Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ALEV COŞKUN’UN ARAŞTIRMASI Asker İnönü Tarih Mustafa Kemal’i nasıl “Tek Adam” olarak doğurmuşsa Mustafa İsmet’i de “İkinci Adam” olarak hazırlamıştır. Bu iki insanın kaderi Türkiye’nin kurtuluş kuruluşunda buluşur. OSMAN SELIM KOCAHANOĞLU A lev Coşkun’u erken Cumhuriyet üzerine yazdığı ondan fazla kitabıyla tanıyoruz. Biz ondan bir Atatürk biyografisi beklerken, karşımıza başka bir çalışmayla çıktı: Asker İnönü. Kitaba önce “İki Mustafa” adını koymayı düşünmüş. Mustafa Kemal ile Mustafa İsmet’i ayrı düşünmek gerçekten de imkânsız gibidir. Tarih Mustafa Kemal’i nasıl “Tek Adam” olarak doğurmuşsa Mustafa İsmet’i de “İkinci Adam” olarak hazırlamıştır. Bu iki insanın kaderi Türkiye’nin kurtuluş kuruluşunda buluşur. Kurtuluş ve kuruluş mücadelemizde İki Mustafa’dan birisi her şeyi yöneten baş oyuncu, öbürü onun en güçlü yardımcıdır. Birinci Dünya Harbinde beraberler, Milli Mücadelede beraberler, saltanat kaldırılırken beraberler, Lozan’ın kurtlar sofrasında beraberler, Cumhuriyetin ilan gecesi gene beraberler. Bu beraberlik devrimler boyunca da devam eder. Biri kurtarıcı ve kurucu önder, öteki kesintisiz 14 yıl onun Başvekili... Kısacası Tek Adam ile İkinci Adam erken cumhuriyette tarihin buluşturduğu iki insandır... Hem ihtilal hem devrim yıllarında bu kadar uzun süreli beraberlik, devlet ve siyaset hayatında nadir görünen bir durumdur. Bundan dolayı İsmet Paşa’nın askeri ve siyasi hayatı incelenirken Sarışın Paşa’yı ondan ayrı düşünmek mümkün olamıyor. Alev Coşkun’un vurguladığı da bu... Sunuş bölümünde yazıldığına göre, Alev Coşkun çalışmasının bir cilde sığmayacağını anlayınca üç cilde ayırma gereği duymuş. Elimizdeki birinci cilt İsmet Paşa’nın askeri hayatına ayrılmış. Genç subaylık yıllarından başlayıp Mudanya Mütarekesi ile sonlanıyor. Yemen’de başlayan genç kurmaylığı Balkan ve Birinci Dünya Harbinde devam eder. Şark cephesinde ordu kurmay başkanı, Suriye Cephesinin en kritik günlerinde kolordu komutanıdır. Mustafa Kemal ile tanışması ve ast üst ilişkisi Şark Cephesinde başlar. Kuşkusuz bizim için asıl önemlisi İsmet Paşa’nın Milli Mücadeledeki Batı Cephesi Komutanlığıdır. Düzenli orduya geçilmiş, Sakarya zaferi ve Büyük Taarruzu Mustafa Kemal ile bizzat yönetmiş, zafer sonrasında Mudanya Mütarekesi ile de askeri kariyerini tamamlamıştır. Mondros Mütarekesi nasıl imparatorluğu çöküşe götüren felaket belgesi ise, Mudanya da zaferin ve yeniden dirilişin simgesidir... Gene sunuştan öğrendiğimize göre, kitabın ikinci cildi Lozan’a ayrılmış, başlığı da “Diplomat İnönü”. Üçüncü ciltte ise cumhurbaşkanlığı dönemindeki İnönü portresini “Devlet Adamı İnönü”de okuyacağız. KESİŞEN YOLLAR Asker İnönü’de yaşanan olaylar anlatılıp bir İnönü profili çizilirken, en heyecanlı olaylarda bile romantizme sapılmadığı görülür. Örneğin Sakarya ve Büyük Taarruzun en heyecanlı sahneleri anlatılırken akademik gerçekliğe uygun bu üslup kullanılır. Bu yöntemi Alev Coşkun’un önceki kitaplarında da görebiliriz. Bu anlatım biçimi, güven verici ve olumlu bir özellik olarak karşımıza çıkıyor. 600 sayfalık kitap 29 bölüme ayrılıyor. İsmet Paşa’nın ailesi, genç kurmaylık yılları ve cephe görevleri ayrıntılarıyla ele alınıyor. Daha genç subaylık yıllarında kurmay zekâsı kendini göstermiş, ilk yıldızı Ahmet İzzet Paşa’nın Yemen seferinde parlamış, Birinci Dünya Harbinde gene aynı paşanın emrinde 2. Ordu kurmay başkanlığı yapmıştır. İsmet Paşa’nın Mustafa Kemal ile yolları burada kesişecektir. Suriye cephesinde Mustafa Kemal 7. ordu komutanı, Miralay İsmet onun emrinde kolordu komutanıdır. Eski Komutanı Ahmet İzzet Paşa sadarete gelmiş ve Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. İstanbul’a dönen Miralay İsmet artık askeri bürokrasinin tepesinde Harbiye Nezareti müsteşarıdır. Tevfik Paşa sadaretinde “İstihzaratı Sulhiyye” Komisyonuna atanır. Bu komisyon Osmanlı Devletinin Paris Barış Konferansına sunulacak teklifleri hazırlamakla görevlidir. Komisyonun önerileri Büyük Devletler tarafından dikkate alınmayarak Sevr Antlaşması dikte ettirilmiştir. Ne var ki İsmet Bey açısından bu küçük deney Lozan’ın ön hazırlığı sayılabilir. Asker İnönü’de oldukça ilginç olaylar ve biyografi bilgileri mevcuttur. İsmet Paşa’nın özel yaşamı ve aile hayatı da bölümler içinde parça parça verilir. Birinci Dünya Harbindeki ordu kurmay başkanlığı ve Sina Cephesindeki 3. Kolordu Komutanlığı ve Mütareke günleri... İnönü’nün Ankara’ya geliş macerası ve ilk TBMM hükümetinde kabineye girmesi... İç isyanlar ve düzenli or duya geçiş... Sakarya harbinin arka planı... Ve elbette Büyük Taarruz... Milli mücadelenin başarıya ulaşmasında, yaşanan çok sayıdaki ilginç olayda İsmet Paşa’nın rolü hep birinci plandadır. Batı Cephesinde yaşananların her aşamasında, İsmet Paşa Mustafa Kemal beraberliği bulunur. Büyük Taarruz öncesinde küçük evladı “İzzet” vefat ettiği halde cephede morali bozulmasın diye ailesi kendisine bildirmemiştir. İsmet Paşa portresi ardında işte böyle anılar da mevcuttur. PORTRELER Bu çalışmada sadece İsmet Paşa’yı bulmuyor sahnedeki öteki portreleri de okuyoruz. Bulamadığım bir noktayı kısaca belirteyim: Bu da Londra Konferansı öncesi Ahmet İzzet Paşa’nın Bilecik Mülakatıdır. Bu olay hem Mustafa Kemal hem İsmet Paşa hem de İzzet Paşa karakterini tanıma açısından oldukça önemlidir... İzzet Paşa İstanbul hükümetinin Dahiliye Nazırı olarak, Sevr’i biraz yumuşatmak ve Ankara’nın ağzına bir parmak bal çalmak için İngilizlerin isteğiyle Bilecik’e gelmiş (5 Aralık 1920), Mustafa Kemal de İsmet Paşa ile onu karşılamıştı. İzzet Paşa, Mustafa Kemal ve İsmet’in eski komutanı olarak kendine güveniyordu. Ama köprünün altından çok sular geçmişti. Biri TBMM reisi öteki Garp Cephesi Komutanıydı... İzzet Paşa zoraki olarak Ankara’ya getirilip üç ay misafir edildi. Misafirliği sırasında İzzet Paşa ile üç kere görüşen İsmet Paşa, eski komutanına cepheden gönderdiği mektupta: “... Eğer İstanbul’a gidince istifa etmezseniz kepazelik ederiz...” diye tehdit ediyordu. Mesele vatan meselesiydi... İsmet Paşa, İstanbul’un kul köle siyasetine karşı kuvayı milliyenin çetin cevizi olmuştu... Son yıllarda tek parti dönemiyle ilgi bazı akademik çalışmalar görülse de, kapsamlı araştırmalara halen muhtacız. Çıkacak öteki ciltler de düşünülürse Alev Coşkun’un bu boşluğu doldurmak için iddialı ve ağır bir yük altına girdiğini söyleyebiliriz. n Asker İnönü / Alev Coşkun / Kırmızı Kedi Yayınları / Aralık 2018 / 612 s. 20 28 Mart 2019