuk. n Çocuk yazını alanında sizi Kumkurdu çevirilerinizle tanımıştım. Aslında bu konuda yalnız olmadığımı düşünüyorum. Asa Lind’in bu serisi duru ve şiirsel dili, felsefi iletisiyle çok sevildi. Ama sizin çeviri maceranız çocuk kitaplarıyla başlamamış, nasıl başladınız çeviriye? İsveççeyi daha çok okuyarak öğrendim diyebilirim. Okuduğum kitapları da dili çevirerek öğrenmek iyidir diye duyduğumdan çevirmeye çalışıyordum. Bu bir çeviri deneyimi kazandırdı. Seksenli yılların sonlarına doğru sosyalist solun düşünce hayatını destekleyecek bir yayınevi düşünülüyordu. Benim ne katkım olur diye düşünürken aklıma çeviri geldi. İlk çevirdiğim kitap, kimilerinin kışkırtıcı pesimist, kimilerinin kıyamet filozofu dediği, Georg Henrik von Wright’in İlerleme Miti kitabıydı. Adam Michnik, Jacek Kuron ve Vaclav Havel’in atmışlı yıllarda yazılmış, İsveççeye çevrilen makalelerinin olduğu bir kitabı da çevirmiştim. Bunlar yayımlanamadı. n Pek çok farklı türde ve yaş grubuna yazılmış kitapları çevirmiş biri olarak çocuk kitabı çevirmekle yetişkin kitabı çevirmek arasında ne fark var? Çocuk edebiyatını yetişkin edebiyatından farklı kılan ne sizce? Kendi deneyime dayanarak “çocuk kitabı”nın daha çok özen gerektirdiğini söyleyebilirim. İyi yazılmış bir “çocuk kitabı”nda sözcüklerin çok kapılı olduğunu, bu sözcükleri başka dile çevirirken bir anlama açılan tek kapılı sözcükler kullanmanın kitabı perişan ettiğini düşünüyorum. Sözcüklerin tören kıtası gibi önlerini ilikleyerek dizilmemesi, tozdan topraktan sakınmaması gerekiyor. Çocukların sözcükleri canlarının istediği gibi giydirmesi, soyması, düşe hayale bulayabilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yetişkin sözcüğüyle neyin tarif edildiğini anlayamadığımdan, edebiyatıyla kastedilenin de ne olduğunu anlayamıyorum ya da anladığım şey beni ürkütüyor. Bu sözcük bir hali işaret etmekten çok bir değer yargısını ifade ediyormuş gibi geliyor, bir şeyi açıklamaktan çok örten, olduğundan başka bir şekilde ve yerde gösteren, yapıştırıldığı insanı, tıpkı bir savaş madalyası gibi niyeyse sevindiren bir şey. Kısaca iyi ve kötü yazılmış kitapların olduğunu düşünüyorum, başka bir şey değil. Örneğin Tove Jansson’u okurken bu “çocuk edebiyatı” mı yoksa “yetişkin” mi diye düşündüğümü hatırlamıyorum. n İskandinav ülkelerinde çocuk kitabı yazarları genel olarak hangi konuları işliyor? Onların çocuk edebiyatının sorunsalı neler? İskandinavya’da hiçbir konu çocuklardan kaçırılmıyor. Gözlerinin gördüğü, kulaklarının duyduğu her şey yazılıyor. Ancak çocuk edebiyatı, öteki birçok yerden belki daha yavaş olsa da, pazara uyum sağlıyor. Çok satan kitap, gittikçe daha fazla, iyi kitabın eşanlamı oluyor. İYİ KİTAP NEDİR n Peki, çocuk için “iyi kitabı” tanımlamanızı istesem… Büyüklerin okulda, sokakta, evde çocuklara verdiği “iyi çocuk ol” öğütlerini, kitap kılığında tekrarla “Sözcüklerin tören kıtası gibi önlerini ilikleyerek dizilmemesi, tozdan topraktan sakınmaması gerekiyor.” mayan, onlara inceden ya da kabadan “ama çocuklar çocukluk yapmayın” demeyip, çocukluk yapın tadından yenmez diyen kitaplar iyi kitaptır. EDİTÖRÜN ROLÜ n Donanımlı bir editörle çalışmak biz yazarlar için çok kıymetli. Bu durumun çevirmenler için de farklı olmadığını düşünüyorum. Üstelik pek de yaygın olmayan bir dilden çeviri yapıyorsunuz. Çeviri eserlerde editörlerin rolünü sormak isterim size… Çoğu editör kitabı, varsa, İngilizce, Almanca ya da Fransızca çevirisinden kontrol ediyor. Her çevirmen kitabı kendi dili, anıları, deneyimiyle, birikimiyle yorumladığından bu ciddi bir soruna yol açıyor. Ama asıl sorun dil, gramer, anlam komiserliğine soyunmuş editörler oluyor. Çevirmeni ve çeviriyi rezil olmaktan kurtaran editörlerin varlığını unutmuyorum tabii. n Çevirmenlerin haklarının korunabildiğini düşünüyor musunuz? Çeviri sözleşmelerinin çoğu kölelik sözleşmesi gibi. Çevirmeni bütünüyle yayınevinin çıkarları ve paşa gönüllerine terk eden sözleşmeler var. Çevirmenler Birliği’nin üyesi değilim ama çevirmen haklarını korumak için çabaladıklarını biliyorum. TÜRKİYE'DE DURUM n Türkiye’deki çocuk edebiyatını konu, izlek, dil, resimler, çeviri ve editörlük alanlarında nasıl değerlendiriyorsunuz? Çocuk edebiyatının uzun yıllar, birkaç istisnayla, kurucu düşüncenin hizmetinde olduğunu düşünüyorum. Kitapların yanlarına yaklaşan çocukları sembolik değerlerle doldurup “çocukluk etmekten” “kurtardığını”. Doksanlı yıllar ve sonrasında başarılı yazar ve çizerler çıktı tabii. n Son olarak Pettson ve Findus serisinin Türkçe baskılarına bu sayfalarda yer vermiştik. Serinin Türkiye’de basılmayan kitaplarını da sizin ağzınızdan dinlemek isteriz. Pettson ve Findus hayranlarına yakında bir sürpriziniz var mı? Serinin yayımlanmamış birkaç kitabı daha var; Horoz Zamanı, Zavallı Petsson, Noel Baba Makinesi, Petsson’un Ziyaretçisi Var hatırladıklarım. Dinozor Çocuk serinin tamamını yayımlayacak. n 26 16 Mayıs 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle