05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> ideolojik bir söylemin parçası hâline geldiğini, yeniden tanımlama girişimleri arasında DoğuBatıTürklük üçgeninde kimliğini yitirdiğini, suların nispeten durulmasının ümit edildiği yıllarda ise Zeki Müren gibi ikonik bir ismin kariyerinin de gösterdiği gibi yüksek kültürpopüler kültür tartışmalarının ortasında kaldığını ayrıntılarıyla gözler önüne seriyor. Kanlı Bir Kış Gecesi / Marcus Sedwick / Çeviren: Kübra Tekneci / Epsilon Yayınevi / 228 s. Aşk, tutku, dehşet, savaş, fedakârlık, şefkat, korku ve güzellik. Yüzyıllara yayılan yedi öykü ve aralarında gizemli bir bağ. Tuhaf keşifler yapan bir arkeolog, kendini evinden çok uzakta bulan bir pilot, bir ressam, bir hayalet, bir vampir ve ejderhaya benzeyen bir çiçek. Cenneti andıran Kutsal Ada’da hangi sırlar saklı? Kurban törenleri. Hep kaybedenler. Gözlerini bambaşka hayatlara açanlar. Çağlara yayılan bir döngüyü bozacak kadar güçlü ne var hayatta? Marcus Sedwick, okurları korku yüklü roman dünyasına bekliyor. Bukalemun / Nuray Atacık / Oğlak Yayınları / 412 s. Büyükannesinin her biri hayata dokunan masallarıyla büyümüş kız çocuğu. Akrabalarının sevgisi ve nefreti arasında kalmış genç kadın. Dokunulmaktan hoşlanmayan bilgisayar kurdu genç adam. Evinde beslediği tuhaf yaratıkla bağ kuran hacker. Aile bireylerinden yalnızca birini sevmek için seçen baba. İdeolojileri uğruna insanları gözlerini kırpmadan öldürebilen teşkilat mensupları ve tüm bunların ekseninde görevine tutkuyla bağlı emniyet amiri… İlk romanı “Fener Balığı” ile dikkat çeken Nuray Atacık, sürükleyici bir polisiyeyle yine okur karşısına çıkıyor: “Bukalemun”. Kız Gücü Hikâyeleri / Melda Davran / Mona Kitap / 200 s. Melda Davran ‘Türkiye’den Işık Tutan 40 Kadın’ alt başlığıyla yayımladığı kitabı “Kız Gücü Hikâyeleri”nde Afife Jale’den Aslı Erdoğan’a, Mina Urgan’dan Muazzez İlmiye Çığ’a, Şafak Pavey’den Tezer Özlü’ye örnek alınacak pek çok ismin hayatını okur karşısına çıkarıyor. Kitaba alınan tüm isimler, içlerindeki gücü ilk hissettiklerinde daha çocuklar. Kadın ol manın, cinsiyetin de ötesinde insan olabilmenin mücadelesini verdiler ve Melda Davran’ın kitabında da bir araya geldiler... Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Azınlık Spor Kulüpleri ve Sporcular / Orhan Şevki / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 184 s. “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Azınlık Spor Kulüpleri ve Sporcular”, Türkiye’de sporun bir başka tarihçesini sunuyor. Bugün artık spor dünyamızda bir Vahram Papazyan, bir Büyük Garbis, bir Garo Hamamcıoğlu, bir Kasapoğlu, bir Niko Kovi, bir “Ordinaryüs” Lefter çıkmıyor. Ama hiç değilse anılarını korumak mümükün. Orhan Şevki, elimizdeki kitapla işte bunu yapıyor. Sayılan isimler ve daha niceleriyle, unutulmaz takımlarla, güzel anekdotlarla birlikte sporun hemen her dalında bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Keşke Zamanım Olsaydı / Evald Flisar / Çeviren: Filiz Deniztekin / Varlık Yayınları / 320 s. “Keşke Zamanım Olsaydı”da, 22 yaşındaki Ljubljanalı felsefe öğrencisi Simon Bebler’in başından geçenler anlatılıyor. Roman ve filmlerin hayali görüntüleri içinde kaybolan Simon, ölümcül hasta olduğunu ve en iyi ihtimalle bir yılının kaldığını öğrenir. Genç öğrenci hayatın sunabileceği her şeyi gittikçe kısalan ömrüne sığdırmak ister. Kendini kurmaca kahramanların rollerinde görmek arzusuyla, her türlü zihinsel ve bedensel durumu deneyimlemeye başlar. Ama oyun bir kez kurulduktan sonra, çabucak kontrolünden çıkar ve serüvenlerinin kahramanı olarak mı kalacağı yoksa er geç onların kurbanı mı olacağı sorusuyla yüz yüze gelir. Bize Güzel Bir Son Lazım / Gökçe Dölek / Karakarga Yayınları / 268 s. Narsist bir adam ile ilişki bağımlısı bir kadının çarpışması… Kaya ve Narin’i yaraları bir araya getirir. Birbirlerine asla merhem olamayacakları bu ilişki, yaralarına dokundukça, acıtacakları yerleri öğrendikçe şiddetle birbirlerine bağlanmalarına, iniş çıkışları olan çok tutkulu bir aşk yaşamalarına sebep olacaktır. Çünkü aşk; bir şeyin eksikliğini başka bir şey ile doldurma ihtiyacıdır. Aşkın hâllerini sarsıcı bir kurgu ile okurla buluşturan Gökçe Dölek, içimizdeki Kayalara ve Narinlere çok derin bir yerden dokunuyor. n KItap 2514 Şubat 2019 ŞUBAT 2019 Önsöz: Kıvanç Koçak, Çeviren: Gülçin Wilhelm, Dünya Edebiyatı, 412 sayfa Bir kültür tarihi, bir dönemin biyografisi Dünün Dünyası, Zweig’ın ve aslında tüm insanlığın kaybettiği Avrupa’ya bir ağıt, bir tür kültür tarihi, bir dönemin biyografisi… Dünün Dünyası Stefan Zweig’ın otobiyografisi. “Dünya vatandaşı” Zweig’dan değişen, dönüşen, başkalaşan, o inandığı, kendi Avrupası olmaktan çıkan Avrupa’ya renkli ve bir o kadar da hüzünlü bir tanıklık, bir tür kuşaklar arası köprü… • STEFAN ZWEIG SATRANÇ Çeviren ve Önsöz: Kıvanç Koçak, 80 sayfa • STEFAN ZWEIG Castellio Calvin’e Karşı ya da Bİr Vİcdan Zorbalığa Karşı Önsöz: Kıvanç Koçak Çevirenler: Mustafa Topal, Kıvanç Koçak, 241 sayfa www.iletisim.com.tr [email protected] vimeo.com/iletisim facebook.com/iletisimyayin twi er.com/iletisimyayin instagram.com/iletisimyayin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle